Oğulları sırayla evlerinde şölen verir, birlikte yiyip içmek için üç kızkardeşlerini de çağırırlardı.
"Onu, ev halkını, sahip olduğu her şeyi sen çitle çevirip korumadın mı? Elleriyle yaptığı her şeyi bereketli kıldın. Sürüleri bütün ülkeye yayıldı.
Bir gün Eyüp'ün oğullarıyla kızları ağabeylerinin evinde yemek yiyip şarap içerken
O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, "Oğullarınla kızların ağabeylerinin evinde yemek yiyip şarap içerken
ansızın çölden şiddetli bir rüzgar esti" dedi, "Evin dört köşesine çarptı; ev gençlerin üzerine yıkıldı, hepsi öldü. Yalnız ben kurtuldum durumu sana bildirmek için."
Evlerini gümüşle dolduran Altın sahibi önderlerle birlikte.
Çamur evlerde oturanlara, Mayası toprak olanlara, Güveden kolay ezilenlere mi güvenir?
Bir daha evine dönmez, Bulunduğu yer artık onu tanımaz.
Yıkılmış kentlerde, Taş yığınına dönmüş oturulmaz evlerde oturacak,
Ey Tanrı, beni tükettin, Bütün ev halkımı dağıttın.
Ölüler diyarını evim diye gözlüyorsam, Yatağımı karanlığa seriyorsam,
Evimdeki konuklarla hizmetçiler Beni yabancı sayıyor, Garip oldum gözlerinde.
Çünkü yoksulları ezip yüzüstü bıraktı, Kendi yapmadığı evi zorla aldı.
Evleri güvenlik içinde, korkudan uzak, Tanrı'nın sopası onlara dokunmuyor.
'Büyük adamın evi nerede?' diyorsunuz, 'Kötülerin çadırları nerede?'
Ama onların evlerini iyilikle dolduran O'ydu. Bunun için kötülerin öğüdü benden uzak olsun.
Hırsızlar karanlıkta evleri deler, Gündüz gizlenir, ışık nedir bilmezler.
Evini güve kozası gibi inşa eder, Bekçinin kurduğu çardak gibi.
Evimdeki insanlar, 'Eyüp'ün verdiği etle Karnını doyurmayan var mı?' diye sormadıysa,
Onları yerlerine götürebilir misin? Evlerinin yolunu biliyor musun?
Bütün erkek ve kız kardeşleri, eski tanıdıklarının hepsi Eyüp'ün yanına gelip evinde onunla birlikte yemek yediler. Acısını paylaşıp RAB'bin başına getirmiş olduğu felaketlerden ötürü onu avuttular. Her biri ona bir parça gümüş, bir de altın halka verdi.
  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş