Vahiy 5-8

5
Mühürlü Tomar ve Kuzu
1 Tahtta oturanın sağ elinde iki yanı da yazılı, yedi mühürle mühürlenmiş bir tomar gördüm. 2Yüksek sesle, “Tomarı açmaya, mühürlerini çözmeye kim layıktır?” diye seslenen güçlü bir melek de gördüm. 3Ama ne gökte, ne yeryüzünde, ne de yer altında tomarı açıp içine bakabilecek kimse yoktu. 4Acı acı ağlamaya başladım. Çünkü tomarı açıp içine bakmaya layık kimse bulunamadı.
5 Bunun üzerine ihtiyarlardan biri bana, “Ağlama!” dedi. “İşte, Yahuda oymağından gelen Aslan, Davut'un Kökü galip geldi. Tomarı ve yedi mührünü O açacak.”
6 Tahtın, dört yaratığın ve ihtiyarların ortasında, boğazlanmış gibi duran bir Kuzu gördüm. Yedi boynuzu, yedi gözü vardı. Bunlar Tanrı'nın bütün dünyaya gönderilmiş yedi ruhudur. 7Kuzu gelip tahtta oturanın sağ elinden tomarı aldı. 8 Tomarı alınca, dört yaratıkla yirmi dört ihtiyar O'nun önünde yere kapandılar. Her birinin elinde birer lir ve kutsalların duaları olan buhur dolu altın taslar vardı. 9 Yeni bir ezgi söylüyorlardı:
“Tomarı almaya,
Mühürlerini açmaya layıksın!
Çünkü boğazlandın
Ve kanınla her oymaktan, her dilden,
Her halktan, her ulustan
İnsanları Tanrı'ya satın aldın.
10Onları Tanrımız'ın hizmetinde
Bir krallık haline getirdin,
Kâhinler yaptın.
Dünya üzerinde egemenlik sürecekler.”
11 Sonra tahtın, yaratıkların ve ihtiyarların çevresinde çok sayıda melek gördüm, seslerini işittim. Sayıları binlerce binler, on binlerce on binlerdi. 12Yüksek sesle şöyle diyorlardı:
“Boğazlanmış Kuzu
Gücü, zenginliği, bilgeliği, kudreti,
Saygıyı, yüceliği, övgüyü
Almaya layıktır.”
13Ardından gökte, yeryüzünde, yer altında ve denizlerdeki bütün yaratıkların, bunlardaki bütün varlıkların şöyle dediğini işittim:
“Övgü, saygı, yücelik ve güç sonsuzlara dek
Tahtta oturanın ve Kuzu'nun olsun!”
14Dört yaratık, “Amin” dediler. İhtiyarlar da yere kapanıp tapındılar.
6
Yedi Mühür
1Sonra Kuzu'nun yedi mühürden birini açtığını gördüm. O anda dört yaratıktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, “Gel!” dediğini işittim. 2 Bakınca beyaz bir at gördüm. Binicisinin yayı vardı. Kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı.
3Kuzu ikinci mührü açınca, ikinci yaratığın “Gel!” dediğini işittim. 4O zaman kızıl renkte başka bir at çıktı ortaya. Binicisine dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. Bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazlayacaklar. Atlıya ayrıca büyük bir kılıç verildi.
5Kuzu üçüncü mührü açınca, üçüncü yaratığın “Gel!” dediğini işittim. Bakınca siyah bir at gördüm. Binicisinin elinde bir terazi vardı. 6Dört yaratığın ortasında sanki bir sesin şöyle dediğini işittim: “Bir ölçek buğday bir dinara[a], üç ölçek arpa bir dinara. Ama zeytinyağına, şaraba zarar verme!”
7Kuzu dördüncü mührü açınca, “Gel!” diyen dördüncü yaratığın sesini işittim. 8 Bakınca soluk renkli bir at gördüm. Binicisinin adı Ölüm'dü. Ölüler diyarı onun ardınca geliyordu. Bunlara kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla, yeryüzünün yabanıl hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi.
9Kuzu beşinci mührü açınca, sunağın altında, Tanrı'nın sözü ve sürdürdükleri tanıklık nedeniyle öldürülenlerin canlarını gördüm. 10Yüksek sesle feryat ederek şöyle diyorlardı: “Kutsal ve gerçek olan Efendimiz! Yeryüzünde yaşayanları yargılayıp onlardan kanımızın öcünü almak için daha ne kadar bekleyeceksin?”
11Onların her birine beyaz birer kaftan verildi. Kendileri gibi öldürülecek olan öbür Tanrı kullarının ve kardeşlerinin sayısı tamamlanıncaya dek kısa bir süre daha beklemeleri istendi.
12 Kuzu altıncı mührü açınca, büyük bir deprem olduğunu gördüm. Güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı. Ay baştan aşağı kan rengine döndü. 13 İncir ağacı, güçlü bir rüzgarla sarsıldığında nasıl ham incirlerini dökerse, gökteki yıldızlar da öylece yeryüzüne düştü. 14 Gökyüzü dürülen bir tomar gibi ortadan kalktı. Her dağ, her ada yerinden sökülüp alındı. 15 Dünya kralları, büyükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, özgürü kölesi herkes mağaralara, dağlardaki kayaların arasına gizlendiler. 16 Dağlara, kayalara, “Üzerimize düşün!” dediler, “Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu'nun gazabından saklayın bizi! 17 Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?”
7
Mühürlenmiş 144 000 Kişi
1 Bundan sonra yeryüzünün dört köşesinde duran dört melek gördüm. Bunlar karaya, denize ya da herhangi bir ağaç üzerine esmesin diye, yeryüzünün dört rüzgarını tutuyorlardı. 2 Sonra gündoğusundan yükselen başka bir melek gördüm. Yaşayan Tanrı'nın mührünü taşıyordu. Karaya, denize zarar vermek için yetki verilen dört meleğe yüksek sesle bağırdı: 3“Biz Tanrımız'ın kullarını alınlarından mühürleyene dek karaya, denize ya da ağaçlara zarar vermeyin!” 4Mühürlenmiş olanların sayısını işittim. İsrailoğulları'nın bütün oymaklarından 144 000 kişi mühürlenmişti:
5Yahuda oymağından 12 000 kişi mühürlenmişti.
Ruben oymağından 12 000,
Gad oymağından 12 000,
6Aşer oymağından 12 000,
Naftali oymağından 12 000,
Manaşşe oymağından 12 000,
7Şimon oymağından 12 000,
Levi oymağından 12 000,
İssakar oymağından 12 000,
8Zevulun oymağından 12 000,
Yusuf oymağından 12 000,
Benyamin oymağından 12 000 kişi mühürlenmişti.
Beyaz Kaftanlara Bürünmüş Kalabalık
9Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve Kuzu'nun önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giymişti, ellerinde hurma dalları vardı. 10Yüksek sesle bağırıyorlardı:
“Kurtarış, tahtta oturan Tanrımız'a
Ve Kuzu'ya özgüdür!”
11Bütün melekler tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın çevresinde duruyordu. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Tanrı'ya tapınarak şöyle diyorlardı:
12“Amin!
Övgü, yücelik, bilgelik,
Şükran, saygı, güç, kudret,
Sonsuzlara dek Tanrımız'ın olsun!
Amin!”
13Bu sırada ihtiyarlardan biri bana sordu: “Beyaz kaftan giymiş olan bu kişiler kim, nereden geldiler?”
14 “Sen bunu biliyorsun, efendim” dedim.
Bana dedi ki, “Bunlar o büyük sıkıntıdan geçip gelenlerdir. Kaftanlarını Kuzu'nun kanıyla yıkamış, bembeyaz etmişlerdir. 15Bunun için,
“Tanrı'nın tahtı önünde duruyor,
Tapınağında gece gündüz O'na tapınıyorlar.
Tahtta oturan, çadırını onların üzerine gerecek.
16 Artık acıkmayacak,
Artık susamayacaklar.
Ne güneş ne kavurucu sıcak
Çarpacak onları.
17Çünkü tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek
Ve yaşam sularının pınarlarına götürecek.
Tanrı gözlerinden bütün yaşları silecek.”
8
Yedinci Mühür ve Altın Buhurdan
1Kuzu yedinci mührü açınca, gökte yarım saat kadar sessizlik oldu. 2Tanrı'nın önünde duran yedi meleği gördüm. Onlara yedi borazan verildi.
3Altın bir buhurdan taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde durdu. Tahtın önündeki altın sunakta bütün kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere kendisine çok miktarda buhur verildi. 4Kutsalların dualarıyla buhurun dumanı, Tanrı'nın önünde meleğin elinden yükseldi. 5 Melek buhurdanı aldı, sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne attı. Gök gürlemeleri, uğultular işitildi, şimşekler çaktı, yer sarsıldı.
Yedi Borazan
6Yedi melek ellerindeki yedi borazanı çalmaya hazırlandı.
7 Birinci melek borazanını çaldı. Kanla karışık dolu ve ateş oluştu, yeryüzüne yağdı. Yerin üçte biri, ağaçların üçte biri ve bütün yeşil otlar yandı.
8İkinci melek borazanını çaldı. Alev alev yanan, dağ gibi büyük bir kütle denize atıldı. Denizin üçte biri kana dönüştü. 9Denizdeki yaratıkların üçte biri öldü, gemilerin üçte biri yok oldu.
10 Üçüncü melek borazanını çaldı. Gökten meşale gibi yanan büyük bir yıldız ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştü. 11 Bu yıldızın adı Pelin'dir. Suların üçte biri pelin gibi acılaştı. Acılaşan sulardan içen birçok insan öldü.
12 Dördüncü melek borazanını çaldı. Güneşin üçte biri, ayın üçte biri, yıldızların üçte biri vuruldu. Sonuç olarak ışıklarının üçte biri söndü, gündüzün ve gecenin üçte biri ışıksız kaldı.
13Sonra göğün ortasında uçan bir kartal gördüm. Yüksek sesle şöyle bağırdığını işittim: “Borazanlarını çalacak olan öbür üç meleğin borazan seslerinden yeryüzünde yaşayanların vay, vay, vay haline!”
  • Giriş
  • Video
  • Notlar

Notlar

5:1 iki yanı da yazılı Tomar, Tanrı’nın dünyayla ilgili son tasarısıyla doludur. yedi mühür Bkz. Va.5:9; krş. Yşa.29:11; Dan.12:4. tomar Bkz. Va.1:11’e ait not; krş. Va.10:2-3,Va.10:8-10.
5:2 güçlü bir melek Krş. Va.10:1; Va.18:21.
5:3 Sadece yaratan ve kurtuluş sağlayan Tanrı Oğlu yargılamayı başlatabilir (Va.5:9; krş. Yu.5:22-27). gökte... yeryüzünde... yer altında Evrenselliği ifade eden geleneksel bir deyimdir. Evrenin üç bölüme ayrılmasıyla ilgili bir öğreti içermez (krş. Çık.20:4; Flp.2:10-11).
5:5 “Yahuda oymağından gelen Aslan” (bkz. Yar.49:8-10) ve “Davut’un Kökü” (bkz. Yşa.11:1,Yşa.11:10; 2Sa.7:1 0-14; krş. Rom.15:12), Eski Antlaşma’da Mesih için kullanılan birer unvandı.
5:6 Kuzu Mesih hem günahlar için sunulan kurban (krş. Yu.1:29) hem de galip gelen güçlü kurtarıcı (Yu.17:14) olarak tasvir edilir. “Kuzu” diye çevrilen sözcük Grekçe metinde, YeniAntlaşma’da yalnız Vahiy’de ve Yu.21:15’te kullanılır. boğazlanmış gibi İsa Mesih, çarmıhta aldığı yaraların izlerini taşıyorken ölümü ve dirilişi aracılığıyla üstün yetki sahibi oldu. Yedi boynuzu Boynuz, güç ve yetki simgesidir (krş. Yas.33:17). yedi gözü... yedi ruhudur Burada yargı söz konusu olduğuna göre, Mesih’in sezgisini, bilgeliğini ve öngörüsünü simgeler.
5:8 lir Antik çağa ait yaylı bir müzik aleti (günümüzde kullanılan arpa benzer, ama ona oranla oldukça küçüktür, bkz. Mez.33:2). kutsalların duaları olan buhur dolu altın taslar Krş. Va.8:3-4. Tanrı’ya edilen duaları simgeleyen buhur yakma, Eski Antlaşma döneminde Tanrı’nın buyurduğu tapınma düzeninde yer alırdı (bkz. Çık.30:7-8; Çık.40:5; krş. Mez.141:2). Tanrı halkının duaları, Tanrı’nın tasarısının gerçekleşmesinde önemli bir yer tutar (krş. Va.7:9-8:6). kutsalların Bkz. Rom.1:7 ve Ef.1:1’e ait notlar.
5:9 Yeni bir ezgi Krş. Va.14:3; Mez.33:3; Mez.96:1; Mez.144:9; Yşa.42:10. Tanrı’nın halkı için gerçekleştirdiği (düşmandan kurtarmak, büyük berekete kavuşturmak gibi) büyük olayların ardından yaşanan sevinci ifade etmek üzere bir ilahi bestelenirdi; burada Tanrı’nın ezeli ve yüce tasarısının gerçekleşmesi karşısında duyulan sevinç ifade edilmektedir. kanınla... İnsanları... satın aldın Bkz. Makale:Kurtuluş, s.1716; Mar.10:45; 1Ko.6:20; krş. Rom.3:24 ve ilgili not; 2Ko.5:21; Gal.3:13; 1Pe.3:18.
5:10 Onları... bir krallık... Kâhinler yaptın Bkz. Va.1:6’ya ait not. Dünya üzerinde egemenlik Bkz. Va.2:26; Va.20:4,Va.20:6; Va.22:5.
5:11 binlerce binler Sayılamayan kalabalığı betimler (bkz. Dan.7:10; krş. İbr.12:22-24).
5:12 Gücü... övgüyü Bkz. 1Ta.2 Va.9:10-19.
5:13 gökte, yeryüzünde, yer altında Bkz. Va.5:3’e ait not.
4:1-5:14 Bu iki bölüm, 6-20. bölümlerine giriş niteliğindedir. Rab İsa, kötülük güçlerine karşı son büyük savaş ile sonuçlanacak süreci başlatır. Sonunda Rab İsa zafer kazanır, İblis ise ateş gölüne atılır.
5:5-14 Bu ayetlerde Mesih hem Kuzu hem de Aslan olarak tanıtılır; ilki çarmıhta günahlı insan yerine kurban olarak ölümünü, ikincisi ise tüm yaratılış üzerindeki yetkisini ve gücünü simgelemektedir.
6:1 Kuzu’nun Bkz. Va.5:6 ve ilgili not. yedi mühürden Her biri çeş itli yargılar içeren üç belirtinin ilki (krş. 8-9. bölümler ile 16. bölüm). dört yaratıktan Bkz. Va.4:6-7 ve ilgili notlar.
6:2 beyaz bir at Krş. Zek.1:8-11 ; Zek.6:1-8. Renkler binicinin özellikleriyle ilişkilidir. Beyaz atın binicisinin kimi simgelediğiyle ilgili değişik yorumlar vardır, ancak bu binicinin dünyaya egemen olma hırsını harekete geçiren fetih ruhunu simgeliyor olması en olası yorumdur. taç Bkz. Va.2:10 ve Titus.4:8’e ait not.
6:4 kızıl renkte başka bir at Kan dökülmesini ve savaşı simgeler (krş. Zek.1:8; Zek.6:2). İnsanlar birbirlerini boğazlayacaklar Eğer beyaz at ülkelerarası savaşın simgesiyse, kızıl at iç savaşı simgeliyor olabilir. kılıç Bkz. Va.1:16’ya ait not.
6:5 siyah bir at Kıtlığı simgeler (krş. Zek.6:2,Zek.6:6).
6:6 Bir ölçek buğday bir dinara Burada “ölçek” diye çevrilen sözcüğün Grekçesi, o çağda bir askerin, dinar ise bir işçinin günlük ücretiydi. buğday... arpa Bir ölçek buğday tek bir kişinin, daha az besleyici olan arpanın üç ölçeği ise küçük bir ailenin günlük yiyeceğini ancak karşılar. Kıtlık, fiyatları en azından on kat artırmış görünüyor. zeytinyağına, şaraba zarar verme! Siyah atın binicisine, yol açacağı ekonomik yıkımın sınırları gösteriliyor. Zeytin ağacının ve asmanın kökleri daha derinlere iner ve kuraklıktan kısa sürede etkilenmez. Tanrı’nın yargısı henüz bütün şiddetiyle gelmiş değildir.
6:8 Ölüler Diyarı Bkz. Va.1:18; Va.20:13-14; ayrıca bkz. Mat.16:18’e ait not. kılıçla... yabanıl hayvanlarıyla Bkz. Hez.5:16-17 ve ilgili not.
6:9 sunağın altında EskiAntlaşma döneminde kurbanın kanı sunağın dibine dökülürdü (bkz. Çık.29:12; Lev.4:7). Benzer bir şekilde burada iman uğruna şehit olarak ölenlerin fedakârlığı, Tanrı’ya sunulan bir kurban olarak gösterilmektedir.
6:10 Yeryüzünde yaşayanları İfade Vahiy Kitabı’nda çoğunlukla Tanrı’ya düşmanlık besleyenler için kullanılır (bkz. Va.3:10; Va.8:13; Va.11:10; Va.13:8,Va.13:12; Va.17:2,Va.17:8).
6:11 beyaz birer kaftan Mesih’in kanı aracılığıyla gelen aklanmanın yanı sıra imanlıların doğru eylemlerini belirtir (bkz. Va.3:5,Va.3:18; Va.4:4; Va.7:9,Va.7:13; Va.19:14). kardeşlerinin Bkz. Rom.1:13’e ait not. sayısı tamamlanıncaya dek Tanrı, sadık kullarının sonsuza dek zulüm görmeyeceğine ilişkin güvence veriyor.
6:12 deprem Bkz. Va.11:13; Va.16:18; Çık.19:18; Yşa.2:19. Ay baştan aşağı kan rengine döndü Bkz. Yoe.2:31.
6:13 yıldızlar... düştü Bkz. Mar.13:24-26.
6:14 dürülen bir tomar gibi Bkz. Yşa.34:4. yerinden sökülüp alındı Bkz. Va.16:20; Va.20:11.
6:15 mağaralara... gizlendiler Bkz. Yşa.2:10,Yşa.2:19-21; Yer.4:29.
6:16 Kuzu’nun gazabından Bkz. “onların gazabının”, Va.6:17. Tanrı’nın adil ve kutsal özünün bir ifadesi olan “Tanrı’nın gazabı”, günümüzde de görülmektedir (bkz. Rom.1:18 ve ilgili not) gelecekte de görülecektir (bkz. Va.19:15; krş. Sef.1:14-18; Nah.1:6).
7:1 dört rüzgarını Tanrı’nın yargı araçları (bkz. Yer.49:36).
7:2 Yaşayan Tanrı’nın mührünü Antik çağda belgeler sarılıp bağlandıktan sonra düğüm yerinin üzerine bir parça kil dökülür, kil katılaşmak üzereyken üzerine mühür yüzüğü basılarak veya silindirik bir mühür yuvarlanarak belgenin içeriği korunmuş ve onaylanmış olurdu. Bu işlem ayrıca yetki ve aitlik ifade ederdi. Ayette geçen bu ifadeyle, imanlıların gelecek yargı sırasında esirgenmesi için (bkz. Va.9:4; Va.14:1; krş. Va.22:4) alınlarına RAB’bin adının yazılacağı anlatılmaktadır (bkz. Hez.9:4 ve ilgili not).
7:4 144 000 kişi Bazıları bu sayının sıkıntı dönemi boyunca sadık kalan İsrailoğulları’nı, bazıları ise yine aynı dönemde sadık kalan tüm imanlıları temsil ettiğini ileri sürer.
7:5 Yahuda Listede ağabeyi Ruben’den önce yer almasının nedeni (bkz. Yar.37:21’e ait not ; Yar.49:3-12), muhtemelen İsa Mesih’in Yahuda oymağından olmasıdır.
7:6 Manaşşe Dan oymağına listede yer verilmediğinden, muhtemelen on iki oymağı tamamlamak için Yusuf’un iki oymağından biri olan Manaşşe’den (öbürü Efrayim’dir) söz edilmektedir. Dan oymağına yer verilmemesinin nedeni, onların putperestliğe kayması (Hak.18:30) veya yaygın inanca göre Mesih Karşıtı’nın bu oymaktan gelecek olmasıdır.
7:9 her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden Bkz. Va.5:9; Va.11:9; Va.13:7; Va.14:6; krş. Va.10:11; Va.17:15. büyük bir kalabalık Va.7:14’ te tanımlanır. hurma dalları Mısır’dan çıkışın veya çöl yolculukları boyunca Tanrı’nın İsrailliler’e yaptığı iyiliklerin kutlandığı ş enliklerde kullanılırdı (bkz. Lev.23:40; Yu.12:13).
7:10 Kurtarış... Tanrımız’a... özgüdür Bkz. Yun.2:9.
7:11 ihtiyarların Bkz. Va.4:4’e ait not. dört yaratığın Bkz. Va.4:6’ ya ait not.
7:13 Beyaz kaftan Bkz. Va.6:11’e ait not.
7:14 büyük sıkıntıdan Mesih’in ikinci gelişinden önce yaşanacak olan son zulüm dönemi (bkz. Mat.24:21; krş. Dan.12:1-2). Bazı yorumcular, bu dönemin Yuhanna’nın zamanındaki imanlıların uğradığı zulüm ve düşmanlıkla başladığına inanır.
7:15 Tapınağında Vahiy’deki “tapınak” sözcüğü, imanlılara, Eski Antlaşma döneminde Tanrı’nın halkı İsrail’in arasında bulunduğu En Kutsal Yer’i hatırlatmak üzere kullanılmıştır. Artık o dönemde olduğu gibi, Tanrı’nın huzuruna yalnızca tek bir oymak (Levililer) çıkmayacaktır. Kâhin oldukları için tüm imanlılar Tanrı’nın huzurunda hizmet edeceklerdir (bkz. Va.1:6; Va.5:10; Va.20:6; krş. 1Pe.2:4-10). çadırını onların üzerine gerecek Bu tasvir, Tanrı’nın halkı arasında yaşamak için bulunduğu Buluşma Çadırı’nı hatırlatır (Lev.26:11-13).
7:1-17 Son mührü (Va.8:1) öncekilerden ayıran bir ara (metni yapısal açıdan krş. Va.10:1-11:13).
7:17 güdecek Eski çağlarda krallar, halkını güden çobanlar olarak görülürdü (bkz. Mez.23:1 ve ilgili not; krş. Hez.34. bölüm).
8:1 gökte... sessizlik Bir sonraki yedi yargı öncesinde imanlılar kendilerine tanınan bu dikkat çekici süre boyunca dua eder (Va.8:3-4).
8:2 yedi borazan Eski çağlarda borazan, önemli olayları duyurmak ve savaşta işaret vermek amacıyla kullanılırdı. Va.8-9. bölümlerde ve Va.11:15-19’ da sözü edilen yedi borazan, mühürlerden daha ağır, ancak yedi tas (16. bölüm) kadar yıkıcı olmayan bir yargı sürecinin başladığını haber veriyordu.
8:3 buhurdan Buhurun yakılması için kömür ateşini canlı tutmaya yarayan bir tür kap (krş. 1Kr.7:50). dualarıyla birlikte Bkz. Va.5:8’e ait not.
8:5 Gök gürlemeleri... yer sarsıldı Bkz. Va.4:5’ e ait not.
8:6 yedi borazan Borazanlar Mısır’dan Çıkış Kitabı’ndaki belaları andırır ; kötülük güçleri tarafından yönetilen dünyanın bağlarından kurtulan Tanrı halkının son kaçışı resmediliyor gibidir. Tanrı Mısır’ı nasıl cezalandırdıysa (Çık.7-11. bölümler) dünyayı da öyle yargılayıp cezalandıracaktır.
8:7 Kanla karışık dolu ve ateş Krş. Çık.9:13-25; Hez.38:22. Yerin üçte biri... yandı Bu oran, borazanların bildirdiği cezanın henüz tamamlanmadığını göstermektedir (sonraki üç belanın her birinde de aynı oranda gerçekleşir ; Va.8:8-9,Va.8:10-11,Va.8:12).
8:8 Denizin... kana dönüştü Mısır’daki ilk belayı hatırlatır (Çık.7:20-21).
8:10 büyük bir yıldız... düştü Bkz. Va.6:13.
8:11 Pelin’dir Keskin ve acı bir tada sahip olan bitki, burada felaket, acı ve ölüm anlamındadır (bkz. Özd.5:3-4; Yer.9:15; Ağı.3:19). Suların... acılaştı Acı suların tatlılaştığı Mara’da gerçekleşen mucizenin tersine (Çık.15:25).
8:12 Güneşin üçte biri... vuruldu Bkz. Çık.10:21-23.
8:13 vay, vay, vay haline! Bu üç “vay” nidası, son üç borazanın bildirdiği belayla ilişkilidir (bkz. Va.9:12; Va.11:1-11:14); 15-16. bölümlerde söz edilen yedi yargı, üçüncü “vay”dır). Bu belalar doğruların değil (bkz. Va.9:4), “yeryüzünde yaşayanların” (Mesih’e inanmayanların) üzerine gelecektir (bkz. Va.6:10’a ait not); tıpkı İsrailoğulları’nın Mısır’daki belalardan etkilenmemesi gibi.

Videolar

Vahiy Girişi

Kitabın Özelliği: Vahiy, Yuhanna'nın görümlerinden oluşuyor. Kendini «sıkıntıda, tanrısal egemenlikte ve sabırda ortağınız ve kardeşiniz» (1:9) diye tanıtan Yuhanna, kitaba kaynaklık eden görümleri, inanlıların baskı altında olduğu bir dönemde1, ya Roma İmparatoru Neron'un (İ.S. 54-68) son yıllarında, ya da Domitian zamanında (İ.S. 81-96) almıştır.

Kitap, ilk yüzyılda oldukça yaygın ve sembolizm yönünden zengin bir yazın türü olan «apokaliptik» türündendir. Bu yazın türü, Tanrı'nın insanlık tarihindeki amacını açıklamayı hedef edinir (apokaliptik, Grekçe'de «açınlama, vahiy» anlamında bir sözcükten gelir). Apokaliptik yazılar, ağırlıklı olarak Eski Antlaşma'ya dayanır. Tanrı'nın tek egemen olduğu, iyi ve mükemmel amacını gerçekleştirmek için sonunda dünya tarihini doğaüstü olaylarla etkileyeceği görüşü, apokaliptik görüşün ağırlık noktasını oluşturur. Tanrı'nın karşıtları, simgesel olarak çoğu kez karşımıza canavarlar vb. biçiminde çıkan kötülüğün çeşitli güçleridir. Görümler, konuşan melekler, kıyasıya dövüşen büyük güçler var. Sonunda, Tanrı'ya inanıp zulüm görmüş olanların öcü alınır. Sorunumuz şu ki, kitabın yazılışından iki bin yıl sonra bugün bu simgelerin çoğunun ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Bu nedenle Vahiy'i yorumlamakta dikkatli olmalıyız. Ayrıntılar hakkında fazlaca dogmatik olmamalıyız.

Her ne olursa olsun, bu kitap Tanrı'nın bir vahyidir; anlaşılsın ve uygulansın diye verilmiştir (1:1-3; 22:7). Ana konular açıktır.

Kitabın İçeriği: Yuhanna bize bunun İsa Mesih'in vahyi olduğunu, Tanrı'nın, yakın zamanda olması gereken olayları kendi kullarına göstermesi için İsa'ya bu vahyi verdiğini özellikle belirtir2. Yuhanna'dan, gördüklerini, o anda olup bitenleri ve gelecekte olacakları yazması istenir (1:19). Kutsal Ruh ve melekler, ne yazması gerektiği konusunda onu yönlendirir3.

Yuhanna, ilk yüzyılda Anadolu'nun bugünkü Ege Bölgesi'nde oluşan yedi inanlı topluluğuna yönelik özel bildirimler alır. Bunları 2. ve 3. bölümlerde okuruz. Bildirimler, çeşitli buyruklar, övgüler, uyarılar ve vaatler içerir. Vahiy Kitabı İsa'ya4 ve Tanrı görkemine (4:2-11) ilişkin görümler ve gökte yer alan tapınmadan sahneler5 de içerir. İsa'ya ve Tanrı'ya ait çeşitli unvanları sıralar.

Kitap, dünyanın uğrayacağı Tanrı gazabından ve Tanrı yargısından söz eder. İnsanlar bu yargıya aldırmaz, tövbe etmeye yanaşmazlar. Söz konusu yargı, yedi mühürün açılması, yedi borazanın çalınması ve Tanrı öfkesiyle dolu yedi tasın yeryüzüne boşaltılmasıyla gerçekleşir. 11:15-17'de, yedinci borazanın çalınmasıyla «Dünyanın egemenliği Rabbimiz'in ve Mesihi'nin oldu» deniyor. Ejderha, yani Şeytan, gökten yeryüzüne atılır (12:7-12). Kendisi ve yandaşları bir süre için sahip oldukları gücü sergilerler. Ne var ki, birer birer yenilgiye uğrarlar. «Babil» yıkılır, «canavar ve sahte peygamber» ve sonunda Şeytan «ateş gölüne atılır.»

Ölüler yaptıklarına göre yargılanır. Adları yaşam kitabında bulunanlar yeni bir göğe, yeni bir dünyaya kavuşur. Bundan böyle «Tanrı'nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacaklar, Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak» (21:3-4). Adları yaşam kitabında olmayanlar ateş gölüne atılır; ikinci ölüm budur (20:14-15).

Ana Hatlar:

1:1-1:20 Giriş
2:1-3:22 Yedi kiliseye mektuplar
4:1-5:14 Taht, tomar ve Kuzu
6:1-8:1 Yedi mühür
8:2-11:19 Yedi borazan
12:1-14:20 Görümler: Kadın ve ejderha, canavarlar, yerin ürünü
15:1-16:21 Yedi tas
17:1-19:10 Büyük fahişe Babil yıkıldı
19:11-20:10 Şeytan'ın yenilmesi
20:11-20:15 Ölüler yargılanıyor
21:1-22:5 Yeni gökyüzü, yeni yer ve yeni Yeruşalim
22:6-22:21 Son

Kaynak Ayetler: Bkz. s. 28

  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş