Markos 2-23

2
Bir Felçlinin İyileştirilmesi
(Mat.9:1-8; Luk.5:17-26)
1Birkaç gün sonra İsa tekrar Kefarnahum'a geldiğinde, evde olduğu duyuldu. 2O kadar çok insan toplandı ki, artık kapının önünde bile duracak yer kalmamıştı. İsa onlara Tanrı sözünü anlatıyordu. 3Bu arada O'na dört kişinin taşıdığı felçli bir adamı getirdiler. 4Kalabalıktan O'na yaklaşamadıkları için, bulunduğu yerin üzerindeki damı delip açarak felçliyi üstünde yattığı şilteyle birlikte aşağı indirdiler. 5İsa onların imanını görünce felçliye, “Oğlum, günahların bağışlandı” dedi.
6-7Orada oturan bazı din bilginleri ise içlerinden şöyle düşündüler: “Bu adam neden böyle konuşuyor? Tanrı'ya küfrediyor! Tanrı'dan başka kim günahları bağışlayabilir?”
8Akıllarından geçeni hemen ruhunda sezen İsa onlara, “Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz?” dedi. 9“Hangisi daha kolay, felçliye, ‘Günahların bağışlandı’ demek mi, yoksa, ‘Kalk, şilteni topla, yürü’ demek mi? 10-11Ne var ki, İnsanoğlu'nun yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye...” Sonra felçliye, “Sana söylüyorum, kalk, şilteni topla, evine git!” dedi. 12Adam kalktı, hemen şiltesini topladı, hepsinin gözü önünde çıkıp gitti. Herkes şaşakalmıştı. Tanrı'yı övüyorlar, “Böylesini hiç görmemiştik” diyorlardı.
Levi'nin Öğrencilere Katılması
(Mat.9:9-13; Luk.5:27-32)
13İsa yine çıkıp göl kıyısına gitti. Bütün halk yanına geldi, O da onlara öğretmeye başladı. 14Yoldan geçerken, vergi toplama yerinde oturan Alfay oğlu Levi'yi gördü. Ona, “Ardımdan gel” dedi. Levi de kalkıp İsa'nın ardından gitti.
15Sonra İsa, Levi'nin evinde yemek yerken, birçok vergi görevlisiyle günahkâr O'nunla ve öğrencileriyle birlikte sofraya oturmuştu. O'nu izleyen böyle birçok kişi vardı. 16Ferisiler'den bazı din bilginleri, O'nu günahkârlar ve vergi görevlileriyle birlikte yemekte görünce öğrencilerine, “Niçin vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?” diye sordular.
17Bunu duyan İsa onlara, “Sağlamların değil, hastaların hekime ihtiyacı var” dedi. “Ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim.”
Oruçla İlgili Soru
(Mat.9:14-17; Luk.5:33-39)
18Yahya'nın öğrencileriyle Ferisiler oruç tutarken, bazı kişiler İsa'ya gelip, “Yahya'nın ve Ferisiler'in öğrencileri oruç tutuyor da senin öğrencilerin neden tutmuyor?” diye sordular.
19İsa şöyle karşılık verdi: “Güvey aralarında olduğu sürece davetliler oruç tutar mı? Güvey aralarında oldukça oruç tutmazlar! 20Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman, o gün oruç tutacaklar. 21Hiç kimse eski giysiyi yeni kumaş parçasıyla yamamaz. Yoksa yeni yama çeker, eski giysiden kopar, yırtık daha beter olur. 22Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa şarap tulumları patlatır, şarap da tulumlar da mahvolur. Yeni şarap yeni tulumlara doldurulur.”
Şabat Günü Sorunu
(Mat.12:1-8; Luk.6:1-5)
23 Bir Şabat Günü İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri yolda giderken başakları koparmaya başladılar. 24Ferisiler İsa'ya, “Bak, Şabat Günü yasak olanı neden yapıyorlar?” dediler.
25 İsa onlara, “Davut'la yanındakiler aç ve muhtaç kalınca Davut'un ne yaptığını hiç okumadınız mı?” diye sordu. 26“Başkâhin Aviyatar'ın zamanında Davut, Tanrı'nın evine girdi, kâhinlerden başkasının yemesi yasak olan adak ekmeklerini yedi ve yanındakilere de verdi.” 27Sonra onlara, “İnsan Şabat Günü için değil, Şabat Günü insan için yaratıldı” dedi. 28“Bu nedenle İnsanoğlu Şabat Günü'nün de Rabbi'dir.”
3
Eli Sakat Bir Adam İyileştiriliyor
(Mat.12:9-14; Luk.6:6-11)
1İsa yine havraya girdi. Orada eli sakat bir adam vardı. 2Bazıları İsa'yı suçlamak amacıyla, Şabat Günü hastayı iyileştirecek mi diye O'nu gözlüyorlardı. 3İsa, eli sakat adama, “Kalk, öne çık!” dedi. 4Sonra havradakilere, “Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?” diye sordu. Onlardan ses çıkmadı.
5İsa, çevresindekilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin duygusuzluğu O'nu kederlendirmişti. Adama, “Elini uzat!” dedi. Adam elini uzattı, eli yine sapasağlam oluverdi.
6Bunun üzerine Ferisiler dışarı çıktılar, İsa'yı yok etmek için Hirodes yanlılarıyla hemen görüşmeye başladılar.
İsa, Celile Gölü'nün Kıyısında
7-8İsa, öğrencileriyle birlikte göl kıyısına çekildi. Celile'den büyük bir kalabalık O'nun ardından geldi. Ayrıca, bütün yaptıklarını duyan büyük kalabalıklar Yahudiye'den, Yeruşalim'den, İdumeya'dan, Şeria Irmağı'nın karşı yakasından, Sur ve Sayda bölgelerinden kendisine akın etti. 9 İsa, kalabalığın arasında sıkışıp kalmamak için öğrencilerine bir kayık hazır bulundurmalarını söyledi. 10Birçoklarını iyileştirmiş olduğundan, çeşitli hastalıklara yakalananlar O'na dokunmak için üzerine üşüşüyordu. 11Kötü ruhlar O'nu görünce ayaklarına kapanıyor, “Sen Tanrı'nın Oğlu'sun!” diye bağırıyorlardı. 12Ama İsa, kim olduğunu açıklamamaları için onları sıkı sıkıya uyardı.
İsa On İki Elçisini Seçiyor
(Mat.10:1-4; Luk.6:12-16)
13İsa, dağa çıkarak istediği kişileri yanına çağırdı. Onlar da yanına gittiler. 14-19İsa bunlardan on iki kişiyi yanında bulundurmak, Tanrı sözünü duyurmaya göndermek ve cinleri kovmaya yetkili kılmak üzere seçti. Seçtiği bu on iki kişi şunlardır: Petrus adını verdiği Simun, Beni-Regeş, yani Gökgürültüsü Oğulları adını verdiği Zebedi'nin oğulları Yakup ve Yuhanna, Andreas, Filipus, Bartalmay, Matta, Tomas, Alfay oğlu Yakup, Taday, Yurtsever Simun ve İsa'ya ihanet eden Yahuda İskariot.
İsa ve Baalzevul
(Mat.12:22-32; Luk.11:14-23; 12:10)
20İsa bundan sonra eve gitti. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, İsa'yla öğrencileri yemek bile yiyemediler. 21Yakınları bunu duyunca, “Aklını kaçırmış” diyerek O'nu almaya geldiler.
22 Yeruşalim'den gelen din bilginleri ise, “Baalzevul O'nun içine girmiş” ve “Cinleri, cinlerin önderinin gücüyle kovuyor” diyorlardı.
23Bunun üzerine İsa din bilginlerini yanına çağırıp onlara benzetmelerle seslendi. “Şeytan, Şeytan'ı nasıl kovabilir?” dedi. 24“Bir ülke kendi içinde bölünmüşse, ayakta kalamaz. 25Bir ev kendi içinde bölünmüşse, ayakta kalamaz. 26Şeytan da kendine karşı gelip kendi içinde bölünmüşse, artık ayakta kalamaz; sonu gelmiş demektir. 27Hiç kimse güçlü adamın evine girip malını çalamaz. Ancak onu bağladıktan sonra evini soyabilir. 28-29Size doğrusunu söyleyeyim, insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak, ama Kutsal Ruh'a küfreden asla bağışlanmayacak. Bunu yapan, asla silinmeyecek bir günah işlemiş olur.”
30İsa bu sözleri, “O'nda kötü ruh var” dedikleri için söyledi.
İsa'nın Annesiyle Kardeşleri
(Mat.12:46-50; Luk.8:19-21)
31Daha sonra İsa'nın annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda durdular, haber gönderip O'nu çağırdılar. 32İsa'nın çevresinde oturan kalabalıktan bazıları, “Bak” dediler, “Annenle kardeşlerin dışarıda, seni istiyorlar.”
33İsa buna karşılık onlara, “Kimdir annem ve kardeşlerim?” dedi. 34Sonra çevresinde oturanlara bakıp şöyle dedi: “İşte annem, işte kardeşlerim! 35Tanrı'nın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.”
4
Tohum Benzetmesi
(Mat.13:1-9; Luk.8:4-8)
1 İsa göl kıyısında halka yine öğretmeye başladı. Çevresinde çok büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa göldeki bir tekneye binip oturdu. Bütün kalabalık göl kıyısında duruyordu. 2-3İsa onlara benzetmelerle birçok şey öğretiyordu. Öğretirken, “Şunu dinleyin” dedi. “Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı. 4Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları yedi. 5Kimi, toprağı az kayalık yerlere düştü. Toprak derin olmadığından hemen filizlendi. 6Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler. 7Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu ve filizler ürün vermedi. 8Kimi ise iyi toprağa düştü, büyüyüp çoğaldı, ürün verdi. Bazısı otuz, bazısı altmış, bazısı da yüz kat ürün verdi.” 9Sonra İsa şunu ekledi: “İşitecek kulağı olan işitsin!”
Benzetmelerin Amacı
(Mat.13:10-17; Luk.8:9-10)
10Onikiler'le öbür izleyicileri İsa'yla yalnız kalınca, kendisinden benzetmelerin anlamını sordular. 11O da onlara şöyle dedi: “Tanrı'nın Egemenliği'nin sırrı sizlere açıklandı, ama dışarıda olanlara her şey benzetmelerle anlatılır. 12 Öyle ki,
‘Bakıp bakıp görmesinler,
Duyup duyup anlamasınlar da,
Dönüp bağışlanmasınlar.’ ”
Tohum Benzetmesi Açıklanıyor
(Mat.13:18-23; Luk.8:11-15)
13İsa sonra onlara, “Siz bu benzetmeyi anlamıyor musunuz?” dedi. “Öyleyse bütün benzetmeleri nasıl anlayacaksınız? 14Ekincinin ektiği, Tanrı sözüdür. 15Bazı insanlar sözün ekildiği yerde yol kenarına düşen tohumlara benzer. Bunlar sözü işitir işitmez, Şeytan gelir, yüreklerine ekilen sözü alır götürür. 16-17Kayalık yerlere ekilenler ise, işittikleri sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadıkları için ancak bir süre dayanan kişilerdir. Böyleleri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşerler. 18-19Yine bazıları dikenler arasında ekilen tohumlara benzerler. Bunlar sözü işitirler, ama dünyasal kaygılar, zenginliğin aldatıcılığı ve daha başka hevesler araya girip sözü boğar ve ürün vermesini engeller. 20İyi toprağa ekilenler ise, sözü işiten, onu benimseyen, kimi otuz, kimi altmış, kimi de yüz kat ürün veren kişilerdir.”
Kandil Kandilliğe Konur
(Luk.8:16-18)
21 Onlara, “Kandili, tahıl ölçeğinin ya da yatağın altına koymak için mi getirirler?” dedi. “Kandilliğe koymak için değil mi? 22 Gizli olan ne varsa, açığa çıkarılmak üzere gizlenmiştir; saklı olan ne varsa, aydınlığa çıkmak üzere saklanmıştır. 23İşitecek kulağı olan işitsin!”
24 İsa şöyle devam etti: “İşittiklerinize dikkat edin! Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız. Hatta size daha fazlası verilecek. 25 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, elindeki de alınacak.”
Filizlenen Tohum Benzetmesi
26Sonra İsa şöyle dedi: “Tanrı'nın Egemenliği, toprağa tohum saçan adama benzer. 27Gece olur, uyur; gündüz olur, kalkar. Kendisi nasıl olduğunu bilmez ama, tohum filizlenir, gelişir. 28Toprak kendiliğinden ürün verir. Önce filizi, sonra başağı, sonunda da başağı dolduran taneleri verir. 29 Ürün olgunlaşınca, adam hemen orağı vurur. Çünkü biçim vakti gelmiştir.”
Hardal Tanesi Benzetmesi
(Mat.13:31-32,34; Luk.13:18-19)
30İsa sonra şöyle dedi: “Tanrı'nın Egemenliği'ni neye benzetelim, nasıl bir benzetmeyle anlatalım? 31-32Tanrı'nın Egemenliği, hardal tanesine benzer. Hardal, yeryüzünde toprağa ekilen tohumların en küçüğü olmakla birlikte, ekildikten sonra gelişir, bütün bahçe bitkilerinin boyunu aşar. Öylesine dal budak salar ki, kuşlar gölgesinde barınabilir.”
33İsa, Tanrı sözünü, buna benzer birçok benzetmeyle halkın anlayabildiği ölçüde anlatırdı. 34Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Ama kendi öğrencileriyle yalnız kaldığında, onlara her şeyi açıklardı.
İsa Fırtınayı Yatıştırıyor
(Mat.8:23-27; Luk.8:22-25)
35O gün akşam olunca öğrencilerine, “Karşı yakaya geçelim” dedi.
36Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsa'yı, içinde bulunduğu tekneyle götürdüler. Yanında başka tekneler de vardı. 37Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu. 38İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O'nu uyandırıp, “Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun?” dediler.
39İsa kalkıp rüzgarı azarladı, göle, “Sus, sakin ol!” dedi. Rüzgar dindi, ortalık sütliman oldu.
40İsa öğrencilerine, “Neden korkuyorsunuz? Hâlâ imanınız yok mu?” dedi.
41Onlar ise büyük korku içinde birbirlerine, “Bu adam kim ki, rüzgar da göl de O'nun sözünü dinliyor?” dediler.
5
Cinli Bir Adamın İyileştirilmesi
(Mat.8:28-34; Luk.8:26-39)
1Gölün karşı yakasına, Gerasalılar'ın memleketine vardılar. 2İsa tekneden iner inmez, kötü ruha tutulmuş bir adam mezarlık mağaralardan çıkıp O'nu karşıladı. 3Mezarların içinde yaşayan bu adamı artık kimse zincirle bile bağlı tutamıyordu. 4Birçok kez zincir ve kösteklerle bağlandığı halde, zincirleri koparmış, köstekleri parçalamıştı. Hiç kimse onunla başa çıkamıyordu. 5Gece gündüz mezarlarda, dağlarda bağırıp duruyor, kendini taşlarla yaralıyordu.
6Uzaktan İsa'yı görünce koşup geldi, O'nun önünde yere kapandı. 7Yüksek sesle haykırarak, “Ey İsa, yüce Tanrı'nın Oğlu, benden ne istiyorsun? Tanrı hakkı için sana yalvarırım, bana işkence etme!” dedi. 8Çünkü İsa, “Ey kötü ruh, adamın içinden çık!” demişti.
9Sonra İsa adama, “Adın ne?” diye sordu.
“Adım Tümen. Çünkü sayımız çok” dedi. 10Ruhları o bölgeden çıkarmaması için İsa'ya yalvarıp yakardı.
11Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. 12Kötü ruhlar İsa'ya, “Bizi şu domuzlara gönder, onlara girelim” diye yalvardılar. 13İsa'nın izin vermesi üzerine kötü ruhlar adamdan çıkıp domuzların içine girdiler. Yaklaşık iki bin domuzdan oluşan sürü, dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.
14Domuzları güdenler kaçıp kentte ve köylerde olayın haberini yaydılar. Halk olup biteni görmeye çıktı. 15İsa'nın yanına geldiklerinde, önceleri bir tümen cine tutulan adamı giyinmiş, aklı başına gelmiş, oturmuş görünce korktular. 16Olayı görenler, cinli adama olanları ve domuzların başına gelenleri halka anlattılar. 17Bunun üzerine halk, bölgelerinden ayrılması için İsa'ya yalvarmaya başladı.
18İsa tekneye binerken, önceleri cinli olan adam O'na, “Seninle geleyim” diye yalvardı.
19Ama İsa adama izin vermedi. Ona, “Evine, yakınlarının yanına dön” dedi. “Rab'bin senin için neler yaptığını, sana nasıl merhamet ettiğini onlara anlat.” 20Adam da gitti, İsa'nın kendisi için neler yaptığını Dekapolis'te duyurmaya başladı. Anlattıklarına herkes şaşıp kalıyordu.
Dirilen Kız, İyileşen Kadın
(Mat.9:18-26; Luk.8:40-56)
21İsa tekneyle karşı yakaya dönünce, çevresinde büyük bir kalabalık toplandı. Kendisi gölün kıyısında duruyordu. 22-23Bu sırada havra yöneticilerinden Yair adında biri geldi. İsa'yı görünce ayaklarına kapandı, “Küçük kızım can çekişiyor. Gelip ellerini onun üzerine koy da kurtulsun, yaşasın!” diye yalvardı. 24İsa adamla birlikte gitti. Büyük bir kalabalık da ardından gidiyor, O'nu sıkıştırıyordu.
25Orada, on iki yıldır kanaması olan bir kadın vardı. 26Birçok hekimin elinden çok çekmiş, varını yoğunu harcamış, ama iyileşeceğine daha da kötüleşmişti. 27Kadın, İsa hakkında anlatılanları duymuştu. Bu nedenle, kalabalıkta O'nun arkasından gelip giysisine dokundu. 28İçinden, “Giysilerine bile dokunsam kurtulurum” diyordu. 29O anda kanaması kesiliverdi. Kadın, bedeninin derinliğinde acıdan kurtulduğunu hissetti. 30İsa ise, kendisinden bir gücün akıp gittiğini hemen anladı. Kalabalığın ortasında dönüp, “Giysilerime kim dokundu?” diye sordu.
31Öğrencileri O'na, “Seni sıkıştıran kalabalığı görüyorsun! Nasıl oluyor da, ‘Bana kim dokundu’ diye soruyorsun?” dediler.
32İsa kendisine dokunanı görmek için çevresine bakındı. 33Kadın da kendisindeki değişikliği biliyordu. Korkuyla titreyerek geldi, İsa'nın ayaklarına kapandı ve O'na bütün gerçeği anlattı. 34İsa ona, “Kızım” dedi, “İmanın seni kurtardı. Esenlikle git. Acıların son bulsun.”
35İsa daha konuşurken, havra yöneticisinin evinden adamlar geldi. Yöneticiye, “Kızın öldü” dediler. “Öğretmeni neden hâlâ rahatsız ediyorsun?”
36İsa bu sözlere aldırmadan havra yöneticisine, “Korkma, yalnız iman et!” dedi.
37İsa, Petrus, Yakup ve Yakup'un kardeşi Yuhanna'dan başka hiç kimsenin kendisiyle birlikte gitmesine izin vermedi. 38Havra yöneticisinin evine vardıklarında İsa, acı acı ağlayıp feryat eden gürültülü bir kalabalıkla karşılaştı. 39İçeri girerek onlara, “Niye gürültü edip ağlıyorsunuz?” dedi. “Çocuk ölmedi, uyuyor.” 40Onlar ise kendisiyle alay ettiler. Ama İsa hepsini dışarı çıkardıktan sonra çocuğun annesini babasını ve kendisiyle birlikte olanları alıp çocuğun bulunduğu odaya girdi. 41Çocuğun elini tutarak ona, “Talita kumi!” dedi. Bu söz, “Kızım, sana söylüyorum, kalk” demektir.
42On iki yaşında olan kız hemen ayağa kalktı, yürümeye başladı.
Oradakileri derin bir şaşkınlık aldı. 43İsa, “Bunu kimse bilmesin” diyerek onları sıkı sıkıya uyardı ve kıza yemek verilmesini buyurdu.
6
İsa Reddediliyor
(Mat.13:53-58; Luk.4:16-30)
1İsa oradan ayrılarak kendi memleketine gitti. Öğrencileri de ardından gittiler. 2Şabat Günü olunca İsa havrada öğretmeye başladı. Söylediklerini işiten birçok kişi şaşıp kaldı. “Bu adam bunları nereden öğrendi?” diye soruyorlardı. “Kendisine verilen bu bilgelik nedir? Nasıl böyle mucizeler yapabiliyor? 3Meryem'in oğlu, Yakup, Yose, Yahuda ve Simun'un kardeşi olan marangoz değil mi bu? Kızkardeşleri burada, aramızda yaşamıyor mu?” Ve gücenip O'nu reddettiler.
4 İsa da onlara, “Bir peygamber, kendi memleketinden, akraba çevresinden ve kendi evinden başka yerde hor görülmez” dedi. 5Orada birkaç hastayı, üzerlerine ellerini koyarak iyileştirmekten başka hiçbir mucize yapamadı. 6Halkın imansızlığına şaşıyordu.
İsa On İki Elçisini Görevlendiriyor
(Mat.10:5-15; Luk.9:1-6)
İsa çevredeki köyleri dolaşıp öğretiyordu. 7On iki öğrencisini yanına çağırdı ve onları ikişer ikişer halk arasına göndermeye başladı. Onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi.
8 Yolculuk için yanlarına değnekten başka bir şey almamalarını söyledi. Ne ekmek, ne torba, ne de kuşaklarında para götüreceklerdi. 9Onlara çarık giymelerini söyledi. Ama, “İki mintan giymeyin” dedi.
10“Bir yere gittiğiniz zaman, oradan ayrılıncaya dek hep aynı evde kalın” diye devam etti. 11 “İnsanların sizi kabul etmedikleri, sizi dinlemedikleri bir yerden ayrılırken, onlara uyarı olsun diye ayağınızın altındaki tozu silkin!”
12Böylece öğrenciler yola çıkıp insanları tövbeye çağırmaya başladılar. 13 Birçok cin kovdular; birçok hastayı, üzerlerine yağ sürerek iyileştirdiler.
Yahya'nın Öldürülmesi
(Mat.14:1-12; Luk.9:7-9)
14 Kral Hirodes de olup bitenleri duydu. Çünkü İsa'nın ünü her tarafa yayılmıştı. Bazıları, “Bu adam, ölümden dirilen Vaftizci Yahya'dır. Olağanüstü güçlerin onda etkin olmasının nedeni budur” diyordu. 15Başkaları, “O İlyas'tır” diyor, yine başkaları, “Eski peygamberlerden biri gibi bir peygamberdir” diyordu.
16Hirodes bunları duyunca, “Başını kestirdiğim Yahya dirildi!” dedi.
17-18 Hirodes'in kendisi, kardeşi Filipus'un karısı Hirodiya'nın yüzünden adam gönderip Yahya'yı tutuklatmış, zindana attırıp zincire vurdurmuştu. Çünkü Hirodes bu kadınla evlenince Yahya ona, “Kardeşinin karısıyla evlenmen Kutsal Yasa'ya aykırıdır” demişti. 19Hirodiya bu yüzden Yahya'ya kin bağlamıştı; onu öldürtmek istiyor, ama başaramıyordu. 20Çünkü Yahya'nın doğru ve kutsal bir adam olduğunu bilen Hirodes ondan korkuyor ve onu koruyordu. Yahya'yı dinlediği zaman büyük bir şaşkınlık içinde kalıyor, yine de onu dinlemekten zevk alıyordu.
21Ne var ki, Hirodes'in kendi doğum gününde saray büyükleri, komutanlar ve Celile'nin ileri gelenleri için verdiği şölende beklenen fırsat doğdu. 22Hirodiya'nın kızı içeri girip dans etti. Bu, Hirodes'le konuklarının hoşuna gitti.
Kral genç kıza, “Dile benden, ne dilersen veririm” dedi. 23Ant içerek, “Benden ne dilersen, krallığımın yarısı da olsa, veririm” dedi.
24Kız dışarı çıkıp annesine, “Ne isteyeyim?” diye sordu.
“Vaftizci Yahya'nın başını iste” dedi annesi.
25Kız hemen koşup kralın yanına girdi, “Vaftizci Yahya'nın başını bir tepsi üzerinde hemen bana vermeni istiyorum” diyerek dileğini açıkladı.
26Kral buna çok üzüldüyse de, konuklarının önünde içtiği anttan ötürü kızı reddetmek istemedi. 27Hemen bir cellat gönderip Yahya'nın başını getirmesini buyurdu. Cellat zindana giderek Yahya'nın başını kesti. 28Kesik başı bir tepsi üzerinde getirip genç kıza verdi, kız da annesine götürdü. 29Yahya'nın öğrencileri bunu duyunca gelip cesedi aldılar ve mezara koydular.
İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mat.14:13-21; Luk.9:10-17; Yu.6:1-14)
30Elçiler, İsa'nın yanına dönerek yaptıkları ve öğrettikleri her şeyi O'na anlattılar. 31İsa onlara, “Gelin, tek başımıza tenha bir yere gidelim de biraz dinlenin” dedi. Gelen giden öyle çoktu ki, yemek yemeye bile vakit bulamıyorlardı.
32Tekneye binip tek başlarına tenha bir yere doğru yol aldılar. 33Gittiklerini gören birçok kişi onları tanıdı. Halk civardaki bütün kentlerden yaya olarak yola dökülüp onlardan önce oraya vardı. 34 İsa tekneden inince büyük bir kalabalıkla karşılaştı. Çobansız koyunlara benzeyen bu insanlara acıdı ve onlara birçok konuda öğretmeye başladı.
35-36Vakit ilerlemişti. Öğrencileri İsa'ya gelip, “Burası ıssız bir yer” dediler, “Vakit de ilerledi. Halkı salıver de çevredeki çiftlik ve köylere gidip kendilerine yiyecek alsınlar.”
37İsa ise, “Onlara siz yiyecek verin” diye karşılık verdi.
Öğrenciler İsa'ya, “Gidip iki yüz dinarlık ekmek alıp onlara yedirelim mi yani?” diye sordular.
38İsa onlara, “Kaç ekmeğiniz var, gidin bakın” dedi.
Öğrenip geldiler, “Beş ekmekle iki balığımız var” dediler.
39İsa herkesi küme küme yeşil çayıra oturtmalarını buyurdu. 40Halk yüzer ellişer kişilik bölükler halinde oturdu. 41İsa beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra ekmekleri böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi. İki balığı da hepsinin arasında paylaştırdı. 42-43Herkes yiyip doydu. Artakalan ekmek ve balıktan on iki sepet dolusu topladılar. 44Yemek yiyen erkeklerin sayısı beş bin kadardı.
İsa Su Üstünde Yürüyor
(Mat.14:22-33; Yu.6:15-21)
45Bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, tekneye binip kendisinden önce karşı yakada bulunan Beytsayda'ya geçmelerini buyurdu. Bu arada kendisi halkı evlerine gönderecekti. 46Onları uğurladıktan sonra, dua etmek için dağa çıktı. 47-48Akşam olduğunda, tekne gölün ortasına varmıştı. Yalnız başına karada kalan İsa, öğrencilerinin kürek çekmekte çok zorlandıklarını gördü. Çünkü rüzgar onlara karşı esiyordu. Sabaha karşı[a] İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı. Yanlarından geçip gidecekti. 49Onlar ise, gölün üstünde yürüdüğünü görünce O'nu hayalet sanarak bağrıştılar. 50Hepsi O'nu görmüş ve dehşete kapılmıştı. İsa hemen onlara seslenerek, “Cesur olun, benim, korkmayın!” dedi. 51Tekneye binip onlara katılınca rüzgar dindi. Onlarsa büyük bir şaşkınlık içindeydi. 52Ekmekle ilgili mucizeyi bile anlamamışlardı; zihinleri körelmişti.
İsa Ginnesar'da Hastaları İyileştiriyor
(Mat.14:34-36)
53İsa'yla öğrencileri gölü aştılar, Ginnesar'da karaya çıkıp tekneyi bağladılar. 54Onlar tekneden inince, halk İsa'yı hemen tanıdı. 55Bazıları koşarak bütün yöreyi dolaştı. İsa'nın bulunduğu yeri öğrenenler, hastaları şilteleriyle oraya götürmeye başladılar. 56Köy olsun, kent ya da çiftlik olsun, İsa'nın gittiği her yerde, hastaları meydanlara yatırıyor, sadece giysisinin eteğine dokunmalarına izin vermesi için yalvarıyorlardı. Dokunanların hepsi de iyileşti.
7
İnsanı Kirleten Nedir?
(Mat.15:1-20)
1Yeruşalim'den gelen Ferisiler ve bazı din bilginleri, İsa'nın çevresinde toplandılar. 2O'nun öğrencilerinden bazılarının murdar, yani yıkanmamış ellerle yemek yediklerini gördüler. 3Ferisiler, hatta bütün Yahudiler, atalarının töresi uyarınca ellerini iyice yıkamadan yemek yemezler. 4Çarşıdan dönünce de, yıkanmadan yemek yemezler[b]. Ayrıca kâse, testi ve bakır kapların yıkanmasıyla ilgili başka birçok töreye de uyarlar.
5Ferisiler ve din bilginleri İsa'ya, “Öğrencilerin neden atalarımızın töresine uymuyorlar, niçin murdar ellerle yemek yiyorlar?” diye sordular.
6 İsa onları şöyle yanıtladı: “Yeşaya'nın siz ikiyüzlülerle ilgili peygamberlik sözü ne kadar yerindedir! Yazmış olduğu gibi,
‘Bu halk, dudaklarıyla beni[c] sayar,
Ama yürekleri benden uzak.
7Bana boşuna taparlar.
Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.’
8Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz.”
9İsa onlara ayrıca şunu söyledi: “Kendi törenizi sürdürmek için Tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz! 10 Musa, ‘Annene babana saygı göstereceksin’ ve, ‘Annesine ya da babasına söven kesinlikle öldürülecektir’ diye buyurmuştu. 11-12Ama siz, ‘Eğer bir adam annesine ya da babasına, benden alacağın bütün yardım kurbandır, yani Tanrı'ya adanmıştır derse, artık annesi ya da babası için bir şey yapmasına izin yok’ diyorsunuz. 13Böylece kuşaktan kuşağa aktardığınız törelerle Tanrı'nın sözünü geçersiz kılıyorsunuz. Buna benzer daha birçok şey yapıyorsunuz.”
14İsa, halkı yine yanına çağırıp onlara, “Hepiniz beni dinleyin ve şunu belleyin” dedi. 15-16“İnsanın dışında olup içine giren hiçbir şey onu kirletemez. İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır.”[ç]
17İsa kalabalığı bırakıp eve girince, öğrencileri O'na bu benzetmenin anlamını sordular. 18O da onlara, “Demek siz de anlamıyorsunuz, öyle mi?” dedi. “Dışarıdan insanın içine giren hiçbir şeyin onu kirletemeyeceğini bilmiyor musunuz? 19Dıştan giren, insanın yüreğine değil, midesine gider, oradan da helaya atılır.” İsa bu sözlerle, bütün yiyeceklerin temiz olduğunu bildirmiş oluyordu.
20İsa şöyle devam etti: “İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. 21-22Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. 23Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir.”
Fenikeli Kadının İmanı
(Mat.15:21-28)
24İsa oradan ayrılarak Sur[d] bölgesine gitti. Burada bir eve girdi. Kimsenin bunu bilmesini istemiyordu, ama gizlenemedi. 25Küçük kızı kötü ruha tutulmuş bir kadın, İsa'yla ilgili haberi duyar duymaz geldi, ayaklarına kapandı. 26Yahudi olmayan bu kadın Suriye-Fenike ırkındandı. Kızından cini kovması için İsa'ya rica etti.
27İsa ona, “Bırak, önce çocuklar doysunlar” dedi. “Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir.”
28Kadın buna karşılık, “Haklısın, Rab” dedi. “Ama köpekler de sofranın altında çocukların ekmek kırıntılarını yer.”
29İsa ona, “Bu sözden ötürü cin kızından çıktı, gidebilirsin” dedi.
30Kadın evine gittiğinde çocuğunu cinden kurtulmuş, yatakta yatar buldu.
Sağır Bir Adam İyileştiriliyor
31Sur bölgesinden ayrılan İsa, Sayda yoluyla Dekapolis bölgesinin ortasından geçerek tekrar Celile Gölü'ne geldi. 32O'na sağır ve dili tutuk bir adam getirdiler, elini üzerine koyması için yalvardılar.
33İsa adamı kalabalıktan ayırıp bir yana çekti. Parmaklarını adamın kulaklarına soktu, tükürüp onun diline dokundu. 34Sonra göğe bakarak içini çekti ve adama, “Effata”, yani “Açıl!” dedi. 35Adamın kulakları hemen açıldı, dili çözüldü ve düzgün bir şekilde konuşmaya başladı.
36İsa orada bulunanları, bunu kimseye söylememeleri için uyardı. Ama onları ne kadar uyardıysa, onlar da haberi o kadar yaydılar. 37Halk büyük bir hayret içinde kalmıştı. “Yaptığı her şey iyi. Sağırların kulaklarını açıyor, dilsizleri konuşturuyor!” diyorlardı.
8
İsa Dört Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mat.15:32-39)
1-2O günlerde yine büyük bir kalabalık toplanmıştı. Yiyecek bir şeyleri olmadığı için İsa öğrencilerini yanına çağırıp, “Halka acıyorum” dedi. “Üç gündür yanımdalar, yiyecek hiçbir şeyleri yok. 3Onları aç aç evlerine gönderirsem, yolda bayılırlar. Hem bazıları uzak yoldan geliyor.”
4Öğrencileri buna karşılık, “Böyle ıssız bir yerde bu kadar kişiyi doyuracak ekmeği insan nereden bulabilir?” dediler.
5İsa, “Kaç ekmeğiniz var?” diye sordu.
“Yedi tane” dediler.
6Bunun üzerine İsa, halka yere oturmalarını buyurdu. Sonra yedi ekmeği aldı, şükredip bunları böldü, dağıtmaları için öğrencilerine verdi. Onlar da halka dağıttılar. 7Birkaç küçük balıkları da vardı. İsa şükredip bunları da dağıtmalarını söyledi. 8Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan yedi küfe dolusu topladılar. 9-10Orada yaklaşık dört bin kişi vardı. İsa onları evlerine gönderdikten sonra öğrencileriyle birlikte hemen tekneye binip Dalmanuta bölgesine geçti.
Ferisiler'in ve Hirodes'in Mayası
(Mat.16:1-12)
11 Ferisiler gelip İsa'yla tartışmaya başladılar. O'nu denemek amacıyla gökten bir belirti göstermesini istediler. 12 İsa içten bir ah çekerek, “Bu kuşak neden bir belirti istiyor?” dedi. “Size doğrusunu söyleyeyim, bu kuşağa hiçbir belirti gösterilmeyecek.” 13Sonra onları orada bırakıp yine tekneye bindi ve karşı yakaya yöneldi.
14Öğrenciler ekmek almayı unutmuşlardı. Teknede, yanlarında yalnız bir ekmek vardı. 15 İsa onlara şu uyarıda bulundu: “Dikkatli olun, Ferisiler'in mayasından ve Hirodes'in mayasından sakının!”
16Onlar ise kendi aralarında, “Ekmeğimiz olmadığı için böyle diyor” şeklinde tartıştılar.
17Bunun farkında olan İsa, “Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?” dedi. “Hâlâ akıl erdiremiyor, anlamıyor musunuz? Zihniniz köreldi mi? 18-19 Gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? Kulaklarınız olduğu halde işitmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?”
“On iki” dediler.
20“Yedi ekmeği dört bin kişiye bölüştürdüğümde kaç küfe dolusu yemek fazlası topladınız?”
“Yedi” dediler.
21İsa onlara, “Hâlâ anlamıyor musunuz?” dedi.
Beytsayda'da Kör Bir Adam İyileştiriliyor
22İsa ile öğrencileri Beytsayda'ya geldiler. Orada bazı kişiler İsa'ya kör bir adam getirip ona dokunması için yalvardılar. 23İsa körün elinden tutarak onu köyün dışına çıkardı. Gözlerine tükürüp ellerini üzerine koydu ve, “Bir şey görüyor musun?” diye sordu.
24Adam başını kaldırıp, “İnsanlar görüyorum” dedi, “Ağaçlara benziyorlar, ama yürüyorlar.”
25Sonra İsa ellerini yeniden adamın gözleri üzerine koydu. Adam gözlerini açtı, baktı; iyileşmiş ve her şeyi açık seçik görmeye başlamıştı. 26İsa, “Köye bile girme!” diyerek onu evine gönderdi.
Petrus'un Mesih'i Tanıması
(Mat.16:13-20; Luk.9:18-21)
27İsa, öğrencileriyle birlikte Filipus Sezariyesi'ne bağlı köylere gitti. Yolda öğrencilerine, “Halk benim kim olduğumu söylüyor?” diye sordu.
28 Öğrencileri O'na şu karşılığı verdiler: “Vaftizci Yahya diyorlar. Ama kimi İlyas, kimi de peygamberlerden biri olduğunu söylüyor.”
29 O da onlara, “Siz ne dersiniz, sizce ben kimim?” diye sordu.
Petrus, “Sen Mesih'sin” yanıtını verdi.
30Bunun üzerine İsa bu konuda kimseye bir şey söylememeleri için onları uyardı.
İsa Ölüp Dirileceğini Önceden Bildiriyor
(Mat.16:21-28; Luk.9:22-27)
31İsa, İnsanoğlu'nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üç gün sonra dirilmesi gerektiğini onlara anlatmaya başladı. 32Bunları açıkça söylüyordu. Bunun üzerine Petrus O'nu bir kenara çekip azarlamaya başladı.
33İsa dönüp öteki öğrencilerine baktı; Petrus'u azarlayarak, “Çekil önümden, Şeytan!” dedi. “Düşüncelerin Tanrı'ya değil, insana özgüdür.”
34 Öğrencileriyle birlikte halkı da yanına çağırıp şöyle konuştu: “Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni izlesin. 35 Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim ve Müjde'nin uğruna yitiren ise onu kurtaracaktır. 36İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur? 37İnsan kendi canına karşılık ne verebilir? 38Bu vefasız ve günahkâr kuşağın ortasında, kim benden ve benim sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da, Babası'nın görkemi içinde kutsal meleklerle birlikte geldiğinde o kişiden utanacaktır.”
9
1İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim” diye devam etti, “Burada bulunanlar arasında, Tanrı Egemenliği'nin güçlü biçimde gerçekleştiğini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var.”
İsa'nın Görünümü Değişiyor
(Mat.17:1-13; Luk.9:28-36)
2 Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yuhanna'yı alarak yüksek bir dağa çıktı. Onların gözü önünde İsa'nın görünümü değişti. 3Giysileri göz kamaştırıcı bir beyazlığa büründü; yeryüzünde hiçbir çamaşırcının erişemeyeceği bir beyazlıktı bu. 4O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa'yla konuşuyorlardı.
5Petrus İsa'ya, “Rabbî, burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a” dedi. 6Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Çünkü çok korkmuşlardı.
7 Bu sırada bir bulut gelip onlara gölge saldı. Buluttan gelen bir ses, “Sevgili Oğlum budur, O'nu dinleyin!” dedi.
8Öğrenciler birden çevrelerine baktılar, ama bu kez yanlarında İsa'dan başka kimseyi göremediler.
9Dağdan inerlerken İsa, İnsanoğlu ölümden dirilmeden orada gördüklerini hiç kimseye söylememeleri için onları uyardı. 10Bu uyarıya uymakla birlikte kendi aralarında, “Ölümden dirilmek ne demek?” diye tartışıp durdular.
11 İsa'ya, “Din bilginleri neden önce İlyas'ın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?” diye sordular.
12O da onlara şöyle dedi: “Gerçekten de önce İlyas gelir ve her şeyi yeniden düzene koyar. Ama nasıl oluyor da İnsanoğlu'nun çok acı çekeceği ve hiçe sayılacağı yazılmıştır? 13Size şunu söyleyeyim, İlyas geldi bile, onun hakkında yazılmış olduğu gibi, ona yapmadıklarını bırakmadılar.”
Cinli Bir Çocuğun İyileştirilmesi
(Mat.17:14-23; Luk.9:37-45)
14Öteki öğrencilerin yanına döndüklerinde, onların çevresinde büyük bir kalabalığın toplandığını, birtakım din bilginlerinin onlarla tartıştığını gördüler. 15Kalabalık İsa'yı görünce büyük bir şaşkınlığa kapıldı ve koşup O'nu selamladı.
16İsa öğrencilerine, “Onlarla ne tartışıyorsunuz?” diye sordu.
17Halktan biri O'na, “Öğretmenim” diye karşılık verdi, “Dilsiz bir ruha tutulan oğlumu sana getirdim. 18Ruh onu nerede yakalarsa yere çarpıyor. Çocuk ağzından köpükler saçıyor, dişlerini gıcırdatıyor ve kaskatı kesiliyor. Ruhu kovmaları için öğrencilerine başvurdum, ama başaramadılar.”
19İsa onlara, “Ey imansız kuşak!” dedi. “Sizinle daha ne kadar kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu bana getirin!”
20Çocuğu kendisine getirdiler. Ruh, İsa'yı görür görmez çocuğu şiddetle sarstı; çocuk yere düştü, ağzından köpükler saçarak yuvarlanmaya başladı.
21İsa çocuğun babasına, “Bu hal çocuğun başına geleli ne kadar oldu?” diye sordu.
“Küçüklüğünden beri böyle” dedi babası. 22“Üstelik ruh onu öldürmek için sık sık ateşe, suya attı. Elinden bir şey gelirse, bize yardım et, halimize acı!”
23İsa ona, “Elimden gelirse mi? İman eden biri için her şey mümkün!” dedi.
24Çocuğun babası hemen, “İman ediyorum, imansızlığımı yenmeme yardım et!” diye feryat etti.
25İsa, halkın koşuşup geldiğini görünce kötü ruhu azarlayarak, “Sana buyuruyorum, dilsiz ve sağır ruh, çocuğun içinden çık ve ona bir daha girme!” dedi.
26Bunun üzerine ruh bir çığlık attı ve çocuğu şiddetle sarsarak çıktı. Çocuk ölü gibi hareketsiz kaldı, öyle ki oradakilerin birçoğu, “Öldü!” diyordu. 27Ama İsa elinden tutup kaldırınca, çocuk ayağa kalktı.
28İsa eve girdikten sonra öğrencileri özel olarak O'na, “Biz kötü ruhu neden kovamadık?” diye sordular.
29İsa onlara, “Bu tür ruhlar ancak duayla[e] kovulabilir” yanıtını verdi.
İsa Ölüp Dirileceğini Tekrar Bildiriyor
(Mat.17:22-23; Luk.9:43-45)
30Oradan ayrılmış, Celile bölgesinden geçiyorlardı. İsa hiç kimsenin bunu bilmesini istemiyordu. 31Öğrencilerine öğretirken şöyle diyordu: “İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama öldürüldükten üç gün sonra dirilecek.” 32Onlar bu sözleri anlamıyor, İsa'ya soru sormaktan da korkuyorlardı.
En Büyük Kim?
(Mat.18:1-5; Luk.9:46-48)
33Kefarnahum'a vardılar. Eve girdikten sonra İsa onlara, “Yolda neyi tartışıyordunuz?” diye sordu. 34 Hiç birinden ses çıkmadı. Çünkü yolda aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmışlardı.
35 İsa oturup Onikiler'i yanına çağırdı. Onlara şöyle dedi: “Birinci olmak isteyen en sonuncu olsun, herkesin hizmetkârı olsun.”
36-37 Küçük bir çocuğu alıp orta yere dikti, sonra onu kucağına alarak onlara şöyle dedi: “Böyle bir çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni değil, beni göndereni kabul etmiş olur.”
Bize Karşı Olmayan Bizden Yanadır
(Luk.9:49-50)
38Yuhanna O'na, “Öğretmenim” dedi, “Senin adınla cin kovan birini gördük, ama bizi izleyenlerden olmadığı için ona engel olmaya çalıştık.”
39“Ona engel olmayın!” dedi İsa. “Çünkü benim adımla mucize yapıp da ardından beni kötüleyecek kimse yoktur. 40 Bize karşı olmayan, bizden yanadır. 41 Size doğrusunu söyleyeyim, Mesih'e ait olduğunuz için sizlere bir bardak su veren ödülsüz kalmayacaktır.”
Birini Günaha Sokmanın Cezası
(Mat.18:6-9; Luk.17:1-2)
42“Kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse, boynuna kocaman bir değirmen taşı geçirilip denize atılması kendisi için daha iyi olur. 43-44 Eğer elin günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek elle yaşama kavuşman, iki elle sönmez ateşe, cehenneme gitmenden iyidir. 45-46Eğer ayağın günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek ayakla yaşama kavuşman, iki ayakla cehenneme atılmandan iyidir. 47 Eğer gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Tanrı'nın Egemenliği'ne tek gözle girmen, iki gözle cehenneme atılmandan iyidir.
48 ‘Oradakileri kemiren kurt ölmez,
Yakan ateş sönmez.’[g]
49 Çünkü herkes ateşle tuzlanacaktır. 50 Tuz yararlıdır. Ama tuz tuzluluğunu yitirirse, bir daha ona nasıl tat verebilirsiniz? İçinizde tuz olsun ve birbirinizle barış içinde yaşayın!” 10
Boşanmayla İlgili Soru
(Mat.19:1-12; Luk.16:18)
1İsa oradan ayrılıp Yahudiye'nin Şeria Irmağı'nın karşı yakasındaki topraklarına geçti. Çevresinde yine kalabalıklar toplanmıştı; her zamanki gibi onlara öğretiyordu.
2Yanına gelen bazı Ferisiler O'nu denemek amacıyla, “Bir erkeğin, karısını boşaması Kutsal Yasa'ya uygun mudur?” diye sordular.
3İsa karşılık olarak, “Musa size ne buyurdu?” dedi.
4 Onlar, “Musa, erkeğin bir boşanma belgesi yazarak karısını boşamasına izin vermiştir” dediler.
5İsa onlara, “İnatçı olduğunuz için Musa bu buyruğu yazdı” dedi. 6 “Tanrı, yaratılışın başlangıcından ‘İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.’ 7-8 ‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.’ Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. 9O halde Tanrı'nın birleştirdiğini insan ayırmasın.”
10Öğrencileri evde O'na yine bu konuyla ilgili bazı sorular sordular. 11 İsa onlara, “Karısını boşayıp başkasıyla evlenen, karısına karşı zina etmiş olur” dedi. 12“Kocasını boşayıp başkasıyla evlenen kadın da zina etmiş olur.”
İsa Küçük Çocukları Kutsuyor
(Mat.19:13-15; Luk.18:15-17)
13Bu arada bazıları küçük çocukları İsa'nın yanına getiriyor, onlara dokunmasını istiyorlardı. Ne var ki, öğrenciler onları azarladılar. 14İsa bunu görünce kızdı. Öğrencilerine, “Bırakın, çocuklar bana gelsin” dedi. “Onlara engel olmayın! Çünkü Tanrı'nın Egemenliği böylelerinindir. 15 Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği'ni bir çocuk gibi kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez.” 16Çocukları kucağına aldı, ellerini üzerlerine koyup onları kutsadı.
Zenginlik ve Sonsuz Yaşam
(Mat.19:16-30; Luk.18:18-30)
17İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O'na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu.
18İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı'dır. 19 O'nun buyruklarını biliyorsun: ‘Adam öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, kimsenin hakkını yemeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.’ ”
20Adam, “Öğretmenim, bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum” dedi.
21Ona sevgiyle bakan İsa, “Bir eksiğin var” dedi. “Git neyin varsa sat, parasını yoksullara ver; böylece gökte hazinen olur. Sonra gel, beni izle.”
22Bu sözler üzerine adamın yüzü asıldı, üzüntü içinde oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı.
23İsa çevresine göz gezdirdikten sonra öğrencilerine, “Varlıklı kişilerin Tanrı Egemenliği'ne girmesi ne güç olacak!” dedi.
24Öğrenciler O'nun sözlerine şaştılar. Ama İsa onlara yine, “Çocuklar” dedi, “Tanrı'nın Egemenliği'ne girmek ne güçtür! 25Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır.”
26Öğrenciler büsbütün şaşırmışlardı. Birbirlerine, “Öyleyse kim kurtulabilir?” diyorlardı.
27İsa onlara bakarak, “İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için değil. Tanrı için her şey mümkündür” dedi.
28Petrus O'na, “Bak, biz her şeyi bırakıp senin ardından geldik” demeye başladı.
29-30“Size doğrusunu söyleyeyim” dedi İsa, “Benim ve Müjde'nin uğruna evini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakıp da şimdi, bu çağda çekeceği zulümlerle birlikte yüz kat daha fazla eve, kardeşe, anneye, çocuğa, toprağa ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur. 31 Ne var ki, birincilerin birçoğu sonuncu, sonuncuların birçoğu da birinci olacak.”
İsa Ölüp Dirileceğini Üçüncü Kez Bildiriyor
(Mat.20:17-19; Luk.18:31-34)
32-33Yola çıkmış Yeruşalim'e gidiyorlardı. İsa önlerinde yürüyordu. Öğrencileri şaşkınlık içindeydi, ardından gelenler ise korkuyorlardı. İsa Onikiler'i yine bir yana çekip kendi başına gelecekleri anlatmaya başladı: “Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz” dedi. “İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek. Onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracak ve öteki uluslara teslim edecekler. 34O'nunla alay edecek, üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp öldürecekler. Ne var ki O, üç gün sonra dirilecek.”
Yakup'la Yuhanna'nın Dileği
(Mat.20:20-28)
35Zebedi'nin oğulları Yakup ile Yuhanna İsa'ya yaklaşıp, “Öğretmenimiz, bir dileğimiz var, bunu yapmanı istiyoruz” dediler.
36İsa onlara, “Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?” diye sordu.
37“Sen yüceliğine kavuşunca birimize sağında, ötekimize de solunda oturma ayrıcalığını ver” dediler.
38 “Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz” dedi İsa. “Benim içeceğim kâseden siz içebilir misiniz? Benim vaftiz olacağım gibi siz de vaftiz olabilir misiniz?”[ğ]
39-40“Evet, olabiliriz” dediler.
İsa onlara, “Benim içeceğim kâseden siz de içeceksiniz, benim vaftiz olacağım gibi siz de vaftiz olacaksınız” dedi. “Ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Bu yerler belirli kişiler için hazırlanmıştır.”
41Bunu işiten on öğrenci Yakup'la Yuhanna'ya kızmaya başladılar. 42 İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: “Bilirsiniz ki, ulusların önderleri sayılanlar, onlara egemen kesilir, ileri gelenleri de onlara ağırlıklarını hissettirirler. 43Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkârı olsun. 44Aranızda birinci olmak isteyen, hepinizin kulu olsun. 45Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.”
Kör Bartimay'ın Gözleri Açılıyor
(Mat.20:29-34; Luk.18:35-43)
46Sonra Eriha'ya geldiler. İsa, öğrencileri ve büyük bir kalabalıkla birlikte Eriha'dan ayrılırken, Timay oğlu Bartimay adında kör bir dilenci yol kenarında oturuyordu. 47Nasıralı İsa'nın orada olduğunu duyunca, “Ey Davut Oğlu İsa, halime acı!” diye bağırmaya başladı. 48Birçok kimse onu azarlayarak susturmak istediyse de o, “Ey Davut Oğlu, halime acı!” diyerek daha çok bağırdı.
49İsa durdu, “Çağırın onu” dedi.
Kör adama seslenerek, “Ne mutlu sana! Kalk, seni çağırıyor!” dediler. 50Adam abasını üstünden atarak ayağa fırladı ve İsa'nın yanına geldi.
51İsa, “Senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu.
Kör adam, “Rabbuni[h], gözlerim görsün” dedi.
52İsa, “Gidebilirsin, imanın seni kurtardı” dedi. Adam o anda yeniden görmeye başladı ve yol boyunca İsa'nın ardından gitti.
11
İsa'nın Yeruşalim'e Girişi
(Mat.21:1-11; Luk.19:28-40; Yu.12:12-19)
1-2Yeruşalim'e yaklaşıp Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci ile Beytanya'ya geldiklerinde İsa iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara, “Karşınızdaki köye gidin” dedi, “Köye girer girmez, üzerine daha hiç kimsenin binmediği, bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana getirin. 3Biri size, ‘Bunu niye yapıyorsunuz?’ derse, ‘Rab'bin ona ihtiyacı var, hemen geri gönderecek’ dersiniz.”
4Gittiler ve yol üzerinde, bir evin sokak kapısının yanında bağlı buldukları sıpayı çözdüler. 5Orada duranlardan bazıları, “Sıpayı ne diye çözüyorsunuz?” dediler.
6Öğrenciler İsa'nın kendilerine söylediklerini tekrarlayınca, adamlar onları rahat bıraktı. 7Sıpayı İsa'ya getirip üzerine kendi giysilerini yaydılar. İsa sıpaya bindi. 8Birçokları giysilerini, bazıları da çevredeki ağaçlardan kestikleri dalları yola serdiler. 9 Önden gidenler ve arkadan gelenler şöyle bağırıyorlardı:
“Hozana!
Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!
10Atamız Davut'un yaklaşan egemenliği kutlu olsun!
En yücelerde hozana!”
11İsa Yeruşalim'e varınca tapınağa gitti, her tarafı gözden geçirdi. Sonra vakit ilerlemiş olduğundan Onikiler'le birlikte Beytanya'ya döndü.
Meyvesiz İncir Ağacı
(Mat.21:18-19)
12Ertesi gün Beytanya'dan çıktıklarında İsa acıkmıştı. 13Uzakta, yapraklanmış bir incir ağacı görünce belki incir bulurum diye yaklaştı. Ağacın yanına vardığında yapraktan başka bir şey bulamadı. Çünkü incir mevsimi değildi. 14İsa ağaca, “Artık sonsuza dek senden kimse meyve yiyemesin!” dedi. Öğrencileri de bunu duydular.
İsa Satıcıları Tapınaktan Kovuyor
(Mat.21:12-17; Luk.19:45-48; Yu.2:13-22)
15Oradan Yeruşalim'e geldiler. İsa tapınağın avlusuna girerek oradaki alıcı ve satıcıları dışarı kovdu. Para bozanların masalarını, güvercin satanların sehpalarını devirdi. 16Yük taşıyan hiç kimsenin tapınağın avlusundan geçmesine izin vermedi.
17 Halka öğretirken şunları söyledi: “ ‘Evime, bütün ulusların dua evi denecek’ diye yazılmamış mı? Ama siz onu haydut inine çevirdiniz.”
18Başkâhinler ve din bilginleri bunu duyunca İsa'yı yok etmek için bir yol aramaya başladılar. O'ndan korkuyorlardı. Çünkü bütün halk O'nun öğretisine hayrandı.
19Akşam olunca İsa'yla öğrencileri kentten ayrıldı.
İncir Ağacından Alınacak Ders
(Mat.21:20-22)
20Sabah erkenden incir ağacının yanından geçerlerken, ağacın kökten kurumuş olduğunu gördüler. 21Olayı hatırlayan Petrus, “Rabbî, bak! Lanetlediğin incir ağacı kurumuş!” dedi.
22İsa onlara şöyle karşılık verdi: “Tanrı'ya iman edin. 23 Size doğrusunu söyleyeyim, kim şu dağa, ‘Kalk, denize atıl!’ der ve yüreğinde kuşku duymadan dediğinin olacağına inanırsa, dileği yerine gelecektir. 24Bunun için size diyorum ki, duayla dilediğiniz her şeyi daha şimdiden almış olduğunuza inanın, dileğiniz yerine gelecektir. 25-26 Kalkıp dua ettiğiniz zaman, birine karşı bir şikâyetiniz varsa onu bağışlayın ki, göklerdeki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlasın.”[ı]
İsa'nın Yetkisi
(Mat.21:23-27; Luk.20:1-8)
27-28Yine Yeruşalim'e geldiler. İsa tapınakta gezinirken başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler O'nun yanına gelip, “Bunları hangi yetkiyle yapıyorsun, bunları yapma yetkisini sana kim verdi?” diye sordular.
29İsa da onlara, “Size bir soru soracağım” dedi. “Bana yanıt verin, ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylerim. 30Yahya'nın vaftiz etme yetkisi Tanrı'dan[i] mıydı, insanlardan mı? Yanıt verin bana.”
31Bunu aralarında şöyle tartışmaya başladılar: “ ‘Tanrı'dan’ dersek, ‘Öyleyse ona niçin inanmadınız?’ diyecek. 32Yok eğer ‘İnsanlardan’ dersek...”
Halkın tepkisinden korkuyorlardı. Çünkü herkes Yahya'yı gerçekten peygamber sayıyordu.
33İsa'ya, “Bilmiyoruz” diye yanıt verdiler.
İsa da onlara, “Ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim” dedi.
12
Bağ Kiracıları Benzetmesi
(Mat.21:33-46; Luk.20:9-19)
1 İsa onlara benzetmelerle konuşmaya başladı. “Adamın biri bağ dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkmak için bir çukur kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı. 2Mevsimi gelince bağın ürününden payına düşeni almak üzere bağcılara bir köle yolladı. 3Bağcılar köleyi yakalayıp dövdü ve eli boş gönderdi. 4Bağ sahibi bu kez onlara başka bir köle yolladı. Onu da başından yaralayıp aşağıladılar. 5Birini daha yolladı, onu öldürdüler. Daha birçok köle yolladı. Kimini dövüp kimini öldürdüler.
6“Bağ sahibinin yanında tek kişi kaldı, o da sevgili oğluydu. ‘Oğlumu sayarlar’ diyerek bağcılara en son onu yolladı.
7“Ama bağcılar birbirlerine, ‘Mirasçı budur, gelin onu öldürelim, miras bizim olur’ dediler. 8Böylece onu yakaladılar, öldürüp bağdan dışarı attılar.
9“Bu durumda bağın sahibi ne yapacak? Gelip bağcıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek. 10-11 Şu Kutsal Yazı'yı okumadınız mı?
‘Yapıcıların reddettiği taş,
İşte köşenin baş taşı oldu.
Rab'bin işidir bu,
Gözümüzde harika bir iş!’ ”
12İsa'nın bu benzetmede kendilerinden söz ettiğini anlayan Yahudi önderler O'nu tutuklamak istediler; ama halkın tepkisinden korktukları için O'nu bırakıp gittiler.
Sezar'ın Hakkı Sezar'a
(Mat.22:15-22; Luk.20:20-26)
13Daha sonra İsa'yı söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla Ferisiler'den ve Hirodes yanlılarından bazılarını O'na gönderdiler. 14Bunlar gelip İsa'ya, “Öğretmenimiz” dediler, “Senin dürüst biri olduğunu, kimseyi kayırmadan, insanlar arasında ayrım yapmadan Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi? Verelim mi, vermeyelim mi?”
15Onların ikiyüzlülüğünü bilen İsa şöyle dedi: “Beni neden deniyorsunuz? Bana bir dinar getirin bakayım.” 16Parayı getirdiler. İsa, “Bu resim, bu yazı kimin?” diye sordu.
“Sezar'ın” dediler.
17İsa da, “Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin” dedi.
İsa'nın sözlerine şaşakaldılar.
Dirilişle İlgili Soru
(Mat.22:23-33; Luk.20:27-40)
18-19 Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen Sadukiler İsa'ya gelip şunu sordular: “Öğretmenimiz, Musa yazılarında bize şöyle buyurmuştur: ‘Eğer bir adam ölür, geride bir dul bırakır, ama çocuk bırakmazsa, kardeşi onun karısını alıp soyunu sürdürsün.’ 20Yedi kardeş vardı. Birincisi evlendi ve çocuk bırakmadan öldü. 21İkincisi aynı kadını aldı, o da çocuk sahibi olmadan öldü. Üçüncüsüne de öyle oldu. 22Yedisi de çocuksuz öldü. Hepsinden sonra kadın da öldü. 23Diriliş günü, ölümden dirildiklerinde kadın bunlardan hangisinin karısı olacak? Çünkü yedisi de onunla evlendi.”
24İsa onlara şöyle karşılık verdi: “Ne Kutsal Yazılar'ı ne de Tanrı'nın gücünü biliyorsunuz. Yanılmanızın nedeni de bu değil mi? 25İnsanlar ölümden dirilince ne evlenir ne evlendirilir, göklerdeki melekler gibidirler. 26 Ölülerin dirilmesi konusuna gelince, Musa'nın Kitabı'nda, alevlenen çalıyla ilgili bölümde Tanrı'nın Musa'ya söylediklerini okumadınız mı? ‘Ben İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı'yım’ diyor. 27Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısı'dır. Siz büyük bir yanılgı içindesiniz.”
En Büyük Buyruk
(Mat.22:34-40; Luk.10:25-28)
28Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa'nın onlara güzel yanıt verdiğini gören bir din bilgini yaklaşıp O'na, “Buyrukların en önemlisi hangisidir?” diye sordu.
29 İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab'dir. 30Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.’ 31 İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.”
32 Din bilgini İsa'ya, “İyi söyledin, öğretmenim” dedi. “ ‘Tanrı tektir ve O'ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin. 33 İnsanın Tanrı'yı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan ve kurbanlardan daha önemlidir.”
34İsa onun akıllıca yanıt verdiğini görünce, “Sen Tanrı'nın Egemenliği'nden uzak değilsin” dedi.
Bundan sonra kimse O'na soru sormaya cesaret edemedi.
Mesih Kimin Oğlu?
(Mat.22:41-46; Luk.20:41-44)
35İsa tapınakta öğretirken şunu sordu: “Nasıl oluyor da din bilginleri, ‘Mesih, Davut'un Oğlu'dur’ diyorlar? 36 Davut'un kendisi, Kutsal Ruh'tan esinlenerek şöyle demişti:
‘Rab Rabbim'e dedi ki,
Ben düşmanlarını
Ayaklarının altına serinceye dek
Sağımda otur.’
37Davut'un kendisi O'ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut'un Oğlu olur?”
Oradaki büyük kalabalık O'nu zevkle dinliyordu.
İsa İkiyüzlü Din Bilginlerini Kınıyor
(Mat.23:1-36; Luk.20:45-47)
38-39İsa öğretirken şöyle dedi: “Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selamlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının. 40Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır.”
Dul Kadının Bağışı
(Luk.21:1-4)
41İsa tapınakta bağış toplanan yerin karşısında oturmuş, kutulara para atan halkı seyrediyordu. Birçok zengin kişi kutuya bol para attı. 42Yoksul bir dul kadın da geldi, birkaç kuruş değerinde iki bakır para[j] attı.
43İsa öğrencilerini yanına çağırarak, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı. 44Çünkü ötekilerin hepsi, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna karşın, varını yoğunu, geçinmek için elinde ne varsa, tümünü verdi.”
13
Sonun Belirtileri
(Mat.24:1-28; Luk.21:5-24)
1İsa tapınaktan çıkarken öğrencilerinden biri O'na, “Öğretmenim” dedi, “Şu güzel taşlara, şu görkemli yapılara bak!”
2İsa ona, “Bu büyük yapıları görüyor musun? Burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!” dedi.
3-4İsa, Zeytin Dağı'nda, tapınağın karşısında otururken Petrus, Yakup, Yuhanna ve Andreas özel olarak kendisine şunu sordular: “Söyle bize, bu dediklerin ne zaman olacak, bütün bunların gerçekleşmek üzere olduğunu gösteren belirti ne olacak?”
5İsa onlara anlatmaya başladı: “Sakın kimse sizi saptırmasın” dedi. 6“Birçokları, ‘Ben O'yum’ diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi saptıracaklar. 7Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyunca korkmayın. Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. 8Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer depremler, kıtlıklar olacak. Bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.
9 “Ama siz kendinize dikkat edin! İnsanlar sizi mahkemelere verecek, havralarda dövecekler. Benden ötürü valilerin, kralların önüne çıkarılacak, böylece onlara tanıklık edeceksiniz. 10Ne var ki, önce Müjde'nin bütün uluslara duyurulması gerekir. 11Sizi tutuklayıp mahkemeye verdiklerinde, ‘Ne söyleyeceğiz?’ diye önceden kaygılanmayın. O anda size ne esinlenirse onu söyleyin. Çünkü konuşan siz değil, Kutsal Ruh olacak. 12Kardeş kardeşi, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne babalarına başkaldırıp onları öldürtecek. 13 Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır.
14 “Yıkıcı iğrenç şeyin, bulunmaması gereken yerde dikildiğini gördüğünüz zaman –okuyan anlasın– Yahudiye'de bulunanlar dağlara kaçsın. 15 Damda olan, evinden bir şey almak için aşağı inmesin, içeri girmesin. 16Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin. 17O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline! 18Dua edin ki, kaçışınız kışa rastlamasın. 19 Çünkü o günlerde öyle bir sıkıntı olacak ki, Tanrı'nın var ettiği yaratılışın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. 20Rab o günleri kısaltmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama Rab, seçilmiş olanlar, kendi seçtiği kişiler uğruna o günleri kısaltmıştır. 21Eğer o zaman biri size, ‘İşte Mesih burada’, ya da, ‘İşte şurada’ derse, inanmayın. 22Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar, belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse seçilmiş olanları saptıracaklar. 23Ama siz dikkatli olun. İşte size her şeyi önceden söylüyorum.”
Mesih'in Görkemli Gelişi
(Mat.24:29-35; Luk.21:25-33)
24-25 “Ama o günlerde, o sıkıntıdan sonra,
‘Güneş kararacak,
Ay ışık vermez olacak,
Yıldızlar gökten düşecek,
Göksel güçler sarsılacak.’
26 “O zaman İnsanoğlu'nun bulutlar içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. 27İnsanoğlu o zaman meleklerini gönderecek, seçtiklerini yeryüzünün bir ucundan göğün öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacak.
28“İncir ağacından ders alın. Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. 29Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki Tanrı'nın Egemenliği yakındır, kapıdadır. 30Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak[k] ortadan kalkmayacak. 31Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.”
Bilinmeyen Gün ve Saat
(Mat.24:36-44)
32 “O günü ve o saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan başka kimse bilmez. 33Dikkat edin, uyanık kalın, dua edin. Çünkü o anın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. 34 Bu, yolculuğa çıkan bir adamın durumuna benzer. Evinden ayrılırken kölelerine yetki ve görev verir, kapıdaki nöbetçiye de uyanık kalmasını buyurur. 35Siz de uyanık kalın. Çünkü ev sahibi ne zaman gelecek, akşam mı, gece yarısı mı, horoz öttüğünde mi, sabaha doğru mu, bilemezsiniz. 36Ansızın gelip sizi uykuda bulmasın! 37Size söylediklerimi herkese söylüyorum; uyanık kalın!”
14
İsa'nın Ölümü Yaklaşıyor
(Mat.26:1-16; Luk.22:1-6; Yu.11:45-53)
1 Fısıh ve Mayasız Ekmek Bayramı'na iki gün kalmıştı. Başkâhinlerle din bilginleri İsa'yı hileyle tutuklayıp öldürmenin bir yolunu arıyorlardı. 2“Bayramda olmasın, yoksa halk arasında kargaşalık çıkar” diyorlardı.
3 İsa Beytanya'da cüzamlı Simun'un evinde sofrada otururken yanına bir kadın geldi. Kadın kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, saf hintsümbülü yağı getirmişti. Kabı kırarak yağı O'nun başına döktü. 4-5Bazıları buna kızdılar; birbirlerine, “Bu yağ niçin böyle boş yere harcandı? Üç yüz dinardan fazlaya satılabilir, parası yoksullara verilebilirdi” diyerek kadını azarlamaya başladılar.
6“Kadını rahat bırakın” dedi İsa. “Neden üzüyorsunuz onu? Benim için güzel bir şey yaptı. 7 Yoksullar her zaman aranızdadır, dilediğiniz anda onlara yardım edebilirsiniz; ama ben her zaman aranızda olmayacağım. 8Kadın elinden geleni yaptı, beni gömülmeye hazırlamak üzere daha şimdiden bedenimi yağladı. 9Size doğrusunu söyleyeyim, Müjde dünyanın neresinde duyurulursa, bu kadının yaptığı da onun anılması için anlatılacak.”
10Bu arada Onikiler'den biri olan Yahuda İskariot, İsa'yı ele vermek amacıyla başkâhinlerin yanına gitti. 11Onlar bunu işitince sevindiler, Yahuda'ya para vermeyi vaat ettiler. O da İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.
Fısıh Yemeği
(Mat.26:17-30; Luk.22:7-23; Yu.13:21-30)
12Fısıh kurbanının kesildiği Mayasız Ekmek Bayramı'nın ilk günü öğrencileri İsa'ya, “Fısıh yemeğini yemen için nereye gidip hazırlık yapmamızı istersin?” diye sordular.
13O da öğrencilerinden ikisini şu sözlerle önden gönderdi: “Kente gidin, orada su testisi taşıyan bir adam çıkacak karşınıza. Onu izleyin. 14Adamın gideceği evin sahibine şöyle deyin: ‘Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede? diye soruyor.’ 15Ev sahibi size üst katta döşenmiş, hazır büyük bir oda gösterecek. Orada bizim için hazırlık yapın.”
16Öğrenciler yola çıkıp kente gittiler. Her şeyi, İsa'nın kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar. 17Akşam olunca İsa Onikiler'le birlikte geldi. 18 Sofraya oturmuş yemek yerlerken İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Sizden biri, benimle yemek yiyen biri bana ihanet edecek.”
19Onlar da kederlenerek birer birer kendisine, “Beni demek istemedin ya?” diye sormaya başladılar.
20İsa onlara, “Onikiler'den biridir, ekmeğini benimle birlikte sahana batırandır” dedi. 21“Evet, İnsanoğlu kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu'na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.”
22İsa yemek sırasında eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve, “Alın, bu benim bedenimdir” diyerek öğrencilerine verdi. 23Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine verdi. Hepsi bundan içti. 24 “Bu benim kanım” dedi İsa, “Birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. 25Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği'nde yenisini içeceğim o güne dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.”
26İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağı'na doğru gittiler.
Petrus'un İnkârı Önceden Bildiriliyor
(Mat.26:31-35; Luk.22:31-34; Yu.13:36-38)
27 Bu arada İsa öğrencilerine, “Hepiniz sendeleyip düşeceksiniz” dedi. “Çünkü şöyle yazılmıştır:
‘Çobanı vuracağım,
Koyunlar darmadağın olacak.’
28 Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim.”
29Petrus O'na, “Herkes sendeleyip düşse bile ben düşmem” dedi.
30“Sana doğrusunu söyleyeyim” dedi İsa, “Bugün, bu gece, horoz iki kez ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.”
31Ama Petrus üsteleyerek, “Seninle birlikte ölmem gerekse bile seni asla inkâr etmem” dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.
Getsemani Bahçesinde
(Mat.26:36-46; Luk.22:39-46)
32Sonra Getsemani denilen yere geldiler. İsa öğrencilerine, “Ben dua ederken siz burada oturun” dedi.
33Petrus'u, Yakup'u ve Yuhanna'yı yanına aldı. Hüzünlenmeye ve ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı. 34Onlara, “Ölesiye kederliyim” dedi. “Burada kalın, uyanık durun.”
35Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. “Mümkünse o saati yaşamayayım” dedi. 36“Abba[l], Baba, senin için her şey mümkün, bu kâseyi benden uzaklaştır.[m] Ama benim değil, senin istediğin olsun.”
37Öğrencilerinin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus'a, “Simun” dedi, “Uyuyor musun? Bir saat uyanık kalamadın mı? 38Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.”
39Yine uzaklaştı, aynı sözleri tekrarlayarak dua etti. 40Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. İsa'ya ne diyeceklerini bilemiyorlardı.
41İsa üçüncü kez yanlarına döndü, “Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?” dedi. “Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor. 42Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!”
İsa Tutuklanıyor
(Mat.26:47-56; Luk.22:47-53; Yu.18:3-12)
43Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikiler'den biri olan Yahuda çıkageldi. Yanında başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı bir kalabalık vardı. 44İsa'ya ihanet eden Yahuda, “Kimi öpersem, İsa O'dur. O'nu tutuklayın, güvenlik altına alıp götürün” diye onlarla sözleşmişti. 45Gelir gelmez İsa'ya yaklaştı, “Rabbî” diyerek O'nu öptü. 46Onlar da İsa'yı yakalayıp tutukladılar. 47İsa'nın yanında bulunanlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu.
48İsa onlara, “Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz?” dedi. 49 “Her gün tapınakta, yanıbaşınızda öğretiyordum, beni tutuklamadınız. Ama bu, Kutsal Yazılar yerine gelsin diye oldu.” 50O zaman öğrencilerinin hepsi O'nu bırakıp kaçtı.
51İsa'nın ardından sadece keten beze sarınmış bir genç gidiyordu. Bu genç de yakalandı. 52Ama keten bezden sıyrılıp çıplak olarak kaçtı.
İsa Yüksek Kurul'un Önünde
(Mat.26:57-68; Luk.22:54-55,63-71; Yu.18:13-14,19-24)
53İsa'yı görevli başkâhine götürdüler. Bütün başkâhinler, ileri gelenler ve din bilginleri de orada toplandı. 54Petrus, İsa'yı başkâhinin avlusuna kadar uzaktan izledi. Avluda nöbetçilerle birlikte ateşin başında oturup ısınmaya başladı.
55Başkâhinler ve Yüksek Kurul'un öteki üyeleri, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı tanık arıyor, ama bulamıyorlardı. 56Birçok kişi O'na karşı yalan yere tanıklık ettiyse de, tanıklıkları birbirini tutmadı.
57-58 Bazıları kalkıp O'na karşı yalan yere şöyle tanıklık ettiler: “Biz O'nun, ‘Elle yapılmış bu tapınağı yıkacağım ve üç günde, elle yapılmamış başka bir tapınak kuracağım’ dediğini işittik.” 59Ama bu noktada bile tanıklıkları birbirini tutmadı.
60Sonra başkâhin topluluğun ortasında ayağa kalkarak İsa'ya, “Hiç yanıt vermeyecek misin? Nedir bunların sana karşı ettiği bu tanıklıklar?” diye sordu. 61Ne var ki, İsa susmaya devam etti, hiç yanıt vermedi.
Başkâhin O'na yeniden, “Yüce Olan'ın[n] Oğlu Mesih sen misin?” diye sordu.
62 İsa, “Benim” dedi. “Ve sizler, İnsanoğlu'nun Kudretli Olan'ın[o] sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini göreceksiniz.”
63-64 Başkâhin giysilerini yırtarak, “Artık tanıklara ne ihtiyacımız var?” dedi. “Küfürü işittiniz. Buna ne diyorsunuz?”
Hepsi İsa'nın ölüm cezasını hak ettiğine karar verdiler. 65Bazıları O'nun üzerine tükürmeye, gözlerini bağlayarak O'nu yumruklamaya başladılar. “Haydi, peygamberliğini göster!” diyorlardı. Nöbetçiler de O'nu aralarına alıp tokatladılar.
Petrus İsa'yı İnkâr Ediyor
(Mat.26:69-75; Luk.22:56-62; Yu.18:15-18,25-27)
66-67Petrus aşağıda, avludayken, başkâhinin hizmetçi kızlarından biri geldi. Isınmakta olan Petrus'u görünce onu dikkatle süzüp, “Sen de Nasıralı İsa'yla birlikteydin” dedi.
68Petrus ise bunu inkâr ederek, “Senin neden söz ettiğini bilmiyorum, anlamıyorum” dedi ve dışarıya, dış kapının önüne çıktı. Bu arada horoz öttü.
69Hizmetçi kız Petrus'u görünce çevrede duranlara yine, “Bu adam onlardan biri” demeye başladı.
70Petrus tekrar inkâr etti. Çevrede duranlar az sonra Petrus'a yine, “Gerçekten onlardansın; sen de Celileli'sin” dediler.
71Petrus kendine lanet okuyup ant içerek, “Sözünü ettiğiniz o adamı tanımıyorum” dedi.
72Tam o anda horoz ikinci kez öttü. Petrus, İsa'nın kendisine, “Horoz iki kez ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin” dediğini hatırladı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.
15
İsa, Vali Pilatus'un Önünde
(Mat.27:1-2,11-14; Luk.23:1-5; Yu.18:28-38)
1Sabah olunca başkâhinler, ileri gelenler, din bilginleri ve Yüksek Kurul'un öteki üyeleri bir danışma toplantısı yaptıktan sonra İsa'yı bağladılar, götürüp Pilatus'a teslim ettiler.
2Pilatus O'na, “Sen Yahudiler'in Kralı mısın?” diye sordu.
İsa, “Söylediğin gibidir” yanıtını verdi.
3Başkâhinler O'na karşı birçok suçlamada bulundular. 4Pilatus O'na yeniden, “Hiç yanıt vermeyecek misin?” diye sordu. “Bak, seni ne çok şeyle suçluyorlar!”
5Ama İsa artık yanıt vermiyordu. Pilatus buna şaştı.
İsa Ölüm Cezasına Çarptırılıyor
(Mat.27:15-26; Luk.23:13-25; Yu.18:39-19:16)
6Pilatus, her Fısıh Bayramı'nda halkın istediği bir tutukluyu salıverirdi. 7Ayaklanma sırasında adam öldüren isyancılarla birlikte Barabba adında bir tutuklu da vardı. 8Halk, Pilatus'a gelip her zamanki gibi kendileri için birini salıvermesini istedi.
9Pilatus onlara, “Sizin için Yahudiler'in Kralı'nı salıvermemi ister misiniz?” dedi. 10Başkâhinlerin İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu. 11Ne var ki başkâhinler, İsa'nın değil, Barabba'nın salıverilmesini istemeleri için halkı kışkırttılar.
12Pilatus onlara tekrar seslenerek, “Öyleyse Yahudiler'in Kralı dediğiniz adamı ne yapayım?” diye sordu.
13“O'nu çarmıha ger!” diye bağırdılar yine.
14Pilatus onlara, “O ne kötülük yaptı ki?” dedi.
Onlar ise daha yüksek sesle, “O'nu çarmıha ger!” diye bağrıştılar.
15Halkı memnun etmek isteyen Pilatus, onlar için Barabba'yı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.
Askerlerin İsa'yı Aşağılaması
(Mat.27:27-31; Yu.19:2-3)
16Askerler İsa'yı, Pretorium denilen vali konağına götürüp bütün taburu topladılar. 17O'na mor bir giysi giydirdiler, dikenlerden bir taç örüp başına geçirdiler. 18“Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diyerek O'nu selamlamaya başladılar. 19Başına bir kamışla vuruyor, üzerine tükürüyor, diz çöküp önünde yere kapanıyorlardı. 20O'nunla böyle alay ettikten sonra mor giysiyi üzerinden çıkarıp kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O'nu dışarı götürdüler.
İsa Çarmıha Geriliyor
(Mat.27:32-44; Luk.23:26-43; Yu.19:17-27)
21 Kırdan gelmekte olan Simun adında Kireneli bir adam oradan geçiyordu. İskender ve Rufus'un babası olan bu adama İsa'nın çarmıhını zorla taşıttılar. 22İsa'yı Golgota, yani Kafatası denilen yere götürdüler. 23O'na mürle karışık şarap vermek istediler, ama içmedi. 24 Sonra O'nu çarmıha gerdiler. Kim ne alacak diye kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar.
25İsa'yı çarmıha gerdiklerinde saat dokuzdu. 26Üzerindeki suç yaftasında,
YAHUDİLER'İN KRALI
diye yazılıydı. 27-28İsa'yla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydudu da çarmıha gerdiler.[ö] 29-30 Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa'ya sövüyor, “Hani sen tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Çarmıhtan in de kurtar kendini!” diyorlardı.
31Aynı şekilde başkâhinler ve din bilginleri de O'nunla alay ederek aralarında, “Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor” diye konuşuyorlardı. 32“İsrail'in Kralı Mesih şimdi çarmıhtan insin de görüp iman edelim.” İsa'yla birlikte çarmıha gerilenler de O'na hakaret ettiler.
İsa'nın Ölümü
(Mat.27:45-56; Luk.23:44-49; Yu.19:28-30)
33Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. 34 Saat üçte İsa yüksek sesle, “Elohi, Elohi, lema şevaktani” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı.
35Orada duranlardan bazıları bunu işitince, “Bakın, İlyas'ı çağırıyor” dediler.
36 Aralarından biri koşup bir süngeri ekşi şaraba batırdı, bir kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi. “Dur bakalım, İlyas gelip O'nu indirecek mi?” dedi.
37Ama İsa yüksek sesle bağırarak son nefesini verdi.
38 O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye bölündü. 39İsa'nın karşısında duran yüzbaşı, O'nun bu şekilde son nefesini verdiğini görünce, “Bu adam gerçekten Tanrı'nın Oğlu'ydu” dedi.
40 Olup bitenleri uzaktan izleyen bazı kadınlar da vardı. Aralarında Mecdelli Meryem, küçük Yakup ile Yose'nin annesi Meryem ve Salome bulunuyordu. 41İsa daha Celile'deyken bu kadınlar O'nun ardından gitmiş, O'na hizmet etmişlerdi. O'nunla birlikte Yeruşalim'e gelmiş olan daha birçok kadın da olup bitenleri izliyordu.
İsa'nın Gömülmesi
(Mat.27:57-61; Luk.23:50-56; Yu.19:38-42)
42-43O gün Hazırlık Günü, yani Şabat Günü'nden önceki gündü. Artık akşam oluyordu. Bu nedenle, Yüksek Kurul'un saygın bir üyesi olup Tanrı'nın Egemenliği'ni umutla bekleyen Aramatyalı Yusuf geldi, cesaretini toplayarak Pilatus'un huzuruna çıktı, İsa'nın cesedini istedi. 44Pilatus, İsa'nın bu kadar çabuk ölmüş olmasına şaştı. Yüzbaşıyı çağırıp, “Öleli çok oldu mu?” diye sordu. 45Yüzbaşıdan durumu öğrenince Yusuf'a, cesedi alması için izin verdi. 46Yusuf keten bez satın aldı, cesedi çarmıhtan indirip beze sardı, kayaya oyulmuş bir mezara yatırarak mezarın girişine bir taş yuvarladı. 47Mecdelli Meryem ile Yose'nin annesi Meryem, İsa'nın nereye konulduğunu gördüler.
16
İsa'nın Dirilişi
(Mat.28:1-8; Luk.24:1-12; Yu.20:1-10)
1Şabat Günü geçince, Mecdelli Meryem, Yakup'un annesi Meryem ve Salome gidip İsa'nın cesedine sürmek üzere baharat satın aldılar. 2Haftanın ilk günü sabah çok erkenden, güneşin doğuşuyla birlikte mezara gittiler. 3Aralarında, “Mezarın girişindeki taşı bizim için kim yana yuvarlayacak?” diye konuşuyorlardı.
4Başlarını kaldırıp bakınca, o kocaman taşın yana yuvarlanmış olduğunu gördüler. 5Mezara girip sağ tarafta, beyaz kaftan giyinmiş genç bir adamın oturduğunu görünce çok şaşırdılar.
6Adam onlara, “Şaşırmayın!” dedi. “Çarmıha gerilen Nasıralı İsa'yı arıyorsunuz. O dirildi, burada yok. İşte O'nu yatırdıkları yer. 7 Şimdi öğrencilerine ve Petrus'a gidip şöyle deyin: ‘İsa sizden önce Celile'ye gidiyor. Size bildirdiği gibi, kendisini orada göreceksiniz.’ ”
8Kadınlar mezardan çıkıp kaçtılar. Onları bir titreme, bir şaşkınlık almıştı. Korkularından kimseye bir şey söylemediler.
İsa Öğrencilerine Görünüyor
(Mat.28:9-10; Luk.24:13-35; Yu.20:11-18)
9İsa, haftanın ilk günü sabah erkenden dirildiği zaman önce Mecdelli Meryem'e göründü. Ondan yedi cin kovmuştu. 10Meryem gitti, İsa'yla bulunmuş olan, şimdiyse yas tutup gözyaşı döken öğrencilerine haberi verdi. 11Ne var ki onlar, İsa'nın yaşadığını, Meryem'e göründüğünü duyunca inanmadılar.
12Bundan sonra İsa kırlara doğru yürümekte olan öğrencilerinden ikisine değişik bir biçimde göründü. 13Bunlar geri dönüp öbürlerine haber verdiler, ama öbürleri bunlara da inanmadılar.
14İsa daha sonra, sofrada otururlarken Onbirler'e göründü. Onları imansızlıklarından ve yüreklerinin duygusuzluğundan ötürü azarladı. Çünkü kendisini diri görenlere inanmamışlardı.
İsa Öğrencilerini Bütün Dünyaya Gönderiyor
(Mat.28:16-20; Luk.24:36-53; Yu.20:19-23; Elç.1:6-11)
15 İsa onlara şöyle buyurdu: “Dünyanın her yanına gidin, Müjde'yi bütün yaratılışa duyurun. 16İman edip vaftiz olan kurtulacak, iman etmeyen ise hüküm giyecek. 17-18İman edenlerle birlikte görülecek belirtiler şunlardır: Benim adımla cinleri kovacaklar, yeni dillerle konuşacaklar, yılanları elleriyle tutacaklar. Öldürücü bir zehir içseler bile, zarar görmeyecekler. Ellerini hastaların üzerine koyacaklar ve hastalar iyileşecek.”
19 Rab İsa, onlara bu sözleri söyledikten sonra göğe alındı ve Tanrı'nın sağında oturdu. 20Öğrencileri de gidip Tanrı sözünü her yere yaydılar. Rab onlarla birlikte çalışıyor, görülen belirtilerle sözünü doğruluyordu.[p]
  • Giriş
  • Video
  • Notlar

Notlar

1:1-2:3 Eski Ortadoğu yaratılış efsanelerinin çoğunda, ilahlardan biri düzensizliği temsil eden güçlü bir canavarı yener, düzenli bir dünya oluşturur ve öbür ilahlar tarafından yaratmış olduğu dünyanın kralı ilan edilir. Krallığı düzensizlik yaratacak güçler tarafından daima tehdit altındadır. Yaratılış Kitabı bu efsanelerden farklı bir yaratılış öğretisi sunar: Tek gerçek Tanrı, evrensel bir kaos canavarını yenmek zorunda kalmamıştır. Yaratma buyruğu ile düzenli dünyayı var etmiştir ve mutlak iradesi sayesinde bu düzen bugün hâlâ devam etmektedir (günahın yol açtığı yozlaşma ve amaçsızlığa rağmen; bkz. Rom.8:18-22).
1:1 Ya yaratılışın altı gününün özeti ya da ilk yaratılış eylemidir (bkz. Yar.2:1’e ait not; ayrıca bkz. Mez.102:25; Yşa.40:21). Başlangıçta Tanrı Kutsal Kitap, Tanrı’nın daima var olduğunu kabul eder ve bunu asla sorgulamaz. Yaratılan her şeyin bir başlangıcı vardır, ancak Tanrı her zaman var olagelmiştir (Mez.90:2). Başlangıçta Krş. Mesih’in yaratılıştaki işlevi, Yu.1:1-3. Tanrı... yarattı “Tanrı” için kullanılan İbranice ad “Elohim” çoğuldur, ancak fiil hali tekildir (Eski Antlaşma boyunca tek gerçek Tanrı’dan söz ederken böyledir). Çoğul hali, sayının çokluğundan ziyade, ihtişam, saygı ve onur ifadesidir. EskiAntlaşma’da “yaratmak” fiili için kullanılan İbranice fiil (bara), yalnızca Tanrı’nın eylemleri için kullanılır. göğü ve yeri Mekan ve zaman evreni anlamında her şeyi (bkz. Yşa.44:24-28; Yşa.45:18; ayrıca krş. Vai.11:5; Yer.10:16; Yu.1:3; Kol.1:16; İbr.1:2).
1:2 Yer Evrenin yaratılışı göklere değil, insanın yaratıldığı yeryüzüne odaklanır. Boştu ve yeryüzü şekilleri yoktu Bkz. Yar.1:11’e ait not; Yer.4:23. Tanrı’nın Ruhu Bkz. Eyü.33:4; Mez.104:30. Tanrı’nın Ruhu... dalgalanıyordu Tanrı’nın yaratma eylemine başlamakta olduğu ifade ediliyor.
1:3 Tanrı... diye buyurdu Bkz. Mez.33:6,Mez.33:9; Mez.148:5; İbr.11:3. Işık olsun Işık, Tanrı’nın yarattıklarının görünmesi ve yaşaması için gereklidir. EskiAntlaşma’da ışık, yaşam ve bereketin de simgesidir (bkz. 2Sa.22:29; Eyü.3:20; Eyü.33:29,Eyü.33:30; Mez.56:13; Mez.97:11; Mez.112:4; Yşa.53:1 1; Yşa.58:8,Yşa.58:10; Yşa.60:1,Yşa.60:3). Elçi Pavlus “ışı k”ı, günahın karartmış olduğu yüreklerin Tanrı tarafından yeniden aydınlatılmasını açıklarken kullanır (2Ko.4:6).
1:4 Tanrı’nın yarattığı her şey iyidir (bkz. Yar.1:10,Yar.1:12,Yar.1:18,Yar.1:21,Yar.1:25); hatta “çok iyi”dir (Yar.1:31). Yaratılışta düzensizliğin hiçbir izi, Tanrı’ya veya insana tehdit oluşturan hiçbir karanlık güç yoktur. Tanrı’nın yaşamı kutsayıp devam ettirmek üzere şekillendirdiği bu dünyada, karanlığı ve engin suları da iyi amaçlar için yaratmıştır (krş. Mez.104:19-26; Mez.127:2).
1:5 adını verdi Bkz. Yar.1:8,Yar.1:10. Eski Ortadoğu’da bir kralın insanlara veya nesnelere ad vermesi, onlara egemen olduğunu beyan etmesi anlamına gelirdi (bkz. Yar.41:45; 2Kr.23:34; 2Kr.24:17; Dan.1:7). Yaratılış öyküsünde, Tanrı gündüz, gece, gök, kara ve deniz gibi büyük evrensel öğelere ad vererek kendisinin her şeye egemen olduğunu ilan eder. Yaratılan canlılara ad verecek olan insandır ; bu da insanın bunlara egemen olacağını gösterir (bkz. Yar.1:26,Yar.1:28; ayrıca bkz. Yar.2:19 ve ilgili not). ilk gün Bazı uzmanlara göre yaratılış sürecinin bir günü, yirmi dört saatlik gündür; bazılarına göre ise “gün” sözcüğü, belirsiz uzunlukta bir süreci, çağı ifade eder veya sadece anlatımı kolaylaştırmak için kullanılmış bir terimdir.
1:6 kubbe Atmosfer veya gökyüzü (Yar.1:8; krş. Eyü.37:18; Yşa.40:22).
1:9 bir yere toplansın Irmakların aktığı denizler veya göller için yapılan bir tasvir (Yar.1:10; krş. 2Pe.3:5; Mez.24:2; Mez.104:7-9; Yer.5:22).
1:11 Biçimllendirme (ilk üç gün) ve doldurma (sonraki üç gün) günleri olarak da nitelendirilebilecek bu günler birbiriyle bağlantılıdır: Birinci gün ışık olur (Yar.1:3), dördüncü gün ışıklara birer işlev kazandırılır (Yar.1:14-15); ikinci gün gökkubbenin altındaki ve üstündeki sular birbirinden ayrılır (Yar.1:7), beşinci gün bu ortamlarda çeşitli canlılar var edilir (Yar.1:21); üçüncü gün kuru toprak ortaya çıkarılır (Yar.1:9) ve burada bitkilerin oluşması buyrulur (Yar.1:11), altıncı gün toprakta yaşayacak iki canlı türü, hayvanlar (Yar.1:24) ve insanlar (Yar.1:26) yaratılır. türüne göre Bkz. Yar.1:12,Yar.1:21,Yar.1:24-25. Hem yaratılış hem de canlıların çoğalması, Tanrı’nın koyduğu doğa yasalarına göre gerçekleşir.
1:14-15,17-18 Tanrı gök cisimlerinin asıl yaratılış amacını burada açıkça belirtmektedir.
1:16 iki büyük ışığı İkisi de putperestlerin ilahlarına ait özel adlar olduğundan, “güneş” ve “ay” sözcükleri burada kullanılmamıştır (bkz. Yşa.40:26).
1:21 deniz canavarlarını Türü tam olarak bilinmeyen büyük deniz canlıları. Düşman anlamındaki kullanımı için bkz. Babil, Yer.51:34; Mısır, Hez.29:3; Hez.32:2; Eyü.7:12; Mez.74:13; Yşa.27:1 (ancak bazı uzmanlar Yşa.27:1’deki yerin Mısır olduğunu düşünür).
1:22 Verimli olun, çoğalın Tanrı’nın kutsaması ile sudaki ve gökteki canlılar çoğalır, dünyayı yaşam ile doldurur (bkz. Yar.1:28’e ait not).
1:24 sürüngen Terimin İbranicesi, fare, böcek gibi öteki kara hayvanlarını da kapsar.
1:26 Suretimizde, kendimize benzer Tanrı Yaratıcı Egemen olarak yaratılışının şaheserini ilan ediyor (bkz. Yar.5:1; Yar.9:6; krş. 1Ko.11:7; Ef.4:24; Kol.3:10; Yak.3:9). İnsanlar Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldıkları için onura ve saygıya layıktırlar (bkz. Yar.9:6; Yak.3:9). “Suret”, fiziksel özellikleri değil, kişisel özellikleri (iradeyi, duyguları ve aklı), ahlâksal özellikleri (örn. doğruluk; Ef.4:24; Kol.3:10) ve ilişkisel boyutu (insanın Tanrı’yla ve öbür insanlarla ilişki kurma yetisini) içerir. İnsan, Tanrı’nın temsilcisi olmak üzere yaratılmıştır; ancak daha sonra günahla bu benzerlik zedelenmiş olsa da, imanlılar Mesih’in ikinci gelişinde tekrar “O’na benzer” olacaktır (1Yu.3:2, krş. Rom.8:29). egemen olsun ‘Egemen olsunlar diye’ anlamındadır. Tanrı, insana bu egemenliği, yarattığı varlıklar üzerindeki egemenliğini temsil etsin ve böylelikle tüm yaratılış O’nu yüceltsin diye vermiştir (bkz. Mez.8:5-8 ve ilgili not; İbr.2:5-9 ve ilgili notlar).
1:27 EskiAntlaşma’da şiirsel yazım biçimini gördüğümüz ilk yerdir. EskiAntlaşma’nın İbranicesi’nin yüzde kırkı şiir biçimindedir. erkek ve dişi İkisi de Tanrı’nın benzeyişindedir ve Tanrı’nın kutsamasına sahiptir. yarattı Bkz. Yar.1:1’e ait not.
1:28 Onları kutsayarak... doldurun... denetiminize alın... egemen olun Kutsama çoğalmayı, yeryüzünü doldurmayı ve yeryüzündeki yaratıklar üzerinde egemen olmayı içerir (bkz. Yar.1:26; Yar.2:15; Mez.8:6-8). Ne var ki insan, günah işledikten sonra bu kutsamayı Tanrı’nın amaçlarına ulaşmak için değil, kendi bencil amaçları uğruna kullanmaya başlar (bkz. Yar.6:4-8 ve ilgili notlar).
1:29-30 Bu ifadeden insanların ve hayvanların başlangıçta et yemedikleri anlaşılmaktadır (bkz. Yar.9:3).
1:31 çok iyi Bkz. Yar.1:4’e ait not.
2:1 Altı günlük yaratma eyleminin özeti (bkz. Yar.1:1’e ait not).
2:2 bitirdi... dinlendi İfade, yorgunluğu değil, Tanrı’nın yaratma işini tamamladığını belirtir (Yar.1:31). “Dinlendi” olarak çevrilen fiilin İbranicesi (bkz. Yar.2:2) “Şabat” sözcüğünün köküdür (bkz. Çık.16. bölüm; Yar.20:11).
2:4-4:26 Yar.1:1-2:3 ayetlerinde anlatılanlar (bkz. ilgili not) tüm yaratılışa odaklanıyordu, burada anlatılanlar ise insanlık tarihine odaklanır.
2:4 Göğün ve yerin Bkz. Yar.1:1’e ait not. öyküsü “Öykü” sözcüğünün İbranicesi, Yaratılış Kitabı’nda yer alan her ana öykünün başında geçer (bkz. Giriş ; Yar.2:4; Yar.5:1; Yar.6:9; Yar.10:1; Yar.11:10,Yar.11:27; Yar.25:12,Yar.25:19; Yar.36:1). “Göğün ve yerin yaratılış öyküsü” ifadesi, yaratılışın gerçekleştiğini varsayıp sonraki tarihi anlatmaya başlar. RAB Tanrı “RAB” (İbranice “YHVH”, yani “Yahve”) Tanrı’nın kendisi için kullandığı kişisel addır (bkz. Çık.3:15’e ait not; Çık.6:6’ya ait not). “Tanrı” (İbranice “Elohim”) ise genel bir terimdir. İki ad sıklıkla bir arada geçer, ancak tek Tanrı’yı kasteder.
2:6 yerden yükselen buhar İbranice’den “yerden çıkan su kaynakları” diye de çevrilebilir.
2:7 yarattı Fiilin İbranicesi, yapmak veya şekil vermek anlamına gelir ve özellikle çömlekçinin kile şekil vermesinden söz edildiğinde kullanılır (bkz. Yşa.45:9; Yer.18:6; ayrıca bkz. Eyü.10:8-12; Mez.139:13-17). yaşam soluğunu İnsanlar ve hayvanlar bu yaş am soluğuna sahiptir (bkz. Yar.1:30; Eyü.33:4); ancak Tanrı’nın suretinde yaratılmış insan, Tanrı’nın temsilcisi olarak hayvandan üstündür. yaşayan varlık Terimin İbranicesi, Yar.1:20,Yar.1:24’te “yaşayan yaratık” olarak çevrilmiştir.
2:8 Aden’de İbranice’de ‘mutluluk’veya ‘sevinç’anlamlarına gelir. Yaratılışın başlangıcında Tanrı’nın insanla birlikte bulunduğu yerdir. Günahla bozulan bu birlikteliğin başlangıç yeri olan Aden bahçesi, çok sonraları kurulacak Buluşma Çadırı’na (Çık. 25-27. bölümler), ardından Kral Süleyman’ın inşa edeceği tapınağa (1Kr.6. bölüm) ve nihai olarak Yeni Yeruşalim’e benzer (Va. 21-22. bölümler; ayrıca bkz. Bilgi Kutusu: Buluşma Çadırı ve Tapınak, s.122).
2:9 yaşam ağacıyla Meyvesini yiyenlere yaşam verir (bkz. Yar.3:22; Va.2:7; Va.22:2,Va.22:14). iyiyle kötüyü bilme ağacı İyi ve kötü bilgiyi simgeler ve meyvesini yiyenin ölümüne neden olur (Yar.2:17; Yar.3:3). “İyiyle kötüyü bilme”, ahlâki bilgi veya sezgi gücünü kasteder (bkz. Yas.1:39; Yşa.7:15-16). Bahçenin ortasında olan bu ağaç, Tanrı’nın insana sunduğu seçimi gösterir.Adem ve Havva, ya iyi ve kötüyü bilme konusunda Tanrı’nın sözüne güvenerek yaş ayacaklardı ya da Tanrı’dan bağımsız olarak kendi kararlarını verip öleceklerdi (bkz. Yar.2:17).
2:11 Havila Yar.10:29’da söz edilen yer olabilir. Muhtemelen Yar.10:7’de geçen Mısır’daki Havila değildir.
2:14 Asur’un Asur’un eski başkenti.
2:15 bakması... işlemesi Bkz. Yar.1:28’e ait not.
2:17 Bkz. Bilgi Kutusu: Ölüm. kesinlikle ölürsün Yılan daha sonra bunu yalanlayacaktır (Yar.3:4).
2:18-25 Eski Ortadoğu kaynaklarında kadının yaratılışını böylesine detaylı biçimde açıklayan tek anlatımdır.
2:18-20 Tanrı’nın benzeyişinde yaratılan insana verilen yeryüzünü doldurma ve ona egemen olma görevi, kadının yaratılışı gerçekleşmeden tamamlanamayacaktı.
2:19 ad vereceğini Bkz. Yar.1:5’e ait not.
2:23 İbranice’de kadın (İşşa) sözcüğü erkek (İş) sözcüğünden türetilmiştir.
2:24 annesini babasını bırakıp Artık onların koruması ve yetkisi altında olmayacaktır. tek beden olacak Tanrı’nın tek eşliliği amaçladığı görülür. Eşler, hayatları boyunca birbirlerine “tek beden” halinde bağlı olmalıdır; cinsel birliktelik de bunun bir ifadesidir (krş. 1Ko.6:16 ve ilgili not).
2:25 çıplaktılar... utanç nedir bilmiyorlardı Ne var ki günah yüzünden insan bu masumiyetini kaybedecektir (bkz. Yar.3:7).
3:1-24 Adem ve Havva’nın itaatsizliği, bunun doğal sonuçları (bkz. Yar.6:5-6; Yer.17:9; Rom.7:13-25) ve Tanrı’nın buna verdiği karşılık (krş. Rom.1:18-32; Rom.5:12-21 ve ilgili notlar) insanlık tarihinin tüm akışını etkileyecektir.
3:1 Yılan aracılığıyla konuşan Büyük Aldatıcı, yani Şeytan’dır (Va.12:9; Va.20:2). en kurnazı İbranice’de “kurnaz” ve “çıplak” (Yar.2:25) için kullanılan sözcükler neredeyse aynıdır. Yılan kurnazlığıyla Adem ve Havva’yı günah işlemeleri için kışkırtır, günah işledikten sonra çıplaklıklarının farkına varıp utanırlar (bkz. Yar.3:7). Tanrı gerçekten... dedi mi? Aldatıcı, insanı Tanrı’nın sözü konusunda şüpheye düşürmeye, dolayısıyla onları Tanrı’dan uzaklaştırmaya çalışmaktadır.
3:3 ona dokunmayın İlk günah bu sözlerin söylenmesiyle değil, yasak meyvenin yenmesiyle işlenmiştir.
3:4 kesinlikle ölmezsiniz Şeytan, Tanrı’nın sözünü açıkça yalanlıyor (bkz. Yar.2:17).
3:5 Tanrı biliyor ki Şeytan, Tanrı’nın insan için iyi olan amacını kötüleyerek insanı kendisine itaat etmeye ayartmaya çalışır (krş. Eyü.1:9-11; Eyü.2:4-5). Gözleriniz açılacak... Tanrı gibi olacaksınız Gözleri gerçekten açıldı (bkz. Yar.3:7), ama bu eylemin sonucu yılanın vaat ettiğinden farklıydı. İyiyle kötüyü bilerek Bkz. Yar.2:9’a ait not.
3:12-13 İnsanın suçu başkasına attığının ve sorumluluk kabul etmediğinin ilk örneği. Günahın sonuçlarından biridir.
3:15 senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın Bu ayet Tanrı ile Şeytan arasındaki büyük savaşı açıklar; bu savaş insanlık tarihi boyunca sürecektir. Şeytan, Tanrı’nın dünyadaki temsilcisiyle (insanla) daimi bir savaş içinde olacaktır. Kadının ‘soyu’ olarak tanımlanan Mesih, Şeytan’a son darbeyi indirecektir (bkz. İbr.2:14; Kol.2:15 ; krş. Rom.16:20).
3:16 çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim Çocuk doğururken çekilen acı ve ağrı, dünyada günahın çoğaldığını ve yayıldığını hatırlatır. Tanrı, cezalandırırken de lütufkar olduğunun göstergesi olarak, çoğalma kutsamasını (bkz. Yar.1:28 ve ilgili not) geri almamıştır. istek duyacaksın... o yönetecek Bu yüzden kadın ile erkek arasındaki ilişki, kadın için sevinç ve bereket getirecek bir durum olmaktan çıkıp dert ve acı verici olacaktır.
3:17-19 Erkek uzun süre ve zahmetli şekilde çalışmak zorunda kalsa bile (Tanrı’nın verdiği ceza), yaşamını sürdürebilmek için yiyecek sağlayabilecek (Tanrı’nın lütfu), böylece günahlı insan soyunu devam ettirecektir.
3:19 toprağa dönünceye dek... toprağa döneceksin Adem’in çabaları ölüme engel olamayacaktı. Bedeninin (Yar.2:7) ve yiyeceğinin (bkz. Yar.3:17) kaynağı olan toprak, ölümünün simgesi haline gelmişti.
3:20 Adem’in karısına ikinci bir ad vermesi (bkz. Yar.2:23-24 ve ilgili not) egemenliğini açıkladığı bir eylem değil (bkz. Yar.1:5; Yar.2:19’a ait notlar), Adem’in imanının bir göstergesidir. “Havva”, İbranice’de ‘yaşam’ anlamına gelen sözcükten türemiştir.Adem, ölüm cezasına çarptırılmış olmasına rağmen (bkz. Yar.2:17; Yar.3:7,Yar.3:10,Yar.3:16-19) Havva’nın aracılığıyla kendi soyunun devam edeceğine inanmaktadır.
3:21 onları giydirdi Tanrı lütuf göstererek Adem ile Havva’nın utancını örter (krş. Yar.3:7,Yar.3:10).
3:22 iyiyle kötüyü bilmekle Bkz. Yar.3:5’e ait not. ölümsüz olmasına Tanrı’nın bunu yapması insan için aslında bir lütuftur. Tanrı, insanın sonsuza dek günahlı yaşamasına engel olmakla, günahtan kurtuluşun yolunu açmıştır (bkz. Rom.5:18-19).
3:24 yolunu denetlemek için Tanrı’nın kılıcı, günahlı insanlık ile yaşam ağacı arasında duruyordu (krş. Yar.3:22).Artık insan, yalnızca Tanrı’nın Mesih’te sağladığı kurtuluş sayesinde yeniden yaşam ağacına yaklaşabilir (bkz. Va.2:7; Va.22:2,Va.22:14,Va.22:19). Keruvlar Bkz. Bilgi Kutusu: Melekler. Arkeolojik kazılar sonucunda, Eski Mezopotamya’ya ait tapınakların ve sarayların girişlerinde nöbet tutan kanatlı varlıkların heykellerine rastlanmıştır.
4:1-11:32 Günahın ikinci nesilde kardeş katlinden, yedinci nesilde Tanrı’ya karşı küstahça bağımsızlık ilan etmeye kadar nasıl büyüdüğü görülmektedir.
4:3-4 Buradaki kıyaslama, getirilen sununun türü (bitki veya hayvan) ile ilgili değil, rastgele ve kayıtsızca getirilen (toprağın ürünlerinden) bir sunu ile seçkin sunu (sürünün ilk doğanı; sununun özenle ve itaatle sunulduğunu gösterir) arasındaki farkla ilgilidir. Sunu getiren kişinin amacı ve tutumu son derece önemlidir. Tanrı Habil’in sunusunu imanından ötürü kabul etmiştir (İbr.11:4).
4:5 öfkelendi Kayin’in, Tanrı’ya getirdiği sununun yeterli olduğunu düşündüğü anlaşılmaktadır.
4:7 günah kapıda pusuya yatmış Kayin’in, kardeşi hakkında kötülük tasarladığı ima ediliyor.
4:8 Haydi, tarlaya gidelim Bu sözler Peşitta’dan, Septuaginta’dan, Samiriye Tevratı’ndan ve Vulgata’dan alınmıştır. kardeşine saldırıp onu öldürdü Bu ilk cinayet vahşiceydi, çünkü bilinçli olarak kardeşin kardeşi öldürmesi söz konusuydu (bkz. Yar.4:9-11; 1Yu.3:12; krş. Mat.23:35; İbr.11:4). İlk günahın korkunç sonuçları ve yaşamın her alanına nasıl hızla yayıldığı çarpıcı bir şekilde görülmektedir.
4:9 Bkz. Lev.19:16; Yas.21:1-9. Kayin’in yüreğinin katılığının ve olanlara kayıtsızlığının göstergesidir.
4:10 kardeşinin kanı... sesleniyor Krş. Mat.23:35; Luk.11:50-51; İbr.11:4. Tanrı’nın adaleti, yapılan her adaletsizliğin karşılığını bulması gerektiğini öngörür. Şiddet içeren bir tutumla dökülen kan, her şeyin saflığını bozar (krş. Mez.106:38; Yşa.59:3; Ağı.4:14).
4:11 laneti Lanet altındaki kişi Kayin’dir. Daha önceleri toprağı işlediğinde, toprak ona ürün vermişti (Yar.4:2-3). Artık, kardeşinin kanı ile sulanan toprak ona ürün vermeyecektir (Yar.4:12).
4:12 aylak aylak dolaşacaksın Kayin öbür insanlara yabancılaşacak ve topraktan artık ürün alamayacağı için de çalışmayacaktır ( Yar.4:16).
4:13 cezam kaldıramayacağım kadar ağır Kayin pişmanlık duymak yerine, kendine acımaktadır. Günahı katlanarak artar: önce Tanrı’yı hafife almış (Yar.4:3), sonra öfkelenmiş (Yar.4:5), ardından kardeşine tuzak kurup onu öldürmüş (Yar.4:8) ve yalan söylemiştir (Yar.4:9); şimdi de tamamen kendini düşünmektedir (bu ayet). En sonunda Tanrı’dan da uzaklaşacaktır (Yar.4:14,Yar.4:16). Bazı yorumculara göre ise “cezam” sözcüğü İbranice’de ‘kötülüğüm’ anlamına da gelebilir; buna göre bu ayet, Kayin’in, günahının ne kadar ciddi olduğunu kabul ettiğini anlatır.
4:14-15 kim... kim... kimse Ya insan soyunun hızlı çoğalacağı öngörülerek söylenmiştir ya da Kayin ile birlikte yargı altında olan (Yaratılış Kitabı’nda söz edilmeyen kardeşleri dahil) aile üyelerinden söz edilmektedir.
4:15 nişan Öldürmek isteyenlerden Kayin’i korumak üzere koyulmuş bir uyarı işareti. Katilin canı şimdilik bağışlanmıştır (ama bkz. Yar.6:7; Yar.9:6).
4:17-18 Bkz. Şit’in soy ağacı: Kenan, Yar.5:12; Hanok, Yar.5:21; Yeret, Yar.5:18; Mahalalel, Yar.5:15; Meuşelah, Yar.5:25; Lemek, Yar.5:28. İki soy ağacındaki adların benzerliği dikkat çekicidir; bazı uzmanlar bu tür soy ağaçlarında bazı adların seçilip bazılarının atlanmasının, ses benzerliğini ön plana çıkararak insanların benzerliğini vurgulamak amacını taşıdığını savunur (bkz. Bilgi Kutusu: Soyağaçları, s.554; ayrıca bkz. 1. Tarihler: Giriş).
4:17 kent Bu sözcüğün İbranicesi, büyüklüğüne bakılmadan her tür yerleşim birimi için kullanılır. Burada bir sözcük oyunu yapılmaktadır: Nod, ‘aylak, dolaşmak’ anlamındadır. Kayin “aylaklık ülkesinde” “aylak dolaşacaktı”, ancak Tanrı’nın söylediklerine rağmen kendi çabasıyla “kalıcı bir yerleşim birimi” oluşturdu.
4:19 iki kadınla evlendi Çok eşlilik ilk kez burada görülüyor (bkz. Yar.2:23-24 ve ilgili not). Lemek, Tanrı’nın kutsamasına (bkz. Yar.1:28) kendi yoluyla (çok eş alarak) kavuşmaya çalışıyordu.
4:20-22 Yaval... Yuval... Tuval-Kayin Lemek’in üç oğlunun adlarının okunuşu birbirine yakındı; adları insan yeteneklerini vurgulayan İbranice fiil “YVL”den türemiştir.
4:22 kesici aletler Tarım, inşaat ve belki de savaşta kullanılmak üzere.
4:23 beni yaraladığı için bir adam öldürdüm Lemek, Kayin’in özensiz sunu sunması (bkz. Yar.4:3-4’e ait not) ve kardeşini öldürmesiyle katlanan günahı daha da büyütmüş, öcünü Tanrı’ya bırakacağı yerde kendi öcünü dehşet verici şekilde almıştır (bkz. Yas.31:35).
4:24 yetmiş yedi kez Krş. Mat.18:21-22 ve ilgili notlar.
4:25 yine... başka bir oğul Habil ölmüş, Kayin ise kovulmuştu. RAB ailenin soyunu devam ettirmek üzere Adem ve Havva’ya üçüncü bir oğul verdi. Şit ‘Bağışlamak’ anlamına gelir.
4:26 insanlar RAB’be yakarmaya başladı Şit’in soyunun Tanrı’ya güvenmesi, Kayin’in soyundan olan Lemek’in küstahlığına tezattır.
5:1 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not. Benzer Bkz. Yar.1:26’ya ait not.
5:2 erkek ve dişi Bkz. Yar.1:27’ye ait not. Kutsadı Bkz. Yar.1:28’e ait not. Adını verdi Bkz. Yar.1:5’e ait not.
5:3 kendi suretinde, kendisine benzer TanrıAdem’i nasıl kendi günahsız benzerliğinde yarattıysa (bkz. Yar.9:6; Yak.3:9), şimdi günahlı Adem’in de kendi günahlı benzerliğinde bir oğlu vardır (bkz. Mez.51:5 ve ilgili not).
5:5 öldü İfade, Tanrı’nın günahla ilgili yargısını çarpıcı bir şekilde hatırlatır (bkz. Bilgi Kutusu: Ölüm, s.1660).
5:22 Tanrı yolunda yürüdü Bu cümle öbür ayetlerdeki “yaşadı” ifadesinin yerini alır; sıradan bir yaşam sürmek ile Tanrı ile yakın bir ilişki içinde yaşamak arasında fark olduğunu hatırlatır.
5:24 sonra... yanına almıştı Hanok ölümü tatmadan (İbr.11:5) Tanrı’nın huzuruna alınmıştır (krş. 2Kr.2:11; Mez.49:15; Mez.73:24). Kayin’in soyunda Adem’den sonra yedinci nesil olan Lemek’in aksine, Şit’in soyundaAdem’den sonra yedinci nesil olan Hanok (Yah.14) ‘Tanrı’yı hoşnut eden biri’ idi (İbr.11:5).
5:27 969 yıl Tufandan sonra sadece Nuh ile ailesi hayatta kaldı. Sayılar birebir anlamıyla kabul edilirse Metuşelah tufanın olduğu yıl ölmüştür (Yar.5:25,Yar.5:28’de ve Yar.7:6’da verilen sayıların toplamı tam 969’dur).
5:29 Nuh ‘Rahatlık’ anlamına gelir.
6:1-8 İnsanlık tarihinin ilk döneminde yozlaşmışlık öylesine artmış ve geniş bir alana yayılmıştı ki, Tanrı yaratılışın tümünü tufan aracılığıyla yargılamayı gerekli gördü.
6:2,4 İlahi varlıklar İbranice’den birebir çevirisi: “Tanrı oğulları”. Bunların melek (krş. Eyü.1:6; Eyü.2:1; Mez.29:1) veya Şit’in soyundan Tanrı’ya sadık erkekler oldukları tahmin edilir. Bazı yorumcular, Yah.6-7’ye (ve çeşitli Yahudi kaynaklara) dayanarak bunların ‘düşmüş melekler’ olduğunu söyler. Bazı yorumcular ise, melekler ile insanlar arasında cinsel ilişki ve evlilik yaratılış düzenine aykırı olduğu için burada meleklerden söz edilmediğini savunur (1. bölüm; Mar.12:25). Bir başka yoruma göre ise, bu ifade kral ve kral soyundan gelenler (eski Ortadoğu’da krallar ilah olarak görülürdü) için kullanılır. Bazı ayetlerde de buna benzer tanımlamalar farklı bağlamlarda insanlar için kullanılmıştır (bkz. Yas.14:1; Yas.32:5; Mez.73:15; Yşa.43:6; Hoş.1:10; Hoş.11:1). insan kızlarını Kayin’in soyundan gelen kadınlar anlamına geliyor olabilir ; bu doğruysa 1-2. ayetler, 5. bölümdeki Şit’in soyundan olanların 4. bölümdeki Kayin’in soyundan olanlarla yaptıkları evliliklerin, iyi ve kötü soy arasındaki ayrımın bozulmasına yol açtığını gösterir.
6:3 İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak İbranicesi göz önüne alındığında bu sözler, Tanrı’nın insanları tufanla cezalandıracağı zamana bu kadar kaldığını ifade ediyor da olabilir (krş. 1Pe.3:20).
6:4 Nefiller İbranice sözcük ‘düşmüş kişiler’anlamına gelir. Septuaginta’da “devler” diye geçer. Tanımlamaya göre iri ve güçlü insanlar olmalıdırlar (bkz. Say.13:31-33).
6:5 Kutsal Kitap’ta, günahın insanı nasıl her yönden etkilediğiyle ilgili yapılan en net tanımlardan biridir. İnsan doğası değişmediği için tufandan sonra da insan günahlı tutumunu sürdürür (Yar.8:21).
6:6 pişman oldu Tanrı’nın insanı yaratmakla hata yaptığının değil, lütfuna ve sabrına karşın tövbe etmeye yanaşmayan insanı yüce adaletinden ötürü yargılamak zorunda olması nedeniyle duyduğu derin kederin ifadesidir.
6:7 Hayvanları, sürüngenleri, kuşları Hayvanlar ahlâksal açıdan masum olsa da, insanların yozlaşmış egemenliği altında olduklarından yargı altındaydı (bkz. Rom.8:18-25).
6:8-9 Bkz. Yar.5:22’ye ait not. Nuh’un Tanrı’yı hoşnut eden yaşantısı, çağdaşlarının kötü yaşantılarıyla tezat oluşturuyordu (bkz. Yar.6:5 ve ilgili not; ayrıca bkz. Yar.6:12).
6:9-9:29 Eski Ortadoğu efsanelerinin birçoğunda büyük ilahlardan birinin, insanların çıkardığı gürültüden rahatsız olduğu için yeryüzünde büyük bir tufan başlattığı görülür. Yaratılış Kitabı’nda tanrılar ve insanlık hakkındaki bu yaygın putperest fikirlere karşı gelinir ve gerçek tamamen farklı bir tanrıbilim ışığında verilir. Bu öyküde Yaratan (tek Tanrı), kendi benzeyişinde yaratmış olduğu ve yaratılışının kâhyası ilan etmiş olduğu insanın içine düştüğü ahlâksızlıktan keder duymaktadır. İnsanlık öyle yozlaşmıştır ki bu sınır tanımayan kötülük yalnızca kökten bir yargıyla ortadan kaldırılabilecektir. Ancak Tanrı, insanlığın bağımlı olduğu yaratılışı keyfi bir şekilde yok etmeye hazır, insafsız bir tanrı değildir. Tufanı gönderen Tanrı, yaratılışı kayıracağını vaat eder ve bunun gökkuşağı ile simgelenmesini, böylelikle daima hatırlanmasını sağlar (bkz. Yar.9:8-17 ve ilgili notlar). 8-9. bölümde aktarılan olaylar ile 1. bölümdeki bazı olaylar arasında benzerlikler görülür. Sırasıyla Yar.8:2 ile Yar.1:7’yi, Yar.8:5 ile Yar.1:9’u, Yar.8:7 ile Yar.1:20’yi, Yar.8:17 ile Yar.1:25’i, Yar.9:1-2 ile Yar.1:28’i, Yar.9:3 ile Yar.1:30’u kıyaslayın. 1. bölümde her şeyin başlangıcı anlatılır, 8-9. bölümlerde ise tufan sonrası yeni bir başlangıç anlatılır.
6:9 öykü Bkz. Yar.2:4’e ait not. Doğru Bkz. Mez.1:5’e ait not.
6:14 gofer Selvi ağacı olduğu tahmin edilmektedir. gemi Bu sözcüğün İbranicesi, Kutsal Kitap’ta buradan başka sadece Musa’yı Nil’in sularında taşıyan sepeti tanımlarken kullanılmıştır (Çık.2:3,Çık.2:5). İçini dışını ziftle Krş. Çık.2:3.
6:17 yeryüzündeki her canlı ölecek Bazı yorumcular metinde yer alan terimlerden ötürü tufanın tüm yeryüzünü kapsadığını düşünür (bkz. Yar.6:7,Yar.6:12-13; Yar.7:4,Yar.7:19,Yar.7:21-23; Yar.8:21; Yar.9:11,Yar.9:15). Bazılarına göre ise tufanın etkili olduğu alanlardaki tüm canlılar ölmüştür, ancak bu sınırlı bir alandır ve sadece Musa’nın coğrafi bilgisi ile Nuh’un bakış açısından evrenseldir (bkz. Giriş).
6:18 antlaşma Bkz. Yar.9:9-10’a ait not ; Bilgi Kutusu: Antlaşma, s. 25. Nuh, Tanrı ile arasındaki antlaşmanın detaylarını sular çekildikten sonra öğrenecektir (bkz. Yar.9:8-17). Adem’e verilen sorumluluklar Nuh’a da verilir (bkz. Yar.9:2-7). Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte Tanrı, Nuh’un bütün aile fertlerini kurtararak onlara olan sevgisini gösterir. Tanrı’nın bu yaklaşımı, ebeveynlerin çocuklarına karşı sorumluluklarını da vurgular (bkz. Yar.17:7-27; Yar.18:19; Yas.30:19; Mez.78:1-7; Mez.102:28; Mez.103:17, 18; Mez.112:1-2; Elç.2:38-39; Elç.16:31; 1Ko.7:14). Gemiye bin Nuh’un tufandan kurtulması, Tanrı’nın insanı kurtarmasının bir göstergesidir (bkz. İbr.11:7; 1Pe.2:5) ve vaftiz bu eylemle ilişkilendirilir (bkz. 1Pe.3:20-21).
6:20 çeşit Bkz. Yar.1:11’e ait not.
7:1 doğru Bkz. Yar.6:8-9’a ait not ; 2Pe.2:5; İbr.11:7.
7:2-3 Dinsel açıdan temiz sayılan hayvanlardan yakmalık sunu (bkz. Yar.8:20) ve yiyecek (bkz. Yar.9:3) olarak da yararlanacaktı ; kirli sayılan hayvanlar ise sadece çiftleşip çoğalmaları için alınmıştır.
7:13 Nuh, oğulları... karısıyla, üç gelini Krş. 1Pe.3:20; 2Pe.2:5.
7:14 Yar.1:21-25’te söz edilen beş hayvan türünün dördü burada sıralanır. Beşinci tür, yani denizdeki canlılar, yaşamını suda sürdürecektir.
7:20 dağları on beş arşın aştı Yaklaşık 7 m. Gemi 13,5 m yüksekliğindeydi (Yar.6:15), suların seviyesi geminin karaya oturmasını önleyecek düzeydeydi.
7:21-22 soluk alan... öldü Tanrı’nın yaratılışta verdiği armağan (bkz. Yar.1:30; Yar.2:7) günah yüzünden geri alınmıştı.
8:1 Tufan öyküsü bu noktaya kadar yargıyı, buradan itibaren ise kurtuluşu anlatır. Tanrı Nuh’u anımsadı Yüz elli günden beri Tanrı’nın sesi işitilmemişti (bkz. Yar.7:24). Kutsal Kitap’ta ‘anımsamak’ ifadesi, çoğunlukla birisi ile ilgilenmek, ona sevgi göstermek anlamında kullanılır (krş. “iyilikle”, Neh.5:19; Neh.13:31).
8:4 Ararat Bu yerin, Mezopotamya’nın kuzeyinin büyük kısmını ve bugünkü Türkiye’nin doğusunu kapsayan geniş ve dağlık bir krallık olan Asur Urartu’nun sınırları içinde kaldığı tahmin edilmektedir (bkz. Yşa.37:38; Yer.51:27). Çağdaş yorumcuların çoğu bunun Ağrı Dağı olduğuna inanır.
8:11 Güvercin gagasında... zeytin yaprağıyla... geri döndü Zeytin ağaçları yüksek yerlerde yetişmediği için bu taze yaprak Nuh için suların çekildiğine dair bir işaretti.
8:13 Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde Bu tarih, tufan sonrası insanlığın yeni başlangıcının tarihidir.
8:14 ikinci ayın yirmi yedinci günü Tufanın başladığı tarihten yaklaşık bir yıl sonrası (bkz. Yar.7:11).
8:17 üresinler, verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar Bkz. Yar.1:22 ve ilgili not.
8:20 Yakmalık sunular Bkz. Lev.1:3-4 ve ilgili notlar.
8:21 Bu ayet, Tanrı’nın Nuh’la yapacağı antlaşmaya işaret eder (Yar.9:11-17). Güzel kokudan hoşnut Krş. Ef.5:2; Flp.4:18. İnsan yüreğindeki eğilimler... kötüdür Bkz. Yar.6:5 ve ilgili not. Doğru bir adam olan Nuh ve ailesi kurtulmuş olsa da doğalarında Adem’den miras aldıkları günah vardı. yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim Bkz. Yar.9:11,Yar.9:15. Tanrı günah sorununu, insanlığı yok etmek yerine, Babil’de ilk işaretleri görülen (bkz. Yar.11:6-8 ve ilgili notlar) ve Avram’ın çağrılması (Yar.12:1) ile başlayarak Mesih İsa’yla tamamlanan kurtarış tasarısıyla çözümleyecektir. çocukluğundan beri Bu ifade Yar.6:5’teki “hep” sözcüğünün yerini alır ve insanın rahimde oluşmaya başladığı andan itibaren günahın etkisi altında olduğunu vurgular (bkz. Mez.51:5 ve ilgili not).
8:22 Bkz. Yar.1:14.
9:1-7 Tufandan sonraki yeni başlangıçta Tanrı ilk yaratılıştaki kutsamasını (Yar.1:28; krş. Yar.9:3; Yar.1:29-30) yeniliyor. Ancak ilk kutsamadan farklı olarak günahın dünyaya şiddet getirmiş olmasından ve artık hayvanların da yiyecek olduğunun bildirilmesinden ötürü (Yar.9:3), Tanrı insana yeni sınırlamalar getirir (Yar.9:4-6).
9:2 sizin yönetiminize verilmiştir Tanrı insanların yaratılış üzerindeki egemenliğini yeniden onaylar (bkz. Yar.1:26’ya ait not).Aden bahçesinde insana verilen egemenlik Tanrı’nın yetkisi altında sürdürülecekti, ancak artık bu egemenlik günahın etkisi altında devam edecektir (bkz. Yar.3:14-19; Mez.8; ancak bkz. Ef.2:1-3).
9:3 bütün canlılar size yiyecek olacak Krş. Yar.1:29-30 ve ilgili not.
9:4 kanlı et yemeyeceksiniz Lev.17:14’te kan ile yaşam arasındaki yakın ilişki açıklanır. Yaşam Tanrı’nın gizemli ve değerli armağanıdır (bkz. Vai.11:5). Tarih boyunca birçok putperest “kandaki yaşamı içerek” (krş. Lev.17:11) kendi yaşam güçlerini arttırmaya veya uzatmaya çalışmıştır.
9:5 hakkınızı... her hayvandan hesabını soracağım Tanrı insan yaşamının koruyucusudur (bkz. Yar.4:9-12; krş. Yar.1:26 ve ilgili not; ayrıca bkz. Çık.21:28-32).
9:6 Bkz. Çık.21:12-14; Say.35:16-32; ayrıca bkz. Rom.13:3-4; 1Pe.2:13-14. çünkü Tanrı insanı kendi suretinde yarattı Bkz. Yar.1:26 ve ilgili not; ayrıca bkz. Özd.14:31; Özd.17:5; Yak.3:9.
9:8-17 Tanrı’nın tufan sonrası yaratılışla ilk ve temel antlaşması. “Bir daha” (Yar.9:11,Yar.9:15), “kuşaklar boyunca” (Yar.9:12) ve “sonsuza dek” (Yar.9:16) ifadeleri bunun ebedi bir antlaşma olduğunu gösterir.
9:9-10 sizinle antlaşmamı sürdüreceğim Bkz. Tanrı’nın benzer vaatleri:Avram’la, Yar.15:18-20; Pinehas’la, Say.25:10-13; Davut’la, 2Sa.7.bölüm. Tanrı bu antlaşmada Nuh’a, soyuna (Nuh, insan soyunun yeni babasıdır, bkz. Yar.6:18) ve tüm yaratıklara, yaratılışla ilgili tasarıları tamamlanmadıkça dünyayı ve içindekileri yok etmeyeceğine söz verir (Yar.8:22).
9:13 Yayımı... antlaşmanın belirtisi Gökkuşağı bu antlaşmanın yükümlülüklerinin bir hatırlatması ve mührüydü. İbrahim’le yapılan antlaşmanın belirtisi sünnet (bkz. Yar.17:11) ve Sina Dağı’nda Musa’nın aracısı olduğu antlaşmanın belirtisi Şabat (bkz. Çık.31:16-17) olacaktı.
9:19 yayılan Bkz. 10. bölüm; Yar.11:8’e ait not.
9:20 çiftçiydi Babası Lemek gibi (bkz. Yar.5:29).
9:22 Kenan’ın Yani Kenanlılar’ın (bkz. Yar.9:25’e ait not; Yar.15:16’ya ait not).
9:25 Yeşu’nun Givonlular’ı hâkimiyetine almasıyla (Yşu.9:27) bu sözün yerine geldiği görülür (ayrıca bkz. Yşu.16:10; Hak.1:28, 30,33,35; 1Kr.9:20-21). Nuh’un laneti, tarihin bazı dönemlerinde yorumlanıp uygulandığı gibi siyahîleri köleleştirmek için kesinlikle dayanak olarak kabul edilemez, çünkü Ham’ın soyu ve Kenanlılar, Mısır’da keşfedilen duvar resimlerinde de görüldüğü gibi, beyaz ırktandır.
9:27 Yafet’e Bu ad ‘bolluk, genişlik’ anlamına gelir. Sam’ın çadırlarında yaşasın ‘Sam’a verilen kutsamaya ortak olsun’ anlamında.
9:29 sonra öldü Bkz. Yar.5:5’e ait not.
10:1-32 Bu bölümde söz edilen halklar arası bağ, sadece fiziksel akrabalığa değil, coğrafya, tarih ve dil ortaklığına da dayalı olabilir (bkz. Yar.10:5’e ait not; ayrıca bkz. 1. Tarihler: Giriş).
10:2 Yafet’in Kutsal Kitap’ta en az adı geçen Yafet’in soyu, Nuh’un oğullarının belki de en büyüğü (ama bkz. Yar.10:21) olarak ilk önce sıralanır. Seçilen soy olan Sam’ın soyu en son sıralanır (bkz. Yar.10:21-31; ayrıca bkz. Yar.11:10-26). Yafet oğulları çoğunlukla Kenan topraklarının kuzeyine ve batısına, Avrasya’ya yerleşir. Gomer Gomer’in soyu (Kimmerler) ve onunla akrabalığı olan uluslar (bkz. Yar.10:3) Karadeniz yakınlarına yerleşir. Magog Muhtemelen bir İskit oymağının atasıdır. Bu halk Kafkaslar’a ve Karadeniz’in güneydoğusu yakınlarındaki bölgelere yerleşir. Meday Medler’in atası. Yavan İyonya (Güney Yunanistan) ve Anadolu’nun batı bölgelerine yerleşir. Tuval, Meşek Sanılanın aksine bugünkü Rusya’daki Tobolsk ve Moskova ile ilişkili değildir. Daha sonraAsur yazıtlarında Magoglar’la birlikte adlarının geçtiği görülür (ayrıca bkz. Hez.38:2). Tuval’ın soyu muhtemelen Pontus’a, Meşek’in soyu da bugünkü Azebeycan’ın dağlık bölgesine yerleşmiştir. Anadolu’nun doğusundan kuzeye, Karadeniz’e doğru ilerlediler. Tiras Trakya adı bu kişiden geliyor olabilir.
10:3 Aşkenaz İskitler’in atası. Bu ayette söz edilen üç halk da yukarı Fırat bölgesine yerleşmiştir.
10:4 Elişa Ya Alaşiya (Kıbrıs’ın eski adı) ya da İtalya’nın güneyindeki Sicilya halkının atası. Tarşiş Muhtemelen İspanya’nın güneyine yerleşen halkın atası. Kittim Kıbrıslılar’ın atası. Rodanim Rodos Adası halkının atası olabilir.
10:6 Ham oğulları Asya’nın güneybatısına ve Afrika’nın kuzeydoğusuna yerleşmiştir. Kûş Etiyopyalılar’ın atası. Misrayim Mısırlılar’ın atasıdır; adı (‘iki Mısır’ anlamına gelir), Yukarı (güney) veAşağı (kuzey) Mısır’ı tanımlar. Put Ya Libya (bkz. Yar.10:13-14’e ait not) ya da Mısırlılar’ın Punt diye adlandırdıkları toprakların halkının, yani bugünkü Somalililer’in atası. Kenan ‘Mor toprak’ anlamına geliyor olabilir (aynı yörenin Grekçe adı olan ‘Fenike’ bu anlama gelir). Kenan, soyluların giyiminde ve eşyalarında kullanılan mor boyanın başlıca üreticisi ve ihracat bölgesiydi.
10:7 Burada söz edilen yedi oğlun soyundan gelen halklarArabistan’a yerleşmiştir. Şeva ve Dedan’dan İbrahim’in torunları olarak da söz edilir (bkz. Yar.25:3; krş. “Saba”, Hez.27:20-22).
10:8 Kûş’un 6. ayette geçen Kûş ile aynı yer olmadığı tahmin edilmektedir. Mezopotamya’da yaşamış Kassiler ile akrabalıkları olabilir. Nemrut Akatlar’ın erken dönem hükümdarlarından biri olan I. Sargon, İbranice’de bu şekilde geçiyor olabilir (bkz. Yar.10:10).
10:10 Erek Eski Mezopotamya’nın önemli kentlerinden biriydi. Uruk (bugünkü Irak’ta Varka) adının İbranicesi’dir.
10:11-12 önemli bir kent Ya Kalah (Resen de olabilir) ya da daha büyük olasılıkla Ninova (bkz. Yu.1:2; Yu.3:2; Yu.4:11). İfade, kent civarını da kapsıyor olabilir.
10:13-14 Ludlular’ın MuhtemelenAnadolu’daki Lidyalılar (bkz. Yar.10:22’ye ait not). Anamlılar’ın KuzeyAfrika’da, Mısır’ın batısında Kirene’ye yakın bölgede yaşayan halk. Lehavlılar Libyalı çöl kabileleri olabilir (bkz. Yar.10:6’ya ait not). Naftuhlular Aşağı (kuzey) Mısır halkı. Patruslular Yukarı (güney) Mısır halkı (bkz. Yar.10:6’ya ait not). Kaftorlular Eski zamanlarda Kaftor diye bilinen Girit’te bir süreliğine çeşitli Filistli gruplar da yerleşik olarak yaşamışlardı (bkz. Yer.47:4; Amo.9:7). Filistliler, İÖ 12. yüzyılda Mısır’ı istila eden kuvvetli bir Hint Avrupa denizci halkıydı. Oradan kovulduktan sonra büyük kısmı Kenan topraklarının güneybatısına göç etti ve zamanla tüm bölgeyi etkileri altına aldı. İsrailliler’in atalarının zamanında (bkz. Yar.21:32,Yar.21:34; Yar.26:1,Yar.26:8,Yar.26:14-15,Yar.26:18) Filistliler, Kenan topraklarına daha küçük gruplar halinde ve daha barışçıl bir şekilde yerleşmişti.
10:15-18 Sidon’un Saydalılar’ın atası. Hititliler’in İÖ üçüncü bin yılın sonlarında Güneydoğu Avrupa’dan Anadolu’ya göç eden, HintAvrupa dil ailesinden olan halk. İÖ ikinci bin yılın ortalarında Kuzey ve OrtaAnadolu’yu hâkimiyetleri altına aldılar ve yerli Hatti halkının adını alarak kendilerine Hititler dediler. İmparatorluk zaman zaman hem Babil hem de Mısır’a meydan okuyacak kadar güçlendi. Bu halk ile Kutsal Kitap’ta söz edilen Kenanlı Hititler arasındaki ilişkinin derecesi belirtilmez (ancak bkz. Hez.16:3 ve ilgili not). Yevuslular’ın İsrail’in Kenan’ı fethi sırasında Yeruş alim’de yaşayan halk. Yeruşalim bir dönem Yevus olarak da biliniyordu (bkz. Hak.19:10-11; 1Ta.11:4). Amorlular’ın İsrailliler’in Kenan’ı fethettiği dönemde Amorlular Kenan’ın dağlık bölgelerinde yaşıyordu. Girgaşlılar ile birlikte (Yar.10:16) Kenan’daki bu gruplar genellikle küçük kent devletlerde yaşıyorlardı.
10:19 Sodom, Gomora, Adma ve Sevoyim’e Bkz. Yar.14:2,Yar.14:8. Bu kentler muhtemelen Lut Gölü’nün doğu veya güneydoğusunda bulunuyordu.
10:21 Sam’ın Samiler’in atasıdır. Ever Sam’ın birkaç kuşak sonraki torunlarından olsa da (bkz. Yar.10:24-25; Yar.11:14-17), Ever’in İbraniler’in atası (“İbrani” sözcüğünün kökeni “Ever”dir) olarak özel bir öneme sahip olduğu anlaşılır.
10:22 Elam Mezopotamya’nın doğusunda yaşayan Elamlılar’ın atası. Asur Kuzey Mezopotamya’daki Asurlular’ın atası (bkz. Yar.2:14). Arpakşat Ayrıca bkz. Yar.11:10-13. Güney Mezopotamya’daki Kildaniler’in atası olabilir. Lud Muhtemelen Anadolu’daki Lidyalılar’ın atası (bkz. Yar.10:13-14’e ait not). Aram Kenan’ın kuzeydoğusu civarında bulunan bölge (günümüzdeki Suriye) halkının atası.
10:24 Şelah’ın Bkz. Yar.11:12-15. Arpakşat Şelah’ın babasıydı Masoretik metinde bu şekilde geçerken, Septuaginta’da “Arpakşat Kenan’ın babasıydı, Kenan Şelah’ın babasıydı” diye geçer.
10:25 Pelek’ti Bu ad ‘bölünme’ anlamına gelir (bkz. Yar.11:16-19). Yeryüzündeki insanlar... bölündü Muhtemelen Yar.11:1-9’da aktarılanlar kastediliyor.
10:26-29 Yoktan GüneyArabistan krallıklarının atası. Şeva’nın Yemen bölgesi civarına yerleşen halkın atası. İÖ 10. yüzyılda Şeva’dan bir kraliçe Kral Süleyman’ı ziyaret edecektir (krş. 1Kr.10:1-13). Ofir’in Afrika’da veya Güney Arabistan’da bir yerin adı olduğu tahmin edilir (ancak bkz. 1Kr.9:28’e ait not). Kral Süleyman’ın sahip olduğu altının çoğu burada çıkarılırdı (bkz. 1Kr.9:28; 1Kr.10:11).
11:1-9 Bu ayetler, 10. bölümde sıralanan kişilerin neden dünyanın dört bir yanına dağıtıldığını açıklar. Büyük tufan ve Babil Kulesi öyküleri, insanın günahlı eylemlerinin nasıl yaygınlaştığını ve Tanrı’nın bu eylemleri nasıl cezalandırdığını anlatır. İnsanlığın Tanrı’nın sadık temsilcileri olarak değil, asi evlatlar olarak yaratılışa hükmetme çabalarının Tanrı tarafından nasıl engellendiği vurgulanır ve ardından, insanlığın günahtan kurtarılışının ilk adımını oluşturan, Avram’a yapılan çağrıya geçiş yapılır.
11:3 taş yerine tuğla, harç yerine zift Arkeolojik bulgular, taşın Mezopotamya’da nadir bulunduğunu doğrular.
11:4 Aden bahçesinde işlenen günahın (Tanrı gibi olmak istemek, Tanrı’nın “çoğalın, dünyayı doldurun” buyruğunu reddetmek) boyutunun ne denli geniş alana yayıldığı görülmektedir. kule Mezopotamya’da görülen ve ziggurat adı verilen bu yapılar, tabandan başlayarak tepeye doğru kat kat yükselirken gittikçe küçülen teraslardan oluşuyordu. Yanlarda tepeye kadar merdivenler uzanır, zirvesinde bir tapınak bulunurdu. Tapınak, üzeri açık ve dört köşeliydi.
11:7 aşağı inip Bkz. Yar.18:21’e ait not. karıştıralım Bkz. Yar.1:1,Yar.1:26’ya ait notlar.
11:8 dağıtarak Gururları yüzünden (bkz. Yar.11:4; Yar.9:1,Yar.9:19).
11:9 Babil İbranicesi, ‘kargaşa’ anlamına gelen sözcüğü (balal) çağrıştırır (bkz. Yar.10:10). SözcükAkat kökenlidir ve ‘tanrıya giden kapı’ anlamına gelir.
11:10 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not.
11:12-13 Septuaginta’da bu ayetler şu şekilde geçer: “Arpakşat 35 yaşındayken oğlu Kenan doğdu. Kenan’ın doğumundan sonraArpakşat 430 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. Kenan 130 yaşındayken oğlu Şelah doğdu. Şelah’ın doğumundan sonra Kenan 330 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.” (bkz. Luk.3:35-36).
11:26 Terah’ınAvram, Nahor ve Haran adlı oğulları oldu Sam, Ham ve Yafet’te olduğu gibi, bu üç oğlun sıralaması da yaşa göre olmayabilir (bkz. Yar.9:24; ayrıca Yar.10:21 ; Yar.11:28).
11:27-25:11 Tanrı’nınAvram’ı çağırmasıyla, Tanrı ile insan arasındaki ilişkinin odağı belirli bir kişi ve halka yönelir ; böylelikle Tanrı’nın insanı günahtan kurtarma sürecinin ilk adımları atılır. Bu süreç, “İbrahim oğlu” (Luk.3:34; ayrıca bkz. Mat.1:1-17; Gal.3:16) İsa Mesih’le gerçekleşecektir. Tanrı günahı sadece (tufan gibi) cezalandırmakla veya (Babil’deki gibi) engellemekle kalmayacak, Mesih’in kefareti sayesinde Mesih’e iman edenlerin günahını bağış layacak ve günahın onların üzerindeki egemenliğini ortadan kaldıracaktır. Tanrı ile Avram arasındaki ilişki, Tanrı ile İsrail halkı arasındaki ilişkiyi yansıtır.
11:27 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not.
11:28 Kildaniler’in Bkz. Ezr.5:12; Eyü.1:17’ye ait notlar. Kildaniler’in Ur Kenti’nde Kent muhtemelen Kuzey Mezopotamya’da, Irak’ın güneyinde Fırat Irmağı civarındaydı. Bölgede yapılan arkeolojik bulgular, bölgeninAvram’dan önce bile yüksek düzeyde kültüre sahip bir medeniyetin izlerini taşıdığını gösterir.
11:30 Saray kısırdı Avram’ın eşinin kısır olması (bkz. Yar.15:2-3; Yar.17:17) Tanrı halkının doğaüstü yoldan oluşacağının göstergesidir. Tanrı yeni bir halk yaratmaktadır.
11:31 Harran’a gidip Harran İÖ 19. yüzyılda zengin bir kervan kentiydi. İÖ 18. yüzyılda Amorlular’ın yönetimi altındaydı (bkz. Yar.10:15-18’e ait not).
12:1 İbrahim RAB’den bu çağrıyı Ur Kenti’ndeyken aldıktan sonra (bkz. Elç.7:2-3) oradan ayrılıp Harran’a gider, babasının ölümünün ardından da Tanrı’nın buyruğuna uyarak Harran’dan ayrılıp Kenan topraklarına doğru yola çıkar. Bırak... sana göstereceğim Babil’den yeryüzünün dört bucağına dağılan insanlar yerleşik hayata geçmişlerdi; sadece fakirler, savaşta yenilenler, kaçaklar veya mal mülk sahibi olmayanlar göçebe hayatı sürerdi. Bu yüzden Avram’ın, yerleşik hayatını bırakıp Tanrı’nın seçtiği topraklara (tüm yeryüzü yerine, Yar.1:28) gitmesi büyük bir iman göstergesidir (bkz. İbr.11:10 ve İbr.11:1-9’a ait not).
12:2-3 Tanrı’nınAvram ile yaptığı antlaşmada verdiği yedi vaat: (1)Avram’ı büyük bir ulus yapacaktır; (2)Avram’ı kutsayacaktır; (3) Avram’a ün kazandıracaktır; (4) Avram bereket kaynağı olacaktır; (5)Avram’ı kutsayanları kutsayacak, (6) lanetleyenleri lanetleyecektir; (7) yeryüzündeki bütün halklar Avram aracılığıyla kutsanacaktır. Bu vaatler farklı şekillerde ve ölçülerdeAvram’a yeniden (Yar.12:7; Yar.15:5-21; Yar.17:4-8; Yar.22:17-18) ve daha sonraları İshak’a (Yar.26:2-4), Yakup’a (Yar.28:13-15; Yar.35:11-12; Yar.46:3) ve Musa’ya (Çık.6:2-8) da verilir. Yar.1-2. bölümlerde Tanrı’nınAdem’e yönelik soy, toprak ve kutsama vaatleri, günahlı Adem soyu yerine İbrahim’in soyuna yönelik ve tüm yeryüzü yerine vaat edilmiş topraklara yönelik olacaktır. Tanrı’nın yaratılışın başlangıcında insan için amaçladıkları, İbrahim’in soyu aracılığıyla gerçekleşecektir. İbrahim’in soyu Kutsal Kitap’ta, hem Yahudi ırkı, yani imanlı olsun olmasın Avram’ın fiziksel soyundan olanlar, hem de Yahudi ırkından olmayan imanlılar, yani Avram’ın ruhsal soyu olarak tanımlanır (krş. Elç.3:12,Elç.3:25; Rom.2:28-29; Rom.4:13-17; Gal.3:8).
12:4 Lut da onunla birlikte gitti Bkz. Yar.13:1,Yar.13:5. Yetmiş beş yaşındaydı Bkz. Yar.25:7; ayrıca bkz. Yar.5:5’e ait not.
12:5 edindikleri uşakları Eski çağda bu hizmetkarların kimi köleydi, kimi de ücretli olarak çalışırdı; hepsi hizmet ettikleri ev halkından sayılırdı (bkz. Yar.14:14; Yar.15:3; Yar.17:12-13; Yar.24:2).
12:6 Şekem’deki Kenan topraklarının merkezinde yer alan bu önemli kent, İsrail’in atalarının döneminde kurulmuştur. More meş esine More, ‘öğretmen’ anlamına gelir. Kenanlılar’ın bu ağaç aracılığıyla ilahlarından rehberlik bekledikleri tahmin edilmektedir. Yar.35:4’te söz edilen ağaç olabilir (ayrıca bkz. Hak.9:6).
12:7 RAB... görünerek Günahlı insan RAB’bi tüm görkemiyle görmeye dayanamayacağı için RAB insanlara kendini değişik yollardan kısmen gösterir (bkz. Çık.33:18-20; Yu.1:18). Sunak Avram’ın yaptığı birçok sunağın ilki (bkz. Yar.12:8; Yar.13:18; Yar.22:9).
12:8 Beytel’in Yeruşalim’in kuzeyinde yer alan bu kent, Tanrı halkının tarihinde önemli bir yere sahiptir (bkz. örn. Yar.28:10-22; Yar.35:1-8; 1Kr.12:26-29).
12:9 Negev’e Beer-Şeva’nın güneyine uzanan çorak alan.
12:10 Ülkedeki şiddetli kıtlık yüzünden... Mısır’a gitti Mısır’ın erzakı bol olurdu, çünkü Nil Irmağı’nın su seviyesi genelde istikrarlıydı.Avram, yiyecek bulmak amacıyla (bkz. Rut.1:1) ama Tanrı’nın yönlendirişi veya onayı olmadan (bkz. Yar.46:3-4; 2Kr.8:1) vaat edilen toprakları terk etmiştir. Kendisiyle bir antlaşma yapmış olan Tanrı’nın, ikisinin de ihtiyaçlarını karşılayabileceğini ve onları koruyabileceğini öğrenmesi gerekiyordu (bkz. Yar.12:3). Bazı yorumculara göre Avram’ın Mısır’a gidişi, yıllar sonra İsrailliler’in Mısır’a gidişlerinin habercisi sayılır.
12:13 ‘onun kız kardeşiyim’ de Firavun, Saray’ın Avram’ın eşi olduğunu bilerek onu haremine almak isteseydi, önceAvram’ı öldürmesi gerekirdi.
12:15 firavunun Bkz. Çık.1:11.
12:16 Eski çağlarda sürülere sahip olmak zenginliğin göstergesiydi (bkz. Yar.13:2). Erkek ve kadın köle Bkz. Yar.12:5’e ait not. Deve Çok sonraki yüzyıllara kadar çok amaçlı kullanılmamış olsalar da (bkz. örn. Hak.6:5), arkeolojik bulgular Avram’ın döneminde develerin evcilleştirilmiş olduğunu doğrular.
13:4 RAB’bi adıyla çağırdı Bkz. Yar.12:8.
13:5-18 Lut’un Avram’dan ayrılıp kendine en iyi görünen toprakları seçmesi, Avram’a vaat edilen kutsamaya ortak olmasını engeller. Lut, Sodom ve Gomora’nın tarihinin bir parçası olurken (bkz. Yar.14:12-16; Yar.19:1-38),Avram, soyunun çoğalıp toprakların tümünü miras alacağıyla ilgili vaadi tekrar alır (bkz. Yar.13:15-17).
13:6 toprak birlikte yaşamalarına el vermedi Servetlerinin büyük kısmı sürülerdi ve Beytel ile Ay Kenti çevresindeki bölgede bu büyük sürülere yetecek kadar otlak ve su yoktu (bkz. Yar.13:10; Yar.26:17-22,Yar.26:32; Yar.36:7).
13:7 Perizliler Kimlikleri tam olarak bilinmemektedir; ancak kent merkezlerinin dışında yaşayan halklardan olduğu tahmin edilir.
13:9 sağa... sola ‘Kuzeye... güneye’ anlamında. Lut hangi tarafı seçerse seçsin,Avram, Tanrı’nın kendisini kutsayarak en uygun toprakları vereceğine güvendiğinden Lut’a ilk seçme hakkını vermiş olmalıdır.
13:10 ova Bu ova ve kentlerin (Yar.13:12), Lut Gölü’nün hemen güneydoğu ve doğusunda oldukları tahmin edilir. Mısır toprakları gibiydi Bol ve verimli su kaynağı sayesinde (bkz. Yar.12:10’a ait not). Sodom ve Gomora Bkz. Yar.18:16-19:29. Sodom ve Gomora adları zamanla, Tanrı’nın kötülüğü ve günahı nasıl cezalandırdığını anlatmakta kullanılageldi.
13:12 Lut... Sodom’a yakın bir yere çadır kurdu Lut, kötülükleriyle ün salan Sodomlular’a yaklaşmakla, ayartılma olasılığını güçlendirmiş oldu (krş. Yar.13:18).
13:14 dikkatle bak Bkz. Yar.13:9 ve ilgili not; Yas.34:1-4.
13:16 toprağın tozu kadar Bkz. örn. Yar.22:17; krş. Yar.28:14; 2Ta.1:9; ayrıca bkz. Say.23:10.
13:18 Hevron’daki Kiryat-Arba (bkz. Yar.23:2’ye ait not). Mamre Kentin adı, muhtemelen Avram’ın yandaşlarından birinin (bkz. Yar.14:13) adını almıştı. meşeliğine Bkz. Yar.12:6’ya ait not. Sunak Bkz. Yar.12:7’ye ait not.
14:1-24 Avram imanla Lut’u kurtararak, vaat edilen toprakları ele geçirmeye çalışan krallara meydan okumuş oldu; böylelikle onların her zaman göz önünde bulunduracakları bir güç olarak ün (bkz. Yar.12:3) ve Tanrı’ya tanıklık etmek için bir fırsat kazandı.
14:1 Şinar Babil. Şinar KralıAmrafel Bir dönem öyle olduğu sanılsa da Babil’in ünlü kralı Hamurabi değildir. Elam Bkz. Yar.10:22’ye ait not. Goyim Sözcük İbranice’de ‘Yahudi olmayan uluslar’ anlamına gelir ve burada muhtemelen genel bir tanımlama olarak kullanılır.
14:3 Lut Gölü Ölü Deniz olarak da bilinir.
14:5-6 Refalılar’ı Oldukça iri yapılı bir halk olarak tanınır (bkz. Yas.3:11). Horlular’ı Eski Ortadoğu’da geniş alanlara yayılmış olan Hurriler oldukları tahmin edilir.
14:7 Eyn-Mişpat’a Yas.32:51’de buraya Merivat-Kadeş denir (bkz. Say.27:14). Kadeş’e Negev’in güneybatısındadır (bkz. Yar.12:9’a ait not); daha sonra buraya Kadeş-Barnea denecektir (bkz. Say.32:8). Amelekliler’in Negev ve Sina yarımadasında yaş ayan kabile halkı. Amorlular’ı Bkz. Yar.10:16’ya ait not.
14:10 Vadisi Dünyada deniz seviyesinden en alçak (yaklaşık 400 m aşağıda) su kütlesi olan Lut Gölü, tepelerin arasında yer alan bir vadidedir. zift çukurlarıyla Günümüzde de Lut Gölü’nün güney ucunda katran birikintileri görülür.
14:13 İbrani Kutsal Kitap’ta İbrani olarak tanıtılan ilk kişidir (bkz. “Ever”, Yar.10:21’e ait not). Kutsal Kitap’ta etnik bir grubu tanımlayan bu terim, genelde İsrailli olmayanlar tarafından alaycı biçimde kullanılırdı (bkz. örn. Yar.39:17). Mamre’nin Bkz. Yar.13:18 ve ilgili not.
14:14 evinde doğup yetişmiş üç yüz on sekiz adamını Avram’ın zenginliğini gösterir. “Yetişmiş adam” teriminin İbranicesi Kutsal Kitap’ta yalnızca bu ayette geçer; çok eski yazıtlarda da görülen buna ilişkin sözcük ‘silahlı hizmetli’ anlamındadır. Dan’a Kuzeydeki bu ünlü kent, hâkimler döneminden sonra bu adı aldı (bkz. Hak.18:29). Bundan önce Layiş veya Leşem diye bilinirdi (bkz. Hak.18:7’ye ait not). Hâkimler dönemi sonrasında okuyucuların daha rahat anlayabilmeleri için ad bu şekilde güncellenmiştir.
14:17 Kral Vadisi Muhtemelen Yeruşalim’in doğusundadır (bkz. 2Sa.18:18).
14:18 kâhini olan Şalem kralı Melkisedek Bkz. İbr.7:1. Eski çağlarda, İsrail dışında, krallık ve kâhinlik görevi genelde tek kişiye aitti. “Melkisedek” adı, ‘kralım doğrudur’ veya ‘doğruluk kralı’ anlamına gelir (bkz. İbr.7:2). “Şalem”, Yeruşalim’in kısaltmış halidir (bkz. Mez.76:2) ve İbranice’de ‘barış, esenlik’ anlamına gelir (bkz. İbr.7:2; ayrıca bkz. Yşu.11:1).
14:20 Avram her şeyin ondalığını Melkisedek’e verdi Kralların hakkı yüzde ondu (bkz. 1Sa.8:15,1Sa.8:17). Avram Melkisedek’e ondalık vererek Melkisedek’in Şalem krallığını ve kâhinliğini kabul ettiğini gösterdi. Melkisedek Yeni Antlaşma’da İsa’nın sonsuz başkâhinliğinin örneği olarak gösterilir (İbr.4:14; İbr.7:11; bkz. Mez.110:4).
14:22-23 sana ait hiçbir şey... almayacağım Krş. 2Kr.5:16.Avram, RAB dışında birine bağlı olmayı reddetti ; verilenleri kabul etseydi, bu Kenanlı krala borçlu ve dolayısıyla bağımlı olacaktı.
15:1-21 RAB bu noktada,Avram’la ilişkisinde ilk defa antlaşma ifadelerini kullanmaya başlar. Avram’ın tereddüdü karşısında Tanrı lütuf göstererek vaadini bir antlaşma yemini ile pekiştirir.
15:1 görüm Tanrı’nın insanlara, özellikle peygamberlere, istediği mesajı (örn. uyarı, vaat, peygamberlik sözü, öğreti içeren) verebilmek için kullandığı yollardan biridir. Görümler, çoğunlukla bildiriyle sonuçlanır (örn. Ova.1; Mik.1:1; Nah.1:1; Mal.1:1). Görümlerin, ya görsel (Elç. 10. bölümdeki gibi) ya da işitsel (peygamberlerin çoğunda olduğu gibi) olarak verildiği görülür (ayrıca bkz. Bilgi Kutusu: Vahiy, s.1653; Elç.16:9’a ait not). senin kalkanın benim Kalkan, RAB’bin Avram’ın kralı olduğunu gösteriyor (bkz. örn. Yas.33:29; 2Sa.22:3; Mez.7:10; Mez.84:9). Ödülün çok büyük olacak TanrıAvram’ın en büyük hazinesiydi (krş. Yas.10:9).
15:2 Şamlı Eliezer’e Bkz. Yar.12:5. Yar.24:2’de adı verilmeyen “her şeyden sorumlu uşak” olabilir.
15:3-4 Başka birçok belgenin yanı sıra Kerkük dolaylarında keşfedilen Nuzi belgelerinde de kaydedildiği gibi, çocuğu olmayan bir adam kendi hizmetçilerinden birini evlat edinip mal varlığının varisi yapabilirdi.
15:5 yıldızları sayabilir misin? Bkz. Yar.22:17. işte soyun o kadar çokolacak Bu vaat önce İsrailliler Mısır’a yerleştiklerinde (bkz. Çık.1. bölüm; ayrıca bkz. Yar.1:10; İbr.11:12), nihai olarak da Mesih’e iman etmiş olan herkesinAvram’ın soyundan sayılmasıyla (bkz. Gal.3:29) gerçekleşmiştir.
15:6 Krş. Rom.4:11. İman, her dönemde, Tanrı’nın o ana kadar vermiş olduğu vaatlere güvenmek demektir. Bu ayet, aklanmanın sadece ve sadece imanla gerçekleşebildiğinin kanıtı olarak Yeni Antlaşma’da kullanılır (bkz. Rom.4:3,Rom.4:9; Gal.3:6; İbr.11:7; Yak.2:23; krş. Hab.2:4 ve ilgili not ; ayrıca bkz. Mat.1:19’a ait not).
15:7 seni çıkaran RAB benim Eski kraliyet antlaşmaları genellikle buradaki gibi, kralın kendini tanıtması ve geçmişi kısaca anmasıyla başlardı (bkz. Çık.2 Yar.0:2).
15:8 nasıl bileceğim? Krş. Luk.1:18.Avram, Tanrı’nın verdiği oğul vaadine iman eder (Luk.15:6) ama toprak vaadi için güvence ister.
15:9-12 Tanrı’nınAvram ile yaptığı antlaşma, eski Ortadoğu’da toprak alıp vermekle ilgili kraliyet antlaşmalarına benzer.Avram ve soyuna o toprakların verileceğine dair ebedi ve koşulsuz tanrısal ant söz konusudur (1Ta.16:14-18; Mez.105:8-11).
15:13 yabancı bir ülkede, gurbette Mısır’da (bkz. Yar.46:3-4). Dört yüz yıl Sayı yuvarlanmıştır. Çık.12:40’ta İsrailliler’in Mısır’da dört yüz otuz yıl geçirdiği belirtilir.
15:15 Bu sözlerin Yar.25:8’de anlatılanlarla gerçekleştiği görülür.
15:16 dördüncü kuşağı “Kuşak” (yasal açıdan) ilk oğlun doğumuyla başlar; burada yüz yıllık bir süreden söz edilmektedir (bkz. Yar.21:5). Amorlular’ın yaptığı kötülükler henüz doruğa varmadı Tanrı, kötü Kenanlılar’ı bile hemen cezalandırmamıştı. Kenanlılar’ın ne kadar günah içinde yaşadığı, arkeolojik bulgularda ve Suriye’nin kuzeyinde Ras Şamra’da (eski Ugarit) keşfedilen kendi edebi metinlerinde görülür. Çok tanrılı ibadetlerine putperestlik, dinsel fahişelik, büyücülük ve bazen çocuk kurban etmek de dâhildi (krş. Yas.18:9-12).
15:17 dumanlı bir mangalla alevli bir meşale Ateş genelde Tanrı’nın varlığını simgelemek için kullanılır (bkz. Çık.3:2; Çık.14:24; Çık.19:18; 1Kr.18:38; Elç.2:3-4). Parçaların arasından geçti Eski dönemlerde antlaşmayı yapan iki taraf, kesilerek iki parçaya ayrılan hayvanın arasından geçerek antlaşmayı onayladığını beyan ederdi (bkz. Yer.34:18-19). Tanrı, parçaların arasından tek başına geçmekle antlaşmayı yerine getirmekteki tek taraflı sorumluluğunu gösterir. Bazı yorumcular bu hareketi bağlayıcı bir yemin olarak görür. Tanrı, toprak vaadi konusunda koşulsuz ve tek taraflı bir antlaşma yaparak Avram’ın beklediği güvenceyi vermektedir (bkz. Yar.9:9-10’a ait not).
15:18-21 Benzer bir liste Yar.10:15-18’de de bulunur (ayrıca bkz. Çık.3:8,Çık.3:17; Çık.13:5; Çık.23:23; Çık.33:2; Çık.34:11; Say.13:29; Yas.7:1; Yas.20:17; Yşu.3:10; Yşu.9:1; Yşu.11:3; Yşu.12:8; Yşu.24:11; Hak.3:5). Mısır Irmağı’ndan Muhtemelen Sina yarımadasının kuzeydoğusunda bulunan, bugünkü El-Ariş Vadisi. Fırat Irmağı’na Asya’nın batısında bulunan en uzun ırmaktır (yaklaşık 1,800 km). bu toprakları... senin soyuna vereceğim RAB bu vaadini Yeşu döneminde yerine getirmeye başlayacaktır (bkz. Yşu.1:2-9; Yşu.21:43; ayrıca bkz. Hak.1-2; 1Kr.4:20-21).
16:1-16 Tanrı’ya güvensizlik, O’nun vaat ettiği ama henüz vermediği kutsamayı edinmek için kişinin çabalaması olarak kendini gösterir.
16:1 çocuk vermemişti Bkz. Yar.11:30’a ait not. Mısırlı İbrahim Hacer’i Mısır’dayken almış olmalıdır (bkz. Yar.12:10-20).
16:2 RAB çocuk sahibi olmamı engelledi RAB İbrahim’e soyunun büyüyeceğiyle ilgili vaadi vereli uzunca bir süre geçmiştir (krş. Yar.15:4). Sabırsızlanan Saray RAB’bin bu vaadi gerçekleştirmeyeceğini ima eder (bkz. Yar.16:3). Cariyemle yat Saray’ın kısırlığına kendi başına çözüm getirme çabası,Avram’ın kendini koruma çabasına benzerdir (bkz. Yar.12:10 ve ilgili not). Erkek varisin doğumunu kesinleştirmek için uygulanan bu eski gelenekten, eski Asur evlilik antlaşmalarında, Hamurabi’nin yasalarında ve Nuzi yazıtlarında da (bkz. Yar.15:3-4’a ait not) söz edilir.
16:3 on yıl Avram seksen beş yaşındadır (bkz. Yar.12:4; Yar.16:16).
16:4 hanımını küçük görmeye başladı Krş. 1Sa.1:6; Özd.30:23.
16:7 RAB’bin bir meleği Bu melek, hem ulağa hem de RAB’be özgü niteliklere sahip olduğu için (bkz. Yar.19:1,Yar.19:21; Yar.31:11,Yar.31:13; Çık.3:2,Çık.3:4; Hak.2:1-5; Hak.6:11-12,Hak.6:14; Hak.13:3,Hak.13:6,Hak.13:8-11,Hak.13:13,Hak.13:15-17,Hak.13:20-23; Zek.3:1-6; Zek.12:8) Mesih’in beden almadan önceki bir görünümü olabilir. Ancak Tanrı’yı temsil eden haberci olarak melek, kendisini gönderenin adına konuşmuş ve dolayısıyla O’nunla özdeşleştirilmiş olabilir (özellikle bkz. Yar.19:21; krş. Yar.18:2,Yar.18:22; Yar.19:2).
16:10 Bkz. Yar.17:20; Yar.25:13-16.
16:11 İsmail ‘Tanrı işitir’ anlamına gelir (bkz. Yar.17:20).
16:12 yaban eşeğine İsmail, Ortadoğu’nun bozkırlarında yaş ayan bu hayvan gibi çöllerde dolaşacaktı (bkz. Eyü.24:5; Hoş.8:9). çekişme Saray ile Hacer arasındaki çekişme (bkz. Yar.16:4-6) soyları arasında da görülecektir (bkz. Yar.25:18; krş. Yar.3:15). Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak İbranice’den, “Bütün kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşecek” diye de çevrilebilir.
16:13 El-Roi ‘Beni gören Tanrı’ anlamına gelir.
16:14 Kadeş’le Bkz. Yar.14:7’ya ait not. Beer-Lahay-Roi ‘Tanrı’yı görüp sağ kalanın kuyusu’ anlamına gelir (bkz. Yar.12:7’ye ait not; Yar.32:30; Çık.33:20).
17:1-27 Tanrı,Avram’la antlaşmasını yeniler ve genişletir.Avram ve Saray, Tanrı’nın çocuk vaadini kendi çabalarıyla gerçekleştirmeye çalıştıktan sonra Tanrı Avram’a görünür ve vaadini bir kere daha bildirir. Ancak Tanrı, Avram’ın bu antlaşmanın bereketlerine sahip olması için imandan kaynaklanan itaati göstermesi gerektiğini açıklar.
17:1 doksan dokuz yaşındayken İsmail doğalı on üç yıl olmuştu (bkz. Yar.16:16; Yar.17:24-25). Görünerek Bkz. Yar.12:7’ye ait not. Ben Bkz. Yar.15:7’ye ait not. Her Şeye Gücü Yeten Bu ifadenin İbranicesi (ElŞadday) muhtemelen ‘Dağ olan Tanrı’ anlamına gelir ; ya Tanrı’nın alt edilemez gücünü vurgular ya da Tanrı’nın simgesel evi olarak dağları (bkz. Mez.121:1) kasteder. Tanrı’nın kendini İsrail’in atalarına açıkladığı ilk ad budur (bkz. Çık.6:3). Benim yolumda yürü, kusursuz ol Bkz. Yar.5:22; Yar.6:8-9’a ait notlar.
17:2 antlaşmayı Bkz. Yar.15:4-5.Antlaşmayı başlatan (bkz. Yar.15:18-21), onaylayan ve sürdüren bizzat Tanrı’dır (Yar.17:2,Yar.17:7). soyunu... çoğaltacağım Krş. Yar.1:28 ; Yar.9:7; bkz. Yar.13:16 ve ilgili not; Çık.1:7 ve ilgili not. Tanrı daha önce toprakla ilgili vaadini yerine getireceği konusunda bir antlaşma yapmıştı (15. bölüm); burada antlaşmasına vaat edilen soyu da dâhil ediyor.
17:5 Avram ‘(Tanrı) Yüce Baba’dır’ anlamına gelir. İbrahim İbranice’de “Avraham”, ‘çokların babası’ anlamına gelir. Tanrı, ona bu adı vermekle (bkz. Neh.9:7) onu özel bir şekilde kutsadığını belirtmiş olur (bkz. Yar.1:5, Yar.2:19’a ait notlar).
17:6 uluslar... krallar Aynı vaat Saray’a da verilecek (“Sara” olduktan sonra, Yar.17:16) ve Yakup’la (“İsrail” olduktan sonra, Yar.35:11; bkz. Yar.48:19) yenilenecektir. İbrahim’in soyu için de geçerli olan bu vaat sayesinde, onlar da tıpkı Nuh’un soyu gibi (bkz. 10. bölüm) birçok ulus oluşturacak ve tüm yeryüzüne yayılıp öbür ulusları kutsayacaktır. Rom.4:16-18; Rom.15:8-12; Gal.3:29; Va.7:9 ve Va.21:24 gibi ayetlerde vaadin nihai olarak yerine geldiği görülür.
17:7 sonsuza dek Tanrı antlaşmasına sonsuza dek sadık kalacaktır (Yar.17:13,Yar.17:19) ; İbrahim’in soyundan olan bireyler ise ancak antlaşmaya uydukları sürece antlaşmanın bereketlerini görmeye devam edebileceklerdir (bkz. Yar.17:14; krş. Yşa.24:5). soyunun Tanrısı Tanrı’nın antlaşmada verdiği vaadin özü olan bu ifade EskiAntlaşma’da defalarca tekrarlanır (bkz. örn. Yar.17:8; Yer.24:7; Yer.31:33; Hez.34:30-31; Hoş.2:23; Zek.8:8). Tanrı, halkıyla olan ilişkisinde, onları koruyacağını, gönençlerini sağlayacağını ve gelecekte vereceği bereketlerin kendi teminatında olduğunu vaat eden taraftır (bkz. Yar.15:1).
17:8 toprakları Bkz. Yar.12:7; Yar.15:18-21; Elç.7:5. sonsuza dek mülkünüz Tanrı bu toprakları halkına geri alınamaz bir hak olarak verdiyse de, halk itaatsizlik yüzünden bu hakkı geçici olarak kaybedebilirdi (bkz. Yas.28:62-68; Yas.30:1-10).
17:9 Sen ve soyun Tanrı toprak (bkz. Yar.15:8-21) ve soy vaadi konusunda İbrahim’le yaptığı antlaşmaya sadık kalacağını tekrarladıktan sonra, antlaşmanın bereketlerinden mahrum kalmamasının itaatine bağlı olduğunu vurgular (krş. Yar.17:1; bkz. Yar.18:19; Yar.22:18; Yar.26:4-5).
17:10 sünnet edilecek Bu şekilde İbrahim, kendisini Tanrı’ya adayacağına, RAB’den başka Tanrısı olmayacağına, Tanrı’ya (özellikle soy vaadi konusunda) güvenip hizmet edeceğine dair söz vermiş olacaktır. Bağlayıcı bir yeminin işareti de olabilir. Kimi yerde ‘kendini Tanrı’ya adamak’ anlamında kullanılır (bkz. Yas.10:16; Yas.30:6; Yer.4:4; Yer.6:10’a ait not; Yer.9:25-26; Hez.44:7,Hez.44:9). Sünnet uygulaması başka uluslarda da vardı (bkz. Yer.9:25-26; Hez.32:18-19), ancak İsrail’deki gibi antlaşma amaçlı değildi.
17:11 antlaşmanın belirtisi Bkz. Yar.9:12; Yar.15:17’ye ait not. Sünnet, İbrahim’in imanı karşılığında (Yar.15:6) Tanrı’nın onunla yaptığı antlaşmanın işaretiydi (Yar.15:7-21). Rom.4:11’de, Pavlus antlaşma belirtisinin bu anlamını vurgular.
17:12 Bkz. İshak, Yar.21:4; Elç.7:8; Yahya, Luk.1:59; İsa, Luk.2:21; Pavlus, Flp.3:5. İbrahim sünnet olduğunda doksan dokuz yaşındaydı (bkz. Yar.17:24).
17:14 halkının arasından atılacak Bkz. Yar.17:10; krş. Çık.12:15 ve ilgili notlar.
17:15 Saray... Sara Her iki ad da ‘prenses’ anlamına gelir. Yeni adı, ulusların ve kralların anası olacağını (bkz. Yar.17:16), Tanrı’nın tasarısı doğrultusunda bu şekilde görevlendirildiğini vurgular (bkz. Yar.17:5’e ait not).
17:16 oğul vereceğim Bu vaat İshak’la gerçekleşecektir (bkz. Yar.21:2-3).
17:17 güldü Bkz. Yar.17:19’a ait not; ayrıca bkz. Yar.18:12-15; Yar.21:6; krş. Rom.4:19-21.
17:19 İshak ‘Güler’ anlamına gelir.
17:20 soyunu Bkz. Yar.13:16’ya ait not. On iki beyin babası Yar.25:16’da bu vaadin gerçekleştiği görülür.
17:21 Elçi Pavlus, Tanrı’nın lütufla kurtardığını vurgulamak amacıyla, İsmail yerine İshak’ın seçilmesini örnek gösterir (Rom.9:6-13). Gelecek yıl bu zaman Bkz. Yar.21:1.
18:2 üç adamın RAB, vermek üzere olduğu cezayı İbrahim’e bildirmek üzere melekleriyle birlikte görünür (bkz. Yar.18:1,Yar.18:13,Yar.18:17, 20,22,26,33; Yar.19:1; ayrıca bkz. Yar.16:7’ye ait not). Koştu Ortadoğu’nun geleneksel konukseverlik göstergesi (krş. Hak.6:18-19; Hak.13:15-16; İbr.13:2).
18:10 Bkz. Yar.17:21. İshak’ın doğumuyla ilgili bu vaat (Yar.18:14) Rom.9:9’da tekrarlanır ve İbrahim’in ruhsal soyu ile bağdaştırılır (Rom.9:7-8).
18:12 gülerek Krş. Yar.17:17’ye ait not.
18:14 RAB için olanaksız bir şey var mı? Sara gibi, onun soyundan olan Meryem ve Elizabet de Tanrı’nın mucizesiyle çocuk sahibi olacaklardır (bkz. Luk.1:34-37; krş. Yer.32:17,Yer.32:27; Mat.19:26; Ef.3:20).
18:16 Sodom’a Bkz. Yar.10:19 ve Yar.13:10’a ait notlar.
18:17 İbrahim, Tanrı’nın dostu olarak tanımlanır (bkz. Yar.18:19; 2Ta.20:7; Yak.2:23; Yşa.41:8). Tanrı hem onunla (Yşa.18:10) hem de vadideki kötü halkla (Yşa.18:20-21) ilgili yapacaklarını açıklayarak İbrahim’e, Sodom ve Gomora’daki doğru kişiler için aracılık etme fırsatını verir. Böylece İbrahim, antlaşma kutsamalarından birini gerçekleştirmiş olur (bkz. Yar.12:2-3’e ait not).
18:18 büyük ve güçlü bir ulus... onun aracılığıyla kutsanacak Bkz. Yar.12:2-3’e ait not.
18:20 büyük suçlama İbranice’den, “Sodom ve Gomora haykırış dolu” diye de çevrilebilir. İşlenen günahların büyüklüğünden kentlerin bile “haykırdığı” ifade edilir (krş. Habil’in kanı, Yar.4:10 ve ilgili not). Gomora Bkz. Yar.10:19 ve Yar.13:10’a ait notlar.
18:21 Bu ayet mecazi dille her şeyden üstün RAB’bin dünyadakilerle ne kadar ilgilendiğini, bu dünyada etkin olmak istediğini gösteriyor. Burada söz edilen ‘yukarıdan inme’ ifadesi, Kutsal Kitap boyunca Tanrı’nın verdiği vahye, sergilediği güce ve vereceği cezalara dikkat çekmek için kullanılır. Nihai olarak bu hareket Tanrı Oğlu’nun yeryüzüne gelişiyle görülür (bkz. Mik.1:12; 1Kr.18:38; Çık.3:8; Yu.3:14-38).
18:22 İbrahim RAB’bin huzurunda kaldı Bazı eski İbrani din bilginlerine göre bu ifade, “RAB İbrahim’in önünde kaldı” diye çevrilmelidir.
18:23 İbrahim, ikinci kez Sodom ve oradaki akrabaları için aracılık ediyor (bkz. Yar.14:14-16).
18:25 Bütün dünyayı yargılayan İbrahim, Tanrı’nın adaletine güvenerek yalvarışta bulunur (bkz. Yas.32:4).
18:27 İbrahim, duası boyunca (Yar.18:30-32) O’na ‘Rab’ (Adonay) diye hitap etti. ‘Bütün dünyanın hâkimi’ olan Tanrı’ya yalvarıyordu. Toz ve külüm Bkz. Eyü.30:19; Eyü.42:6.
18:32 bir kez daha İbrahim’in Yar.18:23-32’deki soruları, pazarlık etme gayreti gibi görünse de, akrabalarına olan sevgisinden ve Tanrı’nın lütufkar olduğuna duyduğu güvenden kaynaklanıyordu. On kişinin İbrahim’in Sodom’da olduğunu umduğu doğru kişilerin sayısı ; Lut, eşi, iki oğlu (bkz. Yar.19:12), evli olan iki kızı ve eşleri (bkz. Yar.19:14) ve evli olmayan iki kızı (bkz. Yar.19:8).
18:33 çadırına Mamre’ye (bkz. Yar.18:1). Ertesi sabah İbrahim, neler olduğunu görmek için Tanrı’yla konuştuğu bu yere tekrar gelecektir (bkz. Yar.19:27).
19:1-3 Bkz. Yar.18:2’ye ait not.
19:1 İki melek Bkz. Yar.16:7 ve Yar.18:2’ye ait notlar. Lut kentin kapısında oturuyordu Lut büyük olasılıkla Sodom’daki ihtiyar heyetinin bir üyesiydi, çünkü kent kapısı yasal konuların konuşulup karara bağlandığı idari ve adli merkez işlevini görüyordu (bkz. Rut.4:1-12 ve ilgili notlar).
19:4-9 Bkz. Hak.19:22-25.
19:5 yatalım Sodom’da eşcinsel ilişkiler oldukça yaygın ve göz önündeydi (bkz. Yah.7).
19:8 çatımın altına geldiler Eski Ortadoğu geleneğine göre, ev sahibinin ne pahasına olursa olsun konuğunu koruması gerekirdi (krş. Hak.4:18; bkz. 2Pe.2:7’ye ait not).
19:9 Adam buraya dışarıdan geldi, şimdi yargıçlık taslıyor! Yüzyıllar sonra Musa da yabancı muamelesi görüp bu şekilde davranmakla suçlanacaktı (bkz. Çık.2:14; Elç.7:27).
19:13 burayı yok edeceğiz Bkz. Yşa.3:9; Yer.23:24; Ağı.4:6; Sef.2:8-9; 2Pe.2:6; Yah.7.
19:16 ağır davrandı Muhtemelen mallarını ve oradaki rahat yaş amı terk etmekte tereddüt ediyordu (krş. Yar.12:1-4). RAB ona acıdı Kurtuluşa kavuşmak insanların doğruluğuna değil, Tanrı’nın merhametine bağlıdır (krş. Tit.3:5). Lut’la karısının ve iki kızının elinden tutup Sodom’u kurtarmak için gerekli olan ‘doğru’ kişi sayısı ondu (bkz. Yar.18:32), ancak sadece dört ‘doğru’ kişi vardı.
19:22 Soar ‘Küçük’ anlamına gelir.
19:26 Lut’un karısının bu tereddüdü ve itaatsizliği (bkz. Yar.19:17) sonraki nesillerde özdeyiş olarak anılır oldu (bkz. Luk.17:32).
19:29 Tanrı... İbrahim’i anımsamış Bkz. Yar.8:1’e ait not; krş. Yar.18:23-32.
19:33 Lut’un, ahlaksızlığıyla tanınan bir kent olan Sodom yakınlarına taşınmasının bir sonucu. Buradaki eylemin asıl sorumlusu kendisidir (bkz. Yar.13:10-12 ve ilgili notlar).
19:36-38 Moavlılar veAmmonlular (bkz. Yas.2:9,Yas.2:19), İbrahim soyunun amansız düşmanları haline gelen iki ulus olacaktır (bkz. örn. 1Sa.14:47; 2Ta.20:1).
20:1-18 Bkz. Yar.12:10-20 ve ilgili notlar.
20:1 Negev’e Bkz. Yar.12:9’a ait not. Kadeş ve Sur kentlerinin arasına Bkz. Yar.14:7; Yar.16:7. Gerar’da Filist bölgesinin sınırında, Akdeniz’e yakın olan Gazze ile Kuzey Negev’deki Beer-Şeva’nın ortasında yer alan bölgedir.
20:2 Avimelek Sonraki yıllarda Filist kralı olan Avimelek’in babası veya dedesi olabilir (bkz. Yar.26:1).
20:3 düşünde Tanrı, vaat ettiği soyun annesini korumak için bir kere daha müdahale eder. EskiAntlaşma’da Tanrı’nın rüya aracılığıyla vahiy verdiği sıklıkla görülür (bkz. Yar.28:12; Yar.31:10-11; Yar.37:5-9; Yar.40:5; Yar.41:1; Say.12:6; Hak.7:13; 1Kr.3:5; Dan.2:3; Dan.4:5; Dan.7:1).
20:7 peygamberdir Bkz. Yar.18:17’e ait not. İbrahim bu unvanı taşı yan ilk kişidir.
20:9 büyük günaha Burada zina anlamına gelir (bkz. Yar.20:2-3,Yar.20:6), ancak İbranice’de aynı ifadenin kullanıldığı öbür ayetlerde “ruhsal zina” sayılan putperestlik kastedilmektedir (Çık.32:21,Çık.32:30-31; 2Kr.17:21; bkz. Hoş.1:2 ve ilgili not). Putperestlik, Tanrı’nın halkıyla yaptığı antlaşmaya sadakatsizliktir.
20:11 Tanrı korkusu “Korku” ifadesi, Tanrı’ya saygıyla güvenme ve O’nun sözüne kararlılıkla itaat etme anlamı taşır (bkz. Mez.34:8-14 ve ilgili not; Özd.1:7 ve ilgili not; krş. Yar.20:8).
20:12 İbrahim’in gerekçesi, doğruluk payı taşıyor olmasına karşın, aldatma amacı güttüğü için bir günahtı.
21:1 Bkz. Gal.4:22-23,Gal.4:28. Tanrı’nın, antlaşma soyunu devam ettireceğini vaat ettiği oğul artık doğacaktır (Gal.17:21).
21:4 Bkz. Yar.17:10,Yar.17:12’ye ait notlar.
21:5 Vaadin gerçekleşmesiyle (bkz. Yar.17:16) İbrahim yüz yaşı nda baba olur (bkz. Yar.17:17).
21:6 güldürdü... gülecek Bkz. Yar.17:17’ye ait not.
21:8 sütten kesildiği gün Eski Ortadoğu’da çocuklar ancak iki üç yaşlarında sütten kesilirdi.
21:9 alay ettiğini İbranice’den, “oyun oynadığını” diye de çevrilebilir. İsmail o sıralar ergenlik çağındaydı (bkz. Yar.16:15-16). Sara, İsmail’i asıl mirasçı olan İshak için bir tehdit olarak görüyordu (Yar.21:10).
21:10 Bu cariyeyle oğlunu kov Bkz. Gal.4:21-31. Onların kovulmasıyla İsmail mirastan mahrum kalacaktır.
21:11 Bu İbrahim’i çok üzdü İbrahim hem sevgiden hem de gelenekten ötürü üzüntü duydu. Geleneklere göre (Nuzi tabletlerinde de yer alır), yasal konumu zaten zayıf olan bir cariyenin oğlunun keyfi olarak kovulamayacağını biliyordu.
21:12 Tanrı hem İshak’ın hem de İsmail’in büyük bir ulus haline geleceğini vaat eder (krş. Yar.15:4). Senin soyun İshak’la sürecektir Bkz. Yar.17:19; Yar.22:18; ayrıca bkz. Rom.9:6-8; İbr.11:17-19.
21:14 sabah erkenden Bkz. Yar.12:4’e ait not. Beer-Şeva Bkz. Yar.21:31’e ait not.
21:15 bir çalının Bkz. Yar.21:33’e ait not.
21:17 Tanrı... sesini duydu... Tanrı çocuğun sesini duydu Bkz. Yar.16:11’e ait not. ‘İsmail’ adıyla yapılan bir sözcük oyunu (bkz. Yar.17:20).
21:21 Paran Çölü’nde Sina Dağı’nın kuzeyinde.
21:22 Avimelek’le Bkz. Yar.20:2 ve ilgili not. Fikol Ya aile adıdır ya da resmi bir unvandır ; yaklaşık altmış yıl sonra (Yar.25:26) benzer bir bağlamda tekrar geçer (Yar.26:26).
21:23 Antlaşma yapılırken sıklıkla kullanılan ifadelerdir (bkz. Yar.21:27,Yar.21:32). Buradaki ‘iyi’ ifadesi dostane bir yaklaşımı kasteder (krş. Yar.21:27; Yar.20:14). Bu tür antlaşmalarda daima antlar, yeminler olurdu.
21:27 Bunun İbrahim’in o bölgede güvende olmasını sağlayan geleneksel bir antlaşma olduğu tahmin edilir (bkz. Yar.15:10).
21:30 Antlaşma yaparken (veya benzeri önemli durumlarda) olayı hatırlatacak kanıt veya tanık olması sağlanır (bkz. Yar.31:48,Yar.31:52; Yas.4:26; Yas.30:19; Yas.31:19,Yas.31:26; Yas.32:1; Yşu.22:27-28; Yşu.24:27; 1Sa.6:18) ve gerekli olduğunda bunlara başvurulurdu (bkz. Mez.50:1 ve ilgili not; Yşa.1:2).
21:31 Beer-Şeva... çünkü ikisi orada ant içmişlerdi Yerin adı ‘ant kuyusu’ anlamına gelir (bkz. bu adla ilgili benzer bir sözcük oyunu, Yar.26:33). Kuzey Negev’de önemli bir kent olan Beer-Şeva, sonraki yıllarda İsrail Krallığı’nın güney sınırını oluşturacaktır (bkz. örn. 2Sa.17:11).
21:32 Filist yöresine Bkz. Yar.11:13-14’e ait not.
21:33 ı lgın Kurak alanlarda yetişen çalı tipi küçük ağaç. Bol yapraklı dalları sayesinde iyi bir gölgelik sağlar. Hacer’in 15. ayette İsmail’i altına yatırdığı çalı muhtemelen bir ılgın ağacıydı.
22:1-19 Tanrı İbrahim’in imanını onu en çok zorlayacak şekilde dener ve antlaşmada verdiği vaatleri son defa ant ile onaylar (Yar.22:15-18). Bundan sonra İbrahim geleceği için bir düzen kurar: vaat edilen topraklarda Sara ve kendisi için mezar olabilecek bir alan satın alır (23.bölüm), İshak için uygun bir eş bulur (24.bölüm) ve soyu arasında mirasını paylaştırır (Yar.25:1-6).
22:1 Daha sonra Yar.21:34’te de ima edildiği üzere İshak artık ergenlik çağındadır. denedi Şeytan insanı günaha düşmesi için ayartır (bkz. 1Ko.7:5); ancak Tanrı insanı, imanını onaylamak (Çık.20:20) ve adanmışlığını veya karakterini ortaya çıkarmak (Yas.8:2) amacıyla dener (bkz. Mat.4:1’e ait not). Buradayım İbrahim, Tanrı’nın sözlerini işitmeye ve itaat etmeye hazır bir hizmetkâr olarak cevap verir (bkz. Musa, Çık.3:4; Samuel, 1Sa.3:4, 6,8).
22:2 İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu İbranice metinde “İshak” sözcüğü “sevdiğin” ifadesinden sonra gelir ve vurgusu bu şekildedir: “oğlunu, sevdiğini, biricik oğlun İshak’ı”. İshak’ın ‘biricik’ olması, Tanrı’nın vaadi sonucu doğmasından kaynaklanır (Yar.21:12). Moriya bölgesine Tarihler kitaplarında bu bölge, Yeruşalim’deki tapınağın tepesi olarak tanımlanır (2Ta.3:1). Günümüzde Moriya tepesinde, İS 691 yılında inşa edilen Hz. Ömer Camii bulunmaktadır. Bu büyük kayanın bir bölümü yapının içindedir ve İshak’ın kurban edilmek üzere olduğu kaya olarak kabul edilir. Yakmalık sunu İbrahim antlaşma aracılığıyla kendini, sünnet aracılığıyla da oğlunu Tanrı’ya adamıştı. RAB İbrahim’den, İshak’tan ve onun da soyundan olanlardan beklediği adanmayı görmek için hizmetkârının sadakatini en üst düzeyde sınar. Bu deneme ayrıca, İbrahim’in soyundan gelecek bir başka kişinin sunacağı kusursuz kurbanın bir habercisidir (bkz. Yar.22:16’ya ait not). İsa Mesih, antlaşma vaatlerini yerine getirmek ve İbrahim ile (ruhsal ve bedensel) soyunu Tanrı’ya adamak üzere kurban olacaktır (bkz. Gal.3:13-14 ve ilgili not).
22:3 sabah erkenden Bkz. Yar.12:4’e ait not.
22:4 Beer-Şeva ile (Yar.22:19) Moriya bölgesi arası yolculuk (Yeruşalim; bkz. Yar.22:2 ve ilgili not) yaklaşık 75 km’ydi.
22:5 oğlumla İbranicesi, erkek çocuk (Çık.2:6) veya askerlik yaşı ndaki bir delikanlı anlamına gelir (bkz. 1Ta.12:28). döneceğiz İbrahim’in imanı (Rom.4:11), vaadin gerçekleşmesi için gerekli olacak dirilişi de kapsıyordu (İbr.11:19).
22:8 kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak İbrahim’in bu güven dolu cevabı Tanrı’nın sağlayacağı koçla gerçek olacaktır (Yar.22:13).
22:11 RAB’bin meleği Bkz. Yar.16:7’ye ait not. İbrahim! İbrahim! Bkz. Yar.46:2; Çık.3:4; 1Sa.3:10; Elç.9:4. Buradayım Bkz. Yar.22:1’e ait not.
22:12 Tanrı’dan korktuğunu Bkz. Yar.20:11’e ait not. Biricik oğlunu benden esirgemedin Bkz. Yar.22:16; Yak.2:21-22. İbrahim’in adanmışlığı Tanrı’nın insana duyduğu sevgiye benzer (bkz. Yu.3:16; Rom.8:32); Tanrı bunu biricik oğlu Mesih’i fidye olarak sunmasıyla gösterir.
22:13 yerine Tanrı, İshak’ın ölmemesi için bir koç sağladığı gibi, insanların günahlarından ötürü ebedi ölüme mahkum olmaması için de biricik Oğlu İsa Mesih’i günahlı insanların yerine kurban olarak sundu (Mar.10:45).
22:14 RAB sağlar İbranicesi “Yahve Yire”dir. İbrahim, duasına Tanrı’nın verdiği cevabı (Yar.22:8) bu şekilde hatırlar. “Sağlar” olarak çevrilen İbranice fiil, Yar.16:13-14’te “gören” olarak çevrilmiştir (bkz. Yar.16:13-14’a ait notlar). Tanrı hem İsmail’i hem de İshak’ı ölümden kurtarmıştır. RAB’bin dağında Bu tanımlama, İsrail (kuzey) Krallığı döneminde Yeruşalim’deki tapınağın bulunduğu dağ için kullanılmaya başlanacaktır (bkz. Mez.24:3; Yşa.2:3; Yşa.30:29; Zek.8:3).
22:16 biricik oğlunu esirgemediğin için İbrahim’in bu eylemdeki itaati, Tanrı’nın Mesih aracılığıyla insana gösterdiği ebedi sevgisine benzer (krş. Yu.3:16; Rom.8:3 2; 1 Yu.4:7-11). kendi üzerime ant içiyorum Tanrı’nın ant içebileceği daha üstün bir ad yoktur (bkz. İbr.6:13).
22:17 soyunu göklerin yıldızları kadar Bkz. Yar.13:16; Yar.15:5 ve ilgili notlar. Kıyıların kumu kadar çoğaltacağım Süleyman’ın krallığı sırasında bu vaat kısmen gerçekleşecektir (1Kr.4:20).
22:18 yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak Bkz. Yar.12:2-3’e ait not. çünkü sözümü dinledin Bkz. Yar.17:9’a ait not.
23:1-20 İbrahim’in imanla Sara ve kendisinin gömüleceği toprağı alması, Tanrı’nın vaadi uyarınca Kenan topraklarını kendi anavatanı olarak kabul ettiğini gösterir.
23:2 Kiryat-Arba ‘Arba kenti’ anlamına gelir (Arba, Hevron bölgesinde bulunan bir oymağın ileri gelenlerindendi; bkz. Yşu.14:15). Aynı zamanda ‘dördün kenti’ anlamına da gelir; bu durumda Anak (bkz. Yşu.15:13-14; Yşu.21:11) ve üç oğlunun (bkz. Hak.1:10,Hak.1:20) yaşadığı kentten söz edilmektedir.
23:3 Hititler’e Bkz. Yar.10:15-18’e ait not. Anlaşılan o dönemde Hevron bölgesine hâkimdiler.
23:4 konuk ve yabancıyım Sonraları İsrailliler de kendilerinden söz ederken bu ve benzeri terimleri sıkça kullanacaklardı (bkz. 1Ta.29:15; Mez.39:12; ayrıca bkz. İbr.11:13).
23:9 Makpela Mağarası’nı Geleneksel inanışa göre İbrahim, Sara, İshak, Rebeka, Yakup ve Lea’nın mezarları (bkz. Yar.23:19; Yar.25:8-10; Yar.49:30-31; Yar.50:12-13), bugünkü Hevron’daki Hz. İbrahim Camii’nin altındaki bu mağaradadır. Tarlasının dibindeki Hitit yasalarına göre, mal sahibi topraklarının sadece bir kısmını sattığı nda, ilk ve tek toprak sahibi olan kişi, tüm toprağın vergisini ödemeye devam etmek durumundaydı; ancak mal sahibi tüm toprağını satarsa, toprağın yeni sahibi tüm vergiyi öderdi.
23:10 Kent kapısında Bkz. Yar.23:18; ayrıca bkz. Yar.19:1’e ait not; Rut.4:1’e ait not.
23:14-15 aramızda dört yüz şekel gümüşün sözü olur mu? Tarla için yaklaşık 4. 5 kg. gümüş fahiş bir fiyattı (bkz. örn. Yer.32:9). Efron, yas tutmakta olan İbrahim’in bir an önce Sara’yı gömeceği bir yer bulması gerektiğinin farkındaydı; bunu fırsat bilerek İbrahim’i tüm tarlayı satın almaya ikna edip böylelikle muhtemelen vergi yükünden kurtulmaya çalışıyordu (bkz. Yar.23:9’a ait not).
23:16 tüccarların ağırlık ölçülerine Yüzyıllar sonra krallık döneminde belirlenenlere kıyasla (bkz. 2Sa.14:26) bu ölçüler daha değişken ve daha az güvenilirdi.
23:19 karısı Sara’yı Kenan ülkesinde... gömdü O kültürde insanlar atalarıyla birlikte (bkz. Yar.25:8’e ait not) kendi topraklarında gömülmek isterdi. İbrahim, bu toprağı satın almakla Tanrı’nın vaadine olan adanmışlığını gösterdi. Artık yeni memleketi Kenan’dı.
24:1-67 Toprakları miras alacak soya uygun bir “anne” sağlaması için kendisiyle antlaşma yapmış olan Tanrı’ya güvenen İbrahim, İshak’a uygun bir eş alır (bkz. Yar.23:6-7).
24:2 her şeyden sorumlu uşağına Muhtemelen Şamlı Eliezer (bkz. Yar.15:2’ye ait not). Elini uyluğumun altına koy Üreme organının yakınına. Bu davranış bir andın kesinlikle yerine getirileceğini ifade ediyordu. Uşak İbrahim’in vasiyetini sadakatle yerine getirmeli, İshak da İbrahim’in ve Tanrı’nın kararını kabul etmelidir (ayrıca bkz. Yar.47:29).
24:3 Yerin göğün Tanrısı RAB’bin Bkz. Yar.24:7; krş. Yar.14:22; ayrıca bkz. Yar.1:1’e ait not.
24:4 benim ülkeme Mezopotamya’ya (bkz. Yar.24:10’a ait not).
24:7 bu toprakları senin soyuna vereceğim Yar.12:7’deki vaat tekrarlanır. Meleğini Bkz. Yar.16:7’ye ait not.
24:10 deve Bkz. Yar.12:16’ya ait not. Aram-Naharayim Bkz. Yar.10:22’ye ait not. Aram-Naharayim, daha sonra Grekler’in ‘Mezopotamya’ adını verdiği bölgenin kuzeyindeydi. Nahor’un yaş adığı kente Bkz. Yar.24:15; Yar.11:26. Fırat kenarında eski bir kent olan Mari’de yapılan kazılarda bu kentten söz eden kil tabletler bulunmuştur. Nahor, Harran (bkz. Yar.11:31’e ait not) bölgesindeydi ve İÖ 18. yüzyılda Amorlu bir prens tarafından yönetiliyordu.
24:14 İyilik Muhtemelen Tanrı’nın İbrahim’le antlaşması kastediliyor; Tanrı İshak aracılığıyla büyük bir soy oluşturacağını vaat etmişti (bkz. Yar.17:19; Yar.21:12).
24:15 İbrahim’in kardeşi... oğlu Betuel’in kızı Rebeka Böylece İshak, babasının yeğeninin kızı ile evlenecektir (bkz. Yar.24:48).
24:32-33 Bkz. Yar.18:2’ye ait not.
24:34-49 Uşağın, her şeyi özetleyen anlatımı, eski çağda görülen öykü anlatma sanatının iyi bir örneğidir. Bu anlatımlarla öykünün ayrıntıları dinleyicinin hafızasına iyi bir şekilde yerleşirdi.
24:40 yolunda yürüdüğüm Bkz. Yar.5:22; Yar.6:8-9; Yar.17:1’e ait notlar.
24:53 Rebeka ve ailesine verilen değerli armağanlar, gelin olarak gideceği ailenin zenginliğini gösteriyordu.
24:60 Bkz. Yar.22:17 ve ilgili not.
24:62 Beer-Lahay-Roi’den Bkz. Yar.16:14’e ait not. Negev Bkz. Yar.12:9’a ait not.
24:65 peçesini alıp yüzünü örttü Evli olmadığının göstergesidir (Yar.38:14,Yar.38:19).
24:67 Sara’nın yaşamış olduğu çadıra Damadın annesinin çadırı, genellikle gelin çadırı olurdu (bkz. Mez.19:4-5).
25:1-6 İbrahim servetini son kez paylaştırıyor.
25:1 evlendi Anlatım kronolojik ise İbrahim bu sırada yüz kırk yaşlarında olmalıdır. 1Ta.1:32’de Ketura’dan İbrahim’in ‘cariyesi’ olarak söz edilir.
25:2 çocukları oldu İbrahim gerçekten de birçok ulusun babası olacaktır (Yar.17:4-6; bkz. Yar.17:6’ya ait not).
25:5 sahip olduğu her şeyi İshak’a bıraktı İshak, İbrahim’in eşi Sara’dan olan tek oğuldur (Yar.22:2 ve ilgili not), dolayısıyla İbrahim’in malvarlığının yasal varisidir (krş. Yar.21:10 ve ilgili not).
25:6 cariyelerinin İkinci derece eşler. Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın bunu onayladığını gösteren hiçbir ifade bulunmadığı halde, çok eşlilik eski çağlardaki Tanrı adamları arasında bile yaygındı (bkz. Yar.14:19).Ancak bu tip birlikteliklerin bu kişilere huzurlu ve düzenli bir aile hayatı sağlamadığı, Kutsal Yazılar’daki yaşam öykülerinde açıkça görülmektedir.
25:7 yüz yetmiş beş yıl İbrahim’in vaat edilen topraklarda tam yüz yıl yaşadığı anlaşılmaktadır (bkz. Yar.12:4 ve ilgili not).
25:8 kocamış Bkz. Eyü.42:17. yaşama doymuş Tanrı’nın vaat ettiği üzere (bkz. Yar.15:15).
25:9 İshak’la İsmail Tanrı’nın İbrahim’le yaptığı antlaşmanın ve İbrahim’in malvarlığının (bkz. Yar.25:5’e ait not) varisi olarak önce İshak’ın adı geçer.
25:12-18 İsmail’in soyunun kısa bir özeti. Hem Tanrı’nın Hacer’e (Yar.16:10) ve İbrahim’e (Yar.17:20) verdiği vaatlerin gerçekleşmesi, hem de İsmail’in soyunun İbrahim ve Sara’nın soyundan uzaklaşacağına ilişkin peygamberliğin (Yar.16:12) gerçekleşmesi söz konusudur.
25:12 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not.
25:13 İsmail’in oğullarının adları Adların çoğununArapça olması, Araplar’ın İsmail’in soyundan geldiği düşüncesini destekler.
25:16 on iki bey oymakların atalarıydı Bkz. Yar.17:20.
25:18 doğusuna Bkz. Yar.16:12’ye ait not. Bazı uzmanlara göre, sözcük İbranice’de ‘karşısına’ anlamına da geldiğinden, bu sözcük “düşmanca bir şekilde” diye de çevrilebilir (bkz. Yar.25:6).
25:19-35:29 Bkz. Giriş.
25:20 Paddan-Aramlı Aram-Naharayim’in öbür adı (bkz. Yar.24:10).
25:21 karısı kısırdı Tıpkı Sara gibi (bkz. Yar.11:30). Rebeka yirmi yıl boyunca kısır kaldı (Yar.25:20,Yar.25:26). İshak’ın soyu da, tıpkı İbrahim’inki gibi, Tanrı’nın antlaşma vaatlerinin yerine geldiği bir armağandı.
25:22 itişiyordu Yakup ile Esav arasındaki mücadele rahimde başlamıştı (bkz. Yar.25:26).
25:23 büyüğü küçüğüne hizmet edecek Eski çağlardaki ilk oğulluk yasasına göre (krş. Yas.21:15-17 ve ilgili notlar) olağan şartlar altında oğulların küçüğü büyüğüne hizmet ederdi. Tanrı’nın küçük olanı seçmesi, Tanrı halkının doğal veya kültürel gelişiminin ürünü değil, Tanrı’nın insanlar için amaçladıklarının ürünü olduğunu gösterir. Rom.9:10-12’de bu ayetten yapılan alıntılarla Tanrı’nın keyfi bir şekilde değil (Rom.9:14), kendi ebedi amacı doğrultusunda hareket ettiği vurgulanır (Mez.115:3).

Videolar

Markos Girişi

Kitabın İçeriği: Markos, İsa'nın yaşamını anlatan İncil'in ilk dört kısmı arasında en kısa olanıdır. İsa'nın ne doğumundan, ne soyağacından, ne de çocukluğundan söz eder. Öğretiye daha az ağırlık verir. Örneğin Matta'da 21, Luka'da 26 benzetmeye karşılık Markos'ta sadece 9 benzetme vardır. Markos daha çok İsa'nın yaptıklarını yazıyor. Kısa ve öz yazar (birinci bölümde ne denli çok sayıda olayın anlatıldığına bakın). Anlatım canlı ve hareketlidir. Markos, öbür yazarlara oranla belirli bazı olayları daha ayrıntılı yazar1. Dikkatini, özellikle insanların İsa'ya gösterdiği ilginin üzerinde yoğunlaştırır2.

Kitabın konusu 1:1'de yalın bir şekilde açıklanır: «Tanrı'nın Oğlu İsa Mesih'le ilgili Müjde'nin başlangıcı.» Gerçekte Markos, İsa'yı Tanrı Oğlu3, İnsanoğlu4 ve çoktan beri beklenen kurtarıcı-kral Mesih5 diye tanıtır. Ne var ki İsa, «İnsanoğlu hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi» diyor (10:45). Böylece İsa durup dinlenmeden gezer ve öğretisini yayar, hastaları iyileştirir. Yaptığı mucizelerle kimliğini ve yetkisini kanıtlayarak6 kalabalıkları peşinden sürükler. Ama görevinin bu döneminde, kendisini tanıyanları sık sık uyararak kendisiyle ve mucizeleriyle ilgili haberleri yaymalarını engellemeye çalışır7. Dikkatini daha çok seçtiği kişileri eğitmeye verir8. Konuşmalarında, onu izlemenin bedelini9, imanı10 ve Tanrı'nın Egemenliği'ni11 durmadan vurgular. Eylemleri önemli tepkilere yol açar. Bir yandan kötü ruhlara meydan okur, onları kovar12, öte yandan Yahudi dininin ileri gelenleriyle çatışır13. Bunların kışkırtmasıyla gerçekleşecek ölümünden ve dirilişinden sık sık söz eder14. Kitabın neredeyse dörtte biri İsa'nın ölümünü ve dirilişini anlatır.

Ana Hatlar:

1:1-13 İsa'nın ortaya çıkışı
1:14-9:50 İsa'nın Celile ve çevresindeki faaliyetleri
10:1-52 İsa'nın Yeruşalim'e giderken yolda öğrettikleri
11:1-16:20 Yeruşalim'deki son günler

Kaynak Ayetler: Bkz. s. 24

  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş