Eyüp 18:5-21

5“Evet, kötünün ışığı sönecek,
Ateşinin alevi parlamayacak.
6Çadırındaki ışık karanlığa dönecek,
Yanındaki kandil sönecek.
7Adımlarının gücü zayıflayacak,
Kurduğu düzene kendi düşecek.
8Ayakları onu ağa götürecek,
Kendi ayağıyla tuzağa basacak.
9Topuğu kapana girecek,
Tuzak onu kapacak.
10Toprağa gizlenmiş bir ilmek,
Yoluna koyulmuş bir kapan bekliyor onu.
11Dehşet saracak onu her yandan,
Her adımında onu kovalayacak.
12Gücünü kıtlık kemirecek,
Tökezleyince, felaket yanında bitiverecek.
13Derisini hastalık yiyecek,
Kollarıyla bacaklarını ölüm yutacak.
14Güvenli çadırından atılacak,
Dehşet kralının önüne sürüklenecek.
15Çadırında ateş oturacak[a],
Yurdunun üzerine kükürt saçılacak.
16Kökleri dipten kuruyacak,
Dalları üstten solacak.
17Ülkede anısı yok olacak,
Adı dünyadan silinecek.
18Işıktan karanlığa sürülecek,
Dünyadan kovulacak.
19Ne çocuğu ne torunu kalacak halkı arasında,
Yaşadığı yerde kimsesi kalmayacak.
20Batıdakiler onun yıkımına şaşacak,
Doğudakiler dehşet içinde bakacak.
21Evet, kötülerin yaşamı işte böyle son bulur,
Tanrı'yı tanımayanların varacağı yer budur.”
  • Giriş
  • Video
  • Notlar

Notlar

18:5-21 Kötülerin kaderi üzerine bir başka şiir (bkz. Eyü.8:11-19; Eyü.15:20-35). Bildat, her kötü kişinin yaptığı kötülüklerin karşılığını bu yaşamda alacağından emindir (bkz. Bilgi Kutusu: Ceza ve Ödülle İlgili Öğreti, s.692).
18:14 Dehşet kralının Eyü.18:13’te kişileştirilen ölüm için kullanılan mecazi bir ifade. Kenan edebiyatında ölüm, gırtlağı yeryüzünden göklere uzanan açgözlü ilah Mot olarak tasvir edilir (krş. Yşa.25:8 ve ilgili not).
18:15 ateş oturacak İbranice’den, “hiçbir şey kalmayacak” diye de çevrilebilir. kükürt saçılacak Krş. Yar.19:24.
18:21 kötülerin... Tanrı’yı tanımayanların Tanrı’yı tanımamak, kötü biri olmakla eşanlamlıdır (bkz. Mat.7:21-23, krş. Yu.17:3).

Videolar

Eyüp Girişi

Eyüp Kitabı büyük felakete uğrayan doğru bir adamın çektiği acıları anlatır. Eyüp bütün çocuklarını, malını mülkünü yitirir, korkunç bir hastalığa yakalanır. Kitap, Eyüp ve üç arkadaşının bu felaketlere karşı gösterdikleri tepkiyi karşılıklı üç konuşmayla açıklamaktadır. İnsanlara yaklaşımı tartışılan Tanrı'nın bizzat kendisi sonunda Eyüp'e görünüyor.

Arkadaşları Eyüp'ün çektiği acıyı geleneksel dini kavramlarla açıklıyor. Tanrı'nın her zaman iyiliği ödüllendirip kötülüğü cezalandırdığını varsayıyor, Eyüp'ün günah işlediği için bu acıları çektiğini düşünüyorlar. Ama bu düşünce Eyüp'ün durumunu açıklamak için çok yetersiz kalıyor. Eyüp bu acımasız cezayı hak etmemiştir. Çünkü alışılmışın ötesinde iyi ve doğru bir insandır. Kendisi gibi birisinin başına bu denli kötülük gelmesine Tanrı'nın nasıl izin verdiğini anlayamıyor, Tanrı'ya cesurca meydan okuyor. İmanını yitirmiyor, ama Tanrı'nın önünde aklanıp yeniden iyi insan olarak onuruna kavuşmak istiyor.

Tanrı Eyüp'ün sorularına yanıt vermez, ama ilahi güç ve bilgeliğinin şiirselliğiyle imanına karşılık verir. O zaman Eyüp Tanrı'nın yücelik ve bilgeliğini kabul eder, öfkeli ve kaba sözlerden ötürü tövbe eder.

Kitap, sonuç olarak Eyüp'ün eski gönencine nasıl kavuştuğunu, hatta daha da zengin olduğunu anlatır. Tanrı Eyüp'ün çektiği acıların nedenini anlamayan arkadaşlarını azarlar. Yalnız Eyüp Tanrı'nın üstünlüğünü sezebilmiştir.

Ana Hatlar:

1:1-2:13 Öndeyiş
3:1-31:40 Eyüp ve üç arkadaşı
a. 3:1-26 Eyüp'ün yakınması
b. 4:1-14:22 İlk karşılıklı konuşma
c. 15:1-21:34 İkinci karşılıklı konuşma
ç. 22:1-27:23 Üçüncü karşılıklı konuşma
d. 28:1-28 Bilgeliğe övgü
e. 29:1-31:40 Eyüp'ün son söyledikleri
32:1-37:24 Elihu'nun konuşması
38:1-42:6 Tanrı'nın Eyüp'e yanıtı
42:7-17 Sonsöz
  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş