Notlar
5:18-20 İsa’nın karşı olduğu nokta, Ferisiler’in Kutsal Yasa’yı uygulamakta gösterdiği ikiyüzlülüktür. Buradan itibaren
Mat.6:18’e dek Ferisiler’in yüreğe değil, davranışlara önem verdiklerine dair altı örnek bulunur.
5:21 öldürmeyeceksin İbranice ve Grekçe’de ‘öldürmek’ anlamına gelen birden fazla sözcük bulunur. Burada ve Çık.2
Mat.0:13’ te kullanılan sözcük, özellikle ‘cinayet işlemek’ anlamındadır.
5:22 Bkz.
Özd.10:19;
Özd.15:1;
Özd.18:20 ;
Ef.4:26;
Yak.3:1-12.
aşağılayıcı bir söz... ahmak Sözcüğün Aramicesi (raka) ‘boş kafalı’ anlamına gelir ve büyük bir hakarettir. Zihinsel, ahlâksal ve dinsel yetersizliği ima eder.
Yüksek Kurul Bkz.
Mar.14:55’e ait not.
cehennem Bkz. Makale: Cennet, Cehennem, s. 1898.
5:26 kuruş Grekçesi, “kodrantis” (bkz. Birimler Cetveli).
5:29-30 İsa burada, suç işleyenin kendi kendini sakatlayarak cezalandırması gerektiğini değil, ne pahasına olursa olsun imanlının günaha karşı durması gerektiğini vurgulamaktadır (krş.
Mat.18:8-9;
Mar.9:43,
Mar.9:48).
5:32 fuhuş dışında bir nedenle Bkz.
Mat.11:1-19 ve ilgili notlar.Aynı konunun işlendiği
Mar.10:11-12’de ve
Luk.16:18’de bu istisnadan söz edilmez. Markos ve Luka yalnızca ideal olanı, Matta ise istisna ile birlikte ideali vurgulamayı seçer.
5:33-37 EskiAntlaşma’da, Tanrı’nın kutsallığına aykırı olmadığı sürece, Tanrı’nın adı kullanılarak yemin edilmesine karşı çıkılmaz. O dönemde Tanrı’nın adıyla yemin etmek, antlaşmaya bağlı kalarak sorumluluğunu yerine getireceğine dair söz vermek anlamına gelirdi, ancak insanlar zamanla, yemini, sorumluluklarından kaçmak ve bunları örtbas etmek için kullanmaya başladı. Bu yüzden İsa, her zaman gerçeği söylemekte kararlı olan kişinin sözlerini desteklemek için yemine ihtiyacı olmadığını belirtir.
5:37 Şeytan Grekçe’den birebir çevirisi:“kötü olan” (bkz. Bilgi Kutusu: Şeytan, s. 1385).
5:40 mintanınızı... abanızı Mintan iç giysi, aba ise dış giysidir. Yatarken giyilen giysi olduğu için abanın bir geceliğine bile rehin alınması Kutsal Yasa’da yasaklanmıştı (bkz.
Çık.22:26-27;
Yas.24:12-13). Burada İsa, öğrencilerine, Tanrı’nın onlara her gün konaklayacak bir yer sağlayacağına güvenmeleri gerektiğini ima eder.
5:38-42 Kutsal Yasa (Tevrat), kişisel intikamı önlemek amacıyla, işlenen suçlar için teokratik (Tanrı’nın belirlediği, dolayısıyla Tanrı’yı temsil eden) yönetim tarafından uygulanacak adalet sistemi öngörüyordu (bkz.
Çık.21:23-25;
Lev.24:20 ve
Yas.19:21’e ait notlar). Kutsal Yasa’nın tamamlayıcısı olan İsa, teokratik bir yönetim altında yaşamayan imanlının, kötülüğe uğradığında kendi esenliği için öç ve adaleti Tanrı’ya bırakması, hatta karşısındakine istediğinden fazlasını vermeye hazır lütufkâr bir yüreğe sahip olması gerektiğini söyler.
5:43 düşmanından nefret edeceksin Kutsal Yasa’da yer alan bir buyruk değildir; o dönemde bazı Yahudiler arasında geçerli ve yazılı bir kuraldı ve Yahudiler bu kuralları neredeyse Kutsal Yasa’ya denk görüyorlardı (krş. Kumran Yazıtları, Cemaat Kuralı, IQS.I; bkz.
Lev.19:18’e ait not).
5:45 Bkz. Bilgi Kutusu: Lütuf, s.1733; krş.
Yşa.26:10.
5:46 Vergi görevlileri Bkz.
Mar.2:14’e ait not.
5:21-5:48 dendiğini İsa bu ifadeyle havralarda öğretilenleri kasteder, ancak amacı EskiAntlaşma ile kendi öğretisi arasında bir tezat oluşturmak değildir; amacı, yüreğin ve düşüncenin çarpıklığını göz ardı edip yalnızca yapılan eylemleri önemli sayan Ferisiler’in öğretisini eleştirmektir (
Mat.5:20). Bu ayetlerde yetkin ve yetkili öğretmen olarak Kutsal Yasa’yı tamamladığını gösterir; İsa Mesih’in öğretisi en yetkili ağızdan çıkan sözlerdir (bkz.
Mat.7:29), çünkü O, Tanrı Sözü’dür (
Yu.1:1).
5:48 yetkin olduğu gibi... yetkin olun İmanlının niyet ve tutumlarının ölçütü, Tanrı’nın karakteri olmalıdır.
5:1-7:29 Dağdaki Vaaz, İsa’nın hizmetinin ilk konuşmasıdır. Matta’daki beş önemli vaazın ilkidir (öbürleri 10,13,18,24-25. bölümlerdedir). İsa Mesih,
Mat.4:17’ deki ilanından sonra Tanrı’nın Egemenliği’nin ilkelerini, beklentilerini ve vaatlerini tümüyle açıkladı. Yahudiler, Göklerin Egemenliği’ni, Tanrı’nın İbrahim ve Davut’la yaptığı antlaşmalardaki vaatlerini yerine getireceği çağ olarak algılıyorlardı. Egemenliğin ruhsal unsurlarından çok siyasal ve sosyal unsurlarını düşünüyorlardı. Oysa Tanrı’nın Egemenliği’nde doğru kişi (salih) sayılmanın önemini yeniden vurgulayan İsa, Yahudi din önderlerinin “Kutsal Yasa’ya göre doğru kişi olmak”la ilgili anlayışlarının kısıtlı olduğunu gösterdi (bkz. “doğru”,
Mat.1:19’a ait not). Kişinin sadece doğru ve iyi eylemlerde bulunmasının yeterli olmadığını, yüreğinde bencilliğin veya herhangi bir kötü niyetin bile yer almaması gerektiğini vurguladı. İsa bu vaazı verirken, insanın, bu ilkenin gerektirdiklerini kendi gücüyle yerine getirmesinin mümkün olmadığını biliyordu (bkz.
Yu.3:3-5).