Eyüp 26:5-14

5“Suların ve sularda yaşayanların altında
Ölüler titriyor.
6Tanrı'nın önünde ölüler diyarı çıplaktır,
Yıkım diyarı örtüsüz.
7O boşluğun üzerine kuzey göklerini yayar,
Hiçliğin üzerine dünyayı asar.
8Bulutların içine suları sarar,
Bulutlar yırtılmaz onların ağırlığı altında.
9Dolunayın yüzünü örter,
Üstüne bulutlarını serper.
10Suların yüzeyine sınır çizer
Işıkla karanlığın ayrıldığı yerde.
11Göklerin direkleri sarsılır,
Şaşkına dönerler O azarlayınca.
12Gücüyle denizi çalkalar,
Ustaca Rahav'ı[a] vurur.
13Gökler O'nun soluğuyla açılır,
O'nun eli parçalar kaçan yılanı.
14Bunlar yaptıklarının küçücük parçaları,
O'ndan duyduğumuz hafif bir fısıltıdır.
Gürleyen gücünü kim anlayabilir?”[b]
  • Giriş
  • Video
  • Notlar

Notlar

26:5-14 Eyüp, her zaman Tanrı’nın mutlak gücünün ve görkeminin farkındaydı (bkz. Eyü.9:4-13) ve gerektiğinde bunu dostlarından çok daha iyi açıklayabilirdi. Tanrı’nın gücü ve yüceliği, Bildat’ın 25. bölümde yer alan sözlerinin ana temasıydı. Birçok yorumcuya göre Eyü.26:5-14’te yer alan sözler Bildat’a aittir.
26:6 Yıkım diyarı Bu sözcüğün İbranicesi (Avaddon), ölüm ve ölüler diyarıyla (Şeol) eşanlamlıdır. Ayrıca, Va.9:11’de tanımlanan dipsiz derinliklerin meleğinin adıdır (ayrıca bkz. ilgili not).
26:7 Hiçliğin üzerine dünyayı asar Dünya’nın uzaydaki boşlukta yer almasından söz ediliyor (bkz. Yar.1:1-2).
26:11 Göklerin direkleri Bkz. Eyü.9:6 ve ilgili not.
26:12 Rahav’ı Bkz. Eyü.9:13’e ait not.
26:13 kaçan yılanı Büyük bir olasılıkla deniz canavarı olarak tanımlanan Livyatan’dan söz edilmektedir (bkz. Eyü.3:8’e ait not; Yşa.27:1).

Videolar

Eyüp Girişi

Eyüp Kitabı büyük felakete uğrayan doğru bir adamın çektiği acıları anlatır. Eyüp bütün çocuklarını, malını mülkünü yitirir, korkunç bir hastalığa yakalanır. Kitap, Eyüp ve üç arkadaşının bu felaketlere karşı gösterdikleri tepkiyi karşılıklı üç konuşmayla açıklamaktadır. İnsanlara yaklaşımı tartışılan Tanrı'nın bizzat kendisi sonunda Eyüp'e görünüyor.

Arkadaşları Eyüp'ün çektiği acıyı geleneksel dini kavramlarla açıklıyor. Tanrı'nın her zaman iyiliği ödüllendirip kötülüğü cezalandırdığını varsayıyor, Eyüp'ün günah işlediği için bu acıları çektiğini düşünüyorlar. Ama bu düşünce Eyüp'ün durumunu açıklamak için çok yetersiz kalıyor. Eyüp bu acımasız cezayı hak etmemiştir. Çünkü alışılmışın ötesinde iyi ve doğru bir insandır. Kendisi gibi birisinin başına bu denli kötülük gelmesine Tanrı'nın nasıl izin verdiğini anlayamıyor, Tanrı'ya cesurca meydan okuyor. İmanını yitirmiyor, ama Tanrı'nın önünde aklanıp yeniden iyi insan olarak onuruna kavuşmak istiyor.

Tanrı Eyüp'ün sorularına yanıt vermez, ama ilahi güç ve bilgeliğinin şiirselliğiyle imanına karşılık verir. O zaman Eyüp Tanrı'nın yücelik ve bilgeliğini kabul eder, öfkeli ve kaba sözlerden ötürü tövbe eder.

Kitap, sonuç olarak Eyüp'ün eski gönencine nasıl kavuştuğunu, hatta daha da zengin olduğunu anlatır. Tanrı Eyüp'ün çektiği acıların nedenini anlamayan arkadaşlarını azarlar. Yalnız Eyüp Tanrı'nın üstünlüğünü sezebilmiştir.

Ana Hatlar:

1:1-2:13 Öndeyiş
3:1-31:40 Eyüp ve üç arkadaşı
a. 3:1-26 Eyüp'ün yakınması
b. 4:1-14:22 İlk karşılıklı konuşma
c. 15:1-21:34 İkinci karşılıklı konuşma
ç. 22:1-27:23 Üçüncü karşılıklı konuşma
d. 28:1-28 Bilgeliğe övgü
e. 29:1-31:40 Eyüp'ün son söyledikleri
32:1-37:24 Elihu'nun konuşması
38:1-42:6 Tanrı'nın Eyüp'e yanıtı
42:7-17 Sonsöz
  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş