Bu yüzden ben de felaketinize sevineceğim. Belaya uğradığınızda, Bela üzerinize bir fırtına gibi geldiğinde, Bir kasırga gibi geldiğinde felaketiniz, Sıkıntıya, kaygıya düştüğünüzde, Sizinle alay edeceğim.
Oğlum, sağlam öğüde, sağgörüye tutun. Sakın gözünü ayırma onlardan.
Bilgeliği ve aklı sahiplen, Söylediklerimi unutma, onlardan sapma.
Ama sonu pelinotu kadar acı, İki ağızlı kılıç kadar keskindir.
Bu yüzden ansızın yıkıma uğrayacak, Birdenbire çaresizce yok olacak.
Çünkü fahişe yüzünden insan bir lokma ekmeğe muhtaç kalır, Başkasının karısıyla yatmak da kişinin canına mal olur.
Dürüst insanın doğruluğu onun yolunu düzler, Kötü kişiyse kötülüğü yüzünden yıkılıp düşer.
Kralın yüzü gülüyorsa, yaşam demektir. Lütfu son yağmuru getiren bulut gibidir.
Onu değnekle döversen, Canını ölüler diyarından kurtarırsın. (12)
Evet, soyguncu gibi pusuda bekler Ve birçok erkeği yoldan çıkarır. (18)
Savaşmak için yöntem, Zafer kazanmak için birçok danışman gerekli. (22)
Çünkü doğru kişi yedi kez düşse yine kalkar, Ama kötüler felakette yıkılır. (28)
Taş ağırdır, kum bir yüktür, Ama ahmağın kışkırtması ikisinden de ağırdır.
Zorbayla yoksulun ortak bir noktası var: İkisinin de gözünü açan RAB'dir.
Ey Tanrı, iki şey diledim senden: Ben ölmeden bunları esirgeme benden.
Sülüğün iki kızı vardır, adları 'Ver, ver' dir. Hiç doymayan üç şey, 'Yeter' demeyen dört şey vardır:
Kar yağınca ev halkı için kaygılanmaz, Çünkü hepsinin iki kat giysisi vardır.
  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş