Notlar
11:1 Mesih en üstün örnektir (krş.
1Pe.2:21); Mesih’in elçisi (Pavlus) O’nu örnek alır ; bu yüzden imanlılar elçileri de kendilerine örnek almalıdır.
11:3 Bazı yorumcular “baş” teriminin ‘onur’ anlamında kullanıldığı nı söyler (krş.
1Ko.11:4-5). Buna göre burada, Mesih’in Tanrı’yı onurlandırması gibi, her erkeğin Mesih’i ve her kadının da kocasını onurlandırması gerektiğinden söz edilmektedir. Bazı yorumcular ise “baş”ın ‘yetki’ (onur kavramını da kapsayarak) anlamına geldiğini savunur ve Pavlus’un bu terimi
Ef.1:21-22;
Ef.5:22-23 ile
Kol.1:18;
Kol.2:10’daki anlamıyla kullandığına işaret eder. Buna göre burada, nasıl Mesih’in her erkeğin üzerinde yetkisi varsa ve bu nedenle erkek tarafından onurlandırılmalıysa, kocanın da bir yetki konumuna sahip olduğu ve bu nedenle karısı tarafından onurlandırılması gerektiği anlatılır (bkz.
1Ko.15:28’e ait not).
11:4 Başına bir şey takıp Grekçe deyim ‘uzun saçla’ anlamına da gelebilir.
başını Ruhsal Baş’ı, yani Mesih’i. Erkekler Tanrı’ya duydukları saygıyı ve teslimiyeti bildirmek için tapınmada başlarını örtmezler.
peygamberlik Bkz.
1Ko.12:8-10 ve ilgili not.
11:5 başı açık Grekçe deyim ‘başını örtmeden’veya ‘saçını toplamadan’ anlamlarına da gelebilir. Benzeri deyim 6,7 ve 13. ayetlerde de geçer.
11:5-6 Pavlus’un kadınlara söylemek istediği özet olarak şuydu:“Toplu tapınmada başınızı örterek kocanıza saygı ve teslimiyet gösterin.” Günümüzde kadının başını örtmesiyle ilgili üç görüş vardır:(1) Kimilerine göre, Pavlus yaratılış düzeninden söz etmektedir (Tanrı erkeği yarattı, kadın da erkekten yaratıldı ;
Yar.2:20-24) ; bu nedenle kadınlar bugün de peygamberlik ederken veya dua ederken başlarını örtmelidirler. (2) Kimilerine göre ise, kocasına boyun eğen kadın baş örtmeyle ilgili buyruğu zaten yerine getirmiş olacağından başını örtmesine gerek yoktur. (3) Bununla birlikte bu ayetleri, yalnızca Korint’te o dönemde kadınların başlarını örtmesi gerektiğiyle ilgili bir kural olarak görenler vardır (
Yar.11:10); onlara göre bugün artık kadınların başını örtmesi zorunlu değildir. (4) Kimilerine göre de, saç kadına örtü olarak verilmiştir (
Yar.11:14-15) ; yani saç yeterlidir. Örtünme, eskidenArabistan’ın bazı kesimlerinde uygulandığı halde Ortadoğu’da İslam’ın gelişine kadar yaygın değildi. Yeni Antlaşma zamanında Roma ve Grek kültürleri bu noktada benzerlik gösterir. Grekçe’de tam örtünmeyi ifade eden sözcükler bulunduğu halde bunların hiçbirine Yeni Antlaşma’da rastlanmaz. Kadınlar başlarını örttüklerinde genellikle pelerin veya geniş dikdörtgen bir şal ile başlarının arkasını ve kollarını örterlerdi. Bununla saçlarının tamamı kapanmazdı. O döneme ait heykellerde de saçları özenle yapılmış örtülü olmayan kadınlar görülür. Çoğunlukla saçı farklı şekillerde toplamak için kurdeleler ve tokalar kullanılırdı. O çağda bir kadının saçlarını salık bırakması, onun ya yasta ya da hafifmeşrep bir kadın olduğunu gösterirdi. Bir erkeğin uzun, kadınsı saçları olmasının utanç verici olduğu düşünülürdü; uzun saç aynı zamanda eşcinselliği çağrıştırırdı.
11:10 kadının başı üzerinde yetkisi Bu ifadenin ne anlama geldiğiyle ilgili çeşitli yorumlar vardır: (1) Kocanın karısı üzerinde yetkisi olduğu anlamındadır; (2) kadının başını örtmesi gerektiğini ima eder; (3) kadının kendi başı üzerinde yetkisi olması gerektiğini anlatır; (4) kadının baş örtme konusunda seçim özgürlüğüne sahip olduğunu ima eder.
melekler uğruna Bu ifadenin ne anlama geldiğiyle ilgili çeşitli yorumlar vardır: (1) ‘Göksel varlıklar yapılan tapınmalara tanık oldukları için’ anlamına gelir (bkz.
Ef.3:10 ve ilgili not) ; (2) ayetin bütününe bakıldığında, melekler Tanrı’nın önüne geldiklerinde yüzlerini kapattıklarına göre, kadınların da tapınma sırasında başlarını örtmesi gerektiğiyle ilgili bir anlam çıkar (
Yşa.6:2).
11:16 Pavlus bu sözleriyle,
1Ko.11:2-15’te savunduğu konunun tersine bir açıklama yapmış olmuyor; bu konuda tartışmak isteyenleri açıkça uyarıyor ve bu geleneği uygulamak istemeyenlere öbür kiliselerde baş örtmek gibi bir uygulama olmadığını vurguluyor.
11:19 Tanrı’nın beğenisini Bölünmeler ne kadar acı olsa da, Tanrı’nın gözünde kimlerin sadık ve doğru olduğunu ayırt etmeye yarar.
11:20 Rab’bin Sofrası’na katılmak için toplanmıyorsunuz Niyetleri Rab’bin Sofrası’na katılmakken, oburlukları ve bencillikleri onları bu amaçtan saptırıyordu.
11:21 aç kalıyor... sarhoş oluyor İlk kiliseler, Rab’bin Sofrası’yla bağlantılı olarak agape (sevgi) şölenini kutlardı (bkz.
2Pe.2:13 ve ilgili not; Yah.12). Korint’te bu şölene, zenginler çok, fakirler az miktarda yiyecek getiriyordu ; ancak zenginler ayrı bir yerde oturup kendi yemeklerini yedikleri için fakirler aç kalıyordu.
11:23-24 ilettiğimi... öğrendim Bu fiiller, dini öğretileri aktarırken kullanılan teknik terimlerdir (
Luk.1:1-3).
şükredip Yemeklerde yerine getirilen Yahudi uygulaması. Efkaristiya (şükran) terimi buradan türemiştir.
bedenimdir Bkz.
1Ko.10:16.
Beni anmak için Nasıl Fısıh yemeği bir anma yemeği ise (bkz.
Çık.12:14), Rab’bin Sofrası da Mesih’in günahkârlar uğruna ölümünü hatırlatan ve tasvir eden bir anma yemeğidir.
11:25 yemekten sonra Fısıh yemeğinden sonra. Rab’bin Sofrası’nı ilk gerçekleştiren kişi bizzat İsa Mesih’ti. Bunu, Fısıh yemeği kutlamasıyla bağlantılı olarak yapmıştı (bkz.
Mat.26:18-30 ile Markos ve Luka’daki paralel ayetler).
yeni antlaşmadır Bkz.
Yer.31:31-34;
Luk.22:20. Eski antlaşma, Tanrı’nın Sina Dağı’nda, Musa aracılığıyla İsrail halkı ile yaptığı antlaşmaydı (bkz.
Çık.24:3-8).
11:26 her yediğinizde... her içtiğinizde Rab’bin Sofrası’nın ne kadar sık tekrarlanması gerektiği konusunda kesin bir buyruk yoktur.
Rab’bin gelişine dek Krş.
Mat.26:29.
11:28 kendini sınasın Her imanlı Rab’bin Sofrası’ndan almadan önce kardeşine karşı bir günah işleyip işlemediğini düşünmeli (
1Ko.11:29 ve ilgili not), bu konuda bir günahı olduğunu fark ederse tövbe etmeli, Sofra’nın anlam ve öneminin (bkz.
Luk.22:14-20) farkında olup olmadığını tartmalı ve Sofra’ya katılma ayrıcalığının Rab’bin bir lütfu olduğunun bilinciyle ekmek ve şaraptan almalıdır.
11:29 bedeni fark etmeden “Beden” sözcüğü, Rab’bin fiziksel bedeni veya ruhsal anlamda Mesih’in bedeni olarak imanlılar topluluğu (kilise) anlamında kullanılmıştır (bkz.
1Ko.12:13,
1Ko.12:27).
11:30 bu yüzden Burada söz konusu olan, imanlının kardeşine karşı (
1Ko.11:29 ve ilgili not) işlediği ve
1Ko.11:20-22’de vurgulanan günahtır; Tanrı adaletiyle imanlıları cezalandırırken onların tövbe edip kutsallığa yaraşır bir yaşam sürdürmelerini amaçlar (
1Ko.11:32-34).
11:32 terbiye ediyor Tıpkı bir babanın çocuğunu terbiye etmesi gibi ; öyle ki, Tanrı’nın çocukları günahlarından tövbe edip (krş.
2Ko.7:10) Tanrı’nın lütfuyla olgunlaşsın (
İbr.12:7-11).
11:33-34 yemek için bir araya geldiğinizde Paydaşlık (agape) yemeğine başka bir göndermedir (bkz.
1Ko.11:21’e ait not). Yemeği birlikte yiyebilmek için herkes sabretmeyi ve beklemeyi öğrenmelidir.