Ardıma düşsün düşman, Yakalasın beni, Canımı yerde çiğnesin, Ayak altına alsın onurumu. Sela

Ellerinin yapıtları üzerine onu egemen kıldın, Her şeyi ayaklarının altına serdin;

Ağzı lanet, hile ve zulüm dolu, Dilinin altında kötülük ve fesat saklı.

Kurbanları çaresiz çöker, Saldıranın üstün gücü altında ezilir.

Ezdim onları, kalkamaz oldular, Ayaklarımın altına serildiler.

Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur, Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.

Onu güzel armağanlarla karşıladın, Başına saf altından taç koydun.

Uzaklaştır üzerimden yumruklarını, Tokadının altında mahvoldum.

Kayam olan Tanrım'a diyorum ki, "Neden beni unuttun? Niçin düşmanlarımın baskısı altında Yaslı gezeyim?"

Çünkü sen Tanrım, kalemsin; Neden beni reddettin? Niçin düşmanlarımın baskısı altında Yaslı gezeyim?

Okların sivridir, Kral düşmanlarının yüreğine saplanır, Halklar ayaklarının altına serilir.

Halkları altımıza, Ulusları ayaklarımızın dibine serer.

Müzik şefi için "Uzak Yabanıl Fıstık Ağaçlarındaki Güvercin" makamında Davut'un Miktamı - Gat Kenti'nde Filistliler kendisini yakaladığı zaman Acı bana, ey Tanrı, Çünkü ayak altında çiğniyor insanlar beni, Gün boyu saldırıp eziyorlar.

Düşmanlarım ayak altında çiğniyor beni her gün, Küstahça saldırıyor çoğu.

Suçlarımızın altında ezildik, Ama sen isyanlarımızı bağışlarsın.

Kâhinleri kılıç altında öldü, Dul kadınları ağlayamadı.

Düşkünüm, gençliğimden beri ölümle burun burunayım, Dehşetlerinin altında tükendim.

Seni kanatlarının altına alır, Onların altına sığınırsın. O'nun sadakati senin kalkanın, siperin olur.

Çünkü O Tanrımız'dır, Bizse O'nun otlağının halkı, Elinin altındaki koyunlarız. Bugün sesini duyarsanız,

Davut'un mezmuru RAB Efendim'e: "Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur" diyor.

Güven altına al kulunun mutluluğunu, Baskı yapmasın bana küstahlar.

Bu yüzden senin buyruklarını, Altından, saf altından daha çok seviyorum;

Yılan gibi dillerini bilerler, Engerek zehiri var dudaklarının altında. Sela