Luka 8-52

8
İsa'yı İzleyen Kadınlar
1Bundan kısa bir süre sonra İsa on iki öğrencisiyle birlikte köy kent dolaşmaya başladı. Tanrı'nın Egemenliği'ni duyurup müjdeliyordu. 2-3 Kötü ruhlardan ve hastalıklardan kurtulan bazı kadınlar, içinden yedi cin çıkmış olan Mecdelli denilen Meryem, Hirodes'in kâhyası Kuza'nın karısı Yohanna, Suzanna ve daha birçokları İsa'yla birlikte dolaşıyordu. Bunlar, kendi olanaklarıyla İsa'ya ve öğrencilerine yardım ediyorlardı.
Tohum Benzetmesi
(Mat.13:1-23; Mar.4:1-20)
4-5Büyük bir kalabalığın toplandığı, insanların her kentten kendisine akın akın geldiği bir sırada İsa şu benzetmeyi anlattı: “Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı. Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü, ayak altında çiğnenip gökteki kuşlara yem oldu. 6Kimi kayalık yere düştü, filizlenince susuzluktan kuruyup gitti. 7Kimi, dikenler arasına düştü. Filizlerle birlikte büyüyen dikenler filizleri boğdu. 8Kimi ise iyi toprağa düştü, büyüyünce yüz kat ürün verdi.” Bunları söyledikten sonra, “İşitecek kulağı olan işitsin!” diye seslendi.
9-10 İsa, bu benzetmenin anlamını kendisinden soran öğrencilerine, “Tanrı Egemenliği'nin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi” dedi. “Ama başkalarına benzetmelerle sesleniyorum. Öyle ki,
‘Gördükleri halde görmesinler,
Duydukları halde anlamasınlar.’
11“Benzetmenin anlamı şudur: Tohum Tanrı'nın sözüdür. 12Yol kenarındakiler sözü işiten kişilerdir. Ama sonra İblis gelir, inanıp kurtulmasınlar diye sözü yüreklerinden alır götürür. 13Kayalık yere düşenler, işittikleri sözü sevinçle kabul eden, ama kök salamadıkları için ancak bir süre inanan kişilerdir. Böyleleri denendikleri zaman imandan dönerler. 14Dikenler arasına düşenler, sözü işiten ama zamanla yaşamın kaygıları, zenginlikleri ve zevkleri içinde boğulan, dolayısıyla olgun ürün vermeyenlerdir. 15İyi toprağa düşenler ise, sözü işitince onu iyi ve sağlam bir yürekte saklayanlardır. Bunlar sabırla dayanarak ürün verirler.”
Her Şey Işığa Çıkacak
(Mar.4:21-25)
16 “Hiç kimse kandil yakıp bunu bir kapla örtmez, ya da yatağın altına koymaz. Tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe koyar. 17 Çünkü açığa çıkarılmayacak gizli hiçbir şey yok; bilinmeyecek, aydınlığa çıkmayacak saklı hiçbir şey yoktur. 18 Bunun için, nasıl dinlediğinize dikkat edin. Kimde varsa, ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde var sandığı bile elinden alınacak.”
İsa'nın Yakınları
(Mat.12:46-50; Mar.3:31-35)
19İsa'nın annesiyle kardeşleri O'na geldiler, ama kalabalıktan ötürü kendisine yaklaşamadılar. 20İsa'ya, “Annenle kardeşlerin dışarıda duruyor, seni görmek istiyorlar” diye haber verildi.
21İsa haberi getirenlere şöyle karşılık verdi: “Annemle kardeşlerim, Tanrı'nın sözünü duyup yerine getirenlerdir.”
İsa Fırtınayı Dindiriyor
(Mat.8:23-27; Mar.4:35-41)
22Bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir tekneye binerek onlara, “Gölün karşı yakasına geçelim” dedi. Böylece kıyıdan açıldılar. 23Teknede giderlerken İsa uykuya daldı. O sırada gölde fırtına koptu. Tekne su almaya başlayınca tehlikeli bir duruma düştüler. 24Gidip İsa'yı uyandırarak, “Efendimiz, Efendimiz, öleceğiz!” dediler. İsa kalkıp rüzgarı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi ve ortalık sütliman oldu.
25İsa öğrencilerine, “Nerede imanınız?” dedi.
Onlar korku ve şaşkınlık içindeydiler. Birbirlerine, “Bu adam kim ki, rüzgara, suya bile buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyor!” dediler.
Cinli Bir Adamın İyileştirilmesi
(Mat.8:28-34; Mar.5:1-20)
26Celile'nin karşısında bulunan Gerasalılar'ın memleketine vardılar. 27İsa karaya çıkınca kentten bir adam O'nu karşıladı. Cinli ve uzun zamandan beri giysi giymeyen bu adam evde değil, mezarlık mağaralarda yaşıyordu. 28Adam İsa'yı görünce çığlık atıp önünde yere kapandı. Yüksek sesle, “Ey İsa, yüce Tanrı'nın Oğlu, benden ne istiyorsun?” dedi. “Sana yalvarırım, bana işkence etme!” 29Çünkü İsa, kötü ruha adamın içinden çıkmasını buyurmuştu. Kötü ruh adamı sık sık etkisi altına alıyordu. Adam zincir ve kösteklerle bağlanıp başına nöbetçi konulduğu halde bağlarını paralıyor ve cin tarafından ıssız yerlere sürülüyordu.
30İsa ona, “Adın ne?” diye sordu.
O da, “Tümen” diye yanıtladı. Çünkü onun içine bir sürü cin girmişti. 31Cinler, dipsiz derinliklere gitmelerini buyurmasın diye İsa'ya yalvarıp durdular.
32Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. Cinler, domuzların içine girmelerine izin vermesi için İsa'ya yalvardılar. O da onlara izin verdi. 33Adamdan çıkan cinler domuzların içine girdiler. Sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.
34Domuzları güdenler olup biteni görünce kaçtılar, kentte ve köylerde olayın haberini yaydılar. 35Bunun üzerine halk olup biteni görmeye çıktı. İsa'nın yanına geldikleri zaman, cinlerden kurtulan adamı giyinmiş ve aklı başına gelmiş olarak İsa'nın ayakları dibinde oturmuş buldular ve korktular. 36Olayı görenler, cinli adamın nasıl kurtulduğunu halka anlattılar. 37O zaman Gerasa yöresinden gelen bütün kalabalık büyük bir korkuya kapılarak İsa'nın yanlarından ayrılmasını rica ettiler. O da geri dönmek üzere tekneye bindi.
38-39Cinlerden kurtulan adam İsa'nın yanında kalmak için O'na yalvardı. Ama İsa, “Evine dön, Tanrı'nın senin için neler yaptığını anlat” diyerek onu salıverdi. Adam da gitti, İsa'nın kendisi için neler yaptığını bütün kentte duyurdu.
Dirilen Kız, İyileşen Kadın
(Mat.9:18-26; Mar.5:21-43)
40Karşı yakaya dönen İsa'yı halk karşıladı. Çünkü herkes O'nu bekliyordu. 41O sırada, havra yöneticisi olan Yair adında bir adam gelip İsa'nın ayaklarına kapandı, evine gelmesi için yalvardı. 42Çünkü on iki yaşlarındaki biricik kızı ölmek üzereydi.
İsa oraya giderken kalabalık O'nu her yandan sıkıştırıyordu. 43On iki yıldır kanaması olan bir kadın da oradaydı. Varını yoğunu hekimlere harcamıştı; ama hiçbiri onu iyileştirememişti. 44İsa'nın arkasından yetişip giysisinin eteğine dokundu ve o anda kanaması kesildi.
45İsa, “Bana kim dokundu?” dedi.
Herkes inkâr ederken Petrus[a], “Efendimiz, kalabalık seni çepeçevre sarmış sıkıştırıyor” dedi.
46Ama İsa, “Birisi bana dokundu” dedi. “İçimden bir gücün akıp gittiğini hissettim.”
47Yaptığını gizleyemeyeceğini anlayan kadın titreyerek geldi, İsa'nın ayaklarına kapandı. Bütün halkın önünde, O'na neden dokunduğunu ve o anda nasıl iyileştiğini anlattı. 48İsa ona, “Kızım” dedi, “İmanın seni kurtardı. Esenlikle git.”
49İsa daha konuşurken havra yöneticisinin evinden biri geldi. Yöneticiye, “Kızın öldü” dedi, “Artık öğretmeni rahatsız etme.”
50İsa bunu duyunca havra yöneticisine şöyle dedi: “Korkma, yalnız iman et, kızın kurtulacak.”
51İsa adamın evine gelince Petrus, Yuhanna, Yakup ve kızın annesi babası dışında hiç kimsenin kendisiyle birlikte içeri girmesine izin vermedi. 52Herkes kız için ağlıyor, dövünüyordu. İsa, “Ağlamayın” dedi, “Kız ölmedi, uyuyor.”
53Kızın öldüğünü bildikleri için İsa'yla alay ettiler. 54O ise kızın elini tutarak, “Kızım, kalk!” diye seslendi. 55Ruhu yeniden bedenine dönen kız hemen ayağa kalktı. İsa, kıza yemek verilmesini buyurdu. 56Kızın annesiyle babası şaşkınlık içindeydi. İsa, olanları hiç kimseye anlatmamaları için onları uyardı.
9
İsa On İki Elçisini Görevlendiriyor
(Mat.10:5-15; Mar.6:7-13)
1İsa, Onikiler'i yanına çağırıp onlara bütün cinler üzerinde ve hastalıkları iyileştirmek için güç ve yetki verdi. 2Sonra onları Tanrı'nın Egemenliği'ni duyurmaya ve hastalara şifa vermeye gönderdi. 3 Onlara şöyle dedi: “Yolculuk için yanınıza hiçbir şey almayın: Ne değnek, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de yedek mintan. 4Hangi eve girerseniz, kentten ayrılıncaya dek orada kalın. 5 Sizi kabul etmeyenlere gelince, kentten ayrılırken onlara uyarı olsun diye ayaklarınızın tozunu silkin.” 6Onlar da yola çıktılar, her yerde Müjde'yi yayarak ve hastaları iyileştirerek köy köy dolaştılar.
7-8 Bölgenin kralı Hirodes bütün bu olanları duyunca şaşkına döndü. Çünkü bazıları Yahya'nın ölümden dirildiğini, bazıları İlyas'ın göründüğünü, başkaları ise eski peygamberlerden birinin dirildiğini söylüyordu. 9Hirodes, “Yahya'nın başını ben kestirdim. Şimdi hakkında böyle haberler duyduğum bu adam kim?” diyor ve İsa'yı görmenin bir yolunu arıyordu.
İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mat.14:13-21; Mar.6:30-44; Yu.6:1-14)
10Elçiler geri dönünce, yaptıkları her şeyi İsa'ya anlattılar. Sonra İsa yalnızca onları yanına alıp Beytsayda denilen bir kente çekildi. 11Bunu öğrenen halk O'nun ardından gitti. İsa onları ilgiyle karşıladı, kendilerine Tanrı'nın Egemenliği'nden söz etti ve şifaya ihtiyacı olanları iyileştirdi.
12Günbatımına doğru Onikiler gelip O'na, “Halkı salıver de çevredeki köylere ve çiftliklere gidip kendilerine barınak ve yiyecek bulsunlar. Çünkü ıssız bir yerdeyiz” dediler.
13İsa, “Onlara siz yiyecek verin” dedi.
“Beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok” dediler. “Yoksa bunca halk için yiyecek almaya biz mi gidelim?” 14Orada yaklaşık beş bin erkek vardı.
İsa öğrencilerine, “Halkı yaklaşık ellişer kişilik kümeler halinde yere oturtun” dedi. 15Öğrenciler öyle yapıp herkesi yere oturttular. 16İsa, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra bunları böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi. 17Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan on iki sepet dolusu toplandı.
Petrus'un Mesih'i Tanıması
(Mat.16:13-28; Mar.8:27-9:1)
18Bir gün İsa tek başına dua ediyordu, öğrencileri de yanındaydı. İsa onlara, “Halk benim kim olduğumu söylüyor?” diye sordu.
19 Şöyle yanıtladılar: “Vaftizci Yahya diyorlar. Ama kimi İlyas, kimi de eski peygamberlerden biri dirilmiş, diyor.”
20 İsa onlara, “Siz ne dersiniz” dedi, “Sizce ben kimim?”
Petrus, “Sen Tanrı'nın Mesihi'sin” yanıtını verdi.
21İsa, onları uyararak bunu hiç kimseye söylememelerini buyurdu. 22İnsanoğlu'nun çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince reddedilmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini söyledi. 23 Sonra hepsine, “Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, her gün çarmıhını yüklenip beni izlesin” dedi, 24 “Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır. 25İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını yitirirse, canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur? 26Kim benden ve benim sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da kendisinin, Babası'nın ve kutsal meleklerin görkemi içinde geldiğinde o kişiden utanacaktır. 27Size gerçeği söyleyeyim, burada bulunanlar arasında, Tanrı'nın Egemenliği'ni görmeden ölümü tatmayacak olanlar var.”
İsa'nın Görünümü Değişiyor
(Mat.17:1-8; Mar.9:2-8)
28 Bu sözleri söyledikten yaklaşık sekiz gün sonra İsa, yanına Petrus, Yuhanna ve Yakup'u alarak dua etmek üzere dağa çıktı. 29İsa dua ederken yüzünün görünümü değişti, giysileri şimşek gibi parıldayan bir beyazlığa büründü. 30-31O anda görkem içinde beliren iki kişi İsa'yla konuşmaya başladılar. Bunlar Musa ile İlyas'tı. İsa'nın yakında Yeruşalim'de gerçekleşecek olan ayrılışını[b] konuşuyorlardı.
32Petrus ile yanındakilerin üzerine uyku çökmüştü. Ama uykuları iyice dağılınca İsa'nın görkemini ve yanında duran iki kişiyi gördüler. 33Bunlar İsa'nın yanından ayrılırken Petrus İsa'ya, “Efendimiz” dedi, “Burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.” Aslında ne söylediğinin farkında değildi.
34Petrus daha bunları söylerken bir bulut gelip onlara gölge saldı. Bulut onları sarınca korktular. 35 Buluttan gelen bir ses, “Bu benim Oğlum'dur, seçilmiş Olan'dır. O'nu dinleyin!” dedi. 36Ses kesilince İsa'nın tek başına olduğu görüldü. Öğrenciler bunu gizli tuttular ve o günlerde hiç kimseye gördüklerinden söz etmediler.
Cinli Bir Çocuğun İyileştirilmesi
(Mat.17:14-23; Mar.9:14-32)
37Ertesi gün dağdan indikleri zaman, İsa'yı büyük bir kalabalık karşıladı. 38Kalabalığın içinden bir adam, “Öğretmenim” diye seslendi, “Yalvarırım, oğlumu bir gör, o tek çocuğumdur. 39Bir ruh onu yakalıyor, o da birdenbire çığlık atıyor. Ruh onu, ağzından köpükler gelene dek şiddetle sarsıyor. Bedenini yara bere içinde bırakarak güçbela ayrılıyor. 40Ruhu kovmaları için öğrencilerine yalvardım, ama başaramadılar.”
41İsa şöyle karşılık verdi: “Ey imansız ve sapmış kuşak! Sizinle daha ne kadar kalıp size katlanacağım? Oğlunu buraya getir.”
42Çocuk daha İsa'ya yaklaşırken cin onu yere vurup şiddetle sarstı. Ama İsa kötü ruhu azarladı, çocuğu iyileştirerek babasına geri verdi. 43-44Herkes Tanrı'nın büyük gücüne şaşıp kaldı.
İsa Ölüp Dirileceğini Tekrar Bildiriyor
(Mat.17:22-23; Mar.9:30-32)
Herkes İsa'nın bütün yaptıkları karşısında hayret içindeyken, İsa öğrencilerine, “Şu sözlerime iyice kulak verin” dedi. “İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek.” 45Onlar bu sözü anlamadılar. Sözü kavramasınlar diye anlamı kendilerinden gizlenmişti. Üstelik İsa'ya bu sözle ilgili soru sormaktan korkuyorlardı.
En Büyük Kim?
(Mat.18:1-5; Mar.9:33-40)
46Öğrenciler, aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmaya başladılar. 47-48Akıllarından geçeni bilen İsa, küçük bir çocuğu tutup yanına çekti ve onlara şöyle dedi: “Bu çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur. Aranızda en küçük kim ise, işte en büyük odur.”
49Yuhanna buna karşılık, “Efendimiz” dedi, “Senin adınla cin kovan birini gördük, ama bizimle birlikte seni izlemediği için ona engel olmaya çalıştık.”
50İsa, “Ona engel olmayın!” dedi. “Size karşı olmayan, sizden yanadır.”
Samiriyeliler İsa'yı İstemiyor
51Göğe alınacağı gün yaklaşınca İsa, kararlı adımlarla Yeruşalim'e doğru yola çıktı. 52Kendi önünden haberciler gönderdi. Bunlar, kendisi için hazırlık yapmak üzere gidip Samiriyeliler'e ait bir köye girdiler. 53Ama Samiriyeliler İsa'yı kabul etmediler. Çünkü Yeruşalim'e doğru gidiyordu. 54Öğrencilerden Yakup'la Yuhanna bunu görünce, “Rab, bunları yok etmek için bir buyrukla gökten ateş yağdırmamızı ister misin?” dediler.
55Ama İsa dönüp onları azarladı. 56Sonra[c] başka bir köye gittiler.
İsa'yı İzlemenin Bedeli
(Mat.8:19-22)
57Yolda giderlerken bir adam İsa'ya, “Nereye gidersen, senin ardından geleceğim” dedi.
58İsa ona, “Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu'nun başını yaslayacak bir yeri yok” dedi.
59Bir başkasına, “Ardımdan gel” dedi.
Adam ise, “İzin ver, önce gidip babamı gömeyim” dedi.
60İsa ona şöyle dedi: “Bırak ölüleri, kendi ölülerini kendileri gömsün. Sen gidip Tanrı'nın Egemenliği'ni duyur.”
61Bir başkası, “Ya Rab” dedi, “Senin ardından geleceğim ama, izin ver, önce evimdekilerle vedalaşayım.”
62İsa ona, “Sabanı tutup da geriye bakan, Tanrı'nın Egemenliği'ne layık değildir” dedi.
10
Yetmişler'in Görevlendirilmesi
1Bu olaylardan sonra Rab yetmiş[ç] kişi daha görevlendirdi. Bunları ikişer ikişer, kendisinin gideceği her kente, her yere kendi önünden gönderdi. 2Onlara, “Ürün bol, ama işçi az” dedi, “Bu nedenle ürünün sahibi Rab'be yalvarın, ürününü kaldıracak işçiler göndersin. 3Haydi gidin! İşte, sizi kuzular gibi kurtların arasına gönderiyorum. 4Yanınıza ne kese, ne torba, ne de çarık alın. Yolda hiç kimseyle selamlaşmayın. 5Hangi eve girerseniz, önce, ‘Bu eve esenlik olsun!’ deyin. 6Orada esenliksever biri varsa, dilediğiniz esenlik onun üzerinde kalacak; yoksa, size dönecektir. 7Girdiğiniz evde kalın, size ne verirlerse onu yiyip için. Çünkü işçi ücretini hak eder. Evden eve taşınmayın.
8“Bir kente girdiğinizde sizi kabul ederlerse, önünüze konulanı yiyin. 9Orada bulunan hastaları iyileştirin ve kendilerine, ‘Tanrı'nın Egemenliği size yaklaştı’ deyin. 10-11Ama bir kente girdiğinizde sizi kabul etmezlerse, o kentin caddelerine çıkıp şöyle deyin: ‘Kentinizden ayaklarımızda kalan tozu bile size karşı silkiyoruz. Yine de şunu bilin ki, Tanrı'nın Egemenliği yaklaştı.’ 12Size şunu söyleyeyim, yargı günü o kentin hali Sodom Kenti'nin halinden beter olacaktır.
13“Vay haline, ey Horazin! Vay haline, ey Beytsayda! Sizlerde yapılan mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı, çoktan çul kuşanıp kül içinde oturarak tövbe etmiş olurlardı. 14Ama yargı günü sizin haliniz Sur ve Sayda'nın halinden beter olacaktır. 15Ya sen, ey Kefarnahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, ölüler diyarına indirileceksin!
16 “Sizi dinleyen beni dinlemiş olur, sizi reddeden beni reddetmiş olur. Beni reddeden de beni göndereni reddetmiş olur.”
17Yetmişler sevinç içinde döndüler. “Ya Rab” dediler, “Senin adını andığımızda cinler bile bize boyun eğiyor.”
18İsa onlara şöyle dedi: “Şeytan'ın gökten yıldırım gibi düştüğünü gördüm. 19 Ben size, yılanları ve akrepleri ayak altında ezmek ve düşmanın bütün gücünü alt etmek için yetki verdim. Hiçbir şey size zarar vermeyecektir. 20Bununla birlikte, ruhların size boyun eğmesine sevinmeyin, adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin.”
21O anda İsa Kutsal Ruh'un etkisiyle coşarak şöyle dedi: “Baba, yerin ve göğün Rabbi! Bu gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçük çocuklara açtığın için sana şükrederim. Evet Baba, senin isteğin buydu.
22 “Babam her şeyi bana teslim etti. Oğul'un kim olduğunu Baba'dan başka kimse bilmez. Baba'nın kim olduğunu da Oğul'dan ve Oğul'un O'nu tanıtmak istediği kişilerden başkası bilmez.”
23Sonra öğrencilerine dönüp özel olarak şöyle dedi: “Sizin gördüklerinizi gören gözlere ne mutlu! 24Size şunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice krallar sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi işitmek istediler, ama işitemediler.”
İyi Samiriyeli
25 Bir Kutsal Yasa uzmanı İsa'yı denemek amacıyla gelip şöyle dedi: “Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?”
26İsa ona, “Kutsal Yasa'da ne yazılmıştır?” diye sordu. “Orada ne okuyorsun?”
27 Adam şöyle karşılık verdi: “Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün gücünle ve bütün aklınla seveceksin. Komşunu da kendin gibi seveceksin.”
28 İsa ona, “Doğru yanıt verdin” dedi. “Bunu yap ve yaşayacaksın.”
29Oysa adam kendini haklı çıkarmak isteyerek İsa'ya, “Peki, komşum kim?” dedi.
30İsa şöyle yanıt verdi: “Adamın biri Yeruşalim'den Eriha'ya inerken haydutların eline düştü. Onu soyup dövdüler, yarı ölü bırakıp gittiler. 31Bir rastlantı olarak o yoldan bir kâhin geçiyordu. Adamı görünce yolun öbür yanından geçip gitti. 32Bir Levili de oraya varıp adamı görünce aynı şekilde geçip gitti. 33O yoldan geçen bir Samiriyeli ise adamın bulunduğu yere gelip onu görünce, yüreği sızladı. 34Adamın yanına gitti, yaralarının üzerine yağla şarap dökerek sardı. Sonra adamı kendi hayvanına bindirip hana götürdü, onunla ilgilendi. 35Ertesi gün iki dinar çıkararak hancıya verdi. ‘Ona iyi bak’ dedi, ‘Bundan fazla ne harcarsan, dönüşümde sana öderim.’
36“Sence bu üç kişiden hangisi haydutlar arasına düşen adama komşu gibi davrandı?”
37Yasa uzmanı, “Ona acıyıp yardım eden” dedi.
İsa, “Git, sen de öyle yap” dedi.
İsa, Marta ve Meryem'in Evinde
38 İsa, öğrencileriyle birlikte yola devam edip bir köye girdi. Marta adında bir kadın İsa'yı evinde konuk etti. 39Marta'nın Meryem adındaki kızkardeşi, Rab'bin ayakları dibine oturmuş O'nun konuşmasını dinliyordu. 40Marta ise işlerinin çokluğundan ötürü telaş içindeydi. İsa'nın yanına gelerek, “Ya Rab” dedi, “Kardeşimin beni hizmet işlerinde yalnız bırakmasına aldırmıyor musun? Ona söyle de bana yardım etsin.”
41Rab ona şu karşılığı verdi: “Marta, Marta, sen çok şey için kaygılanıp telaşlanıyorsun. 42Oysa gerekli olan tek bir şey vardır. Meryem iyi olanı seçti ve bu kendisinden alınmayacak.”
11
Nasıl Dua Etmeli
(Mat.6:9-13; 7:7-11)
1İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden biri, “Ya Rab” dedi, “Yahya'nın kendi öğrencilerine öğrettiği gibi sen de bize dua etmesini öğret.”
2İsa onlara, “Dua ederken şöyle söyleyin” dedi:
“Baba, adın kutsal kılınsın.
Egemenliğin gelsin.
3Her gün bize gündelik ekmeğimizi ver.
4Günahlarımızı bağışla.
Çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi bağışlıyoruz.
Ayartılmamıza izin verme.”
5-7Sonra şöyle dedi: “Sizlerden birinin bir arkadaşı olur da gece yarısı ona gidip, ‘Arkadaş, bana üç ekmek ödünç ver. Bir arkadaşım yoldan geldi, önüne koyacak bir şeyim yok’ derse, öbürü içerden, ‘Beni rahatsız etme! Kapı kilitli, çocuklarım da yanımda yatıyor. Kalkıp sana bir şey veremem’ der mi hiç? 8Size şunu söyleyeyim, arkadaşlık gereği kalkıp ona istediğini vermese bile, adamın yüzsüzlüğünden ötürü kalkar, ihtiyacı neyse ona verir.
9“Ben size şunu söyleyeyim: Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. 10Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
11“Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse balık yerine yılan verir? 12Ya da yumurta isterse ona akrep verir? 13Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki Baba'nın, kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh'u vereceği çok daha kesin değil mi?”
İsa ve Baalzevul
(Mat.12:22-30; Mar.3:20-27)
14İsa adamın birinden dilsiz bir cini kovuyordu. Cin çıkınca adamın dili çözüldü. Halk hayret içinde kaldı. 15 Ama içlerinden bazıları, “Cinleri, cinlerin önderi Baalzevul'un gücüyle kovuyor” dediler. 16 Bazıları ise O'nu denemek amacıyla gökten bir belirti göstermesini istediler.
17Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: “Kendi içinde bölünen ülke yıkılır, kendi içinde bölünen ev çöker. 18Şeytan da kendi içinde bölünmüşse, onun egemenliği nasıl ayakta kalabilir? Siz, benim Baalzevul'un gücüyle cinleri kovduğumu söylüyorsunuz. 19Eğer ben cinleri Baalzevul'un gücüyle kovuyorsam, sizin adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Sizi bu durumda kendi adamlarınız yargılayacak. 20Ama ben cinleri Tanrı'nın eliyle kovuyorsam, Tanrı'nın Egemenliği üzerinize gelmiş demektir.
21“Tepeden tırnağa silahlanmış güçlü bir adam kendi evini koruduğu sürece, malları güvenlik içinde olur. 22Ne var ki, ondan daha güçlü biri saldırıp onu alt ettiğinde güvendiği bütün silahları elinden alır ve mallarını yağmalayarak bölüştürür. 23 Benden yana olmayan bana karşıdır, benimle birlikte toplamayan dağıtıyor demektir.
24“Kötü ruh insandan çıkınca kurak yerlerde dolanıp huzur arar. Bulamayınca da, ‘Çıktığım eve, kendi evime döneyim’ der. 25Eve gelince orayı süpürülmüş, düzeltilmiş bulur. 26Bunun üzerine gider, kendisinden kötü yedi ruh daha alır ve eve girip yerleşirler. Böylece o kişinin son durumu ilkinden beter olur.”
27İsa bu sözleri söylerken kalabalığın içinden bir kadın O'na, “Ne mutlu seni taşımış olan rahme, emzirmiş olan memelere!” diye seslendi.
28İsa, “Daha doğrusu, ne mutlu Tanrı'nın sözünü dinleyip uygulayanlara!” dedi.
Yunus'un Belirtisi
(Mat.12:38-42)
29 Çevredeki kalabalık büyürken İsa konuşmaya başladı. “Şimdiki kuşak kötü bir kuşaktır” dedi. “Doğaüstü bir belirti istiyor, ama ona Yunus'un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek. 30 Yunus nasıl Ninova halkına bir belirti olduysa, İnsanoğlu da bu kuşak için öyle olacaktır. 31 Güney Kraliçesi, yargı günü bu kuşağın adamlarıyla birlikte kalkıp onları yargılayacak. Çünkü kraliçe, Süleyman'ın bilgece sözlerini dinlemek için dünyanın ta öbür ucundan gelmişti. Bakın, Süleyman'dan daha üstün olan buradadır. 32 Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler. Bakın, Yunus'tan daha üstün olan buradadır.”
Bedenin Işığı
(Mat.5:15; 6:22-23)
33 “Hiç kimse kandil yakıp onu gizli yere ya da tahıl ölçeğinin altına koymaz. Tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe koyar. 34Bedenin ışığı gözdür. Gözün sağlamsa, bütün bedenin de aydınlık olur. Gözün bozuksa, bedenin de karanlık olur. 35Öyleyse dikkat et, sendeki ‘ışık’ karanlık olmasın. 36Eğer bütün bedenin aydınlık olur ve hiçbir yanı karanlık kalmazsa, kandilin seni ışınlarıyla aydınlattığı zamanki gibi, bedenin tümden aydınlık olur.”
Vay Halinize, Ferisiler!
(Mat.23:1-36; 12:38-40)
37İsa konuşmasını bitirince bir Ferisi O'nu evine yemeğe çağırdı. O da içeri girerek sofraya oturdu. 38İsa'nın yemekten önce yıkanmadığını gören Ferisi şaştı.
39Rab ona şöyle dedi: “Siz Ferisiler, bardağın ve tabağın dışını temizlersiniz, ama içiniz açgözlülük ve kötülükle doludur. 40Ey akılsızlar! Dışı yapanla içi yapan aynı değil mi? 41Siz kaplarınızın içindekini[d] sadaka olarak verin, o zaman sizin için her şey temiz olur.
42 “Ama vay halinize, ey Ferisiler! Siz nanenin, sedefotunun ve her tür sebzenin ondalığını verirsiniz de, adaleti ve Tanrı sevgisini ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi. 43Vay halinize, ey Ferisiler! Havralarda en seçkin yerlere kurulmaya, meydanlarda selamlanmaya bayılırsınız. 44Vay halinize! İnsanların, farkında olmadan üzerlerinde gezindiği belirsiz mezarlara benziyorsunuz.”
45Kutsal Yasa uzmanlarından biri söz alıp İsa'ya, “Öğretmenim, bunları söylemekle bize de hakaret etmiş oluyorsun” dedi.
46İsa, “Sizin de vay halinize, ey Yasa uzmanları!” dedi. “İnsanlara taşınması güç yükler yüklersiniz, kendiniz ise bu yükleri kaldırmak için parmağınızı bile kıpırdatmazsınız. 47Vay halinize! Peygamberlerin anıtlarını yaparsınız, oysa onları sizin atalarınız öldürmüştür. 48Böylelikle atalarınızın yaptıklarına tanıklık ederek bunları onaylamış oluyorsunuz. Çünkü onlar peygamberleri öldürdüler, siz de anıtlarını yapıyorsunuz. 49İşte bunun için Tanrı'nın Bilgeliği şöyle demiştir: ‘Ben onlara peygamberler ve elçiler göndereceğim, bunlardan kimini öldürecek, kimine zulmedecekler.’ 50-51 Böylece bu kuşak, Habil'in kanından tutun da, sunakla tapınak arasında öldürülen Zekeriya'nın kanına değin, dünyanın kuruluşundan beri akıtılan bütün peygamberlerin kanından sorumlu tutulacaktır. Evet, size söylüyorum, bu kuşak sorumlu tutulacaktır. 52Vay halinize, ey Yasa uzmanları! Bilgi kapısının anahtarını alıp götürdünüz. Kendiniz bu kapıdan girmediniz, girmek isteyenlere de engel oldunuz.”
53İsa oradan ayrılınca, din bilginleriyle Ferisiler O'nu şiddetle sıkıştırarak birçok konuda ağzını aramaya başladılar. 54Ağzından çıkacak bir sözle O'nu tuzağa düşürmek için fırsat kolluyorlardı.
12
Uyarılar ve Teşvikler
(Mat.10:26-31)
1 O sırada halktan binlerce kişi birbirlerini ezercesine toplanmıştı. İsa önce kendi öğrencilerine şunları söylemeye başladı: “Ferisiler'in mayasından –yani, ikiyüzlülükten– kaçının. 2 Örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur. 3Bunun için karanlıkta söylediğiniz her söz gün ışığında duyulacak, kapalı kapılar ardında kulağa fısıldadıklarınız damlardan duyurulacaktır.
4“Siz dostlarıma söylüyorum, bedeni öldüren, ama ondan sonra başka bir şey yapamayanlardan korkmayın. 5Kimden korkmanız gerektiğini size açıklayayım: Kişiyi öldürdükten sonra cehenneme atma yetkisine sahip olan Tanrı'dan korkun. Evet, size söylüyorum, O'ndan korkun. 6Beş serçe iki meteliğe satılmıyor mu? Ama bunlardan bir teki bile Tanrı katında unutulmuş değildir. 7Nitekim başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır. Korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.
8“Size şunu söyleyeyim, insanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, İnsanoğlu da Tanrı'nın melekleri önünde açıkça kabul edecek. 9Ama kim beni insanlar önünde inkâr ederse, kendisi de Tanrı'nın melekleri önünde inkâr edilecek. 10 İnsanoğlu'na karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak. Oysa Kutsal Ruh'a küfreden bağışlanmayacaktır.
11 “Sizi havra topluluklarının, yöneticilerin ve yetkililerin önüne çıkardıklarında, ‘Kendimizi neyle, nasıl savunacağız?’ ya da, ‘Ne söyleyeceğiz?’ diye kaygılanmayın. 12Kutsal Ruh o anda size ne söylemeniz gerektiğini öğretecektir.”
Zengin Budala
13Kalabalığın içinden biri İsa'ya, “Öğretmenim, kardeşime söyle de mirası benimle paylaşsın” dedi.
14İsa ona şöyle dedi: “Ey adam! Kim beni üzerinizde yargıç ya da hakem yaptı?” 15Sonra onlara, “Dikkatli olun!” dedi. “Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.”
16İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: “Zengin bir adamın toprakları bol ürün verdi. 17Adam kendi kendine, ‘Ne yapacağım? Ürünlerimi koyacak yerim yok’ diye düşündü. 18Sonra, ‘Şöyle yapacağım’ dedi. ‘Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım. 19Kendime, ey canım, yıllarca yetecek kadar bol malın var. Rahatına bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar diyeceğim.’
20“Ama Tanrı ona, ‘Ey akılsız!’ dedi. ‘Bu gece canın senden istenecek. Biriktirdiğin bu şeyler kime kalacak?’
21“Kendisi için servet biriktiren, ama Tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur.”
Kaygılanmayın
(Mat.6:25-34)
22İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Bu nedenle size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. 23Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir. 24Kargalara bakın! Ne eker, ne biçerler; ne kilerleri, ne ambarları vardır. Tanrı yine de onları doyurur. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz! 25Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık[e] uzatabilir? 26Bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda neden kaygılanıyorsunuz?
27 “Zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. 28Ey kıt imanlılar, bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesindir. 29‘Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?’ diye düşünüp tasalanmayın. 30Dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa Babanız, bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. 31Siz O'nun egemenliğinin ardından gidin, o zaman size bunlar da verilecektir.
32“Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü. 33Mallarınızı satın, sadaka olarak verin. Kendinize eskimeyen keseler, göklerde tükenmeyen bir hazine edinin. Orada ne hırsız ona yaklaşır, ne de güve onu yer. 34Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.”
Uyanık ve Hazırlıklı Olun
(Mat.10:34-36; 24:42-51; Mar.10:38; 13:34-36)
35 “Kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda hazır olun. 36Düğün şenliğinden dönecek olan efendilerinin gelip kapıyı çaldığı an kapıyı açmak için hazır bekleyen köleler gibi olun. 37Efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu! Size doğrusunu söyleyeyim, efendileri beline kuşağını bağlayacak, kölelerini sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek. 38Efendi gecenin ister ikinci, ister üçüncü nöbetinde[g] gelsin, uyanık bulacağı kölelere ne mutlu! 39Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın hangi saatte geleceğini bilse, evinin soyulmasına fırsat vermez. 40Siz de hazır olun. Çünkü İnsanoğlu beklemediğiniz saatte gelecektir.”
41Petrus, “Ya Rab” dedi, “Bu benzetmeyi bizim için mi anlatıyorsun, yoksa herkes için mi?”
42Rab de şöyle dedi: “Efendinin, uşaklarına vaktinde azık vermek için başlarına atadığı güvenilir ve akıllı kâhya kimdir? 43Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! 44Size gerçeği söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde yetkili kılacak. 45-46Ama o köle içinden, ‘Efendim gecikiyor’ der, kadın ve erkek hizmetkârları dövmeye, yiyip içip sarhoş olmaya başlarsa, efendisi, onun beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle cezalandırıp imansızlarla bir tutacaktır.
47“Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan, onun isteğini yerine getirmeyen köle çok dayak yiyecek. 48Oysa bilmeden dayağı hak eden davranışlarda bulunan, az dayak yiyecek. Kime çok verilmişse, ondan çok istenecek. Kime çok şey emanet edilmişse, kendisinden daha fazlası istenecektir.
49“Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı! 50Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek nasıl da sıkıntı çekiyorum![ğ] 51Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ayrılık getirmeye geldim. 52Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak. 53 Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır.”
Belirtileri Anlamak
(Mat.5:25-26; 16:2-3)
54İsa halka şunları da söyledi: “Batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz hemen, ‘Sağanak geliyor’ diyorsunuz, ve öyle oluyor. 55Rüzgarın güneyden estiğini görünce, ‘Çok sıcak olacak’ diyorsunuz, ve öyle oluyor. 56Sizi ikiyüzlüler! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünümünden bir anlam çıkarabiliyorsunuz da, şimdiki zamanın anlamını nasıl oluyor da çıkaramıyorsunuz?
57“Doğru olana neden kendiniz karar vermiyorsunuz? 58Sizden davacı olanla birlikte yargıca giderken, yolda onunla anlaşmak için elinizden geleni yapın. Yoksa o sizi yargıcın önüne sürükler, yargıç gardiyanın eline verir, gardiyan da sizi hapse atar. 59Size şunu söyleyeyim, borcunuzun son kuruşunu[h] ödemedikçe oradan asla çıkamazsınız.”
13
Tövbe Ediniz
1O sırada bazı kişiler gelip İsa'ya bir haber getirdiler. Pilatus'un nasıl bazı Celileliler'i öldürüp kanlarını kendi kestikleri kurbanların kanına kattığını anlattılar. 2İsa onlara şöyle karşılık verdi: “Böyle acı çeken bu Celileliler'in, bütün öbür Celileliler'den daha günahlı olduğunu mu sanıyorsunuz? 3Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız. 4Ya da, Şiloah'taki kule üzerlerine yıkılınca ölen o on sekiz kişinin, Yeruşalim'de yaşayan öbür insanların hepsinden daha suçlu olduğunu mu sanıyorsunuz? 5Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız.”
Meyve Vermeyen Ağaç
6İsa şu benzetmeyi anlattı: “Adamın birinin bağında dikili bir incir ağacı vardı. Adam gelip ağaçta meyve aradı, ama bulamadı. 7Bağcıya, ‘Bak’ dedi, ‘Ben üç yıldır gelip bu incir ağacında meyve arıyorum, bulamıyorum. Onu kes. Toprağın besinini neden boş yere tüketsin?’
8“Bağcı, ‘Efendim’ diye karşılık verdi, ‘Ağacı bir yıl daha bırak, bu arada ben çevresini kazıp gübreleyeyim. 9Gelecek yıl meyve verirse, ne iyi; vermezse, onu kesersin.’ ”
Beli Bükük Bir Kadının İyileştirilmesi
10Bir Şabat Günü İsa, havralardan birinde öğretiyordu. 11On sekiz yıldır içinde hastalık ruhu bulunan bir kadın da oradaydı. İki büklüm olmuş, belini hiç doğrultamıyordu. 12İsa onu görünce yanına çağırdı. “Kadın” dedi, “Hastalığından kurtuldun.” 13Ellerini kadının üzerine koydu. Kadın hemen doğruldu ve Tanrı'yı yüceltmeye başladı.
14 İsa'nın hastayı Şabat Günü iyileştirmesine kızan havra yöneticisi kalabalığa seslenerek, “Çalışmak için altı gün vardır” dedi. “O günler gelip iyileşin, Şabat Günü değil.”
15Rab ona şu karşılığı verdi: “Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Şabat Günü kendi öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez mi? 16Buna göre, Şeytan'ın on sekiz yıldır bağlı tuttuğu, İbrahim'in bir kızı olan bu kadının da Şabat Günü bu bağdan çözülmesi gerekmez miydi?”
17İsa'nın bu sözleri, kendisine karşı gelenlerin hepsini utandırdı. Bütün kalabalık ise O'nun yaptığı görkemli işlerin tümünü sevinçle karşıladı.
Hardal Tanesi ve Maya
(Mat.13:31-33; Mar.4:30-32)
18Sonra İsa şunları söyledi: “Tanrı'nın Egemenliği neye benzer, onu neye benzeteyim? 19Tanrı'nın Egemenliği, bir adamın bahçesine ektiği hardal tanesine benzer. Tane gelişip ağaç olur, kuşlar dallarında barınır.”
20İsa yine, “Tanrı'nın Egemenliği'ni neye benzeteyim?” dedi. 21“O, bir kadının üç ölçek[ı] una karıştırdığı mayaya benzer. Sonunda bütün hamur kabarır.”
Dar Kapı
(Mat.7:13-14,21-23)
22İsa köy kent dolaşarak öğretiyor, Yeruşalim'e doğru ilerliyordu. 23-24Biri O'na, “Ya Rab” dedi, “Kurtulanların sayısı az mı olacak?”
İsa oradakilere şöyle dedi: “Dar kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu söyleyeyim, çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek. 25Ev sahibi kalkıp kapıyı kapattıktan sonra dışarıda durup, ‘Ya Rab, kapıyı aç bize!’ diyerek kapıyı vurmaya başlayacaksınız.
“O da size, ‘Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum’ diye karşılık verecek.
26“O zaman, ‘Biz senin önünde yiyip içtik, sen de bizim sokaklarımızda öğrettin’ demeye başlayacaksınız.
27 “O da size şöyle diyecek: ‘Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum. Çekilin önümden, ey kötülük yapanlar!’
28 “İbrahim'i, İshak'ı, Yakup'u ve bütün peygamberleri Tanrı'nın Egemenliği'nde, kendinizi ise dışarı atılmış gördüğünüz zaman, aranızda ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. 29İnsanlar doğudan batıdan, kuzeyden güneyden gelecek ve Tanrı'nın Egemenliği'nde sofraya oturacaklar. 30 Ve işte, sonuncu olan bazıları birinci, birinci olan bazıları da sonuncu olacak.”
Ey Yeruşalim!
(Mat.23:37-39)
31Tam o sırada bazı Ferisiler gelip İsa'ya, “Buradan ayrılıp başka yere git. Hirodes seni öldürmek istiyor” dediler.
32İsa onlara şöyle dedi: “Gidin, o tilkiye söyleyin, ‘Bugün ve yarın cinleri kovup hastaları iyileştireceğim ve üçüncü gün hedefime ulaşacağım.’ 33Yine de bugün, yarın ve öbür gün yoluma devam etmeliyim. Çünkü bir peygamberin Yeruşalim'in dışında ölmesi düşünülemez!
34“Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz. 35 Bakın, eviniz ıssız bırakılacak! Size şunu söyleyeyim: ‘Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!’ diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.”
14
İsa Bir Ferisi'nin Evinde
1Bir Şabat Günü İsa Ferisiler'in ileri gelenlerinden birinin evine yemek yemeye gitti. Herkes O'nu dikkatle gözlüyordu. 2Önünde, vücudu su toplamış bir adam vardı. 3İsa, Kutsal Yasa uzmanlarına ve Ferisiler'e, “Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur, değil midir?” diye sordu. 4Onlar ses çıkarmadılar. İsa adamı tutup iyileştirdi, sonra eve gönderdi.
5 İsa onlara şöyle dedi: “Hanginiz oğlu ya da öküzü Şabat Günü kuyuya düşer de hemen çıkarmaz?” 6Onlar buna hiçbir karşılık veremediler.
7-9 Yemeğe çağrılanların başköşeleri seçtiğini farkeden İsa, onlara şu benzetmeyi anlattı: “Biri seni düğüne çağırdığı zaman başköşeye kurulma. Belki senden daha saygın birini de çağırmıştır. İkinizi de çağıran gelip, ‘Yerini bu adama ver’ diyebilir. O zaman utançla kalkıp en arkaya geçersin. 10Bir yere çağrıldığın zaman git, en arkada otur. Öyle ki, seni çağıran gelince, ‘Arkadaşım, daha öne buyurmaz mısın?’ desin. O zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde onurlandırılmış olursun. 11 Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.”
Şölen Benzetmesi
(Mat.22:1-10)
12İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: “Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler. 13Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır. 14Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir.”
15Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa'ya, “Tanrı'nın Egemenliği'nde yemek yiyecek olana ne mutlu!” dedi.
16İsa ona şöyle dedi: “Adamın biri büyük bir şölen hazırlayıp birçok konuk çağırdı. 17Şölen saati gelince davetlilere, ‘Buyurun, her şey hazır’ diye haber vermek üzere kölesini gönderdi.
18“Ne var ki, hepsi anlaşmışçasına özür dilemeye başladılar. Birincisi, ‘Bir tarla satın aldım, gidip görmek zorundayım. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi.
19“Bir başkası, ‘Beş çift öküz aldım, onları denemeye gidiyorum. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi.
20“Yine bir başkası, ‘Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum’ dedi.
21“Köle geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev sahibi öfkelenerek kölesine, ‘Koş’ dedi, ‘Kentin caddelerine, sokaklarına çık; yoksulları, kötürümleri, körleri, sakatları buraya getir.’
22“Köle, ‘Efendim, buyruğun yerine getirilmiştir, ama daha yer var’ dedi.
23“Efendisi köleye, ‘Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş, bulduklarını gelmeye zorla da evim dolsun’ dedi. 24‘Size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan hiçbiri benim yemeğimden tatmayacaktır.’ ”
İsa'nın Öğrencileri
(Mat.10:37-38)
25-26Kalabalık halk toplulukları İsa'yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: “Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa[i], öğrencim olamaz. 27 Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen, öğrencim olamaz.
28“Aranızdan biri bir kule yapmak isterse, bunu tamamlayacak kadar parası var mı yok mu diye önce oturup yapacağı masrafı hesap etmez mi? 29-30Çünkü temel atıp da işi bitiremezse, durumu gören herkes, ‘Bu adam inşaata başladı, ama bitiremedi’ diyerek onunla eğlenmeye başlar.
31“Ya da hangi kral başka bir kralla savaşa gittiğinde, üzerine yirmi bin askerle yürüyen düşmana on bin askerle karşı koyabilir miyim diye önce oturup bir değerlendirme yapmaz? 32Eğer karşı koyamayacaksa, öbürü henüz uzaktayken elçiler gönderip barış koşullarını ister. 33Aynı şekilde sizden kim varını yoğunu gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz.
34“Tuz yararlıdır. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha nasıl o tadı kazanabilir? 35Ne toprağa, ne de gübreye yarar; onu çöpe atarlar. İşitecek kulağı olan işitsin.”
15
Kaybolan Koyun Benzetmesi
(Mat.18:12-14)
1 Bütün vergi görevlileriyle günahkârlar İsa'yı dinlemek için O'na akın ediyordu. 2Ferisiler'le din bilginleri ise, “Bu adam günahkârları kabul ediyor, onlarla birlikte yemek yiyor” diye söyleniyorlardı.
3-4Bunun üzerine İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: “Sizlerden birinin yüz koyunu olsa ve bunlardan bir tanesini kaybetse, doksan dokuzu bozkırda bırakarak kaybolanı bulana dek onun ardına düşmez mi? 5-6Onu bulunca da sevinç içinde omuzlarına alır, evine döner; arkadaşlarını, komşularını çağırıp onlara, ‘Benimle birlikte sevinin, kaybolan koyunumu buldum!’ der. 7Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde gökte, tövbe eden tek bir günahkâr için, tövbeyi gereksinmeyen doksan dokuz doğru kişi için duyulandan daha büyük sevinç duyulacaktır.”
Kaybolan Para Benzetmesi
8“Ya da on gümüş parası olan bir kadın bunlardan bir tanesini kaybetse, kandil yakıp evi süpürerek parayı bulana dek her tarafı dikkatle aramaz mı? 9Parayı bulunca da arkadaşlarını, komşularını çağırıp, ‘Benimle birlikte sevinin, kaybettiğim parayı buldum!’ der. 10Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde Tanrı'nın melekleri de tövbe eden bir tek günahkâr için sevinç duyacaklar.”
Kaybolan Oğul Benzetmesi
11İsa, “Bir adamın iki oğlu vardı” dedi. 12“Bunlardan küçüğü babasına, ‘Baba’ dedi, ‘Malından payıma düşeni ver bana.’ Baba da servetini iki oğlu arasında paylaştırdı.
13“Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitti. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etti. 14Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterdi, o da yokluk çekmeye başladı. 15Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine girdi. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yolladı. 16Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyordu. Ama hiç kimse ona bir şey vermedi.
17“Aklı başına gelince şöyle dedi: ‘Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum. 18Kalkıp babamın yanına döneceğim, ona, Baba diyeceğim, Tanrı'ya[j] ve sana karşı günah işledim. 19Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.’
20“Böylece kalkıp babasının yanına döndü. Kendisi daha uzaktayken babası onu gördü, ona acıdı, koşup boynuna sarıldı ve onu öptü. 21Oğlu ona, ‘Baba’ dedi, ‘Tanrı'ya ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.’
22“Babası ise kölelerine, ‘Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin!’ dedi. ‘Parmağına yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin! 23Besili danayı getirip kesin, yiyelim, eğlenelim. 24Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu.’ Böylece eğlenmeye başladılar.
25“Babanın büyük oğlu ise tarladaydı. Gelip eve yaklaştığında çalgı ve oyun seslerini duydu. 26Uşaklardan birini yanına çağırıp, ‘Ne oluyor?’ diye sordu.
27“O da, ‘Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için besili danayı kesti’ dedi.
28-29“Büyük oğul öfkelendi, içeri girmek istemedi. Babası dışarı çıkıp ona yalvardı. Ama o, babasına şöyle yanıt verdi: ‘Bak, bunca yıl senin için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla eğlenmem için hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin. 30Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.’
31“Babası ona, ‘Oğlum, sen her zaman yanımdasın, neyim varsa senindir’ dedi. 32‘Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu!’ ”
16
Kurnaz Kâhya
1İsa öğrencilerine şunları da anlattı: “Zengin bir adamın bir kâhyası vardı. Kâhya, efendisinin mallarını çarçur ediyor diye efendisine ihbar edildi. 2Efendisi kâhyayı çağırıp ona, ‘Nedir bu senin hakkında duyduklarım? Kâhyalığının hesabını ver. Çünkü sen artık kâhyalık edemezsin’ dedi.
3“Kâhya kendi kendine, ‘Ne yapacağım ben?’ dedi. ‘Efendim kâhyalığı elimden alıyor. Toprak kazmaya gücüm yetmez, dilenmekten utanırım. 4Kâhyalıktan kovulduğum zaman başkaları beni evlerine kabul etsinler diye ne yapacağımı biliyorum.’
5“Böylelikle efendisine borcu olanların hepsini tek tek yanına çağırdı. Birincisine, ‘Efendime ne kadar borcun var?’ dedi.
6“Adam, ‘Yüz ölçek[k] zeytinyağı’ karşılığını verdi.
“Kâhya ona, ‘Borç senedini al ve hemen otur, elli ölçek diye yaz’ dedi.
7“Sonra bir başkasına, ‘Senin borcun ne kadar?’ dedi.
“ ‘Yüz ölçek[l] buğday’ dedi öteki.
“Ona da, ‘Borç senedini al, seksen ölçek diye yaz’ dedi.
8“Efendisi, dürüst olmayan kâhyayı, akıllıca davrandığı için övdü. Gerçekten bu çağın insanları, kendilerine benzer kişilerle ilişkilerinde, ışıkta yürüyenlerden[m] daha akıllı oluyorlar. 9Size şunu söyleyeyim, dünyanın aldatıcı servetini[n] kendinize dost edinmek için kullanın ki, bu servet yok olunca sizi sonsuza dek kalacak konutlara kabul etsinler.”
Servet ve Güvenilirlik
10“En küçük işte güvenilir olan kişi, büyük işte de güvenilir olur. En küçük işte dürüst olmayan kişi, büyük işte de dürüst olmaz. 11Dünyanın aldatıcı serveti konusunda güvenilir değilseniz, gerçek serveti size kim emanet eder? 12Başkasının malı konusunda güvenilir değilseniz, kendi malınız olmak üzere size kim bir şey verir?
13 “Hiçbir uşak iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem paraya[o] kulluk edemezsiniz.”
14Parayı seven Ferisiler bütün bu sözleri duyunca İsa'yla alay etmeye başladılar. 15O da onlara şöyle dedi: “Siz insanlar önünde kendinizi temize çıkarıyorsunuz, ama Tanrı yüreğinizi biliyor. İnsanların gururlandıkları ne varsa, Tanrı'ya iğrenç gelir.
16 “Kutsal Yasa ve peygamberlerin devri Yahya'nın zamanına dek sürdü. O zamandan bu yana Tanrı'nın Egemenliği müjdeleniyor ve herkes oraya zorla girmeye çalışıyor. 17 Yerin ve göğün ortadan kalkması, Kutsal Yasa'nın ufacık bir noktasının yok olmasından daha kolaydır.
18 “Karısını boşayıp başkasıyla evlenen zina etmiş olur. Kocasından boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur.”
Dilenci ile Zengin Adam
19“Zengin bir adam vardı. Mor, ince keten giysiler giyer, bolluk içinde her gün eğlenirdi. 20-21Her tarafı yara içinde olan Lazar adında yoksul bir adam bu zenginin kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atardı. Bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalardı.
22“Bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahim'in yanına götürdüler. Sonra zengin adam da öldü ve gömüldü. 23Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı gördü. 24‘Ey babamız İbrahim, acı bana!’ diye seslendi. ‘Lazar'ı gönder de parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. Bu alevlerin içinde azap çekiyorum.’
25“İbrahim, ‘Oğlum’ dedi, ‘Yaşamın boyunca senin iyilik payını, Lazar'ın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap çekiyorsun. 26Üstelik, aramıza öyle bir uçurum kondu ki, ne buradan size gelmek isteyenler gelebilir, ne de oradan kimse bize gelebilir.’
27“Zengin adam şöyle dedi: ‘Öyleyse baba, sana rica ederim, Lazar'ı babamın evine gönder. 28Çünkü beş kardeşim var. Lazar onları uyarsın ki, onlar da bu ıstırap yerine düşmesinler.’
29“İbrahim, ‘Onlarda Musa'nın ve peygamberlerin sözleri var, onları dinlesinler’ dedi.
30“Zengin adam, ‘Hayır, İbrahim baba, dinlemezler!’ dedi. ‘Ancak ölüler arasından biri onlara giderse, tövbe ederler.’
31“İbrahim ona, ‘Eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ölüler arasından biri dirilse bile ikna olmazlar’ dedi.”
17
Günah, İman ve Görev
(Mat.18:6-7; Mar.9:42)
1İsa öğrencilerine şöyle dedi: “İnsanı günaha düşüren tuzakların olması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay haline! 2Böyle bir kişi bu küçüklerden birini günaha düşüreceğine, boynuna bir değirmen taşı geçirilip denize atılsa, kendisi için daha iyi olur. 3 Yaşantınıza dikkat edin! Kardeşiniz günah işlerse, onu azarlayın; tövbe ederse, bağışlayın. 4Günde yedi kez size karşı günah işler ve yedi kez size gelip, ‘Tövbe ediyorum’ derse, onu bağışlayın.”
5Elçiler Rab'be, “İmanımızı artır!” dediler.
6Rab şöyle dedi: “Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa, şu dut ağacına, ‘Kökünden sökül ve denizin içine dikil’ dersiniz, o da sözünüzü dinler.
7“Hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan dönüşünde ona, ‘Çabuk gel, sofraya otur’ der? 8Tersine ona, ‘Yemeğimi hazırla, kuşağını bağla, ben yiyip içerken bana hizmet et. Sonra sen yiyip içersin’ demez mi? 9Verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi? 10Siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra, ‘Biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık’ deyin.”
On Cüzamlı
11Yeruşalim'e doğru yoluna devam eden İsa, Samiriye ile Celile arasındaki sınır bölgesinden geçiyordu. 12-13Köyün birine girerken O'nu cüzamlı on adam karşıladı. Bunlar uzakta durarak, “İsa, Efendimiz, halimize acı!” diye seslendiler.
14 İsa onları görünce, “Gidin, kâhinlere görünün” dedi. Adamlar yolda giderken cüzamdan temizlendiler. 15-16Onlardan biri, iyileştiğini görünce yüksek sesle Tanrı'yı yücelterek geri döndü, yüzüstü İsa'nın ayaklarına kapanıp O'na teşekkür etti. Bu adam Samiriyeli'ydi.
17İsa, “İyileşenler on kişi değil miydi?” diye sordu. “Öbür dokuzu nerede? 18Tanrı'yı yüceltmek için bu yabancıdan başka geri dönen olmadı mı?” 19Sonra adama, “Ayağa kalk, git” dedi. “İmanın seni kurtardı.”
Tanrı'nın Egemenliği Ne Zaman Gelecek?
(Mat.24:23-28,37-41)
20Ferisiler İsa'ya, “Tanrı'nın Egemenliği ne zaman gelecek?” diye sordular.
İsa onlara şöyle yanıt verdi: “Tanrı'nın Egemenliği göze görünür bir şekilde gelmez. 21İnsanlar da, ‘İşte burada’ ya da, ‘İşte şurada’ demeyecekler. Çünkü Tanrı'nın Egemenliği aranızdadır.”
22İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Öyle günler gelecek ki, İnsanoğlu'nun günlerinden birini görmeyi özleyeceksiniz, ama görmeyeceksiniz. 23İnsanlar size, ‘İşte orada’, ‘İşte burada’ diyecekler. Gitmeyin, onların arkasından koşmayın. 24Şimşek çakıp göğü bir ucundan öbür ucuna dek nasıl aydınlatırsa, İnsanoğlu kendi gününde öyle olacaktır. 25Ama önce O'nun çok acı çekmesi ve bu kuşak tarafından reddedilmesi gerekir.
26 “Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun günlerinde de öyle olacak. 27 Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti. 28 Lut'un günlerinde de durum aynıydı. İnsanlar yiyip içiyor, alıp satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı. 29Ama Lut'un Sodom'dan ayrıldığı gün gökten ateşle kükürt yağdı ve hepsini yok etti.
30“İnsanoğlu'nun ortaya çıkacağı gün durum aynı olacaktır. 31 O gün damda olan, evdeki eşyalarını almak için aşağı inmesin. Tarlada olan da geri dönmesin. 32 Lut'un karısına olanları hatırlayın! 33 Canını esirgemek isteyen onu yitirecek. Canını yitiren ise onu yaşatacaktır. 34Size şunu söyleyeyim, o gece aynı yatakta olan iki kişiden biri alınacak, öbürü bırakılacak. 35-36Birlikte buğday öğüten iki kadından biri alınacak, öbürü bırakılacak.”[ö]
37 Onlar İsa'ya, “Bu olaylar nerede olacak, Rab?” diye sordular.
O da onlara, “Leş neredeyse, akbabalar da oraya üşüşecek” dedi.
18
Sürekli Dua
1-2İsa öğrencilerine, hiç usanmadan, her zaman dua etmeleri gerektiğini belirten şu benzetmeyi anlattı: “Kentin birinde Tanrı'dan korkmayan, insana saygı duymayan bir yargıç vardı. 3Yine o kentte bir dul kadın vardı. Yargıca sürekli gidip, ‘Davacı olduğum kişiden hakkımı al’ diyordu.
4-5“Yargıç bir süre ilgisiz kaldı. Ama sonunda kendi kendine, ‘Ben her ne kadar Tanrı'dan korkmaz, insana saygı duymazsam da, bu dul kadın beni rahatsız ettiği için hakkını alacağım. Yoksa sürekli gelip beni canımdan bezdirecek’ dedi.”
6Rab şöyle devam etti: “Adaletsiz yargıcın ne söylediğini duydunuz. 7Tanrı da, gece gündüz kendisine yakaran seçilmişlerinin hakkını almayacak mı? Onları çok bekletecek mi? 8Size şunu söyleyeyim, onların hakkını tez alacaktır. Ama İnsanoğlu geldiği zaman acaba yeryüzünde iman bulacak mı?”
Ferisi ve Vergi Görevlisi
9-10Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: “Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı. 11Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: ‘Tanrım, öbür insanlara –soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere– ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için sana şükrederim. 12Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’
13“Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile istemiyordu, ancak göğsünü döverek, ‘Tanrım, ben günahkâra merhamet et’ diyordu.
14 “Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış olarak evine döndü. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.”
İsa Küçük Çocukları Kutsuyor
(Mat.19:13-15; Mar.10:13-16)
15Bazıları bebekleri bile İsa'ya getiriyor, onlara dokunmasını istiyorlardı. Bunu gören öğrenciler onları azarladılar. 16Ama İsa çocukları yanına çağırarak, “Bırakın, çocuklar bana gelsin, onlara engel olmayın!” dedi. “Çünkü Tanrı'nın Egemenliği böylelerinindir. 17Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği'ni bir çocuk gibi kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez.”
Zenginlik ve Sonsuz Yaşam
(Mat.19:16-30; Mar.10:17-31)
18İleri gelenlerden biri İsa'ya, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu.
19İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı'dır. 20 O'nun buyruklarını biliyorsun: ‘Zina etmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.’ ”
21“Bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum” dedi adam.
22İsa bunu duyunca ona, “Hâlâ bir eksiğin var” dedi. “Neyin varsa hepsini sat, parasını yoksullara dağıt; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni izle.”
23Adam bu sözleri duyunca çok üzüldü. Çünkü son derece zengindi. 24Onun üzüntüsünü gören İsa, “Varlıklı kişilerin Tanrı Egemenliği'ne girmesi ne kadar güç!” dedi. 25“Nitekim devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır.”
26Bunu işitenler, “Öyleyse kim kurtulabilir?” dediler.
27İsa, “İnsanlar için imkânsız olan, Tanrı için mümkündür” dedi.
28Petrus, “Bak, biz her şeyimizi bırakıp senin ardından geldik” dedi.
29-30İsa onlara şöyle dedi: “Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği uğruna evini, karısını, kardeşlerini, annesiyle babasını ya da çocuklarını bırakıp da bu çağda bunların kat kat fazlasına ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur.”
İsa Ölüp Dirileceğini Üçüncü Kez Bildiriyor
(Mat.20:17-19; Mar.10:32-34)
31İsa, Onikiler'i bir yana çekip onlara şöyle dedi: “Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz. Peygamberlerin İnsanoğlu'yla ilgili yazdıklarının tümü yerine gelecektir. 32-33O, öteki uluslara teslim edilecek. O'nunla alay edecek, O'na hakaret edecekler; üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp öldürecekler. Ne var ki O, üçüncü gün dirilecek.”
34Öğrenciler bu sözlerden hiçbir şey anlamadılar. Bu sözlerin anlamı onlardan gizlenmişti, anlatılanları kavrayamıyorlardı.
Bir Körün Gözleri Açılıyor
(Mat.20:29-34; Mar.10:46-52)
35İsa Eriha'ya yaklaşırken kör bir adam yol kenarında oturmuş dileniyordu. 36Adam oradan geçen kalabalığı duyunca, “Ne oluyor?” diye sordu.
37Ona, “Nasıralı İsa geçiyor” dediler.
38O da, “Ey Davut Oğlu İsa, halime acı!” diye bağırdı. 39Önden gidenler onu azarlayarak susturmak istedilerse de o, “Ey Davut Oğlu, halime acı!” diyerek daha çok bağırdı.
40-41İsa durup adamın kendisine getirilmesini buyurdu. Adam yaklaşınca İsa, “Senin için ne yapmamı istiyorsun?” diye sordu.
O da, “Ya Rab, gözlerim görsün” dedi.
42İsa, “Gözlerin görsün” dedi. “İmanın seni kurtardı.” 43Adam o anda yeniden görmeye başladı ve Tanrı'yı yücelterek İsa'nın ardından gitti. Bunu gören bütün halk Tanrı'ya övgüler sundu.
19
İsa ile Zakkay
1İsa Eriha'ya girdi. Kentin içinden geçiyordu. 2Orada vergi görevlilerinin başı olan, Zakkay adında zengin bir adam vardı. 3İsa'nın kim olduğunu görmek istiyor, ama boyu kısa olduğu için kalabalıktan ötürü göremiyordu. 4İsa'yı görebilmek için önden koşup bir yabanıl incir ağacına tırmandı. Çünkü İsa oradan geçecekti.
5İsa oraya varınca yukarı bakıp, “Zakkay, çabuk aşağı in!” dedi. “Bugün senin evinde kalmam gerekiyor.” 6Zakkay hızla aşağı indi ve sevinç içinde İsa'yı evine buyur etti.
7Bunu görenlerin hepsi söylenmeye başladı: “Gidip günahkâr birine konuk oldu!” dediler.
8Zakkay ayağa kalkıp Rab'be şöyle dedi: “Ya Rab, işte malımın yarısını yoksullara veriyorum. Bir kimseden haksızlıkla bir şey aldımsa, dört katını geri vereceğim.”
9İsa dedi ki, “Bu ev bugün kurtuluşa kavuştu. Çünkü bu adam da İbrahim'in oğludur. 10Nitekim İnsanoğlu, kaybolanı arayıp kurtarmak için geldi.”
Güvenilirlik Sınavı
(Mat.25:14-30)
11Oradakiler bu sözleri dinlerken İsa konuşmasını bir benzetmeyle sürdürdü. Çünkü Yeruşalim'e yaklaşmıştı ve onlar, Tanrı'nın Egemenliği'nin hemen ortaya çıkacağını sanıyorlardı. 12Bu nedenle İsa şöyle dedi: “Soylu bir adam, kral atanıp dönmek üzere uzak bir ülkeye gitti. 13Gitmeden önce kölelerinden onunu çağırıp onlara birer mina verdi. ‘Ben dönünceye dek bu paraları işletin’ dedi.
14“Ne var ki, ülkesinin halkı adamdan nefret ediyordu. Arkasından temsilciler göndererek, ‘Bu adamın üzerimize kral olmasını istemiyoruz’ diye haber ilettiler.
15“Adam kral atanmış olarak geri döndüğünde, parayı vermiş olduğu köleleri çağırtıp ne kazandıklarını öğrenmek istedi. 16Birincisi geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘Senin bir minan on mina daha kazandı.’
17“Efendisi ona, ‘Aferin, iyi köle!’ dedi. ‘En küçük işte güvenilir olduğunu gösterdiğin için on kent üzerinde yetkili olacaksın.’
18“İkincisi gelip, ‘Efendimiz, senin bir minan beş mina daha kazandı’ dedi.
19“Efendisi ona da, ‘Sen beş kent üzerinde yetkili olacaksın’ dedi.
20“Başka biri geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘İşte senin minan! Onu bir mendile sarıp sakladım. 21Çünkü senden korktum, sert adamsın; kendinden koymadığını alır, ekmediğini biçersin.’
22“Efendisi ona, ‘Ey kötü köle, seni kendi ağzından çıkan sözle yargılayacağım’ dedi. ‘Kendinden koymadığını alan, ekmediğini biçen sert bir adam olduğumu bildiğine göre, 23neden paramı faize vermedin? Ben de geldiğimde onu faiziyle geri alırdım.’
24“Sonra çevrede duranlara, ‘Elindeki minayı alın, on minası olana verin’ dedi.
25“Ona, ‘Efendimiz’ dediler, ‘Onun zaten on minası var!’
26 “O da, ‘Size şunu söyleyeyim, kimde varsa ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak’ dedi. 27‘Beni kral olarak istemeyen o düşmanlarıma gelince, onları buraya getirin ve gözümün önünde kılıçtan geçirin!’ ”
İsa'nın Yeruşalim'e Girişi
(Mat.21:1-11; Mar.11:1-11; Yu.12:12-19)
28İsa, bu sözleri söyledikten sonra önden yürüyerek Yeruşalim'e doğru ilerledi. 29-30Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci ile Beytanya'ya yaklaştığında iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara, “Karşıdaki köye gidin” dedi, “Köye girince, üzerine daha hiç kimsenin binmediği, bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana getirin. 31Biri size, ‘Onu niçin çözüyorsunuz?’ diye sorarsa, ‘Rab'bin ona ihtiyacı var’ dersiniz.”
32Gönderilen öğrenciler gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine anlattığı gibi buldular. 33Sıpayı çözerlerken hayvanın sahipleri onlara, “Sıpayı niye çözüyorsunuz?” dediler.
34Onlar da, “Rab'bin ona ihtiyacı var” karşılığını verdiler.
35Sıpayı İsa'ya getirdiler, üzerine kendi giysilerini atarak İsa'yı üstüne bindirdiler. 36İsa ilerlerken halk, giysilerini yola seriyordu. 37İsa Zeytin Dağı'ndan aşağı inen yola yaklaştığı sırada, öğrencilerinden oluşan kalabalığın tümü, görmüş oldukları bütün mucizelerden ötürü, sevinç içinde yüksek sesle Tanrı'yı övmeye başladılar.
38 “Rab'bin adıyla gelen Kral'a övgüler olsun!
Gökte esenlik, en yücelerde yücelik olsun!” diyorlardı.
39Kalabalığın içinden bazı Ferisiler O'na, “Öğretmen, öğrencilerini sustur!” dediler.
40İsa, “Size şunu söyleyeyim, bunlar susacak olsa, taşlar bağıracaktır!” diye karşılık verdi.
İsa Yeruşalim için Ağlıyor
41İsa Yeruşalim'e yaklaşıp kenti görünce ağladı. 42“Keşke bugün sen de esenliğe giden yolu bilseydin” dedi. “Ama şimdilik bu senin gözlerinden gizlendi. 43Senin için öyle günler gelecek ki, düşmanların seni setlerle çevirecek, kuşatıp her yandan sıkıştıracaklar. 44Seni de, bağrındaki çocukları da yere çalacaklar. Sende taş üstünde taş bırakmayacaklar. Çünkü Tanrı'nın senin yardımına geldiği zamanı farketmedin.”
İsa Satıcıları Tapınaktan Kovuyor
(Mat.21:12-17; Mar.11:15-19; Yu.2:12-22)
45Sonra İsa tapınağın avlusuna girerek satıcıları dışarı kovmaya başladı. 46 Onlara, “ ‘Evim dua evi olacak’ diye yazılmıştır. Ama siz onu haydut inine çevirdiniz” dedi.
47-48 İsa her gün tapınakta öğretiyordu. Başkâhinler, din bilginleri ve halkın ileri gelenleri ise O'nu yok etmek istiyor, ama bunu nasıl yapacaklarını bilemiyorlardı. Çünkü bütün halk O'nu can kulağıyla dinliyordu.
20
İsa'nın Yetkisi
(Mat.21:23-27; Mar.11:27-33)
1O günlerden birinde, İsa tapınakta halka öğretip Müjde'yi duyururken, başkâhinler ve din bilginleri, ileri gelenlerle birlikte çıkageldiler. 2O'na, “Söyle bize, bunları hangi yetkiyle yapıyorsun? Bu yetkiyi sana kim verdi?” diye sordular.
3-4İsa onlara şu karşılığı verdi: “Ben de size bir soru soracağım. Söyleyin bana, Yahya'nın vaftiz etme yetkisi Tanrı'dan[p] mıydı, insanlardan mı?”
5Bunu aralarında şöyle tartıştılar: “ ‘Tanrı'dan’ dersek, ‘Ona niçin inanmadınız?’ diyecek. 6Yok eğer ‘İnsanlardan’ dersek, bütün halk bizi taşa tutacak. Çünkü Yahya'nın peygamber olduğuna inanmışlardır.”
7Sonunda, “Nereden olduğunu bilmiyoruz” yanıtını verdiler.
8İsa da onlara, “Ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim” dedi.
Bağ Kiracıları Benzetmesi
(Mat.21:33-46; Mar.12:1-12)
9 İsa sözüne devam ederek halka şu benzetmeyi anlattı: “Adamın biri bağ dikti, bunu bağcılara kiralayıp uzun süre yolculuğa çıktı. 10Mevsimi gelince, bağın ürününden payına düşeni vermeleri için bağcılara bir köle yolladı. Ama bağcılar köleyi dövüp eli boş gönderdiler. 11Bağ sahibi başka bir köle daha yolladı. Bağcılar onu da dövdüler, aşağılayıp eli boş gönderdiler. 12Adam bir üçüncüsünü yolladı, bağcılar onu da yaralayıp kovdular.
13“Bağın sahibi, ‘Ne yapacağım?’ dedi. ‘Sevgili oğlumu göndereyim. Belki onu sayarlar.’
14“Ama bağcılar onu görünce aralarında şöyle konuştular: ‘Mirasçı budur; onu öldürelim de miras bize kalsın.’ 15Böylece, onu bağdan dışarı atıp öldürdüler.
“Bu durumda bağın sahibi onlara ne yapacak? 16Gelip o bağcıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek.”
Halk bunu duyunca, “Tanrı korusun!” dedi.
17 İsa gözlerinin içine bakarak şöyle dedi: “Öyleyse Kutsal Yazılar'daki şu sözün anlamı nedir?
‘Yapıcıların reddettiği taş,
İşte köşenin baş taşı oldu.’
18O taşın üzerine düşen herkes paramparça olacak, taş da kimin üzerine düşerse onu ezip toz edecek.”
19İsa'nın bu benzetmeyi kendilerine karşı anlattığını farkeden din bilginleriyle başkâhinler O'nu o anda yakalamak istediler, ama halkın tepkisinden korktular.
Sezar'ın Hakkı Sezar'a
(Mat.22:15-22; Mar.12:13-17)
20İsa'yı dikkatle gözlüyorlardı. O'na, kendilerine dürüst süsü veren muhbirler gönderdiler. O'nu, söyleyeceği bir sözle tuzağa düşürmek ve böylelikle valinin yetki ve yargısına teslim etmek istiyorlardı. 21-22Muhbirler O'na, “Öğretmenimiz, senin doğru olanı söyleyip öğrettiğini, insanlar arasında ayrım yapmaksızın Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a vergi vermemiz Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?” diye sordular.
23-24Onların hilesini anlayan İsa, “Bana bir dinar gösterin” dedi. “Üzerindeki resim ve yazı kimin?”
“Sezar'ın” dediler.
25O da, “Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin” dedi.
26İsa'yı, halkın önünde söylediği sözlerle tuzağa düşüremediler. Verdiği yanıta şaşarak susup kaldılar.
Dirilişle İlgili Soru
(Mat.22:23-33; Mar.12:18-27)
27-28 Ölümden sonra dirilişi yadsıyan Sadukiler'den bazıları İsa'ya gelip şunu sordular: “Öğretmenimiz, Musa yazılarında bize şöyle buyurmuştur: ‘Eğer bir adamın evli kardeşi çocuksuz ölürse, adam ölenin karısını alıp soyunu sürdürsün.’ 29Yedi kardeş vardı. Birincisi kendine bir eş aldı, ama çocuksuz öldü. 30-31İkincisi de, üçüncüsü de kadını aldı; böylece kardeşlerin yedisi de çocuk bırakmadan öldü. 32Son olarak kadın da öldü. 33Buna göre, diriliş günü kadın bunlardan hangisinin karısı olacak? Çünkü yedisi de onunla evlendi.”
34İsa onlara şöyle dedi: “Bu çağın insanları evlenip evlendirilirler. 35Ama gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenler ne evlenir, ne evlendirilir. 36Bir daha ölmeleri de söz konusu değildir. Çünkü meleklere benzerler ve dirilişin çocukları olarak Tanrı'nın çocuklarıdırlar. 37 Musa bile alevlenen çalıyla ilgili bölümde Rab için, ‘İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı’ deyimini kullanarak ölülerin dirileceğine işaret etmişti. 38Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısı'dır. Çünkü O'na göre bütün insanlar diridir.”
39-40Artık O'na başka soru sormaya cesaret edemeyen din bilginlerinden bazıları, “Öğretmenimiz, güzel konuştun” dediler.
Mesih Kimin Oğlu?
(Mat.22:41-46; Mar.12:35-37)
41İsa onlara şöyle dedi: “Nasıl oluyor da, ‘Mesih Davut'un Oğlu'dur’ diyorlar? 42-43 Çünkü Davut'un kendisi Mezmurlar Kitabı'nda şöyle diyor:
‘Rab Rabbim'e dedi ki,
Ben düşmanlarını
Ayaklarının altına serinceye dek[r]
Sağımda otur.’
44Davut O'ndan ‘Rab’ diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut'un Oğlu olur?”
45-46Bütün halk dinlerken İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan hoşlanan, meydanlarda selamlanmaya, havralarda en seçkin yerlere, şölenlerde başköşelere kurulmaya bayılan din bilginlerinden sakının. 47Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha ağır olacaktır.”
21
Dul Kadının Bağışı
(Mar.12:41-44)
1İsa başını kaldırdı ve bağış toplanan yerde bağışlarını bırakan zenginleri gördü. 2-3Yoksul bir dul kadının oraya iki bakır para[s] attığını görünce, “Size gerçeği söyleyeyim” dedi, “Bu yoksul dul kadın herkesten daha çok verdi. 4Çünkü bunların hepsi kutuya, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna karşın, geçinmek için elinde ne varsa hepsini verdi.”
Sonun Belirtileri
(Mat.24:1-35; Mar.13:1-31)
5-6Bazı kişiler tapınağın nasıl güzel taşlar ve adaklarla süslenmiş olduğundan söz edince İsa, “Burada gördüklerinize gelince, öyle günler gelecek ki, taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!” dedi.
7Onlar da, “Peki, öğretmenimiz, bu dediklerin ne zaman olacak? Bunların gerçekleşmek üzere olduğunu gösteren belirti ne olacak?” diye sordular.
8İsa, “Sakın sizi saptırmasınlar” dedi. “Birçokları, ‘Ben O'yum’ ve ‘Zaman yaklaştı’ diyerek benim adımla gelecekler. Onların ardından gitmeyin. 9Savaş ve isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması gerek, ama son hemen gelmeyecek.”
10Sonra onlara şöyle dedi: “Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak. 11Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü belirtiler olacak.
12“Ama bütün bu olaylardan önce sizi yakalayıp zulmedecekler. Sizi havralara teslim edecek, zindanlara atacaklar. Benim adımdan ötürü kralların, valilerin önüne çıkarılacaksınız. 13Bu size tanıklık etme fırsatı olacak. 14 Buna göre kendinizi nasıl savunacağınızı önceden düşünmemekte kararlı olun. 15Çünkü ben size öyle bir konuşma yeteneği, öyle bir bilgelik vereceğim ki, size karşı çıkanların hiçbiri buna karşı direnemeyecek, bir şey diyemeyecek. 16Anne babanız, kardeşleriniz, akraba ve dostlarınız bile sizi ele verecek ve bazılarınızı öldürtecekler. 17Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek. 18Ne var ki, başınızdaki saçlardan bir tel bile yok olmayacaktır. 19Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız.
20“Yeruşalim'in ordular tarafından kuşatıldığını görünce bilin ki, kentin yıkılacağı zaman yaklaşmıştır. 21O zaman Yahudiye'de bulunanlar dağlara kaçsın, kentte olanlar dışarı çıksın, kırdakiler kente dönmesin. 22 Çünkü o günler, yazılmış olanların tümünün gerçekleşeceği ceza günleridir. 23O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline! Çünkü ülke büyük sıkıntıya düşecek ve bu halk gazaba uğrayacaktır. 24Kılıçtan geçirilecek, tutsak olarak bütün uluslar arasına sürülecekler. Yeruşalim, öteki ulusların dönemleri tamamlanıncaya dek onların ayakları altında çiğnenecektir.
25 “Güneşte, ayda ve yıldızlarda belirtiler görülecek. Yeryüzünde uluslar denizin ve dalgaların uğultusundan şaşkına dönecek, dehşete düşecekler. 26Dünyanın üzerine gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak. Çünkü göksel güçler sarsılacak. 27 O zaman İnsanoğlu'nun bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. 28Bu olaylar gerçekleşmeye başlayınca doğrulun ve başlarınızı kaldırın. Çünkü kurtuluşunuz yakın demektir.”
29İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: “İncir ağacına ya da herhangi bir ağaca bakın. 30Bunların yapraklandığını gördüğünüz zaman yaz mevsiminin yakın olduğunu kendiliğinizden anlarsınız. 31Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, Tanrı'nın Egemenliği yakındır. 32Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan, bu kuşak[t] ortadan kalkmayacak. 33Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.
34-35“Kendinize dikkat edin! Yürekleriniz sefahat, sarhoşluk ve bu yaşamın kaygılarıyla ağırlaşmasın. O gün, üzerinize bir tuzak gibi aniden inmesin. Çünkü o gün bütün yeryüzünde yaşayan herkesin üzerine gelecektir. 36Her an uyanık kalın, gerçekleşmek üzere olan bütün bu olaylardan kurtulabilmek ve İnsanoğlu'nun önünde durabilmek için dua edin.”
37 İsa gündüz tapınakta öğretiyor, geceleri ise kentten dışarı çıkıp Zeytin Dağı'nda sabahlıyordu. 38Sabah erkenden bütün halk O'nu tapınakta dinlemek için O'na akın ediyordu.
22
Yahuda'nın İhaneti
(Mat.26:1-5,14-15; Mar.14:1-2,10-11; Yu.11:45-53)
1 Fısıh denilen Mayasız Ekmek Bayramı yaklaşmıştı. 2Başkâhinlerle din bilginleri İsa'yı ortadan kaldırmak için bir yol arıyor, ama halktan korkuyorlardı. 3Şeytan, Onikiler'den biri olup İskariot diye adlandırılan Yahuda'nın yüreğine girdi. 4Yahuda gitti, başkâhinler ve tapınak koruyucularının komutanlarıyla İsa'yı nasıl ele verebileceğini görüştü. 5Onlar buna sevindiler ve kendisine para vermeye razı oldular. 6Bunu kabul eden Yahuda, kalabalığın olmadığı bir zamanda İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.
Fısıh Yemeği
(Mat.26:17-35; Mar.14:12-31; Yu.13:21-30,36-38; 1Ko.11:23-25)
7Fısıh kurbanının kesilmesi gereken Mayasız Ekmek Günü geldi. 8İsa, Petrus'la Yuhanna'yı, “Gidin, Fısıh yemeğini yiyebilmemiz için hazırlık yapın” diyerek önden gönderdi.
9O'na, “Nerede hazırlık yapmamızı istersin?” diye sordular.
10-11İsa onlara, “Bakın” dedi, “Kente girdiğinizde karşınıza su testisi taşıyan bir adam çıkacak. Adamı, gideceği eve kadar izleyin ve evin sahibine şöyle deyin: ‘Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede? diye soruyor.’ 12Ev sahibi size üst katta, döşenmiş büyük bir oda gösterecek. Orada hazırlık yapın.”
13Onlar da gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.
14-15Yemek saati gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu ve onlara şöyle dedi: “Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizinle birlikte yemeyi çok arzulamıştım. 16Size şunu söyleyeyim, Fısıh yemeğini, Tanrı'nın Egemenliği'nde yetkinliğe erişeceği[u] zamana dek, bir daha yemeyeceğim.”
17Sonra kâseyi alarak şükretti ve, “Bunu alın, aranızda paylaşın” dedi. 18“Size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği gelene dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.”
19Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın” dedi.
20 Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse, sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. 21 Ama bana ihanet edecek kişinin eli şu anda benimkiyle birlikte sofradadır. 22İnsanoğlu, belirlenmiş olan yoldan gidiyor. Ama O'na ihanet eden adamın vay haline!” 23Elçiler, aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya başladılar.
24 Ayrıca aralarında hangisinin en üstün sayılacağı konusunda bir çekişme oldu. 25 İsa onlara, “Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen kesilirler. İleri gelenleri de kendilerine iyiliksever unvanını yakıştırırlar” dedi. 26“Ama siz böyle olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan, en küçük gibi olsun; yöneten, hizmet eden gibi olsun. 27 Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı, hizmet eden mi? Sofrada oturan değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden biri gibi oldum. 28Denendiğim zamanlar benimle birlikte dayanmış olanlar sizlersiniz. 29Babam bana nasıl bir egemenlik verdiyse, ben de size bir egemenlik veriyorum. 30 Öyle ki, egemenliğimde benim soframda yiyip içesiniz ve tahtta oturarak İsrail'in on iki oymağını yargılayasınız.
31“Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır. 32Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir.”
33Simun İsa'ya, “Ya Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de gitmeye hazırım” dedi.
34İsa, “Sana şunu söyleyeyim, Petrus, bu gece horoz ötmeden beni tanıdığını üç kez inkâr edeceksin” dedi.
35 Sonra İsa onlara, “Ben sizi kesesiz, torbasız ve çarıksız gönderdiğim zaman, herhangi bir eksiğiniz oldu mu?” diye sordu.
“Hiçbir eksiğimiz olmadı” dediler.
36O da onlara, “Şimdi ise kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın” dedi. “Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın. 37 Size şunu söyleyeyim, yazılmış olan şu sözün yaşamımda yerine gelmesi gerekiyor: ‘O, suçlularla bir sayıldı.’ Gerçekten de benimle ilgili yazılmış olanlar yerine gelmektedir.”
38“Ya Rab, işte burada iki kılıç var” dediler.
O da onlara, “Yeter!” dedi.
Zeytin Dağı'ndaki Dua
(Mat.26:36-46; Mar.14:32-42)
39İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağı'na gitti. Öğrenciler de O'nun ardından gittiler. 40Oraya varınca İsa onlara, “Dua edin ki ayartılmayasınız” dedi. 41-42Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle dua etti: “Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.” 43Gökten bir melek İsa'ya görünerek O'nu güçlendirdi. 44Derin bir acı içinde olan İsa daha hararetle dua etti. Teri, toprağa düşen kan damlalarını andırıyordu.
45İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden uyumuş buldu. 46Onlara, “Niçin uyuyorsunuz?” dedi. “Kalkıp dua edin ki ayartılmayasınız.”
İsa Tutuklanıyor
(Mat.26:47-68; Mar.14:43-50; Yu.18:3-12)
47-48İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikiler'den biri, Yahuda adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsa'yı öpmek üzere yaklaşınca İsa, “Yahuda” dedi, “İnsanoğlu'na bir öpücükle mi ihanet ediyorsun?”
49İsa'nın çevresindekiler olacakları anlayınca, “Ya Rab, kılıçla vuralım mı?” dediler. 50İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu.
51Ama İsa, “Bırakın, yeter!” dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu iyileştirdi.
52İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere, tapınak koruyucularının komutanlarına ve ileri gelenlere şöyle dedi: “Niçin bir haydutmuşum gibi kılıç ve sopalarla geldiniz? 53 Her gün tapınakta sizinle birlikteydim, bana el sürmediniz. Ama bu saat sizindir, karanlığın egemen olduğu saattir.”
54İsa'yı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. Petrus onları uzaktan izliyordu. 55Avlunun ortasında ateş yakıp çevresinde oturduklarında Petrus da gelip onlarla birlikte oturdu. 56Bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan Petrus'u gördü. Onu dikkatle süzerek, “Bu da O'nunla birlikteydi” dedi.
57Ama Petrus, “Ben O'nu tanımıyorum, kadın!” diye inkâr etti.
58Biraz sonra onu gören başka biri, “Sen de onlardansın” dedi.
Petrus, “Değilim, arkadaş!” dedi.
59Yaklaşık bir saat sonra yine bir başkası ısrarla, “Gerçekten bu da O'nunla birlikteydi” dedi. “Çünkü Celileli'dir.”
60Petrus, “Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!” dedi. Tam o anda, Petrus daha konuşurken horoz öttü. 61-62Rab arkasına dönüp Petrus'a baktı. O zaman Petrus, Rab'bin kendisine, “Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin” dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.
63İsa'yı göz altında tutan adamlar O'nunla alay ediyor, O'nu dövüyorlardı. 64Gözlerini bağlayıp, “Peygamberliğini göster bakalım, sana vuran kim?” diye soruyorlardı. 65Kendisine daha bir sürü küfür yağdırdılar.
İsa Yüksek Kurul'un Önünde
(Mat.26:59-66; Mar.14:55-64; Yu.18:19-24)
66Gün doğunca halkın ileri gelenleri, başkâhinler ve din bilginleri toplandılar. İsa, bunlardan oluşan Yüksek Kurul'un önüne çıkarıldı. 67O'na, “Sen Mesih isen, söyle bize” dediler.
İsa onlara şöyle dedi: “Size söylesem, inanmazsınız. 68Size soru sorsam, yanıt vermezsiniz. 69Ne var ki, bundan böyle İnsanoğlu, kudretli Tanrı'nın sağında oturacaktır.”
70Onların hepsi, “Yani, sen Tanrı'nın Oğlu musun?” diye sordular.
O da onlara, “Söylediğiniz gibi, ben O'yum” dedi.
71“Artık tanıklığa ne ihtiyacımız var?” dediler. “İşte kendi ağzından duyduk!”
23
İsa Vali Pilatus'un Önünde
(Mat.27:1-2,11-14; Mar.15:1-5; Yu.18:28-38)
1Sonra bütün kurul üyeleri kalkıp İsa'yı Pilatus'a götürdüler. 2O'nu şöyle suçlamaya başladılar: “Bu adamın ulusumuzu yoldan saptırdığını gördük. Sezar'a vergi ödenmesine engel oluyor, kendisinin de Mesih, yani bir kral olduğunu söylüyor.”
3Pilatus İsa'ya, “Sen Yahudiler'in Kralı mısın?” diye sordu.
İsa, “Söylediğin gibidir” yanıtını verdi.
4Pilatus, başkâhinlerle halka, “Bu adamda hiçbir suç görmüyorum” dedi.
5Ama onlar üstelediler: “Yahudiye'nin her tarafında öğretisini yayarak halkı kışkırtıyor; Celile'den başlayıp ta buraya kadar geldi” dediler.
6Pilatus bunu duyunca, “Bu adam Celileli mi?” diye sordu. 7İsa'nın, Hirodes'in yönetimindeki bölgeden geldiğini öğrenince, kendisini o sırada Yeruşalim'de bulunan Hirodes'e gönderdi.
8Hirodes İsa'yı görünce çok sevindi. O'na ilişkin haberleri duyduğu için çoktandır O'nu görmek istiyor, gerçekleştireceği bir belirtiye tanık olmayı umuyordu. 9O'na birçok soru sordu, ama O hiç karşılık vermedi. 10Orada duran başkâhinlerle din bilginleri, İsa'yı ağır bir dille suçladılar. 11Hirodes de askerleriyle birlikte O'nu aşağılayıp alay etti. O'na gösterişli bir kaftan giydirip Pilatus'a geri gönderdi. 12Bu olaydan önce birbirine düşman olan Hirodes'le Pilatus, o gün dost oldular.
Pilatus'un Kararı
(Mat.27:15-26; Mar.15:6-15; Yu.18:39-19:16)
13-14Pilatus, başkâhinleri, yöneticileri ve halkı toplayarak onlara, “Siz bu adamı bana, halkı saptırıyor diye getirdiniz” dedi. “Oysa ben bu adamı sizin önünüzde sorguya çektim ve kendisinde öne sürdüğünüz suçlardan hiçbirini bulmadım. 15Hirodes de bulmamış olmalı ki, O'nu bize geri gönderdi. Görüyorsunuz, ölüm cezasını gerektiren hiçbir şey yapmadı. 16-17Bu nedenle ben O'nu dövdürüp salıvereceğim.”[ü]
18Ama onlar hep bir ağızdan, “Yok et bu adamı, bize Barabba'yı salıver!” diye bağırdılar. 19Barabba, kentte çıkan bir ayaklanmaya katılmaktan ve adam öldürmekten hapse atılmıştı.
20İsa'yı salıvermek isteyen Pilatus onlara yeniden seslendi. 21Onlar ise, “O'nu çarmıha ger, çarmıha ger!” diye bağrışıp durdular.
22Pilatus üçüncü kez, “Bu adam ne kötülük yaptı ki?” dedi. “Ölüm cezasını gerektirecek hiçbir suç bulmadım O'nda. Bu nedenle O'nu dövdürüp salıvereceğim.”
23-24Ne var ki onlar, yüksek sesle bağrışarak İsa'nın çarmıha gerilmesi için direttiler. Sonunda bağırışları baskın çıktı ve Pilatus, onların isteğinin yerine getirilmesine karar verdi. 25İstedikleri kişiyi, ayaklanmaya katılmak ve adam öldürmekten hapse atılan kişiyi salıverdi. İsa'yı ise onların isteğine bıraktı.
İsa Çarmıha Geriliyor
(Mat.27:32-44; Mar.15:21-32; Yu.19:17-27)
26Askerler İsa'yı götürürken, kırdan gelmekte olan Simun adında Kireneli bir adamı yakaladılar, çarmıhı sırtına yükleyip İsa'nın arkasından yürüttüler. 27Büyük bir halk topluluğu da İsa'nın ardından gidiyordu. Aralarında İsa için dövünüp ağıt yakan kadınlar vardı. 28İsa bu kadınlara dönerek, “Ey Yeruşalim kızları, benim için ağlamayın” dedi. “Kendiniz ve çocuklarınız için ağlayın. 29Çünkü öyle günler gelecek ki, ‘Kısır kadınlara, hiç doğurmamış rahimlere, emzirmemiş memelere ne mutlu!’ diyecekler. 30 O zaman dağlara, ‘Üzerimize düşün!’ ve tepelere, ‘Bizi örtün!’ diyecekler. 31Çünkü yaş ağaca böyle yaparlarsa, kuruya neler olacaktır?”
32İsa'yla birlikte idam edilmek üzere ayrıca iki suçlu da götürülüyordu. 33Kafatası denilen yere vardıklarında İsa'yı, biri sağında öbürü solunda olmak üzere, iki suçluyla birlikte çarmıha gerdiler. 34 İsa, “Baba, onları bağışla” dedi. “Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.” O'nun giysilerini aralarında paylaşmak için kura çektiler.
35Halk orada durmuş, olanları seyrediyordu. Yöneticiler İsa'yla alay ederek, “Başkalarını kurtardı; eğer Tanrı'nın Mesihi, Tanrı'nın seçtiği O ise, kendini de kurtarsın” diyorlardı.
36-37Askerler de yaklaşıp İsa'yla eğlendiler. O'na ekşi şarap sunarak, “Sen Yahudiler'in Kralı'ysan, kurtar kendini!” dediler. 38Başının üzerinde şu yafta vardı:
YAHUDİLER'İN KRALI BUDUR
39Çarmıha asılan suçlulardan biri, “Sen Mesih değil misin? Haydi, kendini de bizi de kurtar!” diye küfretti.
40Ne var ki, öbür suçlu onu azarladı. “Sende Tanrı korkusu da mı yok?” diye karşılık verdi. “Sen de aynı cezayı çekiyorsun. 41Nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı.” 42Sonra, “Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an” dedi.
43İsa ona, “Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi.
İsa'nın Ölümü
(Mat.27:45-56; Mar.15:33-41; Yu.19:28-30)
44-45 Öğleyin on iki sularında güneş karardı, üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. Tapınaktaki perde ortasından yırtıldı. 46 İsa yüksek sesle, “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum!” diye seslendi. Bunu söyledikten sonra son nefesini verdi.
47Olanları gören yüzbaşı, “Bu adam gerçekten doğru biriydi” diyerek Tanrı'yı yüceltmeye başladı. 48Olayı seyretmek için biriken halkın tümü olup bitenleri görünce göğüslerini döve döve geri döndüler. 49 Ama İsa'nın bütün tanıdıkları ve Celile'den O'nun ardından gelen kadınlar uzakta durmuş, olanları seyrediyorlardı.
İsa'nın Gömülmesi
(Mat.27:57-61; Mar.15:42-47; Yu.19:38-42)
50Yüksek Kurul üyelerinden Yusuf adında iyi ve doğru bir adam vardı. 51Bir Yahudi kenti olan Aramatya'dan olup Tanrı'nın Egemenliği'ni umutla bekleyen Yusuf, Kurul'un kararını ve eylemini onaylamamıştı. 52Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. 53Cesedi çarmıhtan indirip keten beze sardı, hiç kimsenin konulmadığı, kayaya oyulmuş bir mezara yatırdı. 54Hazırlık Günü'ydü ve Şabat Günü başlamak üzereydi.
55İsa'yla birlikte Celile'den gelen kadınlar da Yusuf'un ardından giderek mezarı ve İsa'nın cesedinin oraya nasıl konulduğunu gördüler. 56 Evlerine dönerek baharat ve güzel kokulu yağlar hazırladılar. Ama Şabat Günü, Tanrı'nın buyruğu uyarınca dinlendiler.
24
İsa'nın Dirilişi
(Mat.28:1-10; Mar.16:1-8; Yu.20:1-10)
1Kadınlar haftanın ilk günü, sabah çok erkenden, hazırlamış oldukları baharatı alıp mezara gittiler. 2Taşı mezarın girişinden yuvarlanmış buldular. 3Ama içeri girince Rab İsa'nın cesedini bulamadılar. 4Onlar bu durum karşısında şaşırıp kalmışken, şimşek gibi parıldayan giysilere bürünmüş iki kişi yanlarında belirdi. 5Korkuya kapılan kadınlar başlarını yere eğdiler. Adamlar ise onlara, “Diri olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz?” dediler. 6 “O burada yok, dirildi. Daha Celile'deyken size söylediğini anımsayın. 7İnsanoğlu'nun günahlı insanların eline verilmesi, çarmıha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini bildirmişti.”
8O zaman kadınlar İsa'nın sözlerini anımsadılar. 9Mezardan dönüp bütün bunları Onbirler'e ve ötekilerin hepsine bildirdiler. 10Bunları elçilere anlatanlar, Mecdelli Meryem, Yohanna, Yakup'un annesi Meryem ve bunlarla birlikte bulunan öbür kadınlardı. 11Ne var ki, bu sözler elçilere saçma geldi ve kadınlara inanmadılar. 12Yine de, Petrus kalkıp mezara koştu. Eğilip içeri baktığında keten bezlerden başka bir şey görmedi. Olay karşısında şaşkına dönmüş bir halde oradan uzaklaştı.
Emmaus Yolunda İki Öğrenci
(Mar.16:12-13)
13Aynı gün öğrencilerden ikisi, Yeruşalim'den altmış ok atımı[v] uzaklıkta bulunan ve Emmaus denilen bir köye gitmekteydiler. 14Bütün bu olup bitenleri kendi aralarında konuşuyorlardı. 15Bunları konuşup tartışırlarken İsa yanlarına geldi ve onlarla birlikte yürümeye başladı. 16Ama onların gözleri O'nu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı.
17İsa, “Yolda birbirinizle ne tartışıp duruyorsunuz?” dedi.
Üzgün bir halde, oldukları yerde durdular. 18Bunlardan adı Kleopas olan O'na, “Yeruşalim'de bulunup da bu günlerde orada olup bitenleri bilmeyen tek yabancı sen misin?” diye karşılık verdi.
19İsa onlara, “Hangi olup bitenleri?” dedi.
O'na, “Nasıralı İsa'yla ilgili olayları” dediler. “O adam, Tanrı'nın ve bütün halkın önünde gerek söz, gerek eylemde güçlü bir peygamberdi. 20-23Başkâhinlerle yöneticilerimiz O'nu, ölüm cezasına çarptırmak için valiye teslim ederek çarmıha gerdirdiler; oysa biz O'nun, İsrail'i kurtaracak kişi olduğunu ummuştuk. Dahası var, bu olaylar olalı üç gün oldu ve aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına çevirdiler. Bu sabah erkenden mezara gittiklerinde, O'nun cesedini bulamamışlar. Sonra geldiler, bir görümde, İsa'nın yaşamakta olduğunu bildiren melekler gördüklerini söylediler. 24Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gitmiş ve durumu, tam kadınların anlatmış olduğu gibi bulmuşlar. Ama O'nu görmemişler.”
25İsa onlara, “Sizi akılsızlar! Peygamberlerin bütün söylediklerine inanmakta ağır davranan kişiler! 26Mesih'in bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi?” dedi. 27Sonra Musa'nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazılar'ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.
28-29Gitmekte oldukları köye yaklaştıkları sırada İsa, yoluna devam edecekmiş gibi davrandı. Ama onlar, “Bizimle kal. Neredeyse akşam olacak, gün batmak üzere” diyerek O'nu zorladılar. Böylece İsa onlarla birlikte kalmak üzere içeri girdi.
30Onlarla sofrada otururken İsa ekmek aldı, şükretti ve ekmeği bölüp onlara verdi. 31O zaman onların gözleri açıldı ve kendisini tanıdılar. İsa ise gözlerinin önünden kayboldu. 32Onlar birbirine, “Yolda kendisi bizimle konuşurken ve Kutsal Yazılar'ı bize açıklarken yüreklerimiz nasıl da sevinçle çarpıyordu, değil mi?” dediler.
33Kalkıp hemen Yeruşalim'e döndüler. Onbirler'i ve onlarla birlikte olanları toplanmış buldular. 34Bunlar, “Rab gerçekten dirildi, Simun'a görünmüş!” diyorlardı. 35Kendileri de yolda olup bitenleri ve ekmeği böldüğü zaman İsa'yı nasıl tanıdıklarını anlattılar.
İsa Onbirler'e Görünüyor
(Mat.28:16-20; Mar.16:14-18; Yu.20:19-23; Elç.1:6-8)
36Bunları anlatırlarken İsa gelip aralarında durdu. Onlara, “Size esenlik olsun!” dedi.
37Ürktüler, bir hayalet gördüklerini sanarak korkuya kapıldılar. 38İsa onlara, “Neden telaşlanıyorsunuz? Neden kuşkular doğuyor içinizde?” dedi. 39“Ellerime, ayaklarıma bakın; işte benim! Dokunun da görün. Hayaletin eti kemiği olmaz, ama görüyorsunuz, benim var.”
40Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi. 41Sevinçten hâlâ inanamayan, şaşkınlık içindeki öğrencilerine, “Sizde yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. 42Kendisine bir parça kızarmış balık verdiler. 43İsa onu alıp gözlerinin önünde yedi.
44Sonra onlara şöyle dedi: “Daha sizlerle birlikteyken, ‘Musa'nın Yasası'nda, peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlar'da benimle ilgili yazılmış olanların tümünün gerçekleşmesi gerektir’ demiştim.”
45Bundan sonra Kutsal Yazılar'ı anlayabilmeleri için zihinlerini açtı. 46-47Onlara dedi ki, “Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek; günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Yeruşalim'den başlayarak bütün uluslara O'nun adıyla duyurulacak. 48Sizler bu olayların tanıklarısınız. 49 Ben de Babam'ın vaat ettiğini size göndereceğim. Ama siz, yücelerden gelecek güçle kuşanıncaya dek kentte kalın.”
İsa'nın Göğe Yükselmesi
(Mar.16:19-20; Elç.1:9-11)
50İsa onları kentin dışına, Beytanya'nın yakınlarına kadar götürdü. Ellerini kaldırarak onları kutsadı. 51Ve onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı. 52Öğrencileri O'na tapındılar ve büyük sevinç içinde Yeruşalim'e döndüler. 53Sürekli tapınakta bulunuyor, Tanrı'yı övüyorlardı.
  • Giriş
  • Video
  • Notlar

Notlar

1:1-2:3 Eski Ortadoğu yaratılış efsanelerinin çoğunda, ilahlardan biri düzensizliği temsil eden güçlü bir canavarı yener, düzenli bir dünya oluşturur ve öbür ilahlar tarafından yaratmış olduğu dünyanın kralı ilan edilir. Krallığı düzensizlik yaratacak güçler tarafından daima tehdit altındadır. Yaratılış Kitabı bu efsanelerden farklı bir yaratılış öğretisi sunar: Tek gerçek Tanrı, evrensel bir kaos canavarını yenmek zorunda kalmamıştır. Yaratma buyruğu ile düzenli dünyayı var etmiştir ve mutlak iradesi sayesinde bu düzen bugün hâlâ devam etmektedir (günahın yol açtığı yozlaşma ve amaçsızlığa rağmen; bkz. Rom.8:18-22).
1:1 Ya yaratılışın altı gününün özeti ya da ilk yaratılış eylemidir (bkz. Yar.2:1’e ait not; ayrıca bkz. Mez.102:25; Yşa.40:21). Başlangıçta Tanrı Kutsal Kitap, Tanrı’nın daima var olduğunu kabul eder ve bunu asla sorgulamaz. Yaratılan her şeyin bir başlangıcı vardır, ancak Tanrı her zaman var olagelmiştir (Mez.90:2). Başlangıçta Krş. Mesih’in yaratılıştaki işlevi, Yu.1:1-3. Tanrı... yarattı “Tanrı” için kullanılan İbranice ad “Elohim” çoğuldur, ancak fiil hali tekildir (Eski Antlaşma boyunca tek gerçek Tanrı’dan söz ederken böyledir). Çoğul hali, sayının çokluğundan ziyade, ihtişam, saygı ve onur ifadesidir. EskiAntlaşma’da “yaratmak” fiili için kullanılan İbranice fiil (bara), yalnızca Tanrı’nın eylemleri için kullanılır. göğü ve yeri Mekan ve zaman evreni anlamında her şeyi (bkz. Yşa.44:24-28; Yşa.45:18; ayrıca krş. Vai.11:5; Yer.10:16; Yu.1:3; Kol.1:16; İbr.1:2).
1:2 Yer Evrenin yaratılışı göklere değil, insanın yaratıldığı yeryüzüne odaklanır. Boştu ve yeryüzü şekilleri yoktu Bkz. Yar.1:11’e ait not; Yer.4:23. Tanrı’nın Ruhu Bkz. Eyü.33:4; Mez.104:30. Tanrı’nın Ruhu... dalgalanıyordu Tanrı’nın yaratma eylemine başlamakta olduğu ifade ediliyor.
1:3 Tanrı... diye buyurdu Bkz. Mez.33:6,Mez.33:9; Mez.148:5; İbr.11:3. Işık olsun Işık, Tanrı’nın yarattıklarının görünmesi ve yaşaması için gereklidir. EskiAntlaşma’da ışık, yaşam ve bereketin de simgesidir (bkz. 2Sa.22:29; Eyü.3:20; Eyü.33:29,Eyü.33:30; Mez.56:13; Mez.97:11; Mez.112:4; Yşa.53:1 1; Yşa.58:8,Yşa.58:10; Yşa.60:1,Yşa.60:3). Elçi Pavlus “ışı k”ı, günahın karartmış olduğu yüreklerin Tanrı tarafından yeniden aydınlatılmasını açıklarken kullanır (2Ko.4:6).
1:4 Tanrı’nın yarattığı her şey iyidir (bkz. Yar.1:10,Yar.1:12,Yar.1:18,Yar.1:21,Yar.1:25); hatta “çok iyi”dir (Yar.1:31). Yaratılışta düzensizliğin hiçbir izi, Tanrı’ya veya insana tehdit oluşturan hiçbir karanlık güç yoktur. Tanrı’nın yaşamı kutsayıp devam ettirmek üzere şekillendirdiği bu dünyada, karanlığı ve engin suları da iyi amaçlar için yaratmıştır (krş. Mez.104:19-26; Mez.127:2).
1:5 adını verdi Bkz. Yar.1:8,Yar.1:10. Eski Ortadoğu’da bir kralın insanlara veya nesnelere ad vermesi, onlara egemen olduğunu beyan etmesi anlamına gelirdi (bkz. Yar.41:45; 2Kr.23:34; 2Kr.24:17; Dan.1:7). Yaratılış öyküsünde, Tanrı gündüz, gece, gök, kara ve deniz gibi büyük evrensel öğelere ad vererek kendisinin her şeye egemen olduğunu ilan eder. Yaratılan canlılara ad verecek olan insandır ; bu da insanın bunlara egemen olacağını gösterir (bkz. Yar.1:26,Yar.1:28; ayrıca bkz. Yar.2:19 ve ilgili not). ilk gün Bazı uzmanlara göre yaratılış sürecinin bir günü, yirmi dört saatlik gündür; bazılarına göre ise “gün” sözcüğü, belirsiz uzunlukta bir süreci, çağı ifade eder veya sadece anlatımı kolaylaştırmak için kullanılmış bir terimdir.
1:6 kubbe Atmosfer veya gökyüzü (Yar.1:8; krş. Eyü.37:18; Yşa.40:22).
1:9 bir yere toplansın Irmakların aktığı denizler veya göller için yapılan bir tasvir (Yar.1:10; krş. 2Pe.3:5; Mez.24:2; Mez.104:7-9; Yer.5:22).
1:11 Biçimllendirme (ilk üç gün) ve doldurma (sonraki üç gün) günleri olarak da nitelendirilebilecek bu günler birbiriyle bağlantılıdır: Birinci gün ışık olur (Yar.1:3), dördüncü gün ışıklara birer işlev kazandırılır (Yar.1:14-15); ikinci gün gökkubbenin altındaki ve üstündeki sular birbirinden ayrılır (Yar.1:7), beşinci gün bu ortamlarda çeşitli canlılar var edilir (Yar.1:21); üçüncü gün kuru toprak ortaya çıkarılır (Yar.1:9) ve burada bitkilerin oluşması buyrulur (Yar.1:11), altıncı gün toprakta yaşayacak iki canlı türü, hayvanlar (Yar.1:24) ve insanlar (Yar.1:26) yaratılır. türüne göre Bkz. Yar.1:12,Yar.1:21,Yar.1:24-25. Hem yaratılış hem de canlıların çoğalması, Tanrı’nın koyduğu doğa yasalarına göre gerçekleşir.
1:14-15,17-18 Tanrı gök cisimlerinin asıl yaratılış amacını burada açıkça belirtmektedir.
1:16 iki büyük ışığı İkisi de putperestlerin ilahlarına ait özel adlar olduğundan, “güneş” ve “ay” sözcükleri burada kullanılmamıştır (bkz. Yşa.40:26).
1:21 deniz canavarlarını Türü tam olarak bilinmeyen büyük deniz canlıları. Düşman anlamındaki kullanımı için bkz. Babil, Yer.51:34; Mısır, Hez.29:3; Hez.32:2; Eyü.7:12; Mez.74:13; Yşa.27:1 (ancak bazı uzmanlar Yşa.27:1’deki yerin Mısır olduğunu düşünür).
1:22 Verimli olun, çoğalın Tanrı’nın kutsaması ile sudaki ve gökteki canlılar çoğalır, dünyayı yaşam ile doldurur (bkz. Yar.1:28’e ait not).
1:24 sürüngen Terimin İbranicesi, fare, böcek gibi öteki kara hayvanlarını da kapsar.
1:26 Suretimizde, kendimize benzer Tanrı Yaratıcı Egemen olarak yaratılışının şaheserini ilan ediyor (bkz. Yar.5:1; Yar.9:6; krş. 1Ko.11:7; Ef.4:24; Kol.3:10; Yak.3:9). İnsanlar Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldıkları için onura ve saygıya layıktırlar (bkz. Yar.9:6; Yak.3:9). “Suret”, fiziksel özellikleri değil, kişisel özellikleri (iradeyi, duyguları ve aklı), ahlâksal özellikleri (örn. doğruluk; Ef.4:24; Kol.3:10) ve ilişkisel boyutu (insanın Tanrı’yla ve öbür insanlarla ilişki kurma yetisini) içerir. İnsan, Tanrı’nın temsilcisi olmak üzere yaratılmıştır; ancak daha sonra günahla bu benzerlik zedelenmiş olsa da, imanlılar Mesih’in ikinci gelişinde tekrar “O’na benzer” olacaktır (1Yu.3:2, krş. Rom.8:29). egemen olsun ‘Egemen olsunlar diye’ anlamındadır. Tanrı, insana bu egemenliği, yarattığı varlıklar üzerindeki egemenliğini temsil etsin ve böylelikle tüm yaratılış O’nu yüceltsin diye vermiştir (bkz. Mez.8:5-8 ve ilgili not; İbr.2:5-9 ve ilgili notlar).
1:27 EskiAntlaşma’da şiirsel yazım biçimini gördüğümüz ilk yerdir. EskiAntlaşma’nın İbranicesi’nin yüzde kırkı şiir biçimindedir. erkek ve dişi İkisi de Tanrı’nın benzeyişindedir ve Tanrı’nın kutsamasına sahiptir. yarattı Bkz. Yar.1:1’e ait not.
1:28 Onları kutsayarak... doldurun... denetiminize alın... egemen olun Kutsama çoğalmayı, yeryüzünü doldurmayı ve yeryüzündeki yaratıklar üzerinde egemen olmayı içerir (bkz. Yar.1:26; Yar.2:15; Mez.8:6-8). Ne var ki insan, günah işledikten sonra bu kutsamayı Tanrı’nın amaçlarına ulaşmak için değil, kendi bencil amaçları uğruna kullanmaya başlar (bkz. Yar.6:4-8 ve ilgili notlar).
1:29-30 Bu ifadeden insanların ve hayvanların başlangıçta et yemedikleri anlaşılmaktadır (bkz. Yar.9:3).
1:31 çok iyi Bkz. Yar.1:4’e ait not.
2:1 Altı günlük yaratma eyleminin özeti (bkz. Yar.1:1’e ait not).
2:2 bitirdi... dinlendi İfade, yorgunluğu değil, Tanrı’nın yaratma işini tamamladığını belirtir (Yar.1:31). “Dinlendi” olarak çevrilen fiilin İbranicesi (bkz. Yar.2:2) “Şabat” sözcüğünün köküdür (bkz. Çık.16. bölüm; Yar.20:11).
2:4-4:26 Yar.1:1-2:3 ayetlerinde anlatılanlar (bkz. ilgili not) tüm yaratılışa odaklanıyordu, burada anlatılanlar ise insanlık tarihine odaklanır.
2:4 Göğün ve yerin Bkz. Yar.1:1’e ait not. öyküsü “Öykü” sözcüğünün İbranicesi, Yaratılış Kitabı’nda yer alan her ana öykünün başında geçer (bkz. Giriş ; Yar.2:4; Yar.5:1; Yar.6:9; Yar.10:1; Yar.11:10,Yar.11:27; Yar.25:12,Yar.25:19; Yar.36:1). “Göğün ve yerin yaratılış öyküsü” ifadesi, yaratılışın gerçekleştiğini varsayıp sonraki tarihi anlatmaya başlar. RAB Tanrı “RAB” (İbranice “YHVH”, yani “Yahve”) Tanrı’nın kendisi için kullandığı kişisel addır (bkz. Çık.3:15’e ait not; Çık.6:6’ya ait not). “Tanrı” (İbranice “Elohim”) ise genel bir terimdir. İki ad sıklıkla bir arada geçer, ancak tek Tanrı’yı kasteder.
2:6 yerden yükselen buhar İbranice’den “yerden çıkan su kaynakları” diye de çevrilebilir.
2:7 yarattı Fiilin İbranicesi, yapmak veya şekil vermek anlamına gelir ve özellikle çömlekçinin kile şekil vermesinden söz edildiğinde kullanılır (bkz. Yşa.45:9; Yer.18:6; ayrıca bkz. Eyü.10:8-12; Mez.139:13-17). yaşam soluğunu İnsanlar ve hayvanlar bu yaş am soluğuna sahiptir (bkz. Yar.1:30; Eyü.33:4); ancak Tanrı’nın suretinde yaratılmış insan, Tanrı’nın temsilcisi olarak hayvandan üstündür. yaşayan varlık Terimin İbranicesi, Yar.1:20,Yar.1:24’te “yaşayan yaratık” olarak çevrilmiştir.
2:8 Aden’de İbranice’de ‘mutluluk’veya ‘sevinç’anlamlarına gelir. Yaratılışın başlangıcında Tanrı’nın insanla birlikte bulunduğu yerdir. Günahla bozulan bu birlikteliğin başlangıç yeri olan Aden bahçesi, çok sonraları kurulacak Buluşma Çadırı’na (Çık. 25-27. bölümler), ardından Kral Süleyman’ın inşa edeceği tapınağa (1Kr.6. bölüm) ve nihai olarak Yeni Yeruşalim’e benzer (Va. 21-22. bölümler; ayrıca bkz. Bilgi Kutusu: Buluşma Çadırı ve Tapınak, s.122).
2:9 yaşam ağacıyla Meyvesini yiyenlere yaşam verir (bkz. Yar.3:22; Va.2:7; Va.22:2,Va.22:14). iyiyle kötüyü bilme ağacı İyi ve kötü bilgiyi simgeler ve meyvesini yiyenin ölümüne neden olur (Yar.2:17; Yar.3:3). “İyiyle kötüyü bilme”, ahlâki bilgi veya sezgi gücünü kasteder (bkz. Yas.1:39; Yşa.7:15-16). Bahçenin ortasında olan bu ağaç, Tanrı’nın insana sunduğu seçimi gösterir.Adem ve Havva, ya iyi ve kötüyü bilme konusunda Tanrı’nın sözüne güvenerek yaş ayacaklardı ya da Tanrı’dan bağımsız olarak kendi kararlarını verip öleceklerdi (bkz. Yar.2:17).
2:11 Havila Yar.10:29’da söz edilen yer olabilir. Muhtemelen Yar.10:7’de geçen Mısır’daki Havila değildir.
2:14 Asur’un Asur’un eski başkenti.
2:15 bakması... işlemesi Bkz. Yar.1:28’e ait not.
2:17 Bkz. Bilgi Kutusu: Ölüm. kesinlikle ölürsün Yılan daha sonra bunu yalanlayacaktır (Yar.3:4).
2:18-25 Eski Ortadoğu kaynaklarında kadının yaratılışını böylesine detaylı biçimde açıklayan tek anlatımdır.
2:18-20 Tanrı’nın benzeyişinde yaratılan insana verilen yeryüzünü doldurma ve ona egemen olma görevi, kadının yaratılışı gerçekleşmeden tamamlanamayacaktı.
2:19 ad vereceğini Bkz. Yar.1:5’e ait not.
2:23 İbranice’de kadın (İşşa) sözcüğü erkek (İş) sözcüğünden türetilmiştir.
2:24 annesini babasını bırakıp Artık onların koruması ve yetkisi altında olmayacaktır. tek beden olacak Tanrı’nın tek eşliliği amaçladığı görülür. Eşler, hayatları boyunca birbirlerine “tek beden” halinde bağlı olmalıdır; cinsel birliktelik de bunun bir ifadesidir (krş. 1Ko.6:16 ve ilgili not).
2:25 çıplaktılar... utanç nedir bilmiyorlardı Ne var ki günah yüzünden insan bu masumiyetini kaybedecektir (bkz. Yar.3:7).
3:1-24 Adem ve Havva’nın itaatsizliği, bunun doğal sonuçları (bkz. Yar.6:5-6; Yer.17:9; Rom.7:13-25) ve Tanrı’nın buna verdiği karşılık (krş. Rom.1:18-32; Rom.5:12-21 ve ilgili notlar) insanlık tarihinin tüm akışını etkileyecektir.
3:1 Yılan aracılığıyla konuşan Büyük Aldatıcı, yani Şeytan’dır (Va.12:9; Va.20:2). en kurnazı İbranice’de “kurnaz” ve “çıplak” (Yar.2:25) için kullanılan sözcükler neredeyse aynıdır. Yılan kurnazlığıyla Adem ve Havva’yı günah işlemeleri için kışkırtır, günah işledikten sonra çıplaklıklarının farkına varıp utanırlar (bkz. Yar.3:7). Tanrı gerçekten... dedi mi? Aldatıcı, insanı Tanrı’nın sözü konusunda şüpheye düşürmeye, dolayısıyla onları Tanrı’dan uzaklaştırmaya çalışmaktadır.
3:3 ona dokunmayın İlk günah bu sözlerin söylenmesiyle değil, yasak meyvenin yenmesiyle işlenmiştir.
3:4 kesinlikle ölmezsiniz Şeytan, Tanrı’nın sözünü açıkça yalanlıyor (bkz. Yar.2:17).
3:5 Tanrı biliyor ki Şeytan, Tanrı’nın insan için iyi olan amacını kötüleyerek insanı kendisine itaat etmeye ayartmaya çalışır (krş. Eyü.1:9-11; Eyü.2:4-5). Gözleriniz açılacak... Tanrı gibi olacaksınız Gözleri gerçekten açıldı (bkz. Yar.3:7), ama bu eylemin sonucu yılanın vaat ettiğinden farklıydı. İyiyle kötüyü bilerek Bkz. Yar.2:9’a ait not.
3:12-13 İnsanın suçu başkasına attığının ve sorumluluk kabul etmediğinin ilk örneği. Günahın sonuçlarından biridir.
3:15 senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın Bu ayet Tanrı ile Şeytan arasındaki büyük savaşı açıklar; bu savaş insanlık tarihi boyunca sürecektir. Şeytan, Tanrı’nın dünyadaki temsilcisiyle (insanla) daimi bir savaş içinde olacaktır. Kadının ‘soyu’ olarak tanımlanan Mesih, Şeytan’a son darbeyi indirecektir (bkz. İbr.2:14; Kol.2:15 ; krş. Rom.16:20).
3:16 çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim Çocuk doğururken çekilen acı ve ağrı, dünyada günahın çoğaldığını ve yayıldığını hatırlatır. Tanrı, cezalandırırken de lütufkar olduğunun göstergesi olarak, çoğalma kutsamasını (bkz. Yar.1:28 ve ilgili not) geri almamıştır. istek duyacaksın... o yönetecek Bu yüzden kadın ile erkek arasındaki ilişki, kadın için sevinç ve bereket getirecek bir durum olmaktan çıkıp dert ve acı verici olacaktır.
3:17-19 Erkek uzun süre ve zahmetli şekilde çalışmak zorunda kalsa bile (Tanrı’nın verdiği ceza), yaşamını sürdürebilmek için yiyecek sağlayabilecek (Tanrı’nın lütfu), böylece günahlı insan soyunu devam ettirecektir.
3:19 toprağa dönünceye dek... toprağa döneceksin Adem’in çabaları ölüme engel olamayacaktı. Bedeninin (Yar.2:7) ve yiyeceğinin (bkz. Yar.3:17) kaynağı olan toprak, ölümünün simgesi haline gelmişti.
3:20 Adem’in karısına ikinci bir ad vermesi (bkz. Yar.2:23-24 ve ilgili not) egemenliğini açıkladığı bir eylem değil (bkz. Yar.1:5; Yar.2:19’a ait notlar), Adem’in imanının bir göstergesidir. “Havva”, İbranice’de ‘yaşam’ anlamına gelen sözcükten türemiştir.Adem, ölüm cezasına çarptırılmış olmasına rağmen (bkz. Yar.2:17; Yar.3:7,Yar.3:10,Yar.3:16-19) Havva’nın aracılığıyla kendi soyunun devam edeceğine inanmaktadır.
3:21 onları giydirdi Tanrı lütuf göstererek Adem ile Havva’nın utancını örter (krş. Yar.3:7,Yar.3:10).
3:22 iyiyle kötüyü bilmekle Bkz. Yar.3:5’e ait not. ölümsüz olmasına Tanrı’nın bunu yapması insan için aslında bir lütuftur. Tanrı, insanın sonsuza dek günahlı yaşamasına engel olmakla, günahtan kurtuluşun yolunu açmıştır (bkz. Rom.5:18-19).
3:24 yolunu denetlemek için Tanrı’nın kılıcı, günahlı insanlık ile yaşam ağacı arasında duruyordu (krş. Yar.3:22).Artık insan, yalnızca Tanrı’nın Mesih’te sağladığı kurtuluş sayesinde yeniden yaşam ağacına yaklaşabilir (bkz. Va.2:7; Va.22:2,Va.22:14,Va.22:19). Keruvlar Bkz. Bilgi Kutusu: Melekler. Arkeolojik kazılar sonucunda, Eski Mezopotamya’ya ait tapınakların ve sarayların girişlerinde nöbet tutan kanatlı varlıkların heykellerine rastlanmıştır.
4:1-11:32 Günahın ikinci nesilde kardeş katlinden, yedinci nesilde Tanrı’ya karşı küstahça bağımsızlık ilan etmeye kadar nasıl büyüdüğü görülmektedir.
4:3-4 Buradaki kıyaslama, getirilen sununun türü (bitki veya hayvan) ile ilgili değil, rastgele ve kayıtsızca getirilen (toprağın ürünlerinden) bir sunu ile seçkin sunu (sürünün ilk doğanı; sununun özenle ve itaatle sunulduğunu gösterir) arasındaki farkla ilgilidir. Sunu getiren kişinin amacı ve tutumu son derece önemlidir. Tanrı Habil’in sunusunu imanından ötürü kabul etmiştir (İbr.11:4).
4:5 öfkelendi Kayin’in, Tanrı’ya getirdiği sununun yeterli olduğunu düşündüğü anlaşılmaktadır.
4:7 günah kapıda pusuya yatmış Kayin’in, kardeşi hakkında kötülük tasarladığı ima ediliyor.
4:8 Haydi, tarlaya gidelim Bu sözler Peşitta’dan, Septuaginta’dan, Samiriye Tevratı’ndan ve Vulgata’dan alınmıştır. kardeşine saldırıp onu öldürdü Bu ilk cinayet vahşiceydi, çünkü bilinçli olarak kardeşin kardeşi öldürmesi söz konusuydu (bkz. Yar.4:9-11; 1Yu.3:12; krş. Mat.23:35; İbr.11:4). İlk günahın korkunç sonuçları ve yaşamın her alanına nasıl hızla yayıldığı çarpıcı bir şekilde görülmektedir.
4:9 Bkz. Lev.19:16; Yas.21:1-9. Kayin’in yüreğinin katılığının ve olanlara kayıtsızlığının göstergesidir.
4:10 kardeşinin kanı... sesleniyor Krş. Mat.23:35; Luk.11:50-51; İbr.11:4. Tanrı’nın adaleti, yapılan her adaletsizliğin karşılığını bulması gerektiğini öngörür. Şiddet içeren bir tutumla dökülen kan, her şeyin saflığını bozar (krş. Mez.106:38; Yşa.59:3; Ağı.4:14).
4:11 laneti Lanet altındaki kişi Kayin’dir. Daha önceleri toprağı işlediğinde, toprak ona ürün vermişti (Yar.4:2-3). Artık, kardeşinin kanı ile sulanan toprak ona ürün vermeyecektir (Yar.4:12).
4:12 aylak aylak dolaşacaksın Kayin öbür insanlara yabancılaşacak ve topraktan artık ürün alamayacağı için de çalışmayacaktır ( Yar.4:16).
4:13 cezam kaldıramayacağım kadar ağır Kayin pişmanlık duymak yerine, kendine acımaktadır. Günahı katlanarak artar: önce Tanrı’yı hafife almış (Yar.4:3), sonra öfkelenmiş (Yar.4:5), ardından kardeşine tuzak kurup onu öldürmüş (Yar.4:8) ve yalan söylemiştir (Yar.4:9); şimdi de tamamen kendini düşünmektedir (bu ayet). En sonunda Tanrı’dan da uzaklaşacaktır (Yar.4:14,Yar.4:16). Bazı yorumculara göre ise “cezam” sözcüğü İbranice’de ‘kötülüğüm’ anlamına da gelebilir; buna göre bu ayet, Kayin’in, günahının ne kadar ciddi olduğunu kabul ettiğini anlatır.
4:14-15 kim... kim... kimse Ya insan soyunun hızlı çoğalacağı öngörülerek söylenmiştir ya da Kayin ile birlikte yargı altında olan (Yaratılış Kitabı’nda söz edilmeyen kardeşleri dahil) aile üyelerinden söz edilmektedir.
4:15 nişan Öldürmek isteyenlerden Kayin’i korumak üzere koyulmuş bir uyarı işareti. Katilin canı şimdilik bağışlanmıştır (ama bkz. Yar.6:7; Yar.9:6).
4:17-18 Bkz. Şit’in soy ağacı: Kenan, Yar.5:12; Hanok, Yar.5:21; Yeret, Yar.5:18; Mahalalel, Yar.5:15; Meuşelah, Yar.5:25; Lemek, Yar.5:28. İki soy ağacındaki adların benzerliği dikkat çekicidir; bazı uzmanlar bu tür soy ağaçlarında bazı adların seçilip bazılarının atlanmasının, ses benzerliğini ön plana çıkararak insanların benzerliğini vurgulamak amacını taşıdığını savunur (bkz. Bilgi Kutusu: Soyağaçları, s.554; ayrıca bkz. 1. Tarihler: Giriş).
4:17 kent Bu sözcüğün İbranicesi, büyüklüğüne bakılmadan her tür yerleşim birimi için kullanılır. Burada bir sözcük oyunu yapılmaktadır: Nod, ‘aylak, dolaşmak’ anlamındadır. Kayin “aylaklık ülkesinde” “aylak dolaşacaktı”, ancak Tanrı’nın söylediklerine rağmen kendi çabasıyla “kalıcı bir yerleşim birimi” oluşturdu.
4:19 iki kadınla evlendi Çok eşlilik ilk kez burada görülüyor (bkz. Yar.2:23-24 ve ilgili not). Lemek, Tanrı’nın kutsamasına (bkz. Yar.1:28) kendi yoluyla (çok eş alarak) kavuşmaya çalışıyordu.
4:20-22 Yaval... Yuval... Tuval-Kayin Lemek’in üç oğlunun adlarının okunuşu birbirine yakındı; adları insan yeteneklerini vurgulayan İbranice fiil “YVL”den türemiştir.
4:22 kesici aletler Tarım, inşaat ve belki de savaşta kullanılmak üzere.
4:23 beni yaraladığı için bir adam öldürdüm Lemek, Kayin’in özensiz sunu sunması (bkz. Yar.4:3-4’e ait not) ve kardeşini öldürmesiyle katlanan günahı daha da büyütmüş, öcünü Tanrı’ya bırakacağı yerde kendi öcünü dehşet verici şekilde almıştır (bkz. Yas.31:35).
4:24 yetmiş yedi kez Krş. Mat.18:21-22 ve ilgili notlar.
4:25 yine... başka bir oğul Habil ölmüş, Kayin ise kovulmuştu. RAB ailenin soyunu devam ettirmek üzere Adem ve Havva’ya üçüncü bir oğul verdi. Şit ‘Bağışlamak’ anlamına gelir.
4:26 insanlar RAB’be yakarmaya başladı Şit’in soyunun Tanrı’ya güvenmesi, Kayin’in soyundan olan Lemek’in küstahlığına tezattır.
5:1 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not. Benzer Bkz. Yar.1:26’ya ait not.
5:2 erkek ve dişi Bkz. Yar.1:27’ye ait not. Kutsadı Bkz. Yar.1:28’e ait not. Adını verdi Bkz. Yar.1:5’e ait not.
5:3 kendi suretinde, kendisine benzer TanrıAdem’i nasıl kendi günahsız benzerliğinde yarattıysa (bkz. Yar.9:6; Yak.3:9), şimdi günahlı Adem’in de kendi günahlı benzerliğinde bir oğlu vardır (bkz. Mez.51:5 ve ilgili not).
5:5 öldü İfade, Tanrı’nın günahla ilgili yargısını çarpıcı bir şekilde hatırlatır (bkz. Bilgi Kutusu: Ölüm, s.1660).
5:22 Tanrı yolunda yürüdü Bu cümle öbür ayetlerdeki “yaşadı” ifadesinin yerini alır; sıradan bir yaşam sürmek ile Tanrı ile yakın bir ilişki içinde yaşamak arasında fark olduğunu hatırlatır.
5:24 sonra... yanına almıştı Hanok ölümü tatmadan (İbr.11:5) Tanrı’nın huzuruna alınmıştır (krş. 2Kr.2:11; Mez.49:15; Mez.73:24). Kayin’in soyunda Adem’den sonra yedinci nesil olan Lemek’in aksine, Şit’in soyundaAdem’den sonra yedinci nesil olan Hanok (Yah.14) ‘Tanrı’yı hoşnut eden biri’ idi (İbr.11:5).
5:27 969 yıl Tufandan sonra sadece Nuh ile ailesi hayatta kaldı. Sayılar birebir anlamıyla kabul edilirse Metuşelah tufanın olduğu yıl ölmüştür (Yar.5:25,Yar.5:28’de ve Yar.7:6’da verilen sayıların toplamı tam 969’dur).
5:29 Nuh ‘Rahatlık’ anlamına gelir.
6:1-8 İnsanlık tarihinin ilk döneminde yozlaşmışlık öylesine artmış ve geniş bir alana yayılmıştı ki, Tanrı yaratılışın tümünü tufan aracılığıyla yargılamayı gerekli gördü.
6:2,4 İlahi varlıklar İbranice’den birebir çevirisi: “Tanrı oğulları”. Bunların melek (krş. Eyü.1:6; Eyü.2:1; Mez.29:1) veya Şit’in soyundan Tanrı’ya sadık erkekler oldukları tahmin edilir. Bazı yorumcular, Yah.6-7’ye (ve çeşitli Yahudi kaynaklara) dayanarak bunların ‘düşmüş melekler’ olduğunu söyler. Bazı yorumcular ise, melekler ile insanlar arasında cinsel ilişki ve evlilik yaratılış düzenine aykırı olduğu için burada meleklerden söz edilmediğini savunur (1. bölüm; Mar.12:25). Bir başka yoruma göre ise, bu ifade kral ve kral soyundan gelenler (eski Ortadoğu’da krallar ilah olarak görülürdü) için kullanılır. Bazı ayetlerde de buna benzer tanımlamalar farklı bağlamlarda insanlar için kullanılmıştır (bkz. Yas.14:1; Yas.32:5; Mez.73:15; Yşa.43:6; Hoş.1:10; Hoş.11:1). insan kızlarını Kayin’in soyundan gelen kadınlar anlamına geliyor olabilir ; bu doğruysa 1-2. ayetler, 5. bölümdeki Şit’in soyundan olanların 4. bölümdeki Kayin’in soyundan olanlarla yaptıkları evliliklerin, iyi ve kötü soy arasındaki ayrımın bozulmasına yol açtığını gösterir.
6:3 İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak İbranicesi göz önüne alındığında bu sözler, Tanrı’nın insanları tufanla cezalandıracağı zamana bu kadar kaldığını ifade ediyor da olabilir (krş. 1Pe.3:20).
6:4 Nefiller İbranice sözcük ‘düşmüş kişiler’anlamına gelir. Septuaginta’da “devler” diye geçer. Tanımlamaya göre iri ve güçlü insanlar olmalıdırlar (bkz. Say.13:31-33).
6:5 Kutsal Kitap’ta, günahın insanı nasıl her yönden etkilediğiyle ilgili yapılan en net tanımlardan biridir. İnsan doğası değişmediği için tufandan sonra da insan günahlı tutumunu sürdürür (Yar.8:21).
6:6 pişman oldu Tanrı’nın insanı yaratmakla hata yaptığının değil, lütfuna ve sabrına karşın tövbe etmeye yanaşmayan insanı yüce adaletinden ötürü yargılamak zorunda olması nedeniyle duyduğu derin kederin ifadesidir.
6:7 Hayvanları, sürüngenleri, kuşları Hayvanlar ahlâksal açıdan masum olsa da, insanların yozlaşmış egemenliği altında olduklarından yargı altındaydı (bkz. Rom.8:18-25).
6:8-9 Bkz. Yar.5:22’ye ait not. Nuh’un Tanrı’yı hoşnut eden yaşantısı, çağdaşlarının kötü yaşantılarıyla tezat oluşturuyordu (bkz. Yar.6:5 ve ilgili not; ayrıca bkz. Yar.6:12).
6:9-9:29 Eski Ortadoğu efsanelerinin birçoğunda büyük ilahlardan birinin, insanların çıkardığı gürültüden rahatsız olduğu için yeryüzünde büyük bir tufan başlattığı görülür. Yaratılış Kitabı’nda tanrılar ve insanlık hakkındaki bu yaygın putperest fikirlere karşı gelinir ve gerçek tamamen farklı bir tanrıbilim ışığında verilir. Bu öyküde Yaratan (tek Tanrı), kendi benzeyişinde yaratmış olduğu ve yaratılışının kâhyası ilan etmiş olduğu insanın içine düştüğü ahlâksızlıktan keder duymaktadır. İnsanlık öyle yozlaşmıştır ki bu sınır tanımayan kötülük yalnızca kökten bir yargıyla ortadan kaldırılabilecektir. Ancak Tanrı, insanlığın bağımlı olduğu yaratılışı keyfi bir şekilde yok etmeye hazır, insafsız bir tanrı değildir. Tufanı gönderen Tanrı, yaratılışı kayıracağını vaat eder ve bunun gökkuşağı ile simgelenmesini, böylelikle daima hatırlanmasını sağlar (bkz. Yar.9:8-17 ve ilgili notlar). 8-9. bölümde aktarılan olaylar ile 1. bölümdeki bazı olaylar arasında benzerlikler görülür. Sırasıyla Yar.8:2 ile Yar.1:7’yi, Yar.8:5 ile Yar.1:9’u, Yar.8:7 ile Yar.1:20’yi, Yar.8:17 ile Yar.1:25’i, Yar.9:1-2 ile Yar.1:28’i, Yar.9:3 ile Yar.1:30’u kıyaslayın. 1. bölümde her şeyin başlangıcı anlatılır, 8-9. bölümlerde ise tufan sonrası yeni bir başlangıç anlatılır.
6:9 öykü Bkz. Yar.2:4’e ait not. Doğru Bkz. Mez.1:5’e ait not.
6:14 gofer Selvi ağacı olduğu tahmin edilmektedir. gemi Bu sözcüğün İbranicesi, Kutsal Kitap’ta buradan başka sadece Musa’yı Nil’in sularında taşıyan sepeti tanımlarken kullanılmıştır (Çık.2:3,Çık.2:5). İçini dışını ziftle Krş. Çık.2:3.
6:17 yeryüzündeki her canlı ölecek Bazı yorumcular metinde yer alan terimlerden ötürü tufanın tüm yeryüzünü kapsadığını düşünür (bkz. Yar.6:7,Yar.6:12-13; Yar.7:4,Yar.7:19,Yar.7:21-23; Yar.8:21; Yar.9:11,Yar.9:15). Bazılarına göre ise tufanın etkili olduğu alanlardaki tüm canlılar ölmüştür, ancak bu sınırlı bir alandır ve sadece Musa’nın coğrafi bilgisi ile Nuh’un bakış açısından evrenseldir (bkz. Giriş).
6:18 antlaşma Bkz. Yar.9:9-10’a ait not ; Bilgi Kutusu: Antlaşma, s. 25. Nuh, Tanrı ile arasındaki antlaşmanın detaylarını sular çekildikten sonra öğrenecektir (bkz. Yar.9:8-17). Adem’e verilen sorumluluklar Nuh’a da verilir (bkz. Yar.9:2-7). Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte Tanrı, Nuh’un bütün aile fertlerini kurtararak onlara olan sevgisini gösterir. Tanrı’nın bu yaklaşımı, ebeveynlerin çocuklarına karşı sorumluluklarını da vurgular (bkz. Yar.17:7-27; Yar.18:19; Yas.30:19; Mez.78:1-7; Mez.102:28; Mez.103:17, 18; Mez.112:1-2; Elç.2:38-39; Elç.16:31; 1Ko.7:14). Gemiye bin Nuh’un tufandan kurtulması, Tanrı’nın insanı kurtarmasının bir göstergesidir (bkz. İbr.11:7; 1Pe.2:5) ve vaftiz bu eylemle ilişkilendirilir (bkz. 1Pe.3:20-21).
6:20 çeşit Bkz. Yar.1:11’e ait not.
7:1 doğru Bkz. Yar.6:8-9’a ait not ; 2Pe.2:5; İbr.11:7.
7:2-3 Dinsel açıdan temiz sayılan hayvanlardan yakmalık sunu (bkz. Yar.8:20) ve yiyecek (bkz. Yar.9:3) olarak da yararlanacaktı ; kirli sayılan hayvanlar ise sadece çiftleşip çoğalmaları için alınmıştır.
7:13 Nuh, oğulları... karısıyla, üç gelini Krş. 1Pe.3:20; 2Pe.2:5.
7:14 Yar.1:21-25’te söz edilen beş hayvan türünün dördü burada sıralanır. Beşinci tür, yani denizdeki canlılar, yaşamını suda sürdürecektir.
7:20 dağları on beş arşın aştı Yaklaşık 7 m. Gemi 13,5 m yüksekliğindeydi (Yar.6:15), suların seviyesi geminin karaya oturmasını önleyecek düzeydeydi.
7:21-22 soluk alan... öldü Tanrı’nın yaratılışta verdiği armağan (bkz. Yar.1:30; Yar.2:7) günah yüzünden geri alınmıştı.
8:1 Tufan öyküsü bu noktaya kadar yargıyı, buradan itibaren ise kurtuluşu anlatır. Tanrı Nuh’u anımsadı Yüz elli günden beri Tanrı’nın sesi işitilmemişti (bkz. Yar.7:24). Kutsal Kitap’ta ‘anımsamak’ ifadesi, çoğunlukla birisi ile ilgilenmek, ona sevgi göstermek anlamında kullanılır (krş. “iyilikle”, Neh.5:19; Neh.13:31).
8:4 Ararat Bu yerin, Mezopotamya’nın kuzeyinin büyük kısmını ve bugünkü Türkiye’nin doğusunu kapsayan geniş ve dağlık bir krallık olan Asur Urartu’nun sınırları içinde kaldığı tahmin edilmektedir (bkz. Yşa.37:38; Yer.51:27). Çağdaş yorumcuların çoğu bunun Ağrı Dağı olduğuna inanır.
8:11 Güvercin gagasında... zeytin yaprağıyla... geri döndü Zeytin ağaçları yüksek yerlerde yetişmediği için bu taze yaprak Nuh için suların çekildiğine dair bir işaretti.
8:13 Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde Bu tarih, tufan sonrası insanlığın yeni başlangıcının tarihidir.
8:14 ikinci ayın yirmi yedinci günü Tufanın başladığı tarihten yaklaşık bir yıl sonrası (bkz. Yar.7:11).
8:17 üresinler, verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar Bkz. Yar.1:22 ve ilgili not.
8:20 Yakmalık sunular Bkz. Lev.1:3-4 ve ilgili notlar.
8:21 Bu ayet, Tanrı’nın Nuh’la yapacağı antlaşmaya işaret eder (Yar.9:11-17). Güzel kokudan hoşnut Krş. Ef.5:2; Flp.4:18. İnsan yüreğindeki eğilimler... kötüdür Bkz. Yar.6:5 ve ilgili not. Doğru bir adam olan Nuh ve ailesi kurtulmuş olsa da doğalarında Adem’den miras aldıkları günah vardı. yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim Bkz. Yar.9:11,Yar.9:15. Tanrı günah sorununu, insanlığı yok etmek yerine, Babil’de ilk işaretleri görülen (bkz. Yar.11:6-8 ve ilgili notlar) ve Avram’ın çağrılması (Yar.12:1) ile başlayarak Mesih İsa’yla tamamlanan kurtarış tasarısıyla çözümleyecektir. çocukluğundan beri Bu ifade Yar.6:5’teki “hep” sözcüğünün yerini alır ve insanın rahimde oluşmaya başladığı andan itibaren günahın etkisi altında olduğunu vurgular (bkz. Mez.51:5 ve ilgili not).
8:22 Bkz. Yar.1:14.
9:1-7 Tufandan sonraki yeni başlangıçta Tanrı ilk yaratılıştaki kutsamasını (Yar.1:28; krş. Yar.9:3; Yar.1:29-30) yeniliyor. Ancak ilk kutsamadan farklı olarak günahın dünyaya şiddet getirmiş olmasından ve artık hayvanların da yiyecek olduğunun bildirilmesinden ötürü (Yar.9:3), Tanrı insana yeni sınırlamalar getirir (Yar.9:4-6).
9:2 sizin yönetiminize verilmiştir Tanrı insanların yaratılış üzerindeki egemenliğini yeniden onaylar (bkz. Yar.1:26’ya ait not).Aden bahçesinde insana verilen egemenlik Tanrı’nın yetkisi altında sürdürülecekti, ancak artık bu egemenlik günahın etkisi altında devam edecektir (bkz. Yar.3:14-19; Mez.8; ancak bkz. Ef.2:1-3).
9:3 bütün canlılar size yiyecek olacak Krş. Yar.1:29-30 ve ilgili not.
9:4 kanlı et yemeyeceksiniz Lev.17:14’te kan ile yaşam arasındaki yakın ilişki açıklanır. Yaşam Tanrı’nın gizemli ve değerli armağanıdır (bkz. Vai.11:5). Tarih boyunca birçok putperest “kandaki yaşamı içerek” (krş. Lev.17:11) kendi yaşam güçlerini arttırmaya veya uzatmaya çalışmıştır.
9:5 hakkınızı... her hayvandan hesabını soracağım Tanrı insan yaşamının koruyucusudur (bkz. Yar.4:9-12; krş. Yar.1:26 ve ilgili not; ayrıca bkz. Çık.21:28-32).
9:6 Bkz. Çık.21:12-14; Say.35:16-32; ayrıca bkz. Rom.13:3-4; 1Pe.2:13-14. çünkü Tanrı insanı kendi suretinde yarattı Bkz. Yar.1:26 ve ilgili not; ayrıca bkz. Özd.14:31; Özd.17:5; Yak.3:9.
9:8-17 Tanrı’nın tufan sonrası yaratılışla ilk ve temel antlaşması. “Bir daha” (Yar.9:11,Yar.9:15), “kuşaklar boyunca” (Yar.9:12) ve “sonsuza dek” (Yar.9:16) ifadeleri bunun ebedi bir antlaşma olduğunu gösterir.
9:9-10 sizinle antlaşmamı sürdüreceğim Bkz. Tanrı’nın benzer vaatleri:Avram’la, Yar.15:18-20; Pinehas’la, Say.25:10-13; Davut’la, 2Sa.7.bölüm. Tanrı bu antlaşmada Nuh’a, soyuna (Nuh, insan soyunun yeni babasıdır, bkz. Yar.6:18) ve tüm yaratıklara, yaratılışla ilgili tasarıları tamamlanmadıkça dünyayı ve içindekileri yok etmeyeceğine söz verir (Yar.8:22).
9:13 Yayımı... antlaşmanın belirtisi Gökkuşağı bu antlaşmanın yükümlülüklerinin bir hatırlatması ve mührüydü. İbrahim’le yapılan antlaşmanın belirtisi sünnet (bkz. Yar.17:11) ve Sina Dağı’nda Musa’nın aracısı olduğu antlaşmanın belirtisi Şabat (bkz. Çık.31:16-17) olacaktı.
9:19 yayılan Bkz. 10. bölüm; Yar.11:8’e ait not.
9:20 çiftçiydi Babası Lemek gibi (bkz. Yar.5:29).
9:22 Kenan’ın Yani Kenanlılar’ın (bkz. Yar.9:25’e ait not; Yar.15:16’ya ait not).
9:25 Yeşu’nun Givonlular’ı hâkimiyetine almasıyla (Yşu.9:27) bu sözün yerine geldiği görülür (ayrıca bkz. Yşu.16:10; Hak.1:28, 30,33,35; 1Kr.9:20-21). Nuh’un laneti, tarihin bazı dönemlerinde yorumlanıp uygulandığı gibi siyahîleri köleleştirmek için kesinlikle dayanak olarak kabul edilemez, çünkü Ham’ın soyu ve Kenanlılar, Mısır’da keşfedilen duvar resimlerinde de görüldüğü gibi, beyaz ırktandır.
9:27 Yafet’e Bu ad ‘bolluk, genişlik’ anlamına gelir. Sam’ın çadırlarında yaşasın ‘Sam’a verilen kutsamaya ortak olsun’ anlamında.
9:29 sonra öldü Bkz. Yar.5:5’e ait not.
10:1-32 Bu bölümde söz edilen halklar arası bağ, sadece fiziksel akrabalığa değil, coğrafya, tarih ve dil ortaklığına da dayalı olabilir (bkz. Yar.10:5’e ait not; ayrıca bkz. 1. Tarihler: Giriş).
10:2 Yafet’in Kutsal Kitap’ta en az adı geçen Yafet’in soyu, Nuh’un oğullarının belki de en büyüğü (ama bkz. Yar.10:21) olarak ilk önce sıralanır. Seçilen soy olan Sam’ın soyu en son sıralanır (bkz. Yar.10:21-31; ayrıca bkz. Yar.11:10-26). Yafet oğulları çoğunlukla Kenan topraklarının kuzeyine ve batısına, Avrasya’ya yerleşir. Gomer Gomer’in soyu (Kimmerler) ve onunla akrabalığı olan uluslar (bkz. Yar.10:3) Karadeniz yakınlarına yerleşir. Magog Muhtemelen bir İskit oymağının atasıdır. Bu halk Kafkaslar’a ve Karadeniz’in güneydoğusu yakınlarındaki bölgelere yerleşir. Meday Medler’in atası. Yavan İyonya (Güney Yunanistan) ve Anadolu’nun batı bölgelerine yerleşir. Tuval, Meşek Sanılanın aksine bugünkü Rusya’daki Tobolsk ve Moskova ile ilişkili değildir. Daha sonraAsur yazıtlarında Magoglar’la birlikte adlarının geçtiği görülür (ayrıca bkz. Hez.38:2). Tuval’ın soyu muhtemelen Pontus’a, Meşek’in soyu da bugünkü Azebeycan’ın dağlık bölgesine yerleşmiştir. Anadolu’nun doğusundan kuzeye, Karadeniz’e doğru ilerlediler. Tiras Trakya adı bu kişiden geliyor olabilir.
10:3 Aşkenaz İskitler’in atası. Bu ayette söz edilen üç halk da yukarı Fırat bölgesine yerleşmiştir.
10:4 Elişa Ya Alaşiya (Kıbrıs’ın eski adı) ya da İtalya’nın güneyindeki Sicilya halkının atası. Tarşiş Muhtemelen İspanya’nın güneyine yerleşen halkın atası. Kittim Kıbrıslılar’ın atası. Rodanim Rodos Adası halkının atası olabilir.
10:6 Ham oğulları Asya’nın güneybatısına ve Afrika’nın kuzeydoğusuna yerleşmiştir. Kûş Etiyopyalılar’ın atası. Misrayim Mısırlılar’ın atasıdır; adı (‘iki Mısır’ anlamına gelir), Yukarı (güney) veAşağı (kuzey) Mısır’ı tanımlar. Put Ya Libya (bkz. Yar.10:13-14’e ait not) ya da Mısırlılar’ın Punt diye adlandırdıkları toprakların halkının, yani bugünkü Somalililer’in atası. Kenan ‘Mor toprak’ anlamına geliyor olabilir (aynı yörenin Grekçe adı olan ‘Fenike’ bu anlama gelir). Kenan, soyluların giyiminde ve eşyalarında kullanılan mor boyanın başlıca üreticisi ve ihracat bölgesiydi.
10:7 Burada söz edilen yedi oğlun soyundan gelen halklarArabistan’a yerleşmiştir. Şeva ve Dedan’dan İbrahim’in torunları olarak da söz edilir (bkz. Yar.25:3; krş. “Saba”, Hez.27:20-22).
10:8 Kûş’un 6. ayette geçen Kûş ile aynı yer olmadığı tahmin edilmektedir. Mezopotamya’da yaşamış Kassiler ile akrabalıkları olabilir. Nemrut Akatlar’ın erken dönem hükümdarlarından biri olan I. Sargon, İbranice’de bu şekilde geçiyor olabilir (bkz. Yar.10:10).
10:10 Erek Eski Mezopotamya’nın önemli kentlerinden biriydi. Uruk (bugünkü Irak’ta Varka) adının İbranicesi’dir.
10:11-12 önemli bir kent Ya Kalah (Resen de olabilir) ya da daha büyük olasılıkla Ninova (bkz. Yu.1:2; Yu.3:2; Yu.4:11). İfade, kent civarını da kapsıyor olabilir.
10:13-14 Ludlular’ın MuhtemelenAnadolu’daki Lidyalılar (bkz. Yar.10:22’ye ait not). Anamlılar’ın KuzeyAfrika’da, Mısır’ın batısında Kirene’ye yakın bölgede yaşayan halk. Lehavlılar Libyalı çöl kabileleri olabilir (bkz. Yar.10:6’ya ait not). Naftuhlular Aşağı (kuzey) Mısır halkı. Patruslular Yukarı (güney) Mısır halkı (bkz. Yar.10:6’ya ait not). Kaftorlular Eski zamanlarda Kaftor diye bilinen Girit’te bir süreliğine çeşitli Filistli gruplar da yerleşik olarak yaşamışlardı (bkz. Yer.47:4; Amo.9:7). Filistliler, İÖ 12. yüzyılda Mısır’ı istila eden kuvvetli bir Hint Avrupa denizci halkıydı. Oradan kovulduktan sonra büyük kısmı Kenan topraklarının güneybatısına göç etti ve zamanla tüm bölgeyi etkileri altına aldı. İsrailliler’in atalarının zamanında (bkz. Yar.21:32,Yar.21:34; Yar.26:1,Yar.26:8,Yar.26:14-15,Yar.26:18) Filistliler, Kenan topraklarına daha küçük gruplar halinde ve daha barışçıl bir şekilde yerleşmişti.
10:15-18 Sidon’un Saydalılar’ın atası. Hititliler’in İÖ üçüncü bin yılın sonlarında Güneydoğu Avrupa’dan Anadolu’ya göç eden, HintAvrupa dil ailesinden olan halk. İÖ ikinci bin yılın ortalarında Kuzey ve OrtaAnadolu’yu hâkimiyetleri altına aldılar ve yerli Hatti halkının adını alarak kendilerine Hititler dediler. İmparatorluk zaman zaman hem Babil hem de Mısır’a meydan okuyacak kadar güçlendi. Bu halk ile Kutsal Kitap’ta söz edilen Kenanlı Hititler arasındaki ilişkinin derecesi belirtilmez (ancak bkz. Hez.16:3 ve ilgili not). Yevuslular’ın İsrail’in Kenan’ı fethi sırasında Yeruş alim’de yaşayan halk. Yeruşalim bir dönem Yevus olarak da biliniyordu (bkz. Hak.19:10-11; 1Ta.11:4). Amorlular’ın İsrailliler’in Kenan’ı fethettiği dönemde Amorlular Kenan’ın dağlık bölgelerinde yaşıyordu. Girgaşlılar ile birlikte (Yar.10:16) Kenan’daki bu gruplar genellikle küçük kent devletlerde yaşıyorlardı.
10:19 Sodom, Gomora, Adma ve Sevoyim’e Bkz. Yar.14:2,Yar.14:8. Bu kentler muhtemelen Lut Gölü’nün doğu veya güneydoğusunda bulunuyordu.
10:21 Sam’ın Samiler’in atasıdır. Ever Sam’ın birkaç kuşak sonraki torunlarından olsa da (bkz. Yar.10:24-25; Yar.11:14-17), Ever’in İbraniler’in atası (“İbrani” sözcüğünün kökeni “Ever”dir) olarak özel bir öneme sahip olduğu anlaşılır.
10:22 Elam Mezopotamya’nın doğusunda yaşayan Elamlılar’ın atası. Asur Kuzey Mezopotamya’daki Asurlular’ın atası (bkz. Yar.2:14). Arpakşat Ayrıca bkz. Yar.11:10-13. Güney Mezopotamya’daki Kildaniler’in atası olabilir. Lud Muhtemelen Anadolu’daki Lidyalılar’ın atası (bkz. Yar.10:13-14’e ait not). Aram Kenan’ın kuzeydoğusu civarında bulunan bölge (günümüzdeki Suriye) halkının atası.
10:24 Şelah’ın Bkz. Yar.11:12-15. Arpakşat Şelah’ın babasıydı Masoretik metinde bu şekilde geçerken, Septuaginta’da “Arpakşat Kenan’ın babasıydı, Kenan Şelah’ın babasıydı” diye geçer.
10:25 Pelek’ti Bu ad ‘bölünme’ anlamına gelir (bkz. Yar.11:16-19). Yeryüzündeki insanlar... bölündü Muhtemelen Yar.11:1-9’da aktarılanlar kastediliyor.
10:26-29 Yoktan GüneyArabistan krallıklarının atası. Şeva’nın Yemen bölgesi civarına yerleşen halkın atası. İÖ 10. yüzyılda Şeva’dan bir kraliçe Kral Süleyman’ı ziyaret edecektir (krş. 1Kr.10:1-13). Ofir’in Afrika’da veya Güney Arabistan’da bir yerin adı olduğu tahmin edilir (ancak bkz. 1Kr.9:28’e ait not). Kral Süleyman’ın sahip olduğu altının çoğu burada çıkarılırdı (bkz. 1Kr.9:28; 1Kr.10:11).
11:1-9 Bu ayetler, 10. bölümde sıralanan kişilerin neden dünyanın dört bir yanına dağıtıldığını açıklar. Büyük tufan ve Babil Kulesi öyküleri, insanın günahlı eylemlerinin nasıl yaygınlaştığını ve Tanrı’nın bu eylemleri nasıl cezalandırdığını anlatır. İnsanlığın Tanrı’nın sadık temsilcileri olarak değil, asi evlatlar olarak yaratılışa hükmetme çabalarının Tanrı tarafından nasıl engellendiği vurgulanır ve ardından, insanlığın günahtan kurtarılışının ilk adımını oluşturan, Avram’a yapılan çağrıya geçiş yapılır.
11:3 taş yerine tuğla, harç yerine zift Arkeolojik bulgular, taşın Mezopotamya’da nadir bulunduğunu doğrular.
11:4 Aden bahçesinde işlenen günahın (Tanrı gibi olmak istemek, Tanrı’nın “çoğalın, dünyayı doldurun” buyruğunu reddetmek) boyutunun ne denli geniş alana yayıldığı görülmektedir. kule Mezopotamya’da görülen ve ziggurat adı verilen bu yapılar, tabandan başlayarak tepeye doğru kat kat yükselirken gittikçe küçülen teraslardan oluşuyordu. Yanlarda tepeye kadar merdivenler uzanır, zirvesinde bir tapınak bulunurdu. Tapınak, üzeri açık ve dört köşeliydi.
11:7 aşağı inip Bkz. Yar.18:21’e ait not. karıştıralım Bkz. Yar.1:1,Yar.1:26’ya ait notlar.
11:8 dağıtarak Gururları yüzünden (bkz. Yar.11:4; Yar.9:1,Yar.9:19).
11:9 Babil İbranicesi, ‘kargaşa’ anlamına gelen sözcüğü (balal) çağrıştırır (bkz. Yar.10:10). SözcükAkat kökenlidir ve ‘tanrıya giden kapı’ anlamına gelir.
11:10 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not.
11:12-13 Septuaginta’da bu ayetler şu şekilde geçer: “Arpakşat 35 yaşındayken oğlu Kenan doğdu. Kenan’ın doğumundan sonraArpakşat 430 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. Kenan 130 yaşındayken oğlu Şelah doğdu. Şelah’ın doğumundan sonra Kenan 330 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.” (bkz. Luk.3:35-36).
11:26 Terah’ınAvram, Nahor ve Haran adlı oğulları oldu Sam, Ham ve Yafet’te olduğu gibi, bu üç oğlun sıralaması da yaşa göre olmayabilir (bkz. Yar.9:24; ayrıca Yar.10:21 ; Yar.11:28).
11:27-25:11 Tanrı’nınAvram’ı çağırmasıyla, Tanrı ile insan arasındaki ilişkinin odağı belirli bir kişi ve halka yönelir ; böylelikle Tanrı’nın insanı günahtan kurtarma sürecinin ilk adımları atılır. Bu süreç, “İbrahim oğlu” (Luk.3:34; ayrıca bkz. Mat.1:1-17; Gal.3:16) İsa Mesih’le gerçekleşecektir. Tanrı günahı sadece (tufan gibi) cezalandırmakla veya (Babil’deki gibi) engellemekle kalmayacak, Mesih’in kefareti sayesinde Mesih’e iman edenlerin günahını bağış layacak ve günahın onların üzerindeki egemenliğini ortadan kaldıracaktır. Tanrı ile Avram arasındaki ilişki, Tanrı ile İsrail halkı arasındaki ilişkiyi yansıtır.
11:27 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not.
11:28 Kildaniler’in Bkz. Ezr.5:12; Eyü.1:17’ye ait notlar. Kildaniler’in Ur Kenti’nde Kent muhtemelen Kuzey Mezopotamya’da, Irak’ın güneyinde Fırat Irmağı civarındaydı. Bölgede yapılan arkeolojik bulgular, bölgeninAvram’dan önce bile yüksek düzeyde kültüre sahip bir medeniyetin izlerini taşıdığını gösterir.
11:30 Saray kısırdı Avram’ın eşinin kısır olması (bkz. Yar.15:2-3; Yar.17:17) Tanrı halkının doğaüstü yoldan oluşacağının göstergesidir. Tanrı yeni bir halk yaratmaktadır.
11:31 Harran’a gidip Harran İÖ 19. yüzyılda zengin bir kervan kentiydi. İÖ 18. yüzyılda Amorlular’ın yönetimi altındaydı (bkz. Yar.10:15-18’e ait not).
12:1 İbrahim RAB’den bu çağrıyı Ur Kenti’ndeyken aldıktan sonra (bkz. Elç.7:2-3) oradan ayrılıp Harran’a gider, babasının ölümünün ardından da Tanrı’nın buyruğuna uyarak Harran’dan ayrılıp Kenan topraklarına doğru yola çıkar. Bırak... sana göstereceğim Babil’den yeryüzünün dört bucağına dağılan insanlar yerleşik hayata geçmişlerdi; sadece fakirler, savaşta yenilenler, kaçaklar veya mal mülk sahibi olmayanlar göçebe hayatı sürerdi. Bu yüzden Avram’ın, yerleşik hayatını bırakıp Tanrı’nın seçtiği topraklara (tüm yeryüzü yerine, Yar.1:28) gitmesi büyük bir iman göstergesidir (bkz. İbr.11:10 ve İbr.11:1-9’a ait not).
12:2-3 Tanrı’nınAvram ile yaptığı antlaşmada verdiği yedi vaat: (1)Avram’ı büyük bir ulus yapacaktır; (2)Avram’ı kutsayacaktır; (3) Avram’a ün kazandıracaktır; (4) Avram bereket kaynağı olacaktır; (5)Avram’ı kutsayanları kutsayacak, (6) lanetleyenleri lanetleyecektir; (7) yeryüzündeki bütün halklar Avram aracılığıyla kutsanacaktır. Bu vaatler farklı şekillerde ve ölçülerdeAvram’a yeniden (Yar.12:7; Yar.15:5-21; Yar.17:4-8; Yar.22:17-18) ve daha sonraları İshak’a (Yar.26:2-4), Yakup’a (Yar.28:13-15; Yar.35:11-12; Yar.46:3) ve Musa’ya (Çık.6:2-8) da verilir. Yar.1-2. bölümlerde Tanrı’nınAdem’e yönelik soy, toprak ve kutsama vaatleri, günahlı Adem soyu yerine İbrahim’in soyuna yönelik ve tüm yeryüzü yerine vaat edilmiş topraklara yönelik olacaktır. Tanrı’nın yaratılışın başlangıcında insan için amaçladıkları, İbrahim’in soyu aracılığıyla gerçekleşecektir. İbrahim’in soyu Kutsal Kitap’ta, hem Yahudi ırkı, yani imanlı olsun olmasın Avram’ın fiziksel soyundan olanlar, hem de Yahudi ırkından olmayan imanlılar, yani Avram’ın ruhsal soyu olarak tanımlanır (krş. Elç.3:12,Elç.3:25; Rom.2:28-29; Rom.4:13-17; Gal.3:8).
12:4 Lut da onunla birlikte gitti Bkz. Yar.13:1,Yar.13:5. Yetmiş beş yaşındaydı Bkz. Yar.25:7; ayrıca bkz. Yar.5:5’e ait not.
12:5 edindikleri uşakları Eski çağda bu hizmetkarların kimi köleydi, kimi de ücretli olarak çalışırdı; hepsi hizmet ettikleri ev halkından sayılırdı (bkz. Yar.14:14; Yar.15:3; Yar.17:12-13; Yar.24:2).
12:6 Şekem’deki Kenan topraklarının merkezinde yer alan bu önemli kent, İsrail’in atalarının döneminde kurulmuştur. More meş esine More, ‘öğretmen’ anlamına gelir. Kenanlılar’ın bu ağaç aracılığıyla ilahlarından rehberlik bekledikleri tahmin edilmektedir. Yar.35:4’te söz edilen ağaç olabilir (ayrıca bkz. Hak.9:6).
12:7 RAB... görünerek Günahlı insan RAB’bi tüm görkemiyle görmeye dayanamayacağı için RAB insanlara kendini değişik yollardan kısmen gösterir (bkz. Çık.33:18-20; Yu.1:18). Sunak Avram’ın yaptığı birçok sunağın ilki (bkz. Yar.12:8; Yar.13:18; Yar.22:9).
12:8 Beytel’in Yeruşalim’in kuzeyinde yer alan bu kent, Tanrı halkının tarihinde önemli bir yere sahiptir (bkz. örn. Yar.28:10-22; Yar.35:1-8; 1Kr.12:26-29).
12:9 Negev’e Beer-Şeva’nın güneyine uzanan çorak alan.
12:10 Ülkedeki şiddetli kıtlık yüzünden... Mısır’a gitti Mısır’ın erzakı bol olurdu, çünkü Nil Irmağı’nın su seviyesi genelde istikrarlıydı.Avram, yiyecek bulmak amacıyla (bkz. Rut.1:1) ama Tanrı’nın yönlendirişi veya onayı olmadan (bkz. Yar.46:3-4; 2Kr.8:1) vaat edilen toprakları terk etmiştir. Kendisiyle bir antlaşma yapmış olan Tanrı’nın, ikisinin de ihtiyaçlarını karşılayabileceğini ve onları koruyabileceğini öğrenmesi gerekiyordu (bkz. Yar.12:3). Bazı yorumculara göre Avram’ın Mısır’a gidişi, yıllar sonra İsrailliler’in Mısır’a gidişlerinin habercisi sayılır.
12:13 ‘onun kız kardeşiyim’ de Firavun, Saray’ın Avram’ın eşi olduğunu bilerek onu haremine almak isteseydi, önceAvram’ı öldürmesi gerekirdi.
12:15 firavunun Bkz. Çık.1:11.
12:16 Eski çağlarda sürülere sahip olmak zenginliğin göstergesiydi (bkz. Yar.13:2). Erkek ve kadın köle Bkz. Yar.12:5’e ait not. Deve Çok sonraki yüzyıllara kadar çok amaçlı kullanılmamış olsalar da (bkz. örn. Hak.6:5), arkeolojik bulgular Avram’ın döneminde develerin evcilleştirilmiş olduğunu doğrular.
13:4 RAB’bi adıyla çağırdı Bkz. Yar.12:8.
13:5-18 Lut’un Avram’dan ayrılıp kendine en iyi görünen toprakları seçmesi, Avram’a vaat edilen kutsamaya ortak olmasını engeller. Lut, Sodom ve Gomora’nın tarihinin bir parçası olurken (bkz. Yar.14:12-16; Yar.19:1-38),Avram, soyunun çoğalıp toprakların tümünü miras alacağıyla ilgili vaadi tekrar alır (bkz. Yar.13:15-17).
13:6 toprak birlikte yaşamalarına el vermedi Servetlerinin büyük kısmı sürülerdi ve Beytel ile Ay Kenti çevresindeki bölgede bu büyük sürülere yetecek kadar otlak ve su yoktu (bkz. Yar.13:10; Yar.26:17-22,Yar.26:32; Yar.36:7).
13:7 Perizliler Kimlikleri tam olarak bilinmemektedir; ancak kent merkezlerinin dışında yaşayan halklardan olduğu tahmin edilir.
13:9 sağa... sola ‘Kuzeye... güneye’ anlamında. Lut hangi tarafı seçerse seçsin,Avram, Tanrı’nın kendisini kutsayarak en uygun toprakları vereceğine güvendiğinden Lut’a ilk seçme hakkını vermiş olmalıdır.
13:10 ova Bu ova ve kentlerin (Yar.13:12), Lut Gölü’nün hemen güneydoğu ve doğusunda oldukları tahmin edilir. Mısır toprakları gibiydi Bol ve verimli su kaynağı sayesinde (bkz. Yar.12:10’a ait not). Sodom ve Gomora Bkz. Yar.18:16-19:29. Sodom ve Gomora adları zamanla, Tanrı’nın kötülüğü ve günahı nasıl cezalandırdığını anlatmakta kullanılageldi.
13:12 Lut... Sodom’a yakın bir yere çadır kurdu Lut, kötülükleriyle ün salan Sodomlular’a yaklaşmakla, ayartılma olasılığını güçlendirmiş oldu (krş. Yar.13:18).
13:14 dikkatle bak Bkz. Yar.13:9 ve ilgili not; Yas.34:1-4.
13:16 toprağın tozu kadar Bkz. örn. Yar.22:17; krş. Yar.28:14; 2Ta.1:9; ayrıca bkz. Say.23:10.
13:18 Hevron’daki Kiryat-Arba (bkz. Yar.23:2’ye ait not). Mamre Kentin adı, muhtemelen Avram’ın yandaşlarından birinin (bkz. Yar.14:13) adını almıştı. meşeliğine Bkz. Yar.12:6’ya ait not. Sunak Bkz. Yar.12:7’ye ait not.
14:1-24 Avram imanla Lut’u kurtararak, vaat edilen toprakları ele geçirmeye çalışan krallara meydan okumuş oldu; böylelikle onların her zaman göz önünde bulunduracakları bir güç olarak ün (bkz. Yar.12:3) ve Tanrı’ya tanıklık etmek için bir fırsat kazandı.
14:1 Şinar Babil. Şinar KralıAmrafel Bir dönem öyle olduğu sanılsa da Babil’in ünlü kralı Hamurabi değildir. Elam Bkz. Yar.10:22’ye ait not. Goyim Sözcük İbranice’de ‘Yahudi olmayan uluslar’ anlamına gelir ve burada muhtemelen genel bir tanımlama olarak kullanılır.
14:3 Lut Gölü Ölü Deniz olarak da bilinir.
14:5-6 Refalılar’ı Oldukça iri yapılı bir halk olarak tanınır (bkz. Yas.3:11). Horlular’ı Eski Ortadoğu’da geniş alanlara yayılmış olan Hurriler oldukları tahmin edilir.
14:7 Eyn-Mişpat’a Yas.32:51’de buraya Merivat-Kadeş denir (bkz. Say.27:14). Kadeş’e Negev’in güneybatısındadır (bkz. Yar.12:9’a ait not); daha sonra buraya Kadeş-Barnea denecektir (bkz. Say.32:8). Amelekliler’in Negev ve Sina yarımadasında yaş ayan kabile halkı. Amorlular’ı Bkz. Yar.10:16’ya ait not.
14:10 Vadisi Dünyada deniz seviyesinden en alçak (yaklaşık 400 m aşağıda) su kütlesi olan Lut Gölü, tepelerin arasında yer alan bir vadidedir. zift çukurlarıyla Günümüzde de Lut Gölü’nün güney ucunda katran birikintileri görülür.
14:13 İbrani Kutsal Kitap’ta İbrani olarak tanıtılan ilk kişidir (bkz. “Ever”, Yar.10:21’e ait not). Kutsal Kitap’ta etnik bir grubu tanımlayan bu terim, genelde İsrailli olmayanlar tarafından alaycı biçimde kullanılırdı (bkz. örn. Yar.39:17). Mamre’nin Bkz. Yar.13:18 ve ilgili not.
14:14 evinde doğup yetişmiş üç yüz on sekiz adamını Avram’ın zenginliğini gösterir. “Yetişmiş adam” teriminin İbranicesi Kutsal Kitap’ta yalnızca bu ayette geçer; çok eski yazıtlarda da görülen buna ilişkin sözcük ‘silahlı hizmetli’ anlamındadır. Dan’a Kuzeydeki bu ünlü kent, hâkimler döneminden sonra bu adı aldı (bkz. Hak.18:29). Bundan önce Layiş veya Leşem diye bilinirdi (bkz. Hak.18:7’ye ait not). Hâkimler dönemi sonrasında okuyucuların daha rahat anlayabilmeleri için ad bu şekilde güncellenmiştir.
14:17 Kral Vadisi Muhtemelen Yeruşalim’in doğusundadır (bkz. 2Sa.18:18).
14:18 kâhini olan Şalem kralı Melkisedek Bkz. İbr.7:1. Eski çağlarda, İsrail dışında, krallık ve kâhinlik görevi genelde tek kişiye aitti. “Melkisedek” adı, ‘kralım doğrudur’ veya ‘doğruluk kralı’ anlamına gelir (bkz. İbr.7:2). “Şalem”, Yeruşalim’in kısaltmış halidir (bkz. Mez.76:2) ve İbranice’de ‘barış, esenlik’ anlamına gelir (bkz. İbr.7:2; ayrıca bkz. Yşu.11:1).
14:20 Avram her şeyin ondalığını Melkisedek’e verdi Kralların hakkı yüzde ondu (bkz. 1Sa.8:15,1Sa.8:17). Avram Melkisedek’e ondalık vererek Melkisedek’in Şalem krallığını ve kâhinliğini kabul ettiğini gösterdi. Melkisedek Yeni Antlaşma’da İsa’nın sonsuz başkâhinliğinin örneği olarak gösterilir (İbr.4:14; İbr.7:11; bkz. Mez.110:4).
14:22-23 sana ait hiçbir şey... almayacağım Krş. 2Kr.5:16.Avram, RAB dışında birine bağlı olmayı reddetti ; verilenleri kabul etseydi, bu Kenanlı krala borçlu ve dolayısıyla bağımlı olacaktı.
15:1-21 RAB bu noktada,Avram’la ilişkisinde ilk defa antlaşma ifadelerini kullanmaya başlar. Avram’ın tereddüdü karşısında Tanrı lütuf göstererek vaadini bir antlaşma yemini ile pekiştirir.
15:1 görüm Tanrı’nın insanlara, özellikle peygamberlere, istediği mesajı (örn. uyarı, vaat, peygamberlik sözü, öğreti içeren) verebilmek için kullandığı yollardan biridir. Görümler, çoğunlukla bildiriyle sonuçlanır (örn. Ova.1; Mik.1:1; Nah.1:1; Mal.1:1). Görümlerin, ya görsel (Elç. 10. bölümdeki gibi) ya da işitsel (peygamberlerin çoğunda olduğu gibi) olarak verildiği görülür (ayrıca bkz. Bilgi Kutusu: Vahiy, s.1653; Elç.16:9’a ait not). senin kalkanın benim Kalkan, RAB’bin Avram’ın kralı olduğunu gösteriyor (bkz. örn. Yas.33:29; 2Sa.22:3; Mez.7:10; Mez.84:9). Ödülün çok büyük olacak TanrıAvram’ın en büyük hazinesiydi (krş. Yas.10:9).
15:2 Şamlı Eliezer’e Bkz. Yar.12:5. Yar.24:2’de adı verilmeyen “her şeyden sorumlu uşak” olabilir.
15:3-4 Başka birçok belgenin yanı sıra Kerkük dolaylarında keşfedilen Nuzi belgelerinde de kaydedildiği gibi, çocuğu olmayan bir adam kendi hizmetçilerinden birini evlat edinip mal varlığının varisi yapabilirdi.
15:5 yıldızları sayabilir misin? Bkz. Yar.22:17. işte soyun o kadar çokolacak Bu vaat önce İsrailliler Mısır’a yerleştiklerinde (bkz. Çık.1. bölüm; ayrıca bkz. Yar.1:10; İbr.11:12), nihai olarak da Mesih’e iman etmiş olan herkesinAvram’ın soyundan sayılmasıyla (bkz. Gal.3:29) gerçekleşmiştir.
15:6 Krş. Rom.4:11. İman, her dönemde, Tanrı’nın o ana kadar vermiş olduğu vaatlere güvenmek demektir. Bu ayet, aklanmanın sadece ve sadece imanla gerçekleşebildiğinin kanıtı olarak Yeni Antlaşma’da kullanılır (bkz. Rom.4:3,Rom.4:9; Gal.3:6; İbr.11:7; Yak.2:23; krş. Hab.2:4 ve ilgili not ; ayrıca bkz. Mat.1:19’a ait not).
15:7 seni çıkaran RAB benim Eski kraliyet antlaşmaları genellikle buradaki gibi, kralın kendini tanıtması ve geçmişi kısaca anmasıyla başlardı (bkz. Çık.2 Yar.0:2).
15:8 nasıl bileceğim? Krş. Luk.1:18.Avram, Tanrı’nın verdiği oğul vaadine iman eder (Luk.15:6) ama toprak vaadi için güvence ister.
15:9-12 Tanrı’nınAvram ile yaptığı antlaşma, eski Ortadoğu’da toprak alıp vermekle ilgili kraliyet antlaşmalarına benzer.Avram ve soyuna o toprakların verileceğine dair ebedi ve koşulsuz tanrısal ant söz konusudur (1Ta.16:14-18; Mez.105:8-11).
15:13 yabancı bir ülkede, gurbette Mısır’da (bkz. Yar.46:3-4). Dört yüz yıl Sayı yuvarlanmıştır. Çık.12:40’ta İsrailliler’in Mısır’da dört yüz otuz yıl geçirdiği belirtilir.
15:15 Bu sözlerin Yar.25:8’de anlatılanlarla gerçekleştiği görülür.
15:16 dördüncü kuşağı “Kuşak” (yasal açıdan) ilk oğlun doğumuyla başlar; burada yüz yıllık bir süreden söz edilmektedir (bkz. Yar.21:5). Amorlular’ın yaptığı kötülükler henüz doruğa varmadı Tanrı, kötü Kenanlılar’ı bile hemen cezalandırmamıştı. Kenanlılar’ın ne kadar günah içinde yaşadığı, arkeolojik bulgularda ve Suriye’nin kuzeyinde Ras Şamra’da (eski Ugarit) keşfedilen kendi edebi metinlerinde görülür. Çok tanrılı ibadetlerine putperestlik, dinsel fahişelik, büyücülük ve bazen çocuk kurban etmek de dâhildi (krş. Yas.18:9-12).
15:17 dumanlı bir mangalla alevli bir meşale Ateş genelde Tanrı’nın varlığını simgelemek için kullanılır (bkz. Çık.3:2; Çık.14:24; Çık.19:18; 1Kr.18:38; Elç.2:3-4). Parçaların arasından geçti Eski dönemlerde antlaşmayı yapan iki taraf, kesilerek iki parçaya ayrılan hayvanın arasından geçerek antlaşmayı onayladığını beyan ederdi (bkz. Yer.34:18-19). Tanrı, parçaların arasından tek başına geçmekle antlaşmayı yerine getirmekteki tek taraflı sorumluluğunu gösterir. Bazı yorumcular bu hareketi bağlayıcı bir yemin olarak görür. Tanrı, toprak vaadi konusunda koşulsuz ve tek taraflı bir antlaşma yaparak Avram’ın beklediği güvenceyi vermektedir (bkz. Yar.9:9-10’a ait not).
15:18-21 Benzer bir liste Yar.10:15-18’de de bulunur (ayrıca bkz. Çık.3:8,Çık.3:17; Çık.13:5; Çık.23:23; Çık.33:2; Çık.34:11; Say.13:29; Yas.7:1; Yas.20:17; Yşu.3:10; Yşu.9:1; Yşu.11:3; Yşu.12:8; Yşu.24:11; Hak.3:5). Mısır Irmağı’ndan Muhtemelen Sina yarımadasının kuzeydoğusunda bulunan, bugünkü El-Ariş Vadisi. Fırat Irmağı’na Asya’nın batısında bulunan en uzun ırmaktır (yaklaşık 1,800 km). bu toprakları... senin soyuna vereceğim RAB bu vaadini Yeşu döneminde yerine getirmeye başlayacaktır (bkz. Yşu.1:2-9; Yşu.21:43; ayrıca bkz. Hak.1-2; 1Kr.4:20-21).
16:1-16 Tanrı’ya güvensizlik, O’nun vaat ettiği ama henüz vermediği kutsamayı edinmek için kişinin çabalaması olarak kendini gösterir.
16:1 çocuk vermemişti Bkz. Yar.11:30’a ait not. Mısırlı İbrahim Hacer’i Mısır’dayken almış olmalıdır (bkz. Yar.12:10-20).
16:2 RAB çocuk sahibi olmamı engelledi RAB İbrahim’e soyunun büyüyeceğiyle ilgili vaadi vereli uzunca bir süre geçmiştir (krş. Yar.15:4). Sabırsızlanan Saray RAB’bin bu vaadi gerçekleştirmeyeceğini ima eder (bkz. Yar.16:3). Cariyemle yat Saray’ın kısırlığına kendi başına çözüm getirme çabası,Avram’ın kendini koruma çabasına benzerdir (bkz. Yar.12:10 ve ilgili not). Erkek varisin doğumunu kesinleştirmek için uygulanan bu eski gelenekten, eski Asur evlilik antlaşmalarında, Hamurabi’nin yasalarında ve Nuzi yazıtlarında da (bkz. Yar.15:3-4’a ait not) söz edilir.
16:3 on yıl Avram seksen beş yaşındadır (bkz. Yar.12:4; Yar.16:16).
16:4 hanımını küçük görmeye başladı Krş. 1Sa.1:6; Özd.30:23.
16:7 RAB’bin bir meleği Bu melek, hem ulağa hem de RAB’be özgü niteliklere sahip olduğu için (bkz. Yar.19:1,Yar.19:21; Yar.31:11,Yar.31:13; Çık.3:2,Çık.3:4; Hak.2:1-5; Hak.6:11-12,Hak.6:14; Hak.13:3,Hak.13:6,Hak.13:8-11,Hak.13:13,Hak.13:15-17,Hak.13:20-23; Zek.3:1-6; Zek.12:8) Mesih’in beden almadan önceki bir görünümü olabilir. Ancak Tanrı’yı temsil eden haberci olarak melek, kendisini gönderenin adına konuşmuş ve dolayısıyla O’nunla özdeşleştirilmiş olabilir (özellikle bkz. Yar.19:21; krş. Yar.18:2,Yar.18:22; Yar.19:2).
16:10 Bkz. Yar.17:20; Yar.25:13-16.
16:11 İsmail ‘Tanrı işitir’ anlamına gelir (bkz. Yar.17:20).
16:12 yaban eşeğine İsmail, Ortadoğu’nun bozkırlarında yaş ayan bu hayvan gibi çöllerde dolaşacaktı (bkz. Eyü.24:5; Hoş.8:9). çekişme Saray ile Hacer arasındaki çekişme (bkz. Yar.16:4-6) soyları arasında da görülecektir (bkz. Yar.25:18; krş. Yar.3:15). Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak İbranice’den, “Bütün kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşecek” diye de çevrilebilir.
16:13 El-Roi ‘Beni gören Tanrı’ anlamına gelir.
16:14 Kadeş’le Bkz. Yar.14:7’ya ait not. Beer-Lahay-Roi ‘Tanrı’yı görüp sağ kalanın kuyusu’ anlamına gelir (bkz. Yar.12:7’ye ait not; Yar.32:30; Çık.33:20).
17:1-27 Tanrı,Avram’la antlaşmasını yeniler ve genişletir.Avram ve Saray, Tanrı’nın çocuk vaadini kendi çabalarıyla gerçekleştirmeye çalıştıktan sonra Tanrı Avram’a görünür ve vaadini bir kere daha bildirir. Ancak Tanrı, Avram’ın bu antlaşmanın bereketlerine sahip olması için imandan kaynaklanan itaati göstermesi gerektiğini açıklar.
17:1 doksan dokuz yaşındayken İsmail doğalı on üç yıl olmuştu (bkz. Yar.16:16; Yar.17:24-25). Görünerek Bkz. Yar.12:7’ye ait not. Ben Bkz. Yar.15:7’ye ait not. Her Şeye Gücü Yeten Bu ifadenin İbranicesi (ElŞadday) muhtemelen ‘Dağ olan Tanrı’ anlamına gelir ; ya Tanrı’nın alt edilemez gücünü vurgular ya da Tanrı’nın simgesel evi olarak dağları (bkz. Mez.121:1) kasteder. Tanrı’nın kendini İsrail’in atalarına açıkladığı ilk ad budur (bkz. Çık.6:3). Benim yolumda yürü, kusursuz ol Bkz. Yar.5:22; Yar.6:8-9’a ait notlar.
17:2 antlaşmayı Bkz. Yar.15:4-5.Antlaşmayı başlatan (bkz. Yar.15:18-21), onaylayan ve sürdüren bizzat Tanrı’dır (Yar.17:2,Yar.17:7). soyunu... çoğaltacağım Krş. Yar.1:28 ; Yar.9:7; bkz. Yar.13:16 ve ilgili not; Çık.1:7 ve ilgili not. Tanrı daha önce toprakla ilgili vaadini yerine getireceği konusunda bir antlaşma yapmıştı (15. bölüm); burada antlaşmasına vaat edilen soyu da dâhil ediyor.
17:5 Avram ‘(Tanrı) Yüce Baba’dır’ anlamına gelir. İbrahim İbranice’de “Avraham”, ‘çokların babası’ anlamına gelir. Tanrı, ona bu adı vermekle (bkz. Neh.9:7) onu özel bir şekilde kutsadığını belirtmiş olur (bkz. Yar.1:5, Yar.2:19’a ait notlar).
17:6 uluslar... krallar Aynı vaat Saray’a da verilecek (“Sara” olduktan sonra, Yar.17:16) ve Yakup’la (“İsrail” olduktan sonra, Yar.35:11; bkz. Yar.48:19) yenilenecektir. İbrahim’in soyu için de geçerli olan bu vaat sayesinde, onlar da tıpkı Nuh’un soyu gibi (bkz. 10. bölüm) birçok ulus oluşturacak ve tüm yeryüzüne yayılıp öbür ulusları kutsayacaktır. Rom.4:16-18; Rom.15:8-12; Gal.3:29; Va.7:9 ve Va.21:24 gibi ayetlerde vaadin nihai olarak yerine geldiği görülür.
17:7 sonsuza dek Tanrı antlaşmasına sonsuza dek sadık kalacaktır (Yar.17:13,Yar.17:19) ; İbrahim’in soyundan olan bireyler ise ancak antlaşmaya uydukları sürece antlaşmanın bereketlerini görmeye devam edebileceklerdir (bkz. Yar.17:14; krş. Yşa.24:5). soyunun Tanrısı Tanrı’nın antlaşmada verdiği vaadin özü olan bu ifade EskiAntlaşma’da defalarca tekrarlanır (bkz. örn. Yar.17:8; Yer.24:7; Yer.31:33; Hez.34:30-31; Hoş.2:23; Zek.8:8). Tanrı, halkıyla olan ilişkisinde, onları koruyacağını, gönençlerini sağlayacağını ve gelecekte vereceği bereketlerin kendi teminatında olduğunu vaat eden taraftır (bkz. Yar.15:1).
17:8 toprakları Bkz. Yar.12:7; Yar.15:18-21; Elç.7:5. sonsuza dek mülkünüz Tanrı bu toprakları halkına geri alınamaz bir hak olarak verdiyse de, halk itaatsizlik yüzünden bu hakkı geçici olarak kaybedebilirdi (bkz. Yas.28:62-68; Yas.30:1-10).
17:9 Sen ve soyun Tanrı toprak (bkz. Yar.15:8-21) ve soy vaadi konusunda İbrahim’le yaptığı antlaşmaya sadık kalacağını tekrarladıktan sonra, antlaşmanın bereketlerinden mahrum kalmamasının itaatine bağlı olduğunu vurgular (krş. Yar.17:1; bkz. Yar.18:19; Yar.22:18; Yar.26:4-5).
17:10 sünnet edilecek Bu şekilde İbrahim, kendisini Tanrı’ya adayacağına, RAB’den başka Tanrısı olmayacağına, Tanrı’ya (özellikle soy vaadi konusunda) güvenip hizmet edeceğine dair söz vermiş olacaktır. Bağlayıcı bir yeminin işareti de olabilir. Kimi yerde ‘kendini Tanrı’ya adamak’ anlamında kullanılır (bkz. Yas.10:16; Yas.30:6; Yer.4:4; Yer.6:10’a ait not; Yer.9:25-26; Hez.44:7,Hez.44:9). Sünnet uygulaması başka uluslarda da vardı (bkz. Yer.9:25-26; Hez.32:18-19), ancak İsrail’deki gibi antlaşma amaçlı değildi.
17:11 antlaşmanın belirtisi Bkz. Yar.9:12; Yar.15:17’ye ait not. Sünnet, İbrahim’in imanı karşılığında (Yar.15:6) Tanrı’nın onunla yaptığı antlaşmanın işaretiydi (Yar.15:7-21). Rom.4:11’de, Pavlus antlaşma belirtisinin bu anlamını vurgular.
17:12 Bkz. İshak, Yar.21:4; Elç.7:8; Yahya, Luk.1:59; İsa, Luk.2:21; Pavlus, Flp.3:5. İbrahim sünnet olduğunda doksan dokuz yaşındaydı (bkz. Yar.17:24).
17:14 halkının arasından atılacak Bkz. Yar.17:10; krş. Çık.12:15 ve ilgili notlar.
17:15 Saray... Sara Her iki ad da ‘prenses’ anlamına gelir. Yeni adı, ulusların ve kralların anası olacağını (bkz. Yar.17:16), Tanrı’nın tasarısı doğrultusunda bu şekilde görevlendirildiğini vurgular (bkz. Yar.17:5’e ait not).
17:16 oğul vereceğim Bu vaat İshak’la gerçekleşecektir (bkz. Yar.21:2-3).
17:17 güldü Bkz. Yar.17:19’a ait not; ayrıca bkz. Yar.18:12-15; Yar.21:6; krş. Rom.4:19-21.
17:19 İshak ‘Güler’ anlamına gelir.
17:20 soyunu Bkz. Yar.13:16’ya ait not. On iki beyin babası Yar.25:16’da bu vaadin gerçekleştiği görülür.
17:21 Elçi Pavlus, Tanrı’nın lütufla kurtardığını vurgulamak amacıyla, İsmail yerine İshak’ın seçilmesini örnek gösterir (Rom.9:6-13). Gelecek yıl bu zaman Bkz. Yar.21:1.
18:2 üç adamın RAB, vermek üzere olduğu cezayı İbrahim’e bildirmek üzere melekleriyle birlikte görünür (bkz. Yar.18:1,Yar.18:13,Yar.18:17, 20,22,26,33; Yar.19:1; ayrıca bkz. Yar.16:7’ye ait not). Koştu Ortadoğu’nun geleneksel konukseverlik göstergesi (krş. Hak.6:18-19; Hak.13:15-16; İbr.13:2).
18:10 Bkz. Yar.17:21. İshak’ın doğumuyla ilgili bu vaat (Yar.18:14) Rom.9:9’da tekrarlanır ve İbrahim’in ruhsal soyu ile bağdaştırılır (Rom.9:7-8).
18:12 gülerek Krş. Yar.17:17’ye ait not.
18:14 RAB için olanaksız bir şey var mı? Sara gibi, onun soyundan olan Meryem ve Elizabet de Tanrı’nın mucizesiyle çocuk sahibi olacaklardır (bkz. Luk.1:34-37; krş. Yer.32:17,Yer.32:27; Mat.19:26; Ef.3:20).
18:16 Sodom’a Bkz. Yar.10:19 ve Yar.13:10’a ait notlar.
18:17 İbrahim, Tanrı’nın dostu olarak tanımlanır (bkz. Yar.18:19; 2Ta.20:7; Yak.2:23; Yşa.41:8). Tanrı hem onunla (Yşa.18:10) hem de vadideki kötü halkla (Yşa.18:20-21) ilgili yapacaklarını açıklayarak İbrahim’e, Sodom ve Gomora’daki doğru kişiler için aracılık etme fırsatını verir. Böylece İbrahim, antlaşma kutsamalarından birini gerçekleştirmiş olur (bkz. Yar.12:2-3’e ait not).
18:18 büyük ve güçlü bir ulus... onun aracılığıyla kutsanacak Bkz. Yar.12:2-3’e ait not.
18:20 büyük suçlama İbranice’den, “Sodom ve Gomora haykırış dolu” diye de çevrilebilir. İşlenen günahların büyüklüğünden kentlerin bile “haykırdığı” ifade edilir (krş. Habil’in kanı, Yar.4:10 ve ilgili not). Gomora Bkz. Yar.10:19 ve Yar.13:10’a ait notlar.
18:21 Bu ayet mecazi dille her şeyden üstün RAB’bin dünyadakilerle ne kadar ilgilendiğini, bu dünyada etkin olmak istediğini gösteriyor. Burada söz edilen ‘yukarıdan inme’ ifadesi, Kutsal Kitap boyunca Tanrı’nın verdiği vahye, sergilediği güce ve vereceği cezalara dikkat çekmek için kullanılır. Nihai olarak bu hareket Tanrı Oğlu’nun yeryüzüne gelişiyle görülür (bkz. Mik.1:12; 1Kr.18:38; Çık.3:8; Yu.3:14-38).
18:22 İbrahim RAB’bin huzurunda kaldı Bazı eski İbrani din bilginlerine göre bu ifade, “RAB İbrahim’in önünde kaldı” diye çevrilmelidir.
18:23 İbrahim, ikinci kez Sodom ve oradaki akrabaları için aracılık ediyor (bkz. Yar.14:14-16).
18:25 Bütün dünyayı yargılayan İbrahim, Tanrı’nın adaletine güvenerek yalvarışta bulunur (bkz. Yas.32:4).
18:27 İbrahim, duası boyunca (Yar.18:30-32) O’na ‘Rab’ (Adonay) diye hitap etti. ‘Bütün dünyanın hâkimi’ olan Tanrı’ya yalvarıyordu. Toz ve külüm Bkz. Eyü.30:19; Eyü.42:6.
18:32 bir kez daha İbrahim’in Yar.18:23-32’deki soruları, pazarlık etme gayreti gibi görünse de, akrabalarına olan sevgisinden ve Tanrı’nın lütufkar olduğuna duyduğu güvenden kaynaklanıyordu. On kişinin İbrahim’in Sodom’da olduğunu umduğu doğru kişilerin sayısı ; Lut, eşi, iki oğlu (bkz. Yar.19:12), evli olan iki kızı ve eşleri (bkz. Yar.19:14) ve evli olmayan iki kızı (bkz. Yar.19:8).
18:33 çadırına Mamre’ye (bkz. Yar.18:1). Ertesi sabah İbrahim, neler olduğunu görmek için Tanrı’yla konuştuğu bu yere tekrar gelecektir (bkz. Yar.19:27).
19:1-3 Bkz. Yar.18:2’ye ait not.
19:1 İki melek Bkz. Yar.16:7 ve Yar.18:2’ye ait notlar. Lut kentin kapısında oturuyordu Lut büyük olasılıkla Sodom’daki ihtiyar heyetinin bir üyesiydi, çünkü kent kapısı yasal konuların konuşulup karara bağlandığı idari ve adli merkez işlevini görüyordu (bkz. Rut.4:1-12 ve ilgili notlar).
19:4-9 Bkz. Hak.19:22-25.
19:5 yatalım Sodom’da eşcinsel ilişkiler oldukça yaygın ve göz önündeydi (bkz. Yah.7).
19:8 çatımın altına geldiler Eski Ortadoğu geleneğine göre, ev sahibinin ne pahasına olursa olsun konuğunu koruması gerekirdi (krş. Hak.4:18; bkz. 2Pe.2:7’ye ait not).
19:9 Adam buraya dışarıdan geldi, şimdi yargıçlık taslıyor! Yüzyıllar sonra Musa da yabancı muamelesi görüp bu şekilde davranmakla suçlanacaktı (bkz. Çık.2:14; Elç.7:27).
19:13 burayı yok edeceğiz Bkz. Yşa.3:9; Yer.23:24; Ağı.4:6; Sef.2:8-9; 2Pe.2:6; Yah.7.
19:16 ağır davrandı Muhtemelen mallarını ve oradaki rahat yaş amı terk etmekte tereddüt ediyordu (krş. Yar.12:1-4). RAB ona acıdı Kurtuluşa kavuşmak insanların doğruluğuna değil, Tanrı’nın merhametine bağlıdır (krş. Tit.3:5). Lut’la karısının ve iki kızının elinden tutup Sodom’u kurtarmak için gerekli olan ‘doğru’ kişi sayısı ondu (bkz. Yar.18:32), ancak sadece dört ‘doğru’ kişi vardı.
19:22 Soar ‘Küçük’ anlamına gelir.
19:26 Lut’un karısının bu tereddüdü ve itaatsizliği (bkz. Yar.19:17) sonraki nesillerde özdeyiş olarak anılır oldu (bkz. Luk.17:32).
19:29 Tanrı... İbrahim’i anımsamış Bkz. Yar.8:1’e ait not; krş. Yar.18:23-32.
19:33 Lut’un, ahlaksızlığıyla tanınan bir kent olan Sodom yakınlarına taşınmasının bir sonucu. Buradaki eylemin asıl sorumlusu kendisidir (bkz. Yar.13:10-12 ve ilgili notlar).
19:36-38 Moavlılar veAmmonlular (bkz. Yas.2:9,Yas.2:19), İbrahim soyunun amansız düşmanları haline gelen iki ulus olacaktır (bkz. örn. 1Sa.14:47; 2Ta.20:1).
20:1-18 Bkz. Yar.12:10-20 ve ilgili notlar.
20:1 Negev’e Bkz. Yar.12:9’a ait not. Kadeş ve Sur kentlerinin arasına Bkz. Yar.14:7; Yar.16:7. Gerar’da Filist bölgesinin sınırında, Akdeniz’e yakın olan Gazze ile Kuzey Negev’deki Beer-Şeva’nın ortasında yer alan bölgedir.
20:2 Avimelek Sonraki yıllarda Filist kralı olan Avimelek’in babası veya dedesi olabilir (bkz. Yar.26:1).
20:3 düşünde Tanrı, vaat ettiği soyun annesini korumak için bir kere daha müdahale eder. EskiAntlaşma’da Tanrı’nın rüya aracılığıyla vahiy verdiği sıklıkla görülür (bkz. Yar.28:12; Yar.31:10-11; Yar.37:5-9; Yar.40:5; Yar.41:1; Say.12:6; Hak.7:13; 1Kr.3:5; Dan.2:3; Dan.4:5; Dan.7:1).
20:7 peygamberdir Bkz. Yar.18:17’e ait not. İbrahim bu unvanı taşı yan ilk kişidir.
20:9 büyük günaha Burada zina anlamına gelir (bkz. Yar.20:2-3,Yar.20:6), ancak İbranice’de aynı ifadenin kullanıldığı öbür ayetlerde “ruhsal zina” sayılan putperestlik kastedilmektedir (Çık.32:21,Çık.32:30-31; 2Kr.17:21; bkz. Hoş.1:2 ve ilgili not). Putperestlik, Tanrı’nın halkıyla yaptığı antlaşmaya sadakatsizliktir.
20:11 Tanrı korkusu “Korku” ifadesi, Tanrı’ya saygıyla güvenme ve O’nun sözüne kararlılıkla itaat etme anlamı taşır (bkz. Mez.34:8-14 ve ilgili not; Özd.1:7 ve ilgili not; krş. Yar.20:8).
20:12 İbrahim’in gerekçesi, doğruluk payı taşıyor olmasına karşın, aldatma amacı güttüğü için bir günahtı.
21:1 Bkz. Gal.4:22-23,Gal.4:28. Tanrı’nın, antlaşma soyunu devam ettireceğini vaat ettiği oğul artık doğacaktır (Gal.17:21).
21:4 Bkz. Yar.17:10,Yar.17:12’ye ait notlar.
21:5 Vaadin gerçekleşmesiyle (bkz. Yar.17:16) İbrahim yüz yaşı nda baba olur (bkz. Yar.17:17).
21:6 güldürdü... gülecek Bkz. Yar.17:17’ye ait not.
21:8 sütten kesildiği gün Eski Ortadoğu’da çocuklar ancak iki üç yaşlarında sütten kesilirdi.
21:9 alay ettiğini İbranice’den, “oyun oynadığını” diye de çevrilebilir. İsmail o sıralar ergenlik çağındaydı (bkz. Yar.16:15-16). Sara, İsmail’i asıl mirasçı olan İshak için bir tehdit olarak görüyordu (Yar.21:10).
21:10 Bu cariyeyle oğlunu kov Bkz. Gal.4:21-31. Onların kovulmasıyla İsmail mirastan mahrum kalacaktır.
21:11 Bu İbrahim’i çok üzdü İbrahim hem sevgiden hem de gelenekten ötürü üzüntü duydu. Geleneklere göre (Nuzi tabletlerinde de yer alır), yasal konumu zaten zayıf olan bir cariyenin oğlunun keyfi olarak kovulamayacağını biliyordu.
21:12 Tanrı hem İshak’ın hem de İsmail’in büyük bir ulus haline geleceğini vaat eder (krş. Yar.15:4). Senin soyun İshak’la sürecektir Bkz. Yar.17:19; Yar.22:18; ayrıca bkz. Rom.9:6-8; İbr.11:17-19.
21:14 sabah erkenden Bkz. Yar.12:4’e ait not. Beer-Şeva Bkz. Yar.21:31’e ait not.
21:15 bir çalının Bkz. Yar.21:33’e ait not.
21:17 Tanrı... sesini duydu... Tanrı çocuğun sesini duydu Bkz. Yar.16:11’e ait not. ‘İsmail’ adıyla yapılan bir sözcük oyunu (bkz. Yar.17:20).
21:21 Paran Çölü’nde Sina Dağı’nın kuzeyinde.
21:22 Avimelek’le Bkz. Yar.20:2 ve ilgili not. Fikol Ya aile adıdır ya da resmi bir unvandır ; yaklaşık altmış yıl sonra (Yar.25:26) benzer bir bağlamda tekrar geçer (Yar.26:26).
21:23 Antlaşma yapılırken sıklıkla kullanılan ifadelerdir (bkz. Yar.21:27,Yar.21:32). Buradaki ‘iyi’ ifadesi dostane bir yaklaşımı kasteder (krş. Yar.21:27; Yar.20:14). Bu tür antlaşmalarda daima antlar, yeminler olurdu.
21:27 Bunun İbrahim’in o bölgede güvende olmasını sağlayan geleneksel bir antlaşma olduğu tahmin edilir (bkz. Yar.15:10).
21:30 Antlaşma yaparken (veya benzeri önemli durumlarda) olayı hatırlatacak kanıt veya tanık olması sağlanır (bkz. Yar.31:48,Yar.31:52; Yas.4:26; Yas.30:19; Yas.31:19,Yas.31:26; Yas.32:1; Yşu.22:27-28; Yşu.24:27; 1Sa.6:18) ve gerekli olduğunda bunlara başvurulurdu (bkz. Mez.50:1 ve ilgili not; Yşa.1:2).
21:31 Beer-Şeva... çünkü ikisi orada ant içmişlerdi Yerin adı ‘ant kuyusu’ anlamına gelir (bkz. bu adla ilgili benzer bir sözcük oyunu, Yar.26:33). Kuzey Negev’de önemli bir kent olan Beer-Şeva, sonraki yıllarda İsrail Krallığı’nın güney sınırını oluşturacaktır (bkz. örn. 2Sa.17:11).
21:32 Filist yöresine Bkz. Yar.11:13-14’e ait not.
21:33 ı lgın Kurak alanlarda yetişen çalı tipi küçük ağaç. Bol yapraklı dalları sayesinde iyi bir gölgelik sağlar. Hacer’in 15. ayette İsmail’i altına yatırdığı çalı muhtemelen bir ılgın ağacıydı.
22:1-19 Tanrı İbrahim’in imanını onu en çok zorlayacak şekilde dener ve antlaşmada verdiği vaatleri son defa ant ile onaylar (Yar.22:15-18). Bundan sonra İbrahim geleceği için bir düzen kurar: vaat edilen topraklarda Sara ve kendisi için mezar olabilecek bir alan satın alır (23.bölüm), İshak için uygun bir eş bulur (24.bölüm) ve soyu arasında mirasını paylaştırır (Yar.25:1-6).
22:1 Daha sonra Yar.21:34’te de ima edildiği üzere İshak artık ergenlik çağındadır. denedi Şeytan insanı günaha düşmesi için ayartır (bkz. 1Ko.7:5); ancak Tanrı insanı, imanını onaylamak (Çık.20:20) ve adanmışlığını veya karakterini ortaya çıkarmak (Yas.8:2) amacıyla dener (bkz. Mat.4:1’e ait not). Buradayım İbrahim, Tanrı’nın sözlerini işitmeye ve itaat etmeye hazır bir hizmetkâr olarak cevap verir (bkz. Musa, Çık.3:4; Samuel, 1Sa.3:4, 6,8).
22:2 İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu İbranice metinde “İshak” sözcüğü “sevdiğin” ifadesinden sonra gelir ve vurgusu bu şekildedir: “oğlunu, sevdiğini, biricik oğlun İshak’ı”. İshak’ın ‘biricik’ olması, Tanrı’nın vaadi sonucu doğmasından kaynaklanır (Yar.21:12). Moriya bölgesine Tarihler kitaplarında bu bölge, Yeruşalim’deki tapınağın tepesi olarak tanımlanır (2Ta.3:1). Günümüzde Moriya tepesinde, İS 691 yılında inşa edilen Hz. Ömer Camii bulunmaktadır. Bu büyük kayanın bir bölümü yapının içindedir ve İshak’ın kurban edilmek üzere olduğu kaya olarak kabul edilir. Yakmalık sunu İbrahim antlaşma aracılığıyla kendini, sünnet aracılığıyla da oğlunu Tanrı’ya adamıştı. RAB İbrahim’den, İshak’tan ve onun da soyundan olanlardan beklediği adanmayı görmek için hizmetkârının sadakatini en üst düzeyde sınar. Bu deneme ayrıca, İbrahim’in soyundan gelecek bir başka kişinin sunacağı kusursuz kurbanın bir habercisidir (bkz. Yar.22:16’ya ait not). İsa Mesih, antlaşma vaatlerini yerine getirmek ve İbrahim ile (ruhsal ve bedensel) soyunu Tanrı’ya adamak üzere kurban olacaktır (bkz. Gal.3:13-14 ve ilgili not).
22:3 sabah erkenden Bkz. Yar.12:4’e ait not.
22:4 Beer-Şeva ile (Yar.22:19) Moriya bölgesi arası yolculuk (Yeruşalim; bkz. Yar.22:2 ve ilgili not) yaklaşık 75 km’ydi.
22:5 oğlumla İbranicesi, erkek çocuk (Çık.2:6) veya askerlik yaşı ndaki bir delikanlı anlamına gelir (bkz. 1Ta.12:28). döneceğiz İbrahim’in imanı (Rom.4:11), vaadin gerçekleşmesi için gerekli olacak dirilişi de kapsıyordu (İbr.11:19).
22:8 kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak İbrahim’in bu güven dolu cevabı Tanrı’nın sağlayacağı koçla gerçek olacaktır (Yar.22:13).
22:11 RAB’bin meleği Bkz. Yar.16:7’ye ait not. İbrahim! İbrahim! Bkz. Yar.46:2; Çık.3:4; 1Sa.3:10; Elç.9:4. Buradayım Bkz. Yar.22:1’e ait not.
22:12 Tanrı’dan korktuğunu Bkz. Yar.20:11’e ait not. Biricik oğlunu benden esirgemedin Bkz. Yar.22:16; Yak.2:21-22. İbrahim’in adanmışlığı Tanrı’nın insana duyduğu sevgiye benzer (bkz. Yu.3:16; Rom.8:32); Tanrı bunu biricik oğlu Mesih’i fidye olarak sunmasıyla gösterir.
22:13 yerine Tanrı, İshak’ın ölmemesi için bir koç sağladığı gibi, insanların günahlarından ötürü ebedi ölüme mahkum olmaması için de biricik Oğlu İsa Mesih’i günahlı insanların yerine kurban olarak sundu (Mar.10:45).
22:14 RAB sağlar İbranicesi “Yahve Yire”dir. İbrahim, duasına Tanrı’nın verdiği cevabı (Yar.22:8) bu şekilde hatırlar. “Sağlar” olarak çevrilen İbranice fiil, Yar.16:13-14’te “gören” olarak çevrilmiştir (bkz. Yar.16:13-14’a ait notlar). Tanrı hem İsmail’i hem de İshak’ı ölümden kurtarmıştır. RAB’bin dağında Bu tanımlama, İsrail (kuzey) Krallığı döneminde Yeruşalim’deki tapınağın bulunduğu dağ için kullanılmaya başlanacaktır (bkz. Mez.24:3; Yşa.2:3; Yşa.30:29; Zek.8:3).
22:16 biricik oğlunu esirgemediğin için İbrahim’in bu eylemdeki itaati, Tanrı’nın Mesih aracılığıyla insana gösterdiği ebedi sevgisine benzer (krş. Yu.3:16; Rom.8:3 2; 1 Yu.4:7-11). kendi üzerime ant içiyorum Tanrı’nın ant içebileceği daha üstün bir ad yoktur (bkz. İbr.6:13).
22:17 soyunu göklerin yıldızları kadar Bkz. Yar.13:16; Yar.15:5 ve ilgili notlar. Kıyıların kumu kadar çoğaltacağım Süleyman’ın krallığı sırasında bu vaat kısmen gerçekleşecektir (1Kr.4:20).
22:18 yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak Bkz. Yar.12:2-3’e ait not. çünkü sözümü dinledin Bkz. Yar.17:9’a ait not.
23:1-20 İbrahim’in imanla Sara ve kendisinin gömüleceği toprağı alması, Tanrı’nın vaadi uyarınca Kenan topraklarını kendi anavatanı olarak kabul ettiğini gösterir.
23:2 Kiryat-Arba ‘Arba kenti’ anlamına gelir (Arba, Hevron bölgesinde bulunan bir oymağın ileri gelenlerindendi; bkz. Yşu.14:15). Aynı zamanda ‘dördün kenti’ anlamına da gelir; bu durumda Anak (bkz. Yşu.15:13-14; Yşu.21:11) ve üç oğlunun (bkz. Hak.1:10,Hak.1:20) yaşadığı kentten söz edilmektedir.
23:3 Hititler’e Bkz. Yar.10:15-18’e ait not. Anlaşılan o dönemde Hevron bölgesine hâkimdiler.
23:4 konuk ve yabancıyım Sonraları İsrailliler de kendilerinden söz ederken bu ve benzeri terimleri sıkça kullanacaklardı (bkz. 1Ta.29:15; Mez.39:12; ayrıca bkz. İbr.11:13).
23:9 Makpela Mağarası’nı Geleneksel inanışa göre İbrahim, Sara, İshak, Rebeka, Yakup ve Lea’nın mezarları (bkz. Yar.23:19; Yar.25:8-10; Yar.49:30-31; Yar.50:12-13), bugünkü Hevron’daki Hz. İbrahim Camii’nin altındaki bu mağaradadır. Tarlasının dibindeki Hitit yasalarına göre, mal sahibi topraklarının sadece bir kısmını sattığı nda, ilk ve tek toprak sahibi olan kişi, tüm toprağın vergisini ödemeye devam etmek durumundaydı; ancak mal sahibi tüm toprağını satarsa, toprağın yeni sahibi tüm vergiyi öderdi.
23:10 Kent kapısında Bkz. Yar.23:18; ayrıca bkz. Yar.19:1’e ait not; Rut.4:1’e ait not.
23:14-15 aramızda dört yüz şekel gümüşün sözü olur mu? Tarla için yaklaşık 4. 5 kg. gümüş fahiş bir fiyattı (bkz. örn. Yer.32:9). Efron, yas tutmakta olan İbrahim’in bir an önce Sara’yı gömeceği bir yer bulması gerektiğinin farkındaydı; bunu fırsat bilerek İbrahim’i tüm tarlayı satın almaya ikna edip böylelikle muhtemelen vergi yükünden kurtulmaya çalışıyordu (bkz. Yar.23:9’a ait not).
23:16 tüccarların ağırlık ölçülerine Yüzyıllar sonra krallık döneminde belirlenenlere kıyasla (bkz. 2Sa.14:26) bu ölçüler daha değişken ve daha az güvenilirdi.
23:19 karısı Sara’yı Kenan ülkesinde... gömdü O kültürde insanlar atalarıyla birlikte (bkz. Yar.25:8’e ait not) kendi topraklarında gömülmek isterdi. İbrahim, bu toprağı satın almakla Tanrı’nın vaadine olan adanmışlığını gösterdi. Artık yeni memleketi Kenan’dı.
24:1-67 Toprakları miras alacak soya uygun bir “anne” sağlaması için kendisiyle antlaşma yapmış olan Tanrı’ya güvenen İbrahim, İshak’a uygun bir eş alır (bkz. Yar.23:6-7).
24:2 her şeyden sorumlu uşağına Muhtemelen Şamlı Eliezer (bkz. Yar.15:2’ye ait not). Elini uyluğumun altına koy Üreme organının yakınına. Bu davranış bir andın kesinlikle yerine getirileceğini ifade ediyordu. Uşak İbrahim’in vasiyetini sadakatle yerine getirmeli, İshak da İbrahim’in ve Tanrı’nın kararını kabul etmelidir (ayrıca bkz. Yar.47:29).
24:3 Yerin göğün Tanrısı RAB’bin Bkz. Yar.24:7; krş. Yar.14:22; ayrıca bkz. Yar.1:1’e ait not.
24:4 benim ülkeme Mezopotamya’ya (bkz. Yar.24:10’a ait not).
24:7 bu toprakları senin soyuna vereceğim Yar.12:7’deki vaat tekrarlanır. Meleğini Bkz. Yar.16:7’ye ait not.
24:10 deve Bkz. Yar.12:16’ya ait not. Aram-Naharayim Bkz. Yar.10:22’ye ait not. Aram-Naharayim, daha sonra Grekler’in ‘Mezopotamya’ adını verdiği bölgenin kuzeyindeydi. Nahor’un yaş adığı kente Bkz. Yar.24:15; Yar.11:26. Fırat kenarında eski bir kent olan Mari’de yapılan kazılarda bu kentten söz eden kil tabletler bulunmuştur. Nahor, Harran (bkz. Yar.11:31’e ait not) bölgesindeydi ve İÖ 18. yüzyılda Amorlu bir prens tarafından yönetiliyordu.
24:14 İyilik Muhtemelen Tanrı’nın İbrahim’le antlaşması kastediliyor; Tanrı İshak aracılığıyla büyük bir soy oluşturacağını vaat etmişti (bkz. Yar.17:19; Yar.21:12).
24:15 İbrahim’in kardeşi... oğlu Betuel’in kızı Rebeka Böylece İshak, babasının yeğeninin kızı ile evlenecektir (bkz. Yar.24:48).
24:32-33 Bkz. Yar.18:2’ye ait not.
24:34-49 Uşağın, her şeyi özetleyen anlatımı, eski çağda görülen öykü anlatma sanatının iyi bir örneğidir. Bu anlatımlarla öykünün ayrıntıları dinleyicinin hafızasına iyi bir şekilde yerleşirdi.
24:40 yolunda yürüdüğüm Bkz. Yar.5:22; Yar.6:8-9; Yar.17:1’e ait notlar.
24:53 Rebeka ve ailesine verilen değerli armağanlar, gelin olarak gideceği ailenin zenginliğini gösteriyordu.
24:60 Bkz. Yar.22:17 ve ilgili not.
24:62 Beer-Lahay-Roi’den Bkz. Yar.16:14’e ait not. Negev Bkz. Yar.12:9’a ait not.
24:65 peçesini alıp yüzünü örttü Evli olmadığının göstergesidir (Yar.38:14,Yar.38:19).
24:67 Sara’nın yaşamış olduğu çadıra Damadın annesinin çadırı, genellikle gelin çadırı olurdu (bkz. Mez.19:4-5).
25:1-6 İbrahim servetini son kez paylaştırıyor.
25:1 evlendi Anlatım kronolojik ise İbrahim bu sırada yüz kırk yaşlarında olmalıdır. 1Ta.1:32’de Ketura’dan İbrahim’in ‘cariyesi’ olarak söz edilir.
25:2 çocukları oldu İbrahim gerçekten de birçok ulusun babası olacaktır (Yar.17:4-6; bkz. Yar.17:6’ya ait not).
25:5 sahip olduğu her şeyi İshak’a bıraktı İshak, İbrahim’in eşi Sara’dan olan tek oğuldur (Yar.22:2 ve ilgili not), dolayısıyla İbrahim’in malvarlığının yasal varisidir (krş. Yar.21:10 ve ilgili not).
25:6 cariyelerinin İkinci derece eşler. Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın bunu onayladığını gösteren hiçbir ifade bulunmadığı halde, çok eşlilik eski çağlardaki Tanrı adamları arasında bile yaygındı (bkz. Yar.14:19).Ancak bu tip birlikteliklerin bu kişilere huzurlu ve düzenli bir aile hayatı sağlamadığı, Kutsal Yazılar’daki yaşam öykülerinde açıkça görülmektedir.
25:7 yüz yetmiş beş yıl İbrahim’in vaat edilen topraklarda tam yüz yıl yaşadığı anlaşılmaktadır (bkz. Yar.12:4 ve ilgili not).
25:8 kocamış Bkz. Eyü.42:17. yaşama doymuş Tanrı’nın vaat ettiği üzere (bkz. Yar.15:15).
25:9 İshak’la İsmail Tanrı’nın İbrahim’le yaptığı antlaşmanın ve İbrahim’in malvarlığının (bkz. Yar.25:5’e ait not) varisi olarak önce İshak’ın adı geçer.
25:12-18 İsmail’in soyunun kısa bir özeti. Hem Tanrı’nın Hacer’e (Yar.16:10) ve İbrahim’e (Yar.17:20) verdiği vaatlerin gerçekleşmesi, hem de İsmail’in soyunun İbrahim ve Sara’nın soyundan uzaklaşacağına ilişkin peygamberliğin (Yar.16:12) gerçekleşmesi söz konusudur.
25:12 öyküsü Bkz. Yar.2:4’e ait not.
25:13 İsmail’in oğullarının adları Adların çoğununArapça olması, Araplar’ın İsmail’in soyundan geldiği düşüncesini destekler.
25:16 on iki bey oymakların atalarıydı Bkz. Yar.17:20.
25:18 doğusuna Bkz. Yar.16:12’ye ait not. Bazı uzmanlara göre, sözcük İbranice’de ‘karşısına’ anlamına da geldiğinden, bu sözcük “düşmanca bir şekilde” diye de çevrilebilir (bkz. Yar.25:6).
25:19-35:29 Bkz. Giriş.
25:20 Paddan-Aramlı Aram-Naharayim’in öbür adı (bkz. Yar.24:10).
25:21 karısı kısırdı Tıpkı Sara gibi (bkz. Yar.11:30). Rebeka yirmi yıl boyunca kısır kaldı (Yar.25:20,Yar.25:26). İshak’ın soyu da, tıpkı İbrahim’inki gibi, Tanrı’nın antlaşma vaatlerinin yerine geldiği bir armağandı.
25:22 itişiyordu Yakup ile Esav arasındaki mücadele rahimde başlamıştı (bkz. Yar.25:26).
25:23 büyüğü küçüğüne hizmet edecek Eski çağlardaki ilk oğulluk yasasına göre (krş. Yas.21:15-17 ve ilgili notlar) olağan şartlar altında oğulların küçüğü büyüğüne hizmet ederdi. Tanrı’nın küçük olanı seçmesi, Tanrı halkının doğal veya kültürel gelişiminin ürünü değil, Tanrı’nın insanlar için amaçladıklarının ürünü olduğunu gösterir. Rom.9:10-12’de bu ayetten yapılan alıntılarla Tanrı’nın keyfi bir şekilde değil (Rom.9:14), kendi ebedi amacı doğrultusunda hareket ettiği vurgulanır (Mez.115:3).

Videolar

Luka Girişi

Kitabın Amacı: Luka, daha kitabın başında amacının, İsa'nın yaşamını doğru ve ayrıntılı bir biçimde anlatmak olduğunu açıkça ortaya koyuyor (1:1-4). Luka, Elçilerin İşleri Kitabı'nda da Müjde'nin o çağda bilinen dünyanın merkezi durumundaki Roma'ya kadar nasıl yayıldığını anlatır. O devirde yazarların, yapıtlarını ileri gelen kişilere adamaları bir gelenek haline gelmişti. Nitekim Luka da her iki kitabı, adı Teofilos -«Tanrı'yı seven» anlamında- olan bir kişiye hitaben kaleme almıştır. Kuşkusuz Luka bu adamın kişiliğinde geniş bir kitleye seslenmeyi amaçlamıştır.

Kitabın İçeriği: Kitap, «Rab'bin yolunu hazırlamaya» gelen Vaftizci Yahya'nın1 ve İsa'nın doğumuna ilişkin bilgileri vererek başlıyor. Bundan sonra İsa'nın Müjde'yi duyurduğu, öğretisini yayıp mucizeler yaptığı döneme geçiyor. Daha sonra İsa'nın, giderek artan baskılara rağmen Yeruşalim'e, bile bile ölüme gidişi anlatılıyor. Bunu, İsa'nın dirilişi ve göğe alınışını anlatan bölümler izliyor.

Luka, peygamberlik sözlerini yerine getiren Tanrı'nın, bir kurtarıcı göndermekle insanlık tarihini nasıl yönlendirdiğini vurgular2. Tanrı'nın bu etkinliği, meleklerin gönderilmesi olayında3; Tanrı'nın gökten seslenişinde4; ve özellikle birçok inanlının Kutsal Ruh'la dolması olayında5 açıkça görülüyor. Tanrı'nın gücü, İsa'nın yaptığı mucizelerde de gözle görülür bir şekilde etkindi6. On altı ayrı olayda, belirli hastalıklara yakalanmış kişilerin mucizevi şekilde iyileştirildiğinden söz ediliyor. Bunun yanısıra, İsa'nın bir arada bulunan çok sayıda hastayı iyileştirdiği, kitabın beş ayrı yerinde belirtiliyor.

Luka'nın yaklaşık yüzde kırkı İsa'nın öğretisinden oluşuyor. İsa öğretisinde birçok benzetme kullandı; Luka'da 26 benzetme var. Bunların 16'sı İncil'in öbür kısımlarında yer almaz. İsa'nın bütün öğretisini kısaca özetlemek oldukça güçtür. Şu kadarını söyleyelim ki, İsa Tanrı'nın Egemenliği'ni duyuruyor7. Sözü edilen egemenlik, değer yargıları yönünden tümüyle farklı, insanın yüreğinde etkin olan tanrısal egemenliktir8. İsa'nın kendisi, egemenliği günden güne büyüyen, ikinci gelişinde de bu egemenliği tümüyle gerçekleşecek olan Kral olarak çıkar karşımıza9.

Kitapta bireye iletilmek istenen bildiri, günahların bağışlanmasıyla gerçekleşen kurtuluş müjdesidir10. Dünya malına kökten değişik bir yaklaşım içinde olan İsa11, bu müjdeyle özellikle yoksullara, hastalara ve ezilmişlere sesleniyor12. Bildirisinin o çağda hor görülen kadınlara ve Yahudi olmayan uluslara da yönelik olduğunu vurguluyor13. Nitekim, «Kaybolmuş olanı arayıp kurtarmaya geldim» diyordu14. Ama kişinin kurtulmaya istekli olması gerekir. Bu nedenle önce Yahya, sonra İsa, daha sonra da İsa'nın öğrencileri insanları tövbeye çağırdılar15. İsa'yı izleyecek olanlar bütün varlıklarıyla adanmış birer öğrenci olmaya16 ve sürekli bir dua yaşamı sürmeye çağrılmışlardır17.

Ana Hatlar:

1:1-4 Giriş
1:5-2:52 Vaftizci Yahya ile İsa'nın doğum ve çocuklukları
3:1-20 Vaftizci Yahya'nın görevi
3:21-4:13 İsa'nın vaftiz olması ve denenmesi
4:14-9:50 İsa'nın Celile ve çevresindeki etkinlikleri
9:51-19:27 İsa Yeruşalim yolunda
19:28-22:46 İsa'nın Yeruşalim'deki son günleri
22:47-23:56 İsa'nın tutuklanması, yargılanması ve çarmıha gerilmesi
24:1-52 İsa'nın dirilmesi ve göğe yükselmesi

Kaynak Ayetler: Bkz. s. 24

  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş