Aç olanları iyiliklerle doyurdu, Zenginleri ise elleri boş çevirdi.
Ama vay halinize, ey zenginler, Çünkü tesellinizi almış bulunuyorsunuz!
İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: "Zengin bir adamın toprakları bol ürün verdi.
"Kendisi için servet biriktiren, ama Tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur."
İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: "Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler.
İsa öğrencilerine şunları da anlattı: "Zengin bir adamın bir kâhyası vardı. Kâhya, efendisinin mallarını çarçur ediyor diye efendisine ihbar edildi.
"Zengin bir adam vardı. Mor, ince keten giysiler giyer, bolluk içinde her gün eğlenirdi.
Her tarafı yara içinde olan Lazar adında yoksul bir adam bu zenginin kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atardı. Bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalardı.
"Bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahim'in yanına götürdüler. Sonra zengin adam da öldü ve gömüldü.
Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı gördü.
"Zengin adam şöyle dedi: 'Öyleyse baba, sana rica ederim, Lazar'ı babamın evine gönder.
"Zengin adam, 'Hayır, İbrahim baba, dinlemezler!' dedi. 'Ancak ölüler arasından biri onlara giderse, tövbe ederler.'
Adam bu sözleri duyunca çok üzüldü. Çünkü son derece zengindi.
"Nitekim devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır."
Orada vergi görevlilerinin başı olan, Zakkay adında zengin bir adam vardı.
İsa başını kaldırdı ve bağış toplanan yerde bağışlarını bırakan zenginleri gördü.
  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş