Eyüp 3:3-10

3“Doğduğum gün yok olsun,
‘Bir oğul doğdu’ denen gece yok olsun!
4Karanlığa bürünsün o gün,
Yüce Tanrı onunla ilgilenmesin,
Üzerine ışık doğmasın.
5Karanlık ve ölüm gölgesi sahip çıksın o güne,
Bulut çöksün üzerine;
Işığını karanlık söndürsün.
6Zifiri karanlık yutsun o geceyi,
Yılın günleri arasında sayılmasın,
Aylardan hiçbirine girmesin.
7Kısır olsun o gece,
Sevinç sesi duyulmasın içinde.
8Günleri lanetleyenler,
Livyatan'ı uyandırmaya hazır olanlar,
O günü lanetlesin.
9Akşamının yıldızları kararsın,
Boş yere aydınlığı beklesin,
Tan atışını görmesin.
10Çünkü sıkıntı yüzü görmemem için
Anamın rahminin kapılarını üstüme kapamadı.
  • Giriş
  • Video
  • Notlar

Notlar

3:1-3 Eyüp... doğduğu güne lanet edip Çaresizliğini ifade eden tüm sözleri içinde Eyüp, Tanrı’ya hakaret etmeye (Eyü.2:5) en çok bu sözlerle yaklaşmıştır. Suçlayıcı, sanki kazanmış gibidir. Eyüp doğduğu güne lanet etmekle, Tanrı’nın ona yaşam vermekle sergilediği bilgeliği sorgulamaktadır. Yaşam, Eyüp’e dayanılmaz bir yük gibi gelmektedir (krş. Yer.20:14-18).
3:8 Burada bir sözcük oyunu yapılmaktadır; İbranice’de “lanetleme” ve “uyandırma” sözcüklerinin okunuşu birbirine benzerdir. Livyatan’ı Eyüp mecâzi olarak, çok güçlü bir deniz canavarı olarak bilinen Livyatan’ın karanlık ve yıkım getirmesini diler; çünkü böyle olsaydı kendisi doğmamış olacaktı (bkz. Eyü.41:1-34’e ait not).

Videolar

Eyüp Girişi

Eyüp Kitabı büyük felakete uğrayan doğru bir adamın çektiği acıları anlatır. Eyüp bütün çocuklarını, malını mülkünü yitirir, korkunç bir hastalığa yakalanır. Kitap, Eyüp ve üç arkadaşının bu felaketlere karşı gösterdikleri tepkiyi karşılıklı üç konuşmayla açıklamaktadır. İnsanlara yaklaşımı tartışılan Tanrı'nın bizzat kendisi sonunda Eyüp'e görünüyor.

Arkadaşları Eyüp'ün çektiği acıyı geleneksel dini kavramlarla açıklıyor. Tanrı'nın her zaman iyiliği ödüllendirip kötülüğü cezalandırdığını varsayıyor, Eyüp'ün günah işlediği için bu acıları çektiğini düşünüyorlar. Ama bu düşünce Eyüp'ün durumunu açıklamak için çok yetersiz kalıyor. Eyüp bu acımasız cezayı hak etmemiştir. Çünkü alışılmışın ötesinde iyi ve doğru bir insandır. Kendisi gibi birisinin başına bu denli kötülük gelmesine Tanrı'nın nasıl izin verdiğini anlayamıyor, Tanrı'ya cesurca meydan okuyor. İmanını yitirmiyor, ama Tanrı'nın önünde aklanıp yeniden iyi insan olarak onuruna kavuşmak istiyor.

Tanrı Eyüp'ün sorularına yanıt vermez, ama ilahi güç ve bilgeliğinin şiirselliğiyle imanına karşılık verir. O zaman Eyüp Tanrı'nın yücelik ve bilgeliğini kabul eder, öfkeli ve kaba sözlerden ötürü tövbe eder.

Kitap, sonuç olarak Eyüp'ün eski gönencine nasıl kavuştuğunu, hatta daha da zengin olduğunu anlatır. Tanrı Eyüp'ün çektiği acıların nedenini anlamayan arkadaşlarını azarlar. Yalnız Eyüp Tanrı'nın üstünlüğünü sezebilmiştir.

Ana Hatlar:

1:1-2:13 Öndeyiş
3:1-31:40 Eyüp ve üç arkadaşı
a. 3:1-26 Eyüp'ün yakınması
b. 4:1-14:22 İlk karşılıklı konuşma
c. 15:1-21:34 İkinci karşılıklı konuşma
ç. 22:1-27:23 Üçüncü karşılıklı konuşma
d. 28:1-28 Bilgeliğe övgü
e. 29:1-31:40 Eyüp'ün son söyledikleri
32:1-37:24 Elihu'nun konuşması
38:1-42:6 Tanrı'nın Eyüp'e yanıtı
42:7-17 Sonsöz
  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş